T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/525

KARAR NO: 2021/496

KARAR TR: 18/10/2021

 

ÖZET: Davacı adına düzenlendiği belirtilen Doğum Kağıdı'nın hükümsüz kalmasının tespiti ile bu belgeye dayanarak davacının "anne adının değiştirilmesi"ne ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı     : F. K.

Vekili       : Av. R. S. A.

Davalı      : 1-Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü

                   2-Adana Nüfus Müdürlüğü

         

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, dava dışı, A. Y. tarafından, Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde E.2013/164 sayısı ile müvekkilinin de davalı olduğu" nüfus kaydının düzeltilmesi istemli" açılan davada, bilirkişi olarak görevlendirilen İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürünün mahkemeye sunduğu raporun sonucunda; "...Fadime Yener (Kurul)un idarece maddi hata kapsamında dayanak belgesine istinaden 'Arzu' olan anne ismi 'Fatma’ olarak düzeltilmiştir. 2013/164 Esas dosyada dava konusuz kalmıştır." şeklinde ifadeye yer verildiğini; bu bilirkişi raporuna dayanak olarak da müvekkiline ait olduğu iddiasıyla doğum dayanak belgesinin ve sair belgelerin ek tutulduğunu; ancak doğum dayanak belgesinin birçok problem taşıdığını; bu bağlamda, müvekkiline ait olduğu iddia edilen doğum belgesinin, müvekkilinin doğum tarihi ile düzenlenme tarihi bakımından çelişkiler içerdiğini; bu belgenin düzenlenmesine dayanak teşkil ettiği iddia olunan, 2676 Sayılı Kanun'un Türk Mevzuatında yer almadığını; düzenlendiği iddia olunan tarihte yürürlükte bulunan 14/08/1914 tarihli ve 05/05/1972 tarihine kadar yürürlükte bulunan Sicilli Nüfus Kanunu'nun ilgili 19. maddesi bakımından doğum dayanak belgesinin kanuna uygun olarak düzenlenmediğini; müvekkilinin annesi olduğu iddia edilen Fatma Yener'e (gerçek ismi Fatma Tacir) ait hiçbir nüfus kaydının bulunmadığını; bu ve benzeri durumlara bakıldığında, bahsi geçen belgenin resmi belge hüviyetini haiz olmaksızın düzenlendiğini ve geçersiz olduğunu; bu doğum belgesinin iptali davası açılmadan önce 10/10/2017 tarihli dilekçe ile İçişleri Bakanlığı - Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne idari başvuru yapıldığını ancak kendilerine herhangi bir cevap verilmediğini ifade ederek; davalarının kabulüne, idari işlemin iptaline, müvekkiline ait olduğu addolunan doğum kağıdı belgesinin iptaline, Seyhan Kaymakamlığı Nüfus Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak “34-1973 vukuat nolu doğum belgesinin" aslının dosyaya celbine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

2. Ankara 12. İdare Mahkemesi 29/03/2019 tarihli ve E.2018/24, K.2019/674 sayılı kararı ile, davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

“Uyuşmazlıkta, dava konusu doğum kağıdı belgesinin idarenin kamu gücüne dayanarak tek yanlı irade beyanıyla tesis ettiği bir işlem olmadığı, bir başka anlatımla davacı 5 yaşında iken babası tarafından idareye verilen bilgilere istinaden düzenlenen doğum kağıdı belgesinin; tek başına davacının hukuki durumunu değiştirmeyen ancak ve ancak nüfus kayıtlarının düzeltilmesi, değiştirilmesi gibi işlemlere dayanak alındığında davacının hukukunu etkileyen hazırlayıcı bir işlem yani gerekli prosedürün tamamlanması için yapılan ön hazırlık işlemi olduğu, nihai bir işlem olmadığı, hukuk düzeninde bir varlık kazanmadığından doğrudan davacının hukukunu etkilemediği, dolayısıyla idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığı anlaşıldığından, davanın esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; davanın incelenmeksizin reddine…

 

3. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 9.İdari Dava Dairesinin 18/09/2019 tarihli ve E.2019/855, K.2019/929 sayılı kararı ile istinaf isteminin reddine karar verilmiş ve anılan karar kesinleşmiştir.

 

4. Davacı vekili bu defa; Abdullah Yener tarafından Adana 5.Asliye Hukuk Mahkemesinde E.2013/164 sayılı "nüfus kaydının düzeltilmesi istemli" dava açıldığını, yargılanma sürecinde dosyanın bilirkişiye tevdii edildiğini, bilirkişinin Adana İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü olduğunu, müvekkili Fadime Kurul'un idarece maddi hata kapsamında dayanak belgesine istinaden "Arzu olan anne isminin Fatma " olarak düzeltildiğini,akabinde müvekkili aleyhine mirasçılık belgesinin iptali davası ikame edilerek, müvekkilinin Arzu Yener'in mirasçılığından çıkarılmasının sağlandığını;Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2016/401 sayısında halen görülmekte olan tapu iptali davasının ikame edildiğini;müvekkilinin miras hakkına iş bu belgeyle başlayan silsilenin devamında müdahale edilmek istendiğini;müvekkili aleyhine tesis edilen doğum belgesinin,mahiyeti itibariyle hukuka uygun olmayan belge niteliğini taşıdığını;müvekkilinin doğumundan itibaren hiç bir işlem yapılmamış olmasının ve ancak 5 yıl gibi uzun bir süre sonra nüfus bilgilerinin Nüfus Müdürlüğü'ne verilerek kaydedilmesinin hayatın olağan akışana aykırı olduğunu ifade ederek; Nüfus İşleri Umum Müdürlüğünce 13/09/1957 tarihinde düzenlendiği addolunan Doğum Kağıdı Belgesi ile ilişkili olarak; bu belgenin Seyhan Nüfus Müdürlüğü'nden celbine; davalarının kabulüne ve belgenin resmi evrak niteliği taşımadığının tespitine;dava konusu belgenin dayanak gösterilmesi suretiyle işlemler tesis edilen, Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin E.2003/1365, K.2003/1370, Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin E.2009/1230, K.2009/1237, Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2013/164, K.2013/183, Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin E. 2016/401 sayılı dosyalarının Mahkemece ayrıntılı olarak incelenmesi amacıyla celbine; Nüfus Müdürlüğünden işbu belgenin aslının, müvekkilinin, annesi Arzu Yener'in, değiştirilen kayıtlar sonucu annesi olarak yazılan Fatma Tacir(belgede soyadı Yener olarak yazılmış)'in nüfus kayıtlarının ayrıntılı olarak incelenmesi amacıyla celbine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

5. Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 15/10/2020 tarihli ve E.2016/433, K.2020/246 sayılı kararı ile,  uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle;davanın, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar vermiş; bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:

"Nüfus İşleri Umum Müdürlüğünce düzenlenen doğum kağıdı belgesinin iptali mahiyetinde resmi evrak niteliği taşımadığının tespiti istemine ilişkindir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-b maddesinde “Yargı yolunun caiz olması” hususu dava şartları arasında sayılmıştır. Buna göre idari yargının görev alanına giren bir dava, adli yargı yolunda görülemez ve bu hususun yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesine göre “İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları” idari yargının görev alanı içerisinde düzenlenmiştir.

Uyuşmazlık konusu Nüfus İşleri Umum Müdürlüğünce düzenlenen doğum kağıdı belgesinin idari işlem niteliğinde olup, uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı Kanun'un 114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir."

 

6. Davacı vekili 05/08/2020 ve 29/12/2020 tarihli dilekçeleriyle, oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyalarının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş, bunun üzerine Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyası Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

C. Uyuşmazlık Mahkemesinde

 

7.Uyuşmazlık Mahkemesi 01/03/2021  tarihli ve E.2021/25, K.2021/38  sayılı kararı ile, Ankara 12.İdare Mahkemesinin kararının, davanın incelenmeksizin reddi gerektiğine ilişkin bulunduğundan ve anılan karar “yargı yolunu değiştiren ve adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından”, idari ve adli yargı yerleri arasında, 2247 sayılı Kanunun aradığı biçimde görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve davacı vekilince yapılan başvurunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddine karar vermiştir.

 

8. Davacı vekili,idari yargı yerinde açtığı ancak Ankara 11. İdare Mahkemesinin 29/04/2021 tarihli ve E.2021/750, K.2021/890 sayı ile verdiği "Dava dilekçesinin reddi" kararı üzerine yenilediği dava dilekçesinde; Nüfus İşleri Umum Müdürlüğü'nce 13/09/1957 tarihinde düzenlendiği addolunan "34-1973" vukuat no'lu Doğum Kağıdı'nın Kanunlara uygun olarak oluşturulup oluşturulmadığının; belgede yer alan bilgilerin çelişkiler barındırdığının; belgenin gerçek dışı olması, belgede tahrifatın varlığının incelenmesi ile bu resmi belgenin hükümsüz kalmasına ilişkin tespit ile işbu gerçek dışı resmi belgeye dayanarak Fadime Kurul'un "anne adının değiştirilmesi"ne ilişkin idari işlemin iptali istemiyle bir kez daha idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

D. İdari Yargıda

 

9. Ankara 11. İdare Mahkemesi 16/06/2021 tarihli ve E.2021/1122, K.2021/1170 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın adlî yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, "Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır." hükmüne yer verilmiştir.

Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun aktarılan hükümlerine göre; nüfus kayıtlarındaki anne adının düzeltilmesi istemiyle açılacak davalarda görevli yargı kolunun adlî yargı olduğu açıktır.

Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacı tarafından. Nüfus İşleri Umum Müdürlüğü'nce 13.09.1957 tarihinde düzenlendiği addolunan 34-1973 vukuat doğum kağıdının kanunlara uygun olarak oluşturulup oluşturulmadığının, belgede yer alan bilgilerin çelişkiler barındırdığının ve gerçek dışı olduğunun, belgede tahrifat varlığının incelenmesi ve bu belgenin hükümsüz kalmasının tespiti ile bu belgeye dayanılarak, davacının anne adının değiştirilmesi işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, dava konusu olayda; davacının annesinin nüfus kayıtlarında hatalı olarak gözüken anne adının değiştirilmesine ilişkin işlem ile ilgili uyuşmazlığın görüm ve çözümü Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36'ncı maddesi uyarınca adlî yargının görev alanına girmektedir."

 

10. Davacı vekili, Ankara Batı 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2016/433, K.2020/246 sayılı kararı ile, Ankara 11. İdare Mahkemesinin E.2021/1122, K.2021/1170 sayılı kararı arasında oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyalarının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş, bunun üzerine Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyaları Mahkememize gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

11. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun; “Genel olarak soybağının kurulması" başlıklı 282. maddesi şöyledir:

"Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur.

Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur.

Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur."

 

12. Aynı Kanun'un “Yetki" başlıklı 283. maddesi şöyledir :

 

"Soybağına ilişkin davalar taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır."

 

13. Aynı Kanun'un “Yargılama Usulü" başlıklı 284. maddesi şöyledir:

"Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır:

1. Hâkim maddî olguları re'sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.

2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir."

 

14. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun; "Tescil mecburiyeti" başlıklı 11. maddesi şöyledir:

 

"(1) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her kişi yurt içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında dış temsilciliğe müracaatla kendisini nüfus kütüklerine yazdırmaya ve kimlik kartı almaya mecburdur. Ergin olmayanların nüfus olaylarını yazdırıp kimlik kartlarını almaya veli, vasi veya kayyımları, bunların bulunmaması halinde, çocukları yanlarında bulunduranlar ile 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun yetkili kıldığı kuruluş yetkilileri görevlidirler.

(2) Türk vatandaşlığını sonradan kazanmış olanlar da vatandaşlığı kazandıkları tarihten itibaren nüfus kütüğüne geçirilir."

 

15. Aynı Kanun'un "Tescilde dayanak belgesi zorunluluğu" başlıklı 12. maddesi şöyledir:

"(1) Nüfus kütüklerine düşülen kişisel durumla ilgili her kayıt ve açıklamanın bu Kanuna göre yetkili kılınmış görevlilerce, usûlüne ve örneğine uygun olarak düzenlenmiş belgelere dayandırılması zorunludur.

(2) Nüfus olaylarını tescil eden memurlar tarafından her işlem sonunda dayanak belgeleri aile kütüklerine işlendikten sonra imzalanır ve bir nüshası arşivlenmek üzere Genel Müdürlüğe gönderilecek olan ilgili özel kütüğe konulur."

 

16. Aynı Kanun'un "Bildirim yükümlülüğü ve süresi” başlıklı 15. maddesi şöyledir:

 

"(1) Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye’de otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi zorunludur. Doğum bildirimleri, doğumu gerçekleştiren sağlık kuruluşlarına da yapılabilir.

(2) Sağlık kuruluşları ve sağlık kuruluşları dışında sağlık personeli nezaretinde gerçekleşen doğumlar, ilgili sağlık birimince bulunulan yer nüfus müdürlüğüne beş iş günü içinde bildirilir. Bildirimde, doğumun sağlık kuruluşunda veya sağlık personeli nezaretinde olduğunu ispatlayan rapor veya resmi belge ve doğum tescil isteğini belirten form dilekçe yer alır.

(3) Sağlık personeli nezaretinde gerçekleşmeyen doğum bildirimi; gebelik sırasında anneyi takip eden tabip ya da sağlık mesleği mensubunca düzenlenecek rapor veya belge ile yapılır.

(4) Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır. Her sözlü beyanda mülki idare amirinin emri ile aile hekimlerince beyanların doğruluğunun araştırılması zorunludur.

(5) Doğum bildirimi; veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması hâlinde çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından yapılır. Çocuğa konulan ad, üç adı geçmemek üzere ve kısaltma yapılmadan yazılır. Doğum ve gebelik raporu ile doğumun bildirilmesi ve doğum tutanağının düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir.

(6) Yurt dışındaki doğum bildirimleri, yabancı makamlardan alınmış resmî belge veya raporun dış temsilciliğe verilmesi ile yapılır. Doğum bildiriminin dış temsilciliğe bizzat yapılamaması hâlinde, yabancı makamlardan alınmış resmî belge veya rapor ile çocuğa konulan adın belirtildiği dilekçe, ana ve babanın kimlik bilgilerini gösteren belgelerle birlikte dış temsilciliğe gönderilmesi suretiyle de yapılabilir.

(7) Ölü doğan çocuklar aile kütüğüne yazılmaz. Bir doğumda birden fazla çocuk doğması hâlinde bunlar, doğuş sırasıyla yazılır."

 

17. Aynı Kanun'un "Kayıt düzeltilmesi" başlıklı 35. maddesi şöyledir:

"(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.

(2) Aile kütüklerindeki din bilgisine ilişkin talepler, kişinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilir, değiştirilir, boş bırakılır veya silinir."

 

18. Aynı Kanun'un "Nüfus davaları" başlıklı 36. maddesi şöyledir:

 

"(1) Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usûllere uyulur:

a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları (..) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.

b) (Değişik: 19/10/2017-7039/9 md.) Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir.

c) Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder.

(2) Kişilerin başkasına ait kaydı kullandıklarına ilişkin başvurular Bakanlıkça incelenip sonuçlandırılır."

 

19. Kanun'un "Tescil görevi ve süre" başlıklı 54. maddesi şöyledir:

 

"Nüfus olaylarını tescil etmekle görevli memurlar, nüfus müdürlüğünde düzenlenen ve aile kütüklerine tescil edilmesi gereken dayanak belgelerini işlem anında, diğer makamlarca düzenlenen dayanak belgelerini ise nüfus müdürlüğüne intikal ettiği tarihten itibaren yedi gün içinde aile kütüklerine tescil etmekle ve bir örneğini Genel Müdürlüğe göndermekle yükümlüdürler."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

20. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 18/10/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, Ankara Batı 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2016/433, K.2020/246 sayılı kararı ile, Ankara 11. İdareMahkemesinin E.2021/1122, K.2021/1170 sayılı kararı arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

21. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

22. Dava, davacı adına düzenlendiği belirtilen Doğum Kağıdı'nın çelişkili bilgiler barındırdığı, belgenin gerçek dışı olduğundan bahisle, bu resmi belgenin hükümsüz kalmasının tespiti ile bu belgeye dayanarak davacının "anne adının değiştirilmesi"ne ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

23. Dava dosyasının incelenmesinden, davacının gerçek annesinin "Arzu" isimli kişi olmasına rağmen, varlığı şüpheli "Fatma" isimli kişi olarak değiştirildiği; çelişkili resmi belgeye dayanılarak yapılan bu işlem ile, anne bağı değiştirilerek davacının "Arzu"dan doğan tüm miras haklarının çiğnendiği iddialarıyla uyuşmazlığa konu davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

 

24. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, nüfus kaydına ilişkin bazı işlemler adli, bazı işlemler de idari kararlarla yapılmaktadır. Adli yargının görev alanına giren davaların ise (maddi hata dışındaki) nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davaları olduğu açıkça belirlenmiştir. Davacının ileri sürdüğü taleplerine göre; davanın davacının nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasını gerektirdiği, aynı zamanda soybağını ilgilendiren bir nitelik taşıdığı gözetildiğinde; uyuşmazlığın Medeni Kanun ve 5490 sayılı Kanun hükümleri uyarınca adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

25. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Ankara Batı 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/10/2020 tarihli ve E.2016/433, K.2020/246 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna,

 

B. Ankara Batı 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/10/2020 tarihli ve E.2016/433, K.2020/246 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA

 

18/10/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

    Başkan Vekili                  Üye                               Üye                              Üye

       Muammer                    Şükrü                          Mehmet                          Birol     

         TOPAL                    BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

                                               Üye                                Üye                               Üye 

                                           Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                             TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN