Hukuk Bölümü         2013/1592 E.  ,  2013/1815 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Davacı     : M.A.

                Vekili      : Av. H.İ.Y.

                Davalı      : Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı

                Vekili      : Av. H.B.               (Adli Yargıda)

                Vekili      : Av. H.İ.Y.             (İdari Yargıda)                                                                             

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından 11.08.2010 tarih ve 32- 616 karar sayılı kararla, karşı taraf idarenin denetimi altındaki özel halk otobüslerine kamera sistemi kurulmasına ve maliyetinin en az 15 eşit taksitte özel halk otobüsü işletmecilerinden kesilmesine karar verildiğini, sonrasında da,Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümeni’nin 27.07.2011 gün ve 31-602 sayılı kararı ile davacı hakkında 13.07.2011 tarihinde otobüsüne güvenlik kamera sistemi takılmasına izin vermeyerek, denetim elemanlarının talimatlarına uymadığından bahisle 13.12.2010 tarihli Özel Halk Otobüsleri Çalışma Yönetmeliği’nin 30/33. Maddesi gereğince D Grubu 500 tam bilet cezası verildiğini belirterek, yasaya aykırı olarak düzenlendiğini ifade ettiği Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin 27.07.2011 gün ve 31-606 sayılı kararının iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesi: 06.01.2012 gün ve 2011/577 D.İş sayılı kararında özetle; “… İtiraza konu yaptırımın Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından verildiği,5326 Sayılı Yasanın 2. maddesinde " Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında İdarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşıldığının" belirtildiği, aynı yasanın 27/8.maddesinde ise " İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak İdarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; İdarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte İdarî yargı merciinde görüleceğinin" düzenlendiği, özel halk otobüslerine kamera sistemi takılması işleminin idari bir işlem olduğu, idari müeyyidelerinin kanunla düzenlenmediği, encümen kararının iptaline ilişkin hukuka aykırılık iddiaları ile bu karar ile verilen yaptırımın hukuka aykırılık iddiasının birlikte idari yargı merciinde görüleceği, bu şekilde davaya bakmaya İdare Mahkemeleri görevlidir” demek suretiyle görev yönünden reddine, karar kesinleştikten sonra dosyanın Kayseri İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Kararın kesinleşmesinden sonra dosya Kayseri İdare Mahkemesi’ne gönderilmiş olup, bu aşamadan sonra, Kayseri 2. İdare Mahkemesi: 19.07.2013 gün ve E:2012/207, K:2013/722 sayılı kararında özetle; “…Uyuşmazlık konusu olayda, her ne kadar Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nce dava konusu para cezasına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları ile bu karar ile verilen yaptırımın hukuka aykırılık iddiasının birlikte idari yargı merciinde görüleceği gerekçesiyle 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 27/8. maddesi uyarınca davanın idare mahkemesinin görevine girdiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de, dava konusu ceza yanında davacı ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren bir karar olmaması karşısında yukarıda anılan Yasa hükümlerine göre bu davanın Sulh Ceza Mahkemesinin görevine girdiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevsizlik kararı veren ve bu görevsizlik kararı kesinleşen adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından uyuşmazlığın çözümleyecek görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi uyarınca dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine” karar vermiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesi ise 13.05.2013 gün, E:2012/219, K:2013/628 sayı ile özetle; ‘’…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler” başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasında; “ (1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” hükmüne yer verilmiş;  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'İdari davaların açılması' başlıklı 3. maddesinde; idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılması öngörülmüş; aynı Kanunun 9. maddesinde; çözümlenmesi Danıştay’ın idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemelerde dava açılabileceği hükme bağlanmış; Yasanın “İlk inceleme üzerine verilecek karar”  başlıklı 15.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde; “ 1. (Değişik bent: 05/04/1990-3622/6 md.) Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince yukarıdaki maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 14 üncü maddenin; a) 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine; idari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine, (…) karar verilir” denilmiştir.

Dosyanın, 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca incelenmesinden:

Hukuk uyuşmazlıklarında, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi, ancak aynı yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler arasında olanaklı olup; bu hususa ilişkin 6100 sayılı H.M.K’nın 20. (1086 sayılı H.U.M.K.’nun 27.) maddesiyle 2577 sayılı İ.Y.U.K.’ nun 15. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin ikinci cümlesinde yer alan “görev” kuralları, aynı yargı düzeni içindeki mahkemelerin işbölümü esasına ilişkin düzenlemelerdir. Oysa yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda, görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır.

Göreve ilişkin kararın, işbölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olması farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki; işbölümü esasına göre verilen görevsizlik kararı sonucu dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda, dava başvuru tarihi itibariyle görevli mahkemede açılmış sayılmaktadır. Yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda ise, görevli olduğu işaret edilen yargı yerine, bu yargı yerinin uyguladığı usul kurallarına uygun olarak yeniden dava açılması zorunlu bulunmaktadır.

Olayda, davacı veya vekili tarafından, idare mahkemesine hitaben yazılmış dilekçeyle açılmış bir dava bulunmadan, Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararına istinaden dava dosyasının Kayseri 2. İdare Mahkemesi Başkanlığına gönderildiği, bu yargı yerince de, kendisine gelen adli yargı yerine ait dava dosyası üzerinden inceleme yapılarak görevsizlik kararı verildiği anlaşılmış olup, yukarıda yapılan açıklamalara göre, İ.Y.U.K.’nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen şekilde usulüne uygun olarak idari yargı yerine açılmış bir dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

2247 sayılı Yasa’nın 19.madde hükmüne göre,bir yargı yerinin re’sen Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvuruda bulunabilmesi için; tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada daha önce diğer yargı yerlerinden birisi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ve bu kararın kesinleşmiş bulunması ve bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen yargı yerinin de davada görevsizlik kararı veren yargı yerinin görevli olduğu kanısına varması gerekmektedir. Ancak, başvuru koşullarının incelenebilmesi için öncelikle, yargı yerinde usulüne göre açılmış bir dava bulunması gerektiği tartışmasızdır.

Bu durumda, idare mahkemesine hitaben yazılmış dilekçeyle açılmış bir dava bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. ‘’ demek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddine karar vermiştir.

Bu aşamadan sonra, Kayseri 2. İdare Mahkemesi; 19.07.2013 gün, E:2012/207, K:2013/722 sayı ile özetle, ‘’ … Davacı tarafından, Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesi'ne açılan davanın görev yönünden reddi üzerine, anılan Mahkemece dava dosyasının Mahkememize gönderilmesine karar verilmesine karşılık, yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda, görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamakta olup, bakılan davada, İdare Mahkemesi'ne hitaben, yukarıda anılan yasa maddesine uygun bir dava dilekçesi ile dava açılmadığından, dava dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15.maddesinin 1. fıkrası (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla 3.maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine ‘’ karar vermiştir.

Bu karar üzerine davacı vekili 21.08.2013 günlü dilekçe ile özetle; ‘’ Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından 11.08.2010 tarih ve 32-616 karar sayılı kararla, karşı taraf idarenin denetimi altındaki özel halk otobüslerine kamera sistemi kurulmasına ve maliyetinin en az 15 eşit taksitte özel halk otobüsü işletmecilerinden kesilmesine karar verilmiştir.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümeni'nin 27.07.2011 tarih ve 31-602 sayılı kararı ile müvekkilimiz hakkında 13.07.2011 tarihinde otobüsüne güvenlik kamera sistemi takılmasına izin vermeyerek, denetim elemanlarının talimatlarına uymadığından bahisle 13.12.2010 tarihli Özel Halk Otobüsleri Çalışma Yönetmeliği'nin 30/33. Maddesi gereğince D Grubu 500 tam bilet cezası verilmiştir.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümeni'nin bahse konu kararı yasal düzenlemelere ve hukuka aykırı olup kaldırılması gerekmektedir. ‘’ demek suretiyle Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümeni'nin 27.07.2011 tarih ve 31-602 sayılı kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Kayseri 2. İdare Mahkemesi: 27.08.2013 gün, E:2013/760 sayı ile özetle, ‘’Uyuşmazlık konusu olayda, her ne kadar Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nce dava konusu para cezasına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları ile bu karar ile verilen yaptırımın hukuka aykırılık iddiasının birlikte idari yargı merciinde görüleceği gerekçesiyle 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 27/8. maddesi uyarınca davanın idare mahkemesinin görevine girdiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de, dava konusu ceza yanında davacı ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren bir karar olmaması karşısında yukarıda anılan Yasa hükümlerine göre bu davanın Sulh Ceza Mahkemesinin görevine girdiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevsizlik kararı veren ve bu görevsizlik kararı kesinleşen adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın çözümleyecek görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi uyarınca dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine‘’ karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan davada, 06.01.2012 gün ve 2011/577 D.İş sayılı kararı ile davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine, davacı vekili tarafından dilekçe ile dava açılmaksızın, dava dosyasının Kayseri İdare Mahkemesi’ne gönderildiği, sonrasında Kayseri 2.İdare Mahkemesi’nin 19.07.2013 gün ve E:2012/207, K:2013/722 sayılı kararı ile davaya bakmakla adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek, görev uyuşmazlığının çözümü için 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesine göre Uyuşmazlık Mahkeme’sine müracaat edildiği, buna istinaden Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 13.05.2013 gün, E:2012/219, K:2013/628 sayılı kararı ile, idare mahkemesine hitaben yazılmış dilekçeyle açılmış bir dava bulunmayıp, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden bahisle, 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu aşamadan sonra, Kayseri 2. İdare Mahkemesi; 19.07.2013 gün, E:2012/207, K:2013/722 sayı ile,  dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15.maddesinin 1. fıkrası (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla 3.maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiş olup, bu karar üzerine davacı vekili 21.08.2013 günlü dilekçe ile idari yargı yerinde dava açmış olup, Kayseri 2. İdare Mahkemesi: 27.08.2013 gün, E:2013/760 sayı ile, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevsizlik kararı veren ve bu görevsizlik kararı kesinleşen adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın çözümleyecek görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi uyarınca dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

 Bu değerlendirmeler ışığında, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, adli yargı dosyası da temin edilerek, son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmıştır.

Her ne kadar, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce aynı konuya ilişkin olarak, daha önceden 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden bahisle,2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27.maddesi uyarınca reddine karar verilmiş ise de, bu karardan sonra davacı vekilince dava dilekçesi ile idare mahkemesine müracaat edilerek yeniden aynı konuya ilişkin olarak dava açıldığı, böylece usulü eksikliğin giderildiği anlaşılmakla, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Kayseri Büyükşehir Belediye Encümeni’nin 27.07.2011 gün ve 31-602 sayılı kararı ile davacının, otobüsüne güvenlik kamera sistemi takılmasına izin vermeyerek, denetim elemanlarının talimatlarına uymadığından bahisle, 13.12.2010 tarihli Özel Halk Otobüsleri Çalışma Yönetmeliği'nin 30/33. Maddesi gereğince D Grubu 500 tam bilet cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede, Kayseri Büyükşehir Belediye Encümeni’nin 11.08.2010 gün, 32-616 sayılı kararı ile, özel halk otobüslerine kamera sistemi kurulmasına ve maliyetinin en az 15 eşit taksitte özel halk otobüsü işletmecilerinden kesilmesine karar verildiği, bu karara istinaden yapılan denetimde davacı Muammer Aslan’ın 34 AS 320 plakalı halk otobüsüne araçlara takılması zorunlu olan kamera sistemini taktırmadığının tespit edildiği ve bunun üzerine Kayseri Büyükşehir Belediye Encümeni’nin 27.07.2011 gün, 31-602 sayılı kararı ile davacıya 13.12.2010 günlü Özel Halk Otobüsleri Çalışma Yönetmeliğinin 30/33.maddesi gereğince D Grubu 500 tam bilet cezası verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 13.12.2010 gün, 651 sayılı kararı ile kabul edilen ‘’ Kayseri Büyükşehir Belediyesi Denetimli Özel Halk Otobüsleri Çalışma Yönetmeliği ‘’ nin ‘’ Cezalar ‘’ başlıklı 30.maddesinde;

‘’ Kent içi toplu taşıma hizmetini üstlenen işleticilerin hizmetin ifası sırasında yapmış oldukları kusurlar ile ilgili olarak;

a)Hata ve kusuru görülen işleticiler madde 12’de belirtilen yetkili kişilerce her zaman sözlü ve/veya yazılı olarak uyarılabilirler.

b)Bu yönetmelik hükümlerine uymayan işleticilere uygulanacak olan, parka çekme, ihtar, bilet ve taşımacılıktan çıkarılma cezaları belediye encümenince verilir. Cezayı gerektiren durumlar ve ceza sınırları bu maddenin devamında belirlenmiştir.

c)Cezalar; Madde 12'nin a, b,c ve d bendinde belirtilen kişiler ile vatandaşların; araçlarda ve araç personeli hakkında gördüğü aksaklıkları yazılı veya sözlü olarak K.B.B.O.İ.’ye bildirimleri, K.B.B.O.İ yetkilerince değerlendirilip sonrasında belediye encümenin vereceği karar doğrultusunda uygulanır.

d)Bilet cezaları K.B.B.O.İ’nin çıkartacağı bildirimi izleyen 30 (otuz) gün içinde BELEDİYE veznesine ödenir. İşletici bu süre içinde cezasını ödenmemiş ise aracı parka çekilir. Araç parka çekildiği günden itibaren cezasını ödeyene kadar aracı parkta tutulur.

K.B.B.O.I. park cezalarını aracı parka çekerek uygulayabileceği gibi, işleticinin müracaatı ve belediye encümeninin onayı ile bilet cezasına da dönüştürebilir. Bu durumda işletici tarafından bir günlük park cezası karşılığında 400 (dört yüz) tam bilet ücreti karşılığı peşin ödeme yapılır. Söz konusu ceza ödenmez ise işleticinin çalışma ruhsatının ve hattının durumu belediye encümenince değerlendirilir.

e) K.B.B.O.İ.’nin işleticiye yapacağı her türlü bildirim; işleticinin kendisine direk yapılabileceği gibi, işleticinin Belediyeye bildirdiği adrese de yapılabilir. Ayrıca halk otobüsü işleticileri ile ilgili her tür bildirimler, K.O.E.O’ na tebliğ edilmesi, işleticilerine de tebliğ niteliğindedir. ‘’ denilmiş,

‘’ Ceza Cetveli ‘’ başlığı altında; ‘’ Ö.H.O işleticilerine aşağıda suç olarak belirtilen davranışlarda bulunmaları halinde komisyonun kararı doğrultusunda A' dan I’ ye kadar olan bilet cezaları, parka çekme ile taşımacılıktan çıkartılma cezaları sırası ile belediye encümenince uygulanır.

A gurubu 200 manyetik tam bilet,

B gurubu 300 manyetik tam bilet,

C gurubu 400 manyetik tam bilet,

D gurubu 500 manyetik tam bilet,

E gurubu 600 manyetik tam bilet,

F gurubu 800 manyetik tam bilet,

G gurubu 1000 manyetik tam bilet,

H gurubu 2500 manyetik tam bilet,

I gurubu 5000 manyetik tam bilet, olan biletin ücreti karşılığı para cezasıdır. Tam bilet ücretinden kasıt manyetik biletin çoklu tam biniş değeridir. Ceza biletinin değeri suçun işlendiği tarihteki biletin güncel değeridir. ‘’ denilmiştir.

Anılan yönetmelikte suç niteliği içeren eylemler ve uygulanacak cezalar da gösterilmiş olup,buna göre 30.maddenin 33.bendinde Denetim Elemanlarının talimatlarına uymama eyleminin karşılığının ilk seferde D, tekrarında sırasıyla en fazla G grubu bilet cezası olacağı belirtilmiş olup, uyuşmazlığa konu olayda iptali istenilen ceza da bu madde hükmüne göre belirlenmiştir.

Öte yandan; hangi fiil ve eylemlerin kabahat niteliğinde olduğu, idari yaptırım türleri ve bu türler arasında sayılan İdari Para Cezalarının neler olduğu ve bunlara itiraz yolları 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda düzenlemiştir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2.maddesinde; ‘’ Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır. ‘’ hükmü yer almakta ve bu maddede kabahatin tanımı yapılmaktadır. ‘’ Kanunilik İlkesi ‘’ başlıklı 4.maddesinin 2.fıkrasında da ‘’ Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir. ‘’ hükmü yer almakta, böylece işlenen bir kabahatin karşılığı olan yaptırımın türü, süresi, miktarının ancak kanun ile belirlenebileceği ifade edilmiş olmaktadır.

‘’ Çeşitli Kabahatler ‘’ başlıklı 32 ve devamı maddelerinde ise, hangi fiillerin ve eylemlerin kabahat oluşturduğu belirtilerek kabahat çeşitleri sayılmış, ‘’ İdari Para Cezası ‘’ başlıklı 17.maddesinde de idari para cezası türleri belirtilmiştir.

Belirtilen yasal düzenlemeler ışığında, somut olayda davaya konu yapılan Kayseri Büyükşehir Belediye Encümeni’nin 27.07.2011 gün ve 31-602 sayılı kararının konusunu oluşturan ‘’ Denetim Elemanlarının talimatlarına uymama ‘’ eylemi 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’ndaki kabahat tanımına uygun olmadığı gibi, eylemin karşılığı olan ‘’ 500 tam bilet cezası ‘’ şeklindeki yaptırım da anılan kanunda sayılan yaptırım türlerinden olmayıp,yine kanunda sayılan idari para cezası niteliğine de uygun değildir. Ayrıca, davaya konu olayda iptali istenilen yaptırımın kaynağı yasada belirtilenin aksine kanun değil, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Özel Halk Otobüsleri Çalışma Yönetmeliğidir.

Bu değerlendirmeler neticesinde, davaya konu edilen ceza ve bu cezanın sebebi olan eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun konusuna girmeyip, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümeni'nin, dayanağı yönetmelik olan tek taraflı bir işlemi olduğu anlaşılmıştır.

2577 sayılı “İdari Yargılama Usulü Kanunu”nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2.maddesinde İdari dava türleri sayılmış olup,

a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Belirtilen tüm bu hususlara göre, Kayseri Büyükşehir Belediye Encümeni’nin 27.07.2011 gün ve 31-602 sayılı kararı ile, Özel Halk Otobüsleri Çalışma Yönetmeliğinin 30/33.maddesi gereğince D Grubu 500 tam bilet cezası verilmesine ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2.maddesinin a bendinde belirtilen ‘’ İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları ‘’ kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde idari yargı görevli olmakla, Kayseri 2. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun reddine karar vermek gerekmiştir. 

SONUÇ   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kayseri 2. İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN REDDİNE, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.