T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/113

KARAR NO  : 2024/127      

KARAR TR  : 01/04/2024

ÖZET: 2247 sayılı Kanun'un 19.maddesinde öngörülen kararın gerekçeli olması koşulunu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

 

Davacı      : S. Ü.

Vekili        : Av. B. U.

Davalı       : Milli Savunma Bakanlığı

Vekili        : Av. T. Ö. D. K.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... ... ... ve Eğitim Merkez Komutanlığında bulaşıkçı kadrosunda engelli işçi olarak görev yaptığını, %44 oranında engelli olduğunu, eşinin E. ilçesinde iş bulamadığını, özel gereksinimli olan kızının anneannesi ile birlikte K. yaşamak zorunda kaldığını bu sebeple K. ili, Y. ilçesindeki Türk Silahlı Kuvvetleri Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisi Müdürlüğüne atamasının yapılması için başvuru yapıldığını ancak başvurunun zımnen reddedildiğini, zımnen red işleminin hukuka aykırı olduğunu ve takdir yetkisinin aşıldığını ileri sürerek, iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Isparta 2. İdare Mahkemesi 21/09/2023 tarih ve E.2023/529, K.2023/671 sayılı kararı ile, dava konusu uyuşmazlığın, işçi ve işverenin karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen Toplu İş Sözleşmesi ve İş Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği, açılan davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, 2577 sayılı Kanıın'un 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...4857 sayılı İş Kanunu'nun 'Amaç ve Kapsam' başlıklı 1'inci maddesinde; 'Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu Kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır. İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3. maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar.' hükmüne, 'Tanım ve Şekil' başlıklı 8. maddesinde ise; 'İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir...' hükmüne yer verilmiştir.

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 'Görev' başlıklı 5. maddesinde; '(1) İş Mahkemeleri: a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk

 

Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara, c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar.' düzenlemesine yer verilmiştir.

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 79. maddesinde ise 'Bıı Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar iş davalarına bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerde görülür. Ancak yedinci ila on birinci bölümlerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar için, görevli makamın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.' düzenlemesine yer verilmiştir.

Dava dilekçesi ve ekleri ile 16/06/2023 ve 02/08/2023 tarihli ara kararı cevabı olarak gönderilen bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden; davacının, 18/03/2019 tarihinden itibaren ... ... ... ve ... ... Komutanlığı emrinde 4857 sayılı Yasanın 30. maddesi kapsamında ve 29. Dönem Grup Toplu İş Sözleşmesi uyarınca özürlü işçi statüsünde çalıştığı, 10/03/2023 tarihli dilekçesi ile engellilik durumu nedeniyle kızının ve annesinin yaşadığı .../... bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri Silah ve Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisi Müdürlüğüne naklen atanma talebiyle başvurduğu, anılan talebinin zımnen reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, davacının davalı idare bünyesinde 18/03/2019 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 'daimi işçi' statüsünde çalıştığı, aralarındaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğu, hizmet akdine dayalı olarak işçi ve işveren arasında kurulu ilişkinin ise özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu açıktır.

Bu durumda; 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında işçi statüsünde olduğu açık olan davacının naklen atanma talebine ilişkin işlemin, idari yargının görev alanına giren, idare tarafından tesis olunan idari işlem, eylem veya sözleşme niteliğinde olmadığı, bu nedenle de dava konusu uyuşmazlığın, işçi ve işverenin karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen Toplu İş Sözleşmesi ve İş Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerinde (İş Mahkemesinde) görülmesi ve çözülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır..."

 

3. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Ankara 50. İş Mahkemesi 20/02/2024 tarih ve E.2023/362 sayılı duruşmanın 1. celsesinde, davada görevli yargı yerinin idari yargı olduğu kanaatiyle, yargı yolu uyuşmazlığını çözmek üzere dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının bekletici mesele yapılmasına karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesinde; 'Yargı yolunun caiz olması' ile 114/1-c maddesinde; mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak düzenlediği, yine 6100 sayılı HMK'nın 115/1. maddesinde; 'Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.' hükmünün yer aldığı, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunun 19. maddesinde; Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.' hükmünün yer aldığı anlaşılmıştır. Söz konusu kanun maddeleri ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın idari yargı yolunun görev alınında kaldığı kanaatiyle, yargı yolu uyuşmazlığını çözmek üzere uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş..."

 

5. Ankara 50. İş Mahkemesi 22/02/2024 tarih ve E.2023/362 sayılı üst yazı ile, adli yargı dava dosyası ve idari yargı dosya suretini Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

6. Anayasa'nın "D. Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141.maddesininüçüncü fıkrası şöyledir:

 

Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır."

 

7. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un  "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

 

"Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

            (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008-5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir."

 

8. 2247 sayılı Kanun'un "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."

 

9. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Hükmün kapsamı" başlıklı 297. maddesi şöyledir:

 

"(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:

a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.

b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.

c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.

ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.

d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.

e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.

(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."

 

10. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı24.maddesinin (e) bendişöyledir:

 

" Kararlarda:

...

e) Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm:tazminat davalarında hükmedilen tazminatın miktarı,

...

Belirtilir..."

 

B. Yargı Kararları

 

11. Danıştay 8. Dairesinin 19/10/2021 tarihli ve E.2019/1164, K.2021/4647 sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir:

 

"Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında da değinildiği üzere; Anayasa'nın 36. maddesinin 1. fıkrasında herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak bu maddede gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin 1. fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin birçok kararında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir. (Anayasa Mahkemesi, Abdullah Topçu, B. No:2014/8868, 19/4/2017, p.75)

Bu bağlamda, AİHM içtihatlarına göre, genel olarak her bir karar açık, konuyla ilgili herkesin, mahkemenin neden belirli bir kararı verdiğini anlamasına imkan verecek şekilde olmalıdır. (AİHM, Seryavin ve Diğerleri/Ukrayna, p.57-61).

Mahkeme kararlarının, hüküm fıkrası ve hükmün dayandığı gerekçe ile bir bütünolduğu, gerekçesiz karar verilmesinin mümkün olmadığı açık olduğuna göre, gerekçeninhem temyiz incelemesini yapacak merci açısından hem de kararı uygulayacak olan idare açısından yeterli açıklıkta olması gerekmektedir.

Yargılama hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin yargılama sürecinin sonunda ulaştığı 'sonuç'tur. Gerekçe, yargıcın çözümlemek durumunda olduğu uyuşmazlığa uygulanması gereken soyut hukuk kuralının saptanmasında, yorumlanmasında ve tüm ayrıntılarıyla ortaya konulup nitelendirilen maddi olaya uygulanmasında izlemiş olduğu yöntemi gösteren ve bu özelliği sebebiyle, yargılamanın nesnelliği ile varılan yargının doğruluğu konusunda davanın taraflarına güven, üst yargı yerine de denetleme olanağı veren açıklamadır."

 

12. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21/12/2021 tarihli ve E.2021/14691, K.2021/12738sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir:

 

"Belirtmek gerekir ki; T.C. Anayasa'sının 138 ve 141/3 maddeleri gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-c. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.

Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları tatmin edemez. (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’ye göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 01/04/2024 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Arzu ÇETİNDERE ŞAŞI'nın, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

14. Yukarıda mevzuat kısmında belirtildiği üzere, yargı yerlerince 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi kapsamında Uyuşmazlık Mahkemesine yapılacak başvurularda, davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı merciinin, davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varması halinde, gerekçeli bir karar ile başvurusunu yapması ve kararında elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin ertelemesigerektiği açıkça düzenlenmiştir.

 

15. Dava dosyalarının incelenmesinden, idari yargı yerince verilen gerekçeli görevsizlik kararından sonra, adli yargı yerine taşınan davada İş Mahkemesince, davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğuna yönelik gerekçeli bir karar verilmediği, birinci celsede alınan gerekçesiz karar doğrultusunda dosyaların bir üst yazıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği görülmüştür. Bu durumun yukarıda açıklanan kararların gerekçeli olması gerektiğine ilişkin Anayasa ve Kanun hükümlerine, yüksek mahkeme içtihatlarına, somut uyuşmazlık kapsamında ise 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

 

16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen kararın gerekçeli olması koşulunu taşımayan Ankara 50. İş Mahkemesinin 20/02/2024 tarih ve E.2023/362 sayılı başvurusunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan Ankara 50. İş Mahkemesinin 20/02/2024 tarih ve E.2023/362 sayılı BAŞVURUSUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİNE,

 

01/04/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

       

          Başkan Vekili                  Üye                                Üye                             Üye

                Kenan                      Nilgün                            Doğan                           Eyüp

                YAŞAR                     TAŞ                          AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

 

                                                      Üye                                 Üye                               Üye

                                                    Ahmet                              Mahmut                           Bilal

                                                  ARSLAN                          BALLI                       ÇALIŞKAN