T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 251

            KARAR NO : 2014 / 625

            KARAR TR   : 02.06.2014

ÖZET: Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Balıkesir 9'uncu Ana Jet Üs Komutanlığında teknik hizmetler sınıfında torna ve frezeci kadrosunda sivil memur olarak görev yapan davacı tarafından, Balıkesir 9'uncu Ana Jet Üs Komutanlığının 10.6.2013 günlü yazısı ile sipariş ve sarf malzeme depo mutemedi olarak görevlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın  ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNCE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                           K  A  R  A  R                                

 

 

Davacı           : İ.A.  

Davalı            : Milli Savunma Bakanlığı

Vekili            : Av. Y.Ç.

 

 

O L A Y          : Davacı, dava dilekçesinde özetle; Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Balıkesir 9’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı Destek Grup Ulaştırma Tabur Araç Bakım Komutanlığı emrinde teknik hizmetler sınıfında makine teknisyeni tornacı frezeci kadrosunda görev yaptığını, 9’uncu Ana Jet Üs Komutanlığının 10 Haziran 2013 tarihli, DES.GRP. : 99777708-4760-15287-13/Ulş.Tb.Arc.Bkm.BI. sayılı ve “Kullanıcı Birlik Taşınır Mal Sorumlusu Bulunmayan Kullanıcı Depoları” konulu yazısının kendisine 04 Temmuz 2013 tarihinde elektronik ortamda tebliğ edildiğini, tebliğ edilen bu belgeye göre Destek Grup Komutanlığında bulunan depolara birlik taşınır mal sorumlusu mutemetlerinin atanmış olduğunu, kendisinin de T41... depo yedek taşınır mal sorumlusu mutemedi olarak görevlendirildiğinin anlaşıldığını belirterek, 10 Haziran 2013 tarihli işlemin iptali istemiyle idari yargıda dava açmıştır.

Milli Savunma Bakanlığı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunmuştur.

BALIKESİR İDARE MAHKEMESİ: 14.11.2013 gün ve 2013/1181 sayı ile, davacının "Kullanıcı Birlik Taşınır Mal Sorumlusu Bulunmayan Kullanıcı Depoları" başlıklı yazısı ile "Sipariş ve sarf malzeme depolarında yedek mutemet" olarak görevlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı yapılan değerlendirmede; uyuşmazlığın davacının özlük haklarının ve statüsünün belirlendiği 657 sayılı Kanun ve diğer ilgili mevzuat uyarınca inceleme ve irdeleme yapılarak dava konusu işlemin hukuka uygun olup olmadığına karar verileceği, bu haliyle uyuşmazlığın askeri hizmete ilişkin bir yanının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, belirtilen duruma göre ve olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı kanun’nun 20. maddelerinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyası Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BAŞSAVCISI: “…Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanı, Anayasanın 157. maddesindeki düzenlemeye paralel olarak, 1602 sayılı AYİM Kanununun 20. maddesinde, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile sivil memurlardır.” şeklinde ve 21 .maddesinde de.; “20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır. ” şeklinde düzenlenmiştir.

Anayasanın ve 1602 sayılı Kanunun bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için;

1.İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması,

2.Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir.

“Asker kişiyi ilgilendirme" koşulundan, davacının hizmette ya da görevden ayrılmış, 1602 sayılı Kanunun 20 nci maddesinde sayılan asker kişilerden olması anlaşılabileceği gibi, işlemin “bir asker kişi gözetilerek" tesis edilmesi halinde de davacının bu asker kişiden hareketle menfaat ihlali iddiasında bulunan kişilerden (Örneğin; eşi, ana- babası, çocukları vs.) olması halinde de söz konusu koşulun gerçekleştiği kabul edilmektedir. Bu açıklamalara nazaran; TSK bünyesinde sivil memur olarak görev yapan davacının yasanın açık hükmü karşısında “asker kişi” olduğu konusunda tereddüt yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığıdır.

Öğretide, Uyuşmazlık Mahkemesinin kararlarında ve AYİM kararlarında belirtildiği üzere idari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için, işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler, idarece bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural, gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemdir.

TSK’da görev yapan sivil memur statüsündeki davacının görevlendirilmesinde askeri görev yerlerinin özellikleri göz önüne alınarak askeri gereklere, askeri hizmete göre atama işleminin tesis edildiğinin ve bu nedenle dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir.

Buna göre, dava konusu olayda Anayasanın 157 nci ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20 nci maddesinde öngörülen idari işlem/eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi" ve “askeri hizmete ilişkin bulunması" koşulları birlikte gerçekleştiğinden, Anayasanın 157, 1602 sayılı Kanunun 20 ve 21. maddelerine göre davanın görüm ve çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanına girdiği…” gerekçeleriyle 2247 sayılı Kanunun 10, 12 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılarak, uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmesini istemiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Balıkesir 9'uncu Ana Jet Üs Komutanlığının 10.6.2013 günlü yazısı ile torna ve frezeci kadrosunda sivil memur olarak görev yapan davacının sipariş ve sarf malzeme depo mutemedi olarak görevlendirmesi yönünde tesis edilen işlemin, idarece askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, davacının asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri ile hizmet gerekleri gözönüne alınarak değerlendirildiği ve bu işlemin yargısal denetimi sırasında bu hususların dikkate alınacağı açık olduğundan davacı hakkında tesis edilen idari işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğu, belirtilen duruma göre olayda idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleştiğinden açılan davanın görüm ve çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığı nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesi uyarınca, yapılan başvurunun kabulünün uygun olacağı yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Ertuğrul ARSLANOĞLU, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 02.06.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevli olduğu yolundaki sözlü, AYİM Savcısı Hakan Ali TURGUT’un davada askeri idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

               Dava, Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Balıkesir 9'uncu Ana Jet Üs Komutanlığında teknik hizmetler sınıfında torna ve frezeci kadrosunda sivil memur olarak görev yapan davacı tarafından, Balıkesir 9'uncu Ana Jet Üs Komutanlığının 10.6.2013 günlü yazısı ile sipariş ve sarf malzeme depo mutemedi olarak görevlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

     Dosya incelemesinden; Teknik Hizmetler Sınıfı, Makine Teknisyeni, Tornacı Frezeci kadrosunda bulunan davacı tarafından, Balıkesir 9. Anajet Üs Komutanlığının 10.06.2013 tarih, DESGRP.99777708-4760-15287-13/Ulş.Tb.Arc.Bkm.Bl sayılı "Kullanıcı Birlik Takınır Mal Sorumlusu Bulunmayan Kullanıcı Depoları" başlıklı yazısı ile "Sipariş ve sarf malzeme depolarında yedek mutemet" olarak görevlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istemi ile davanın açıldığı anlaşılmıştır.

            657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun, “Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri” başlıklı 45. maddesinde;  “(Değişik: 30/5/1974 - KHK/12; Aynen kabul: 15/5/1975 - 1897/1 md.)

         Hiç bir memur sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılamaz.

         (Değişik: 12/2/1982 - 2595/2 md.) 5 inci ve daha aşağı derecelerdeki kadrolara, derece yükselmesi için gerekli nitelikleri haiz memur bulunmaması hallerinde, 36 ncı maddede belirtilen öğrenim durumları itibariyle tespit olunan yükselinebilecek dereceyi aşmamak ve karşılık gösterilecek kadro derecesi kazanılmış hak aylık derecelerinin üç üst derecesinden fazla olmamak kaydıyla, bu dereceler karşılık gösterilerek, kendi derecesi ile aynı sınıftan memur atanması mümkündür.

         Bu gibiler, işgal ettikleri kadroda kazanılmış derece ve kademelerinin aylığını almaya devam ederler ve kazanılmış aylıklarındaki kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi genel esaslara göre yapılır. Karşılık gösterilen kadrolar, ilgililer için kazanılmış hak teşkil etmez.)” hükmüne aynı kanunun 87. maddesinde “(Değişik: 30/5/1974 - KHK/12; değiştirilerek kabul: 15/5/1975 - 1897/1 md.)

          Memurlara;

          a) Bu Kanuna tabi kurumlarda,

          b) Sermayesinin tamamı Devlet tarafından verilmek suretiyle kurulan iktisadi kurumlar ile sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait bankalarda,

          c) Özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlarda,

          ç) Yukarıdaki bentlerde yazılı idare, kuruluş ve bankalar tarafından sermayelerinin yarısından fazlasına katılmak suretiyle kurulan kuruluşlarla bunların aynı oranda katılmaları ile vücut bulan kurumlarda,

          İkinci görev verilemez; bu kurumlardan her ne ad ile olursa olsun para ödenemez ve yarar sağlanamaz.

            Ancak, bu Kanunun memurlara ikinci görev verilmesini öngören hükümleri ile hakem, tasfiye memuru ve bilirkişilere takdir olunan İl Genel Meclisi ve İl Daimi Encümeni başkanları, özel kanunlarla kurulan ve asli görevlerinin devamı niteliğinde olmayan çeşitli kurul, komisyon,heyet ve jüri çalışmalarına, Üniversiteler, Akademiler, Türkiye ve Orta - Doğu Amme İdaresi Enstitüsü ve Özel Kanunlarla kurulan araştırma kurumları tarafından idareyle ilgili olarak yapılan inceleme ve araştırma çalışmalarına katılanlar için özel kanunlarınca gösterilen veya bu kanunlara dayanılarak tespit edilen ücretlerin ödenmesine ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir.

            26.2.2010 gün ve 27505 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı Ve Kuvvet Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 1 ve 5 nci maddelerinde de, bu statüde bulunan devlet memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmalarına ilişkin usul ve esaslarla, atamalarda esas alınacak temel ilkeler belirlenmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacı hakkındaki işlemin yer değiştirme suretiyle atama işlemi olmadığı, aksine aynı Komutanlık bünyesinde yedek sipariş ve sarf malzeme depo mutemedi olarak “görevlendirme” şeklinde bir idari tasarrufun söz konusu bulunduğu anlaşıldığından; yukarıda metinlerine yer verilen mevzuat hükümlerinin değil, askeri hizmetin olağan işleyişi esnasında Komutanlıkça (davalı idarece) tesis edilen bir görevlendirme işleminin denetiminde uygulanacak genel idare hukuku ilkelerinin dikkate alınacağı tabiidir.

            Öte yandan; Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasa’nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır.

            Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

            1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

            Anılan Yasa’nın değişik 21. maddesinin birinci fıkrasında “20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır.” denilmiştir.

            Bu bağlamda, davacının 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde belirtilen asker kişi sayılanlardan olan sivil memur olması karşısında dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır.

            Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:

            İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte, menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.

            Bu yasal düzenlemeler ve kabuller ışığında olaya bakıldığında; davacının, Ulaştırma Tabur Komutanlığı teşkilatında bulunan Araç Bakım Bölük Komutanlığı Müteferrik İşler Atölyesinde “Torna ve Frezeci” kadrosunda görev yaptığı, davacının görev yaptığı bu atölyede yalnızca iki kişinin görev yapmakta olduğu, bunlardan birinin o atölyenin komutanı, diğerinin ise davacı olduğu, görevlerinin gereğini yerine getirmek üzere malzeme temin etmek zorunda olan birimler adına bu malzemelerin o birliğin ikmal Komutanlığı tarafından teslim alındığı, teslim alınan bu malzemelerin sipariş depolarında muhafaza edildiği ve kullanıcı birimlerin kendi personeli arasında belirleyecekleri bir asil ve bir yedek sarf malzeme mutemedi ile sipariş edilen bu malzemelerin sipariş deposundan teslim alındığı, bu kapsamda 9’uncu Ana Jet Üs K.lığının 23 Mayıs 2013 tarihli, MLZ. K.LIĞI: 99777708-4760-13810-13/İkm.Tb.K.Stk.Ynt. sayılı ve “Kullanıcı Birlik Taşınır Mal Sorumlusu Bulunmayan Kullanıcı Depoları” konulu yazısı ile sipariş depolarına sahip olan ve sarf malzeme depo mutemedi bulunmayan kullanıcı birimler tarafından bir asil ve bir yedek sarf malzeme mutemedi belirlenmesinin istenmiş olduğu, davacının görev yaptığı Müteferrik İşler Atölyesinde yalnızca iki kişi görev yaptığından dolayı, Müteferrik İşler Atölye Komutanının asil mutemet olarak görevlendirildiği, zaruri olarak davacının ise yedek mutemet olarak görevlendirildiği göz önünde tutularak, tesis edilen işlemin askeri hizmet gereklerine göre vücut bulduğu anlaşıldığından; bu işlemin yargısal denetimi sırasında da anılan hususların dikkate alınması gerekliliği karşısında, davacı hakkında tesis edilen idari işlemin askeri hizmete ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir.    

            Belirtilen durumlara göre ve olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleştiğinden,  davanın görüm ve çözümü Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin görev itirazının Balıkesir İdare Mahkemesince reddine ilişkin 14.11.2013 gün ve E:2013/1181 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç                 : Davanın çözümünde ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ’NİN görevli olduğuna, bu nedenle AYİM Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin görev itirazının Balıkesir İdare Mahkemesince reddine ilişkin 14.11.2013 gün ve 2013/1181  sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.06.2014 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Ertuğrul ARSLANOĞLU

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT