T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO : 2017/356

          KARAR NO : 2017/398

          KARAR TR  : 05.06.2017

ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

  

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

 

 

            Davacı      : A. A. Türk Sigorta Şirketi

Vekili        : Av. M.G.

                        Adli  Yargıda

Davalılar   : Kemalpaşa Belediye Başkanlığı

Vekili        :  Av. Ö.E.                            

                                    İdari  Yargıda

                   1- Kemalpaşa Belediye Başkanlığı

 2- Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili        :  Av. G.K.

 3- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı

           Vekili          :  Av. C.U.

 

 

O L A Y :  Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı olan 35 BES 93 plakalı aracın 18.04.2013 tarihinde Kemalpaşa İlçesinde seyir halinde iken yolun virajlı olması, yol üzerinde uyarıcı levha ve işaret bulunmaması nedeniyle yoldan çıkarak dere yatağına yuvarlandığını, sigortalı aracın hasarlandığını, düzenlenen ekspertiz raporunda araçta 16.668,44-TL + KDV'lik hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, kazalı aracın sovtaj bedeli de belirlenerek araç sahibine 07/06/2013 tarihinde 25.000,00TL ödeme yapıldığını, kazanın meydana geldiği yerin Kemalpaşa Belediyesi sorumluluğu altında bulunduğunu, yolun bakım, onarım ve tamirinden davalının sorumlu olduğunu, hasar bedelinin ödenmesiyle TTK 1472 ve TBK 183 vd. maddelerine göre sigortalısının yerine halef olduğunu, davalının kusur oranı dikkate alınarak zararın tahsili için Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2013/2045 sayılı dosyası ile girişilen takibe itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptali, takibin devamı ve ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 16.10.2014 gün ve E:2013/421, K:2014/271 sayı ile, davanın davalı Belediye Başkanlığının bu kaza nedeniyle sorumlu olup olmamasından kaynaklandığı; tespit olunan bu durum dikkate alındığında alacak iddiası yol üzerine uyarıcı levha ve işaret konulması yönünde idareye verilen görev ve yetkiden kaynaklandığı; İdari Yargı kapsamında tam yargı davası olduğu, davadan önce alacak ile ilgili icra takibi yapılması Adli Yargı Mahkemelerini görevli kılmayacağından ve dava şartı olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğinden mahkemelerinin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar vermiş,  bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili meydana gelen kaza sonucunda sigortalıya yapılan ödemenin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle Kemalpaşa Belediye Başkanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 2. İDARE MAHKEMESİ: 29.3.2017 gün ve E:2015/339 sayı ile, 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesi hükmü gereği anılan kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğinin hüküm altına alındığı; bu durumda, uyuşmazlığın 2918 sayılı Kanun ile davalı idareye yüklenen sorumluluktan kaynaklandığı anlaşıldığından, anılan Kanun hükmü gereğince davanın görüm ve çözümünün adli yargının görevine girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 05.06.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

I-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirket sigortalısının 35 BES 93 plakalı araçla yolun virajlı olması ve yol üzerindeki uyarıcı levha ve işaretlerin yetersiz bulunması nedeniyle yoldan çıktığı ve meydana gelen kaza sonucunda davacı şirketin sigortalısına 25.000,00-TL hasar bedeli ödediğini, kazanın meydana gelmesinde davalı kurumun asli kusurlu bulunduğunu, bu nedenle hakkında Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün E:2013/2045 sayılı dosyasıyla takip yapıldığını ancak davalı idarece bu takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ve takibin devamı ile ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

              İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, İzmir 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.10.2014 gün ve E:2013/421, K:2014/271 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, İzmir 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.10.2014 gün ve E:2013/421, K:2014/271 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.06.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI