Hukuk Bölümü         2003/21 E.  ,  2003/24 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar       : R.G. Gemi Acenteliği

Vekili              : Av. O.A.

Davalı            : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü

Vekili              : Hazine Av. F. M.E.           

            O  L  A  Y       : Davacı Acentelik vekilince, müvekkili adına 1615 sayılı Gümrük Kanunu’nun 154. maddesine göre 38.066.000.-TL. para cezası tahakkukuna ilişkin İskenderun Giriş Gümrük Müdürlüğünün 20.4.1994 tarih ve 3272 (14-8 )sayılı ceza kararı ile bu kararı onayan Gümrükler Genel Müdürlüğünün 3.9.1994 tarih ve 1994/14 sayılı kararının kaldırılması istemiyle, 26.9.1994 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur.

            İSKENDERUN 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ; 9.7.1996 gün ve E:1994/623, K:1996/386 sayı ile, 28.12.1995 tarihli bilirkişi raporuna göre ceza kararında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiş ise de, davacı vekilinin temyizi üzerine YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ’nin 20.11.1997 gün ve 1997/9547-9334 sayılı kararı ile, “Önceden matbu olarak hazırlanmış evrak üzerine kimlik bilgilerinin eklenmesi suretiyle düzenlenen ve beyanla hükme dayanak yapılan bilirkişilerin yeminlerini de içeren yemin zaptının tanziminde CMUK.’un 264 ve müteakip maddelerine muhalefet edilmesi...” yönünden bozulmuş; İSKENDERUN 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’ nce 12.11.1998 gün ve E:1997/900, K:1998/453 sayı  ile, anılan bozma kararına uyulmak suretiyle yeniden yapılan yargılama sonunda, usulüne uygun olarak yeniden alınan yeminli bilirkişi raporuna göre ceza kararının mevzuata uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiş; bu kararın da davacı vekilince temyizi üzerine YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ’ nce 22.3.2001 gün ve E:2000/17048, K:2001/4380 sayı ile, “Hükümden sonra, 4.11.1999 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak 5.2.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümleri uyarınca davaya bakma görevinin idari yargının görev alanına dahil edilmesi nedeniyle görev hususunun değerlendirilmesinin gerekmesi...” yönünden anılan Mahkeme kararı yeniden bozulmuş olup, İSKENDERUN 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’nce, 1.6.2001 gün ve E:2001/466, K:2001/1237 sayı ile, Yargıtay  bozma ilâmı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonunda, 5.2.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunun yeni düzenlemesiyle itiraza bakma görevinin idari yargının görev alanında bırakıldığı gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Adana İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            ADANA 2. İDARE MAHKEMESİ; 18.7.2001 gün ve E:2001/1084, K:2001/889 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 9.maddesinde, çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli veya askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceğinin, 3. maddesinde ise, idari davaların Danıştay, idare ve vergi mahkemeleri başkanlıklarına hitaben yazılmış dilekçelerle açılacağının öngörüldüğü; bu hükümlere göre, ancak 2577 sayılı Yasa’da öngörülen şekilde dava açıldığı takdirde Mahkemece inceleme yapılabileceği; başka bir anlatımla, anılan Yasa’nın 3. maddesinde öngörüldüğü şekilde Mahkemeye hitaben yazılmış bir dava dilekçesi bulunmadığından, gönderilen dosya üzerinden davanın yürütülmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.

            Davacı Acentelik vekilince, adli ve idari yargı yerlerince verilen kararlar nedeniyle doğduğu öne sürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle, 16.1.2002 günlü dilekçe ile Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvuruda bulunulmuştur.

            İNCELEME VE GEREKÇE  : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Ayla ALKIVILCIM, Ahmet BAŞPINAR, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR  ve Hıfzı ÇUBUKLU’nun katılımlarıyla yapılan 28.4.2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ’in başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

USULE İLİŞKİN İNCELEME         :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 13.10.1988 tarih ve 19958 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı “ Ceza uygulamasına ilişkin idari kararlar nedeniyle açılan davalarla ilgili görev uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde görüşülüp çözümlenmesi gerektiği hakkında” ilke kararında da ifade olunduğu üzere, kanunun öngördüğü bir ceza idarenin bir organı eliyle uygulanabiliyorsa bu genel ceza hukukunun değil, idare hukukunun bir müeyyidesidir. Bu tür cezalar, uygulama alanı itibariyle, idarenin kamu düzeninin sağlanması ve korunması görev ve yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacına yönelik bir hukuki müeyyide niteliğini taşımakta olup; idari ceza uygulaması, konusu olan suçun niteliği, uygulayan merci ve uygulanan usul ile hukuki sonuçları itibariyle adli ceza uygulamasından farklılık göstermekte ve hukuki müeyyideler, esasen gerçek anlamda bir ceza sayılmamaktadırlar.

            Hukuk uyuşmazlıklarında, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi ancak aynı yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler arasında olanaklı olup; bu hususa ilişkin H.M.U.K’nun 27. maddesiyle İ.Y.U.K.’nun 15. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin ikinci cümlesinde yer alan “görev” kuralları, aynı yargı düzeni içindeki mahkemelerin işbölümü esasına ilişkin düzenlemelerdir. Oysa yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda , görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır.

            Göreve ilişkin kararın, işbölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olması farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki; işbölümü esasına göre verilen görevsizlik kararı sonucu dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda; dava başvuru tarihi itibariyle görevli mahkemede  açılmış sayılmaktadır. Yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda ise; görevli olduğu işaret edilen yargı yerinde, bu yargı yerinin uyguladığı usul kurallarına uygun olarak yeniden dava açılması zorunlu bulunmaktadır.

            Olay kısmında belirtildiği üzere, adli yargı yerince yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli olduğu işaret edilen idari yargı yerine gönderilmesi üzerine, bu yargı yerince, İ.Y.U.K.’nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usule uygun şekilde Mahkemelerinde açılmış bir dava bulunmadığı nedeniyle adli yargı yerine ait dava dosyasının Mahkemesine iade edilmiş olması, yukarıda yapılan tespite uygun düşmektedir.

            2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanunun 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

            Olayda, İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta ise de; Adana 2. İdare Mahkemesinin kararı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usul ve yönteme uygun şekilde dava açılmadığı nedeniyle dosyanın Mahkemesine iadesi yolunda olup, ortada olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince göreve ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmamaktadır.

            Belirtilen nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir. 

            SONUÇ         :2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 28.4.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.