T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           HUKUK BÖLÜMÜ

           ESAS    NO : 2014 / 162

           KARAR NO : 2014 / 621

           KARAR TR  : 2.6.2014

ÖZET: Tapu kayıtlarının yanlış ve hatalı tutulması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemine ilişkin davanın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesine göre ADLİ YARGI YERİNDE görülmesinin gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

            Davacılar       : 1-V.A. (Adli Yargıda)

  2-C.A. (Adli ve İdari Yargıda)

Vekili              : Av.M.E.M.

            Davalı                        : Tapu  Sicil Müdürlüğü

 

O L A Y          : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan C.A.’nın dava konusu 66 parsel sayılı taşınmazın 1078/17600 hissesini, V.A.’nın ise aynı taşınmazın 1078/17600 hissesini taşınmazın maliklerinden satın aldıklarını, ancak Erciş  Asliye Hukuk Mahkemesi’nde aleyhlerinde dava açıldığını ve üzerlerine fazla hisse kaydedildiğinin iddia edildiğini, Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas, 2011/444 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verdiğini ve bu suretle davacıların 1078/17600’ar olan hisselerinin  azaldığını, davacıların hisseleri tapu kaydındaki bilgilere güvenerek aldıklarını, bu nedenle uğradıkları zarardan davalının sorumlu olduğunu belirterek; davacılardan C.A. için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL, diğer davacı V.A. için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000 TL tazminatın satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesi istemi ile adli yargı yerine dava açmıştır.

Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi; 14.02.2013 gün ve 2011/681 Esas, 2013/205 Karar sayılı kararı ile;  davacıların davasının tapu sicilinin yanlış tutulması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğunu;  Tapu Müdürlüğü’nün hisse hesaplamasını yanlış yapmak sureti ile tapuda devir işlemli gerçekleştirildiğini, bu nedenle davanın 2577 sayılı Yasa’nın 2/12-b maddesi gereğince idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek davanın görev nedeni ile reddine karar vermiş, verilen karar taraflarca temyiz edilmeksizin 13.06.2013 tarihinde kesinleşmiştir.

            Davacılar vekili bu kez davacılardan sadece C.A. adına verdiği dilekçe ile; aynı isteklerle, idari yargı yerinde dava açmıştır.

            Van 1. İdare Mahkemesi; 02.10.2013 gün ve 2013/1668 Esas sayılı kararı ile; “Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacının 11.08.2004 tarihinde Erciş ilçesi Uncular Köyünde bulunan 66 parsel nolu taşınmazın 1078/17600 miktarındaki hissesini maliklerinden satın aldığı, ancak Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas Sayılı dosyası ile haklarında dayanaktan yoksun olarak fazladan hisse aldıkları iddiası ile dava açıldığı, bu davaya göre 07.02.2000 tarihinde Erciş Tapu Müdürlüğünün yanlış hesaplaması sonucu hisselerin tapu kaydına 539/17600 olarak geçmesi gerekirken 1078/17600 olarak geçtiği, Mahkemenin 2011/444 nolu ilamı ile karar verilerek ilgili hisselerin iptal edildiği, davacının tapu kaydına güvenerek bu hisseleri satın aldığı ve bu yüzden uğramış olduğu zararın tazminine ilişkin isteminin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun uygulanmasından kaynaklanmış olduğu anlaşıldığından davanın görüm ve çözümü adli yargı mahkemelerine ait bulunmaktadır.” şeklindeki gerekçesi görevli yargı yerinin belirlenmesi istemi ile 2247 sayılı Kanun’un 19. Maddesi gereğince dosyanın mahkememize gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Ertuğrul ARSLANOĞLU, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.6.2014 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından,  askeri idari ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

Ayrıca, dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde; davacılardan V.A.’nın idari yargıda dava açmadığı görülmekle bu davacı yönünden görev uyuşmazlığı doğmadığı anlaşıldığından, sadece davacılardan C.A. yönünden değerlendirme yapılmıştır.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların,  Van ili, Erçiş İlçesi, Uncular Köyü 66 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydına güvenerek aldıkları hisselerin yanlış olduğunun Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas, 2011/444 Karar sayılı kararı ile hükme bağlanması sonrasında hisselerinde meydana gelen azalma nedeni ile uğradıkları zararın tazmini istemi ile açılmıştır

            4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde de, “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.

            Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” hükmüne,

            Aynı Kanunun 716. Maddesinde; “Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukukî sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması hâlinde hâkimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir.

            Bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebrî icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişi tescili doğrudan doğruya yaptırabilir.

            Bir taşınmazın mülkiyetinde eşler arasındaki mal rejimi dolayısıyla meydana gelen değişiklikler, eşlerden birinin istemiyle tapu kütüğüne doğrudan tescil olunur.” hükmüne,

            Aynı Kanunun Tapu Sicili ile ilgili hususların gösterildiği bölüme ilişkin 997.maddesinde;Taşınmazlar üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicili tutulur.

Tapu sicili, tapu kütüğü ve kat mülkiyeti kütüğü ile bunları tamamlayan yevmiye defteri ve belgeler ile plânlardan oluşur.

Sicilin örneği, nasıl tutulacağı ve yardımcı siciller tüzükle belirlenir.”hükmüne,

“Sorumluluk” başlıklı 1007.maddesinde; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.

Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.  

Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmüne;

Tescilin koşullarının gösterildiği 1013.maddesinde ise; “ Tescil, tasarrufa konu olan taşınmaz malikinin yazılı beyanı üzerine yapılır.

Edinen kimse, kanun hükmüne, kesinleşmiş mahkeme kararına veya buna eşdeğer bir belgeye dayanıyorsa, bu beyana gerek yoktur.

Bir aynî hakkı tescilden önce kazanan kimse, gerekli belgeleri ibraz ederek tescili isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Yine aynı kanunun 1027. Maddesinde; “İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir.

Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir.

Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca re'sen düzeltir.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2 nci maddesinin 1'inci bendinde de; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları dava muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu hisselerin davacıların İsmet oğlu Kenan Leventoğlu ile İsmet oğlu Sunullah Leventoğlu’ndan satın aldıkları hisseler olduğu, Kenan ve Sunullah Leventoğlu’nun dava konusu hisseleri 539/8800 oranı ile babaları İsmet Leventoğlu’ndan  intikal ettiği ve intikal neticesinde hisselerin tapu kaydına Kenan Leventoğlu için 539/17600, Sunullah Leventoğlu için 539/17600 olarak devredilmesi gerekirken intikal sırasındaki yanlışlık nedeni ile her bir paydaş için 1078/17600 olarak tescil edildiği, davacılar Cevdet ve V.A.’nın tapu kaydındaki hisse oranlarına güvenerek bu hisseleri Kenan ve Sunullah Leventoğlu’ndan satın aldıkları; ancak, diğer hissedarlar tarafından tapu hisselerinde yanlışlık yapıldığı iddiası ile Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava neticesinde Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas, 2011/444 Karar sayılı kararı ile; “Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu hisselerin davacıların İsmet oğlu Kenan Leventoğlu ile İsmet oğlu Sunullah Leventoğlu’ndan satın aldıkları hisseler olduğu, Kenan ve Sunullah Leventoğlu’nun dava konusu hisseleri 539/8800 oranı ile babaları İsmet Leventoğlu’ndan  intikal ettiği ve intikal neticesinde hisselerin tapu kaydına Kenan Leventoğlu için 639/17600, Sunullah Leventoğlu için 539/17600 olarak devredilmesi gerekirken intikal sırasındaki yanlışlık nedeni ile her bir paydaş için 1078/17600 olarak tescil edildiği, davacılar Cevdet ve V.A.’nın tapu kaydındaki hisse oranlarına güvenerek bu hisseleri Kenan ve Sunullah Leventoğlu’ndan satın aldıkları ancak  diğer hissedarlar tarafından tapu hisselerinde yanlışlık yapıldığı iddiası ile Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava neticesinde Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas 2011/444 Karar sayılı kararı ile; “Dosyada toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde: iş bu dava TMK 1024 vd maddelerine belirtilen yolsuz tescile dayanan tapu kaydındaki payların düzeltilmesi davasıdır. Dava konusu taşınmazların tapu kayıtları dosyamız arasına alınmıştır. Dava konusu taşınmazda iptali istenen hisseler Sunullah Leventoğlu’nun 11.08.2004 tarih 871 yevmi numaralı işlemle davalı Cevdet’e devrettiği 1078/17600 hisse ve Kenan Leventoğlu  02.06.2006 tarih ve 1024 yevmiye numaralı işlemle davalı V.A.’ya devrettiği 1078/17600 hissedir. Kenan ve Sunullah Leventoğlu’na dava konusu taşınmazdaki hisseleri babaları İsmet Leventoğlu’nun 07.02.2000 tarih ve 71 numaralı işlemiyle intikal etmiştir. Sunullah ve Levent'in babaları İsmet bu devirden önceki dava konusu taşınmazdaki payı 539/8800 dür. İsmet Leventoğlu bu payını eşit olarak Sunullah ve Kenan'a devretmiştir. Dolayısıyla devir sonrası Kenan'ın tapudaki payı 539/17600 yine Sunullah’ın payı 539/17600 olması gerekirken tapu kütüğüne 1078/17600 olarak tescil edilmiştir. Alınan nüfus kayıtlarından tapu kayıtlarından ve davacı beyanlarından dava konusu taşınmazın Sıddık Avcı’dan  intikal ettiği ve C.A.nın, Sıddık Avcı’nın torunu olduğu dolayısıyla bu taşınmazda kimin ne kadar hisse olduğunu bilebilecek durumdadır. Aynı şekilde Yelinin babası da Sıddık Avcı’nın kardeşinin oğlu olup onunda bu taşınmazda kimin ne kadar hissesi olduğunu bilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalıların kötü niyetli oldukları düşünülerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçesi ile davanın kabulüne karar verdiği ve V.A.’nın 1078/17600 hissesini 539/17600 olarak, C.A.’nın 2134/17600 hissesini 1595/17600 olarak düzeltilmesine hükmettiği, bu şekilde davacıların hisselerinde azalma meydana geldiği, davacıların tapu kaydındaki oranlara güvenerek satın aldıkları hisselerde meydana gelen azalma nedeni ile uğradıkları zarardan davalının sorumlu olduğunu iddia ederek zararlarının tazmini istemi ile dava açtıkları anlaşılmaktadır.

            Görüldüğü üzere dava konusu olayda, tapu sicil memurları tarafından,  Kenan ve Sunullah Leventoğlu’na babalarından intikal eden 539/8800 oranındaki hissenin devri sırasında yanlışlık yapılarak Kenan Leventoğlu’na 539/17600, Sunullah Levenoğlu’na 539/17600 oranında hisse intikali yapılması gerekirken, her biri için 1078/17600 oranında hisse intikali yapılarak tapuda haksız pay artışına neden olunduğu, davacıların da tapudaki bu yanlış kayda güvenerek hisse satın aldıklarını iddia ettikleri ve bu yanlışlık nedeni ile uğradıkları zarardan  davalıyı sorumlu tuttukları  anlaşılmaktadır. Yani davacıların davası tapu sicilinde tapu sicil memurlarınca yapılan yanlışlık nedeni ile uğranılan zararın tazminine ilişkindir.  Bu itibarla her ne kadar olayda, kamu kurumunun kamu görevinin ifası sırasında bu görevden doğan bir zararın ve bu zararın tazmini söz konusu ise de; Kanunların öngördüğü bazı durumlarda kamu hizmetinin özelliği ve gerekleri gözetilerek yine Kanunlarla istisnalar getirilmiş ve Devlete bu gibi durumlarda da özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluk yüklenmiştir.

            4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi de bu istisnalardan birini oluşturmaktadır.

            Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 31.1.1979 gün ve E:1978/32,K:1979/5; 28.9.1992 gün ve E:1992/13,  K:1992/30 sayılı kararlarında da; -aynı nitelikte hükmün yer aldığı ve yürürlükten kaldırılan- 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 917. maddenin istisna maddesi olduğuna değinilerek tapu sicilinin tutulmasından doğan zarardan Devletin özel hukuk ilkeleriyle sorumlu olduğu belirtilmiştir.

            Bu itibarla tapu sicilinin tutulmasından doğan zarar nedeniyle Devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğunu düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesinin açık hükmü karşısında davanın çözümü adli yargının görevine girmektedir.

            Açıklanan bu nedenlerle Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının davacılardan C.A. yönünden kaldırılması gerekmiştir

 

S O N U Ç         : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.02.2013 gün ve E:2011/681, K:2013/205 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.6.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Ertuğrul

ARSLANOĞLU

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT