Ceza Bölümü         2010/27 E.  ,  2010/27 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

           Davacı           :K.H. 

            Maktüller       : 1- L.Z.

                                     2- Z.Z.

            Sanık             : S.E. 

         OLAY             :“Jitem” adı verilen grup içersinde, bu grupta çalışan kişiler ile birlikte yasadışı eylemlere katılan, PKK terör örgütü yandaşı olduklarına inandıkları kişiler aleyhine ve kendi çıkarlarına gasp eylemleri gerçekleştiren, cürüm işlemek için teşekkül oluşturan ve faaliyette bulunan çetenin üyelerinden olup, Diyarbakır Askerlik Şubesinde sivil memur olarak çalışan sanık S.E.’ün, 9.10.1993 günü L.Z.’yi, 11.10.1993 günü Z.Z.’yi çete mensubu başka sanıklar ile birlikte taammüden öldürdüğü, böylece, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, bir suçu söyletmek için işkence yapmak, taammüden adam öldürmek suçlarını işlediği ileri sürülerek eylemine uyan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 313/1,2,3, 243/1,2, 450/4,5,9. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.3.2005 gün ve E:2005/3479, K:2005/186 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

DİYARBAKIR 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 4.4.2005 gün ve E:2005/111, K:2005/23 sayı ile, sanığın asker kişi olması nedeniyle 353 sayılı Yasa’nın 9. maddesi uyarınca yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası,  7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

7. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 27.12.2007  gün ve E:2007/255, K:2007/1519 sayı ile, sanığın sivil kişi olup, yüklenen eylemin askeri suç olmadığı ve asker kişilerle birlikte işlendiği ileri sürüldüğünden 353 sayılı Yasa’nın 12. maddesi uyarınca yargılamanın adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU, Hasan DENGİZ, Bilgin AK, Y. Sezai KARAA’nın, katılımlarıyla yapılan 03.05.2010 günlü toplantısında; 

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelen-mesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ’ın adli yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Kamil SEVİMLİ’nin davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

            Dosyanın incelenmesinden, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.3.2005 gün ve E:2005/3479, K:2005/186 sayılı iddianamesi ile, sanıklar A.A., M.Y., M.G., F.Ç., K.E., A.K., Y.U. ve S.E. hakkında cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, bir suçu söyletmek için işkence yapmak, taammüden adam öldürmek suçlarından yargılamalarının yapılarak cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığı, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, sanıklar A.K., Y.U. ve S.E. hakkında açılan davanın ayrılmasına karar verilerek diğer sanıklar hakkında açılan davada görevsizlik kararı verildiği, askeri yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi üzerine mahkememize gönderilen davada, Mahkememizce adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce bu kez tefrik kararı verilen diğer davada da görevsizlik kararı verildiği, askeri yargı yerince de görevsizlik kararı verildikten sonra, kararın sanıklar Yüksel Uğur ve A.K. tarafından temyiz edilmesi üzerine Askeri Yargıtay 2. Dairesi’nce onandığı, Askeri Yargıtay Başsavcılığı’nca yapılan itiraz üzerine, Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nca, Daire kararının kaldırılmasına, görevsizlik kararının bozulmasına karar verildiği, böylece kararın sanık S.E. açısından kesinleştiği, diğer sanıklar hakkındaki davanın halen askeri yargı yerinde görülmekte olduğu anlaşılmıştır.           

            Dosya içinde bulunan Diyarbakır Askerlik Şubesi Başkanlığının 23.11.2005 gün ve AŞ.Ş. : 0913-47-05/1.Ks.Per(14610-4) sayılı yazısından Şubelerinde 1992-1994 tarihleri arasında ve halen S.E. adında bir sivil memurun çalışmadığının, Milli Savunma Bakanlığının 28.11.2005 gün ve Per. 4300-3888-05/Svl.Me.Ş.15961 sayılı yazılarından da, arşiv kayıtlarının tetkikinde adı geçenin kaydına rastlanılmadığının bildirildiği görülmektedir. 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. 

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir. 

Sanığa yüklenen eylemlerin Türk Ceza Kanununda düzenlendiği, “askeri suç” kapsamında olmadığı, daha açık bir ifadeyle Askeri Ceza Kanununda yazılı suçlardan bulunmadığı açıktır. 

Sanığın sivil kişi olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.           

            353 sayılı Yasa’nın 11. maddesinde,  “Askeri mahkemeler, asker olmayan kişilerin aşağıda yazılı suçlarına ilişkin davalarına bakarlar.

            A) Askeri Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58, 59, 63, 64, 81, 93, 94, 95, 100, 101 ve 102nci maddelerinde yazılı suçlar;

B) Birinci askeri yasak bölgeler içinde veya nöbet yerlerinde, karakollarda, kışla ve karargahlarda, askeri kurumlarda, yerleşme ve konaklama amacıyla kullanılan bina ve mahaller içinde askerlere fiilen taarruzda bulunan, söven veya hakaret eden veyahut askerlik görevine ilişkin işleri yapmaya veya yapmamaya zorlamak için şiddet ve tehdide başvuranların Türk Ceza Kanunu'nun bu fiillere ilişkin 188, 190, 191, 254, 255, 256, 257, 258, 260, 266, 267, 268, 269, 271, 271 ve 273 üncü maddelerinde gösterilen suçları;

C) Nöbetçi, devriye, karakol, inzibat, askeri trafik, kolluk veya kurtarma ve yardım görevi yapan askerlere (Umumi emniyet ve asayişi korumaya ilişkin önleyici ve adli zabıta görevlerini ifa ettikleri sırada jandarma, subay, astsubay, erbaş ve erleri hariç) karşı bu görevleri yaptıkları sırada işlenen yukarıdaki (B) fıkrasında yazılı suçlar;           

D) (İptâl: Anayasa Mah. nin 14.2.1978 Tarihli ve E. 1977/130, K. 1978/13 sayılı kararı ile.)

E) Diğer kanunlar ile askeri mahkemelerde yargılamaları öngörülen suçlar” denilerek asker olmayan kişilerin askeri mahkemede yargılanma koşulları belirlenmiş iken, madde, 5.7.2006 gün 26219 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 5.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5530 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile değiştirilerek, uluslararası anlaşmalar gereğince yabancı asker kişilerin askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının Milli Savunma Bakanının iznine bağlı olacağı düzenlenmiştir. 

353 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ise 5530 sayılı Yasa’nın 4. maddesi ile değiştirilerek, Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçların, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenmesi halinde, bu kişilerin yargılanmalarının adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılacağı, belirtilmiştir. 

Yasada yapılan bu yeni düzenlemeye göre, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanunu’nun yukarıda belirtilen maddelerinde yazılı suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur. 

Bu durumda, sivil kişi olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılan sanığın eyleminin Askeri Ceza Kanununda yazılı suçlardan olmadığı gibi 353 sayılı Yasa da belirtilen eylemler kapsamında da bulunmadığı anlaşılmıştır. 

Öte yandan, anılan Yasa’nın “Müşterek Suçlar” başlığı altında düzenlenen 12. maddesinde, “Askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmaları askeri mahkemelere; eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerine aittir" denilerek askeri suç ile askeri olmayan suçların hangi mahkemede yargılanacaklarına ilişkin düzenleme getirilmiştir.

 Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, sanığın asker kişi olduğu bu nedenle yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden sanığın suç tarihinde iddia edildiği gibi Askeri Ceza Kanunu’nun 3. maddesinde belirtilen sivil memurlardan (askeri kişi) olmadığı, suçun müştereken işlendiği kabul edilse dahi,  Askeri Ceza Kanununda belirtilen suçlardan olmadığı sonucuna varılmıştır. 

Açıklanan nedenlerle, 353 sayılı Yasa uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 4.4.2005 gün ve E: 2005/111, K:2005/23 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 03.05.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.