Hukuk Bölümü         2011/110 E.  ,  2012/5 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Davacı            : A.B.

                Vekili              : Av. A.G.

                Davalı             : Altındağ Belediye Başkanlığı

                 Vekili              : Av. A.A.

                 O L A Y          :  Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından mülkiyeti müvekkiline ait olan 24353 Ada1 Parsel sayılı taşınmaz ile ilgili revizyon imar planı yapıldığını, bu plan çerçevesinde müvekkilinin eski imar parselinin başka bir yere şuyulandırıldığını, bunun sonucunda müvekkilinin eski taşınmazının yola ayrıldığını,  bu taşınmaz üzerinde müvekkiline ait 3 kat ve artı bodrum katlı müştemilatları ile birlikte yaklaşık800 m2 yüzölçümlü betonarme binanın mevcut bulunduğunu; müvekkilinin binasının rayiç değerinin yüksek olduğunu, davalı idarece düşük bir yapı değeri ödenmek istendiğini,  Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/666 sayılı Değişik iş dosyasındaki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere;  müvekkiline ait olan taşınmaz üzerindeki yapının değerinin davalı tarafın belirttiği değerin çok üzerinde bulunduğunu,  davalı tarafından müvekkiline ödenmek istenen bedelin 20.000 TL' olduğunu; bu bilirkişi raporunda kömürlük vs. gibi yapının ekleri durumunda olan yerlerin dikkate alınmadığını ifade ederek, sonuç itibariyle;  müvekkilinin maliki bulunduğu Ankara ili Altındağ ilçesi 24353 Ada 1 Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ve Battalgazi Mahallesi 934. Sok. No: 2 Altındağ / ANKARA adresinde kain betonarme binanın haksız yere yıkılacak olması sebebi ile müvekkilinin uğradığı 130.000.00 TL zararın davalıdan alınmasına karar verilmesi istemiyle, 8.4.2010 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Davalı vekilince verilen savunma dilekçesinde;  dava konusu bedeli talep edilen gecekondunun, İmar Planında bir kısmı imar yolunda, bir kısmı 24320 ada 1 no.lu parselde kaldığı; İmar Planı kapsamında imar yolunda kalan gecekondu ile ilgili tüm davaların idare mahkemelerinde çözümlenmesinin gerektiği zira;  davacıların binası ile ilgili olarak Belediyelerince Kamulaştırma Kanununa göre hiçbir işlem yapılmadığını; yapılan ve kesinleşen İmar Planı gereği davacılara ait tapulu hissenin başka bir imar parselinden karşılandığını, ancak dava konusu gecekonduya ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını,  el atılmadığını; Battalgazi Mah. 934. Sok. No:2 adresinde bulunan gecekondunun ruhsatsız, kaçak bina olduğunu; davacının dava konusu gecekondu ile ilgili geçerli bir imar affı müracaatının bulunmadığını; 2981 sayılı yasanın 9/c maddesi düzenlemesine göre binanın inşa edildiği tarihte tüm hissedarların muvafakatname ibraz edilmesi gerekmesine rağmen bu eksikliğin giderilmediği ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

            ANKARA 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 10.02.2011 tarihli 4.celsede, E:2010/157 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamaları işlemlerinin, kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve re'sen tesis edilen idari işlemler olduğu; dosyanın incelenmesinden; davacının hissedarı bulunduğu parsele diğer hissedarların muvafakatı alınmaksızın yapılan ve 2981 sayılı Yasa'ya göre af başvurusunda bulunulan izinsiz kaçak yapının imar yolu üzerinde kaldığı; imar uygulaması sonucu, davacıya başka bir yerden arsa tahsis edildiği; davacının, davalı idarece, düşük bedel ödeyerek yıkmak istediği taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, yapı bedeli olan 130.000 TL tazminatın tahsili istemiyle dava açtığının anlaşıldığı; imar uygulaması sonucu oluşturulan imar yolunda kalan davacıya ait izinsiz ve kaçak yapının yıkılacak olması nedeniyle, bu yapının bedelinin ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı olarak açılan dava, kamulaştırmasız el atma hukuki temeline oturtulmak istenmiş ise de; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri sonucunda kamu ortaklık paylarından oluşturulan ve imar planında "imar yolu" olarak ayrılmış bulunan taşınmazdaki yapının bedelinin tazminine ilişkin bulunduğundan; uyuşmazlığın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamına girdiğinde kuşku bulunmadığı; bu bakımdan; imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği nedenleriyle;  2247 sayılı Yasa'nın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Dava dosyasının incelenmesi sonucunda; Altındağ Belediyesinin 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca arazi ve imar uygulamalarına ilişkin işlemler kapsamında, davacının da hissesinin bulunduğu taşınmazın yol olarak ayrılmış bulunması karşısında, bu parseldeki yapı bedelinin ödenmesine ilişkin davanın; dava konusu uyuşmazlıkta, idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun'un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı;   imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/157 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 06.02.2012 günlü toplantısında:

 l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, Davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile  Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada  idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının Ankara İli, 24353 Ada 1 Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki,  Battalgazi mahallesi, 934. Sok. No:2 adresinde bulunan ve belediyenin imar planı neticesinde başka yere şuyulanan arsa üzerinde kalan binasının arsasının yeni imar planında yola ayrılması sonucunda yıkılacak olması nedeniyle,  inşaatının değeri olarak,  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 130.000,00 TL’nin ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davalı İdarece;  bedeli talep edilen dava konusu binanın İmar Planında bir kısmı imar yolunda bir kısmı 24320 ada 1 nolu parselde kaldığı, bu bina ile ilgili olarak 2981 sayılı Yasaya göre İmar Affı müracaatının yapıldığı, 2981 sayılı Yasanın 8. maddesine göre evrakın tamamlandığı ancak, gecekondu hisseli arazi üzerinde yapıldığı halde diğer hissedarlardan muvafakatname getirilmediği gibi aynı Yasanın 9. maddesinin      ( c ) bendine göre gerekli harçların yatırılmadığı ve 15. maddeye göre de Yapı Kullanma İzin Belgesi alınmadığı, İmar Affı Kanununa göre, bina ile ilgili işlemler tamamlanmadığı ve bina ruhsata bağlanmadığı için, davacıya ait binanın kaçak yapı konumunda bulunduğu, mevzuat uyarınca hesaplanacak harç ve bedellerin ödenmediği, yapı ruhsatı almadığı;   davacının inşa ettiği yapının bulunduğu zeminde davacılara ait belli bir yer bulunmadığından diğer hissedarın hissesine tecavüzlü konumu nedeniyle başkasının arsasına yapılan yapı olarak değerlendirildiği; davacının imar yolu üzerinde kalan evinin yerine imar planı gereği başka bir parselden yer tahsisi yapıldığı;  tapulu hissesine karşılık 24320 ada 1 parselde arsa tahsis edildiği ve tapusunun verildiği; bu nedenle davacıya ait tapulu yerdeki hissesi arsa olarak tahsis edildiğinden kamulaştırma konusu olamayacağı, yolda kalan gecekonduya ise halen herhangi bir el atmanın bulunmadığı ifade edilmiş; Davacı vekili tarafından ise müvekkilinin maliki bulunduğu Ankara ili Altındağ ilçesi 24353 Ada 1 Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ve Battalgazi Mahallesi 934. Sok. No: 2 Altındağ / ANKARA adresinde kain betonarme binanın haksız yere yıkılacak olması sebebi ile müvekkilinin uğradığı 130.000.00 TL'nin zararın tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

            Davalı idare, binanın imar planı uygulaması nedeniyle kısmen imar yolunda kaldığını ve kaçak yapı niteliğini taşıdığını, imar yolu üzerinde kalan evin yerine imar planı gereği başka bir parselden yer tahsisi yapıldığını;  tapulu hissesine karşılık bir başka parselden arsa tahsis edildiğini ve, herhangi bir bedel ödenmesinin mümkün bulunmadığını iddia etmiştir.

Bu durumda, her ne kadar davacı tarafından Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan tespit dosyasında yapı için bedel tespiti yaptırılmış ve bu bedelin bir kısmı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava konusu edilmiş ise de, ortada idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmadığı, davanın anılan Yasa'nın 14. maddesinde işaret edilen bedel arttırma davası niteliğinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Nitekim dava dilekçesi incelendiğinde, davacının davasını idarenin uygulamasından doğan zararın giderilmesi istemiyle açtığı açıkça görülmektedir.

            Belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde yer alan " İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10.02.2011 gün ve E: 2010/157 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 06.02.2012  gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.