T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS      NO : 2014/5

          KARAR   NO : 2014/5

          KARAR   TR   : 03.03.2014

ÖZET: Aynı suçlar nedeniyle açılan ve iki ayrı yargı yerinde yargılama yapıldığı anlaşılan kamu davasında, askeri yargı yerinde davanın halen derdest olup yar-gılamanın devam ettiği, adli yargı yerince görevsizlik kararı verildiği anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuş-mazlığı ya da 17. maddesinde belirtilen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı oluş-madığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilme-sinin gerektiği hk.                                                                                  

 

 

 

K A R A R

 

            Davacı           : K.H.

            Mağdurlar     : 1- U.K.

                                     2- B.B.

                                     3- M.S.B.

                                     4- Y.K.

                                     5- İ.A.

                                     6- M.Y.

                                     7- E.K.

                                     8- H.C.

                                     9- M.E.

                                    10- Ö.G.

                                    11- K.K.

                                    12- K.K.

                                    13- H.Y.

                                    14- Y.G.

                                    15- A.V.

                                    16- M.Ş.E.

                                    17- Y.K.

                                    18- E.Ç.

                                    19- R.A.

                                    20- İ.B.

            Yakınan        : A.K.

            Sanıklar         : 1- A.A.

                                     2- F.K.

                                     3- R.T.

             

          OLAY               : Kıbrıs 28. Mekanize Piyade Tümeni Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürlüğü emrinde, cezaevi müdürü olarak görevli Tnk. Kd.Üçvş. A.Ş. ile aynı Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürlüğünde gardiyan olarak görevli sanıklar,  P.Er A.A., P.Çvş. F.K.  ile P.Er R.T., P.Er S.Ö., P.Er Ö.B. ve P.Onb. A.Y.  hakkında yürütülen soruşturma sonucunda; 7 gün disiplin cezası ile cezalandırılarak, bu cezanın infazı için 18.7.2011  günü cezaevine kapatılan mağdur  P.Er U.K.’ın, 18.7.2011-25.7. 2011 tarihleri arasında, sanıklar  A.A. ve F.K.’in, zaman zaman da R.T.’in müessir fiillerine ve kötü muamelelerine maruz kaldığı, S.Ö., Ö.B. ve A.Y.’nin,  mağdura yönelik olarak müessir fiil tarzında eylemlerde bulunmadıkları, ancak mağdurun su ve tuvalet ihtiyacını gereği gibi gidermesine izin vermedikleri ve mağduru sorun çıkarttığı gerekçesiyle birçok kez sanıklar A.A. ve F.K.’e şikayet ettikleri, sanıkların da, sabah sporlarında hareketleri tam yapamadığı ve diğer arkadaşlarına nazaran daha çok su içmek ve tuvalete gitmek istediği gerekçesiyle mağduru yumruk ve tokat atmak  şeklinde birçok kez dövdükleri, mağdurun tahliye edileceği 25.7.2011 günü, saat 07.00’da diğer hükümlülerle birlikte sabah sporuna çıktığı, saat 08.00 sıralarında  su içmek için R.T.’den izin istediği, ancak R.T.’in buna izin vermediği, daha sonra  A.Y.'nin hükümlülere su içmeleri için topluca izin verdiği ve o gün tahliye olacak olan hükümlülerin birlikte topluca bina önüne geçip oturdukları ve çıkış saatinin gelmesini beklemeye başladıkları, mağdurun  bir süre sonra başlarında duran A.Y.’den yeniden su içmek için izin istediği, A.Y.’nin “yok otur yerine” diyerek izin vermediği, mağdurun birçok kez başlarında duran A.Y.’den ısrarlı bir şekilde su içmek ve tuvalete gitmek için izin istediği ve en son oturduğu yerden ayağa kalkarak Ayhan gardiyanla görüşmek istediğini beyan ettiği, bunu gören sanık F.K.’in binadan çıkarak mağduru yakasından tuttuğu ve “babamın oğlu musun, senin derdin nedir, sen dayağı hak ettin" diyerek kafasına doğru 3-4 kez hızlıca tokat ve  yumruk vurup, sırtına tekme attığı, mağdurun “komutanım ne olur yapmayın, vurmayın” diye bağırdığı, sanığın ise “konuşma geç içeri” diyerek mağduru sanık A.A.'ın yanına bina içine gönderdiği sırada, sanık A.A.’ın bina önünde mağduru ensesine doğru hızlıca bir tokat atarak binanın içine doğru çektiği, bina içine girdikten sonra tekrar vurması neticesinde mağdurun yere düştüğü ve yerde sürünerek “komutanım ne olur yapmayın, vurmayın” diye bağırdığı, sanığın ise “sen bana nasıl tekme atarsın” diye bağırdıktan sonra yerde bulunan mağduru birçok kez tekmelediği ve kafasına yumruk attığı, ardından sanık F.K.’in de bina içine girdiği ve yaklaşık 5-10 dakika boyunca tekme ve yumruklarla mağdura vurdukları, bir ara ayağa kalkarak bina içindeki banyo bölümüne kaçan mağdura, banyo içinde de birçok kez vurmaları sonucu  mağdurun  sesinin kesildiği ve kendinden geçerek bayıldığı, bunu gören sanık A.A.’ın dışarıda bulunan hükümlülere seslenerek, mağduru  almak üzere üç kişinin gelmesini söylediği, ilk olarak banyoya gelen M.S.B.’ın, mağduru üzerinde sadece alt kamuflaj pantolonu olacak şekilde yerde sırt üstü baygın bir şekilde yatarken, üst kısmının çıplak  ve ayağında botunun ve çorabının olmadığını gördüğü, bu sırada sanık A.A.’ın mağdurun numara yaptığını düşünerek “kalk kalk numara yapma” şeklinde bağırarak mağduru yerden kaldırmaya çalıştığı, ancak mağdurun kendine gelemediği, ardından M.S.B.’ın mağdurun botlarını, üst fanilasını ve kamuflajını giydirdiği ve birlikte  bina dışına çıkardıkları, sanık A.A.’ın mağdurun baygın halde olduğunu gördüğü halde ona tıbbi müdahale yapılmasını sağlamak yerine bina önünde güneş altında bir sandalye üzerine oturttuğu ve mağdurun sandalye üzerinde sabit duramaması nedeniyle sanık F.K.’den iki adet kelepçe istediği ve ardından kelepçenin birisi ile mağdurun  kollarını arkadan kelepçeledikleri, ikinci kelepçeyi de aradan geçirerek mağduru sandalyeye sabitledikleri, yaklaşık otuz dakika kadar mağduru baygın halde güneş altında beklettikleri ve o esnada orada bulunan diğer gardiyanlar A.Y. ve Ö.B.’in olanlara seyirci kalarak bu iki sanığa müdahale etmedikleri, mağdur bu şekilde güneş altında bekletildiği esnada ilk olarak sanık F.K.’in bir kez hızlıca yüzüne tokat attığı, müteakiben mağdurun hırıltı şeklinde ses çıkardığı ve ayakları ile yere vurduğunu gören sanık A.A.’ın kepinin içine su doldurarak mağdurun uyanması için yüzüne döktüğü, mağdur ayılmayınca da yüzüne doğru sertçe iki tokat daha attığı, mağdurun bu tokatlar neticesinde iyice geriye doğru gidip tamamen hareketsiz kaldığı, bunu gören sanıkların mağdurun kelepçelerini çözerek gölgeye taşıdıkları ve aynı sandalye üzerinde gölgeye oturttukları, mağdurun yaklaşık otuz dakika kadar da bu şekilde sandalye üzerinde gölgede baygın bir şekilde beklediği,

Mağduru teslim almak üzere gelen  P.Atğm. Sağip Kaya’nın dışarıdan mağdurun sandalye üzerinde baygın bir halde oturduğunu gördüğü ve mağdura ne olduğunu sorduğunda sanık A.A.’ın “numara yapıyor, 3-5 defa daha aynı numarayı yaptı, yerlere yattı ancak komutan lafını duyunca kendiliğinden ayağa kalktı" dediği, müteakiben iki gardiyan ve iki hükümlünün baygın haldeki mağduru kollarından ve bacaklarından taşıyarak  gelen askeri aracın arkasına yatırdıkları, P.Atğm. Sağip Kaya’nın mağduru  derhal birlik revirine götürdüğü ancak durumunun acil olduğu düşünülerek birlik ambulansı ile Lefkoşa Nalbantoğlu Hastanesine sevkedilen mağdurun buradan da Ankara GATA'ya sevk edildiği ve buradan alınan  son sağlık durumu ile ilgili raporda; “Hastanın halen hayati tehlikesinin devam ettiğinin, bilincinin kapalı olduğunun ve ifade verebilecek durumda olmadığının” bildirildiği, böylece sanıklar A.A. ile  F.K.’in 18.7.2011-25.7.2011 tarihleri arasında mağdur P.Er U.K.’a yönelik olarak ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere birçok kez fiziksel şiddet uygulamak, su ve tuvalet ihtiyacı taleplerini gereği gibi karşılamasına izin vermemek, özellikle 25.7.2011 tarihinde 11.00-13.00 saatleri arasında bilincini kaybedecek şekilde uzun süre fiziksel şiddet uygulamak, bilincini kaybettikten sonra da süratle gerekli tıbbi müdahalenin yapılmasını sağlamak yerine güneş altında sandalye üzerinde kelepçeli olarak baygın bir şekilde bekletmek, bu esnada da şiddet uygulamaya devam etmek, müteakiben mağduru teslim almaya gelen personele mağdurun numara yaptığını beyan ederek ve yanlış bilgi vererek tıbbi müdahalenin süratle yapılmasına engel olmaya çalışarak insan onuruyla bağdaşmayan ve mağdurun bedensel ve ruhsal yönden acı çekmesine neden olmak suretiyle mağdurun 25.7.2011 tarihinden itibaren bu güne kadar geçen süre içinde hayati tehlikesi yüksek bir şekilde koma halinde yoğun bakım ünitesinde bulunmasına neden olarak neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence suçunu işledikleri,

P.Er S.Ö., P.Er Ö.B. ve P. Onb. A.Y.’nin ise, 18-25.7.2011 tarihleri arasında mağdur U.K.’ın su ve tuvalet ihtiyacını gidermesine izin vermedikleri, mağduru  sorun çıkarttığı gerekçesiyle birçok kez sanıklar A.A. ve F.K.’e götürdükleri, mağdurun bu sanıklar  tarafından işkenceye maruz kalmasına müdahale etmedikleri,  bu duruma seyirci kaldıkları ve ceza evi müdürüne bildirmedikleri, bu suretle görevi kötüye kullanmak suçunu işledikleri,

Tnk.Kd.Üçvş. A.Ş.’ün, Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürü olarak, 18.7.2011- 25.7.2011 tarihleri arasında Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürlüğü görevine yeterli zamanı ayırmadığı ve gerekli özen ve dikkati göstermeyerek gardiyan erbaş ve erlerin üzerinde denetim ve gözetim görevini yerine getirmediği, özellikle mağdur U.K.'ın soruşturma konusu eylemlere maruz kaldığı dönemde Disiplin Cezaevine nadiren uğradığı, böylelikle gardiyan erbaş ve erlerin rahat ve başına buyruk hareket etmeleri için uygun ortam sağladığı, söz konusu dönemde çeşitli şekillerde müessir fiile ve kötü muameleye maruz kalan hükümlü askerlerin sorunlarını iletebilmeleri için uygun ortam sağlamadığı ve bu nedenle sorumluluğu altında bulunan Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürlüğünde meydana gelen soruşturma konusu olaylar hakkında bilgi sahibi olmadığı ve gerekli tedbirleri alamadığı, bu suretle de ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği,

Diğer taraftan resen başlanılan soruşturma sırasında,Kıbrıs/28.Mknz.P.Tüm.Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürlüğünde hükümlü olarak bulunan bazı erbaş ve erlerin de başta sanıklar A.A. ve F.K. olmak üzere zaman zaman da R.T. tarafından geçmiş günlerde müessir fiil tarzında çeşitli eylemlere maruz kaldıklarını beyan etmeleri üzerine soruşturmanın bu yönüyle de genişletildiği ve bu kapsamda yapılan soruşturma neticesinde;

Sanık A.A.’ın, 11.7.2011 günü, mağdur M.Y.’ a yönelik olarak “sen yine mi ceza evine geldin” diyerek kafasına tokatla vurduğu, 21.7.2011 günü yine mağdur M.Y.’ın yemekhanede gürültü yaptığı gerekçesiyle tokatla yüzüne bir kez vurduğu, 19.7.2011 günü mağdur E.K.’a yönelik olarak boğazına sarılarak duvara yasladığı ve “seni felç ederim, bize komutanım diye hitap edeceksin" dediği, 20.7.2011 günü mağdur E.K.’a  sabah sporunda ayağındaki ağrı nedeniyle tam olarak çöküp kalkamaması nedeniyle tokat attığı, yine aynı gün akşam mağdur E.K.’a ayağındaki ağrı nedeniyle revire çıkmak istediğinde  “doktor rapor yazmamış” diyerek tokat attığı, 22.7.2011 günü mağdur H.C.’a ceza evine giriş yaptığı gün yüzüne dört kez tokat attığı, 22.7.2011 günü mağdur Kazım Kızgı’ya “sesin çok çıkmıyor, bağıramıyorsun" diyerek tekme ve tokatlarla vurduğu, 25.7.2011 günü mağdur M.E.’un  ceza evine ilk girdiği gün üzerini değiştirdiği sırada kafasına yumrukla vurduğu, 25.7.2011 günü mağdur Ö.G.’a kılık kıyafet kontrolü esnasında iki kez tokatla vurduğu, 22.7.2011 günü mağdur K.K.’a “sesin çok çıkmıyor" diyerek tekme ve tokatlarla vurduğu, 12 ve 18.7.2011 tarihlerinde mağdur B.B.’a iki kez spor hareketlerini tam olarak yapamadığı gerekçesiyle tokat atmak suretiyle vurduğu, 22-26.7.2011 tarihleri arasında mağdur M.S.B.’a spor hareketlerini tam olarak yapamadığı gerekçesiyle tokat atmak suretiyle bir çok kez vurduğu, 22-26.7.2011 tarihleri arasında mağdur Y.K.’a kılık kıyafetinin bozuk olduğu, tekmil verirken sesini yükseltmediği gibi gerekçelerle bir çok kez tokat ve yumruk atmak suretiyle vurduğu, 25.7.2011 günü mağdur İ.A.’a kolunda dövme olduğu gerekçesiyle avuç içi ile başına yumruk attığı, 25.7.2011 günü mağdur H.Y.’e “ben ne dersem burada o olur, benden habersiz hiçbir şey yapamazsınız” dedikten sonra bir kez tokat attığı, 25.7.2011 günü mağdur Y.G.’e ceza evine ilk kayıt işlemleri esnasında sebepsiz yere avuç içi ile kafasına bir yumruk attığı, 22- 25 Temmuz 2011 tarihleri arasında mağdur A.V.’a her gün sebepsiz yere bir çok kez göğsüne ve başına yumruk atarak ve yüzüne tokat atarak vurduğu, 19.7.2011 günü mağdur M.Ş.E.’e tekme ve tokatla vurduğu, bu suretle yukarıda adı geçen mağdurlara yönelik olarak müteaddit (onbeş kez) kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama suçunu işlediği,

Sanık F.K.’in, 19.7.2011 günü mağdur E.K.’a üzerini değiştirirken acele etmediği gerekçesiyle tokat attığı, 22.7.2011 günü mağdur Y.K.’ya  "bağıracaksın, sesin çıkacak” dedikten sonra tokatla kafasına vurduğu ve 23.7.2011 günü yatağını düzgün yapmadığı gerekçesiyle kafasına tokatla vurduğu, 22.7.2011 günü Kazım Kızgı’ya ceza evine giriş yaptığı gün vurduğu, 25.7.2011 günü mağdur M.E.’un ceza evine ilk girdiği gün sivil eşya deposunda yüzüne tokat attığı, 25.7.2011 günü mağdur Ö.G.’ın  kılık kıyafet kontrolü esnasında avuç içi ile kafasına vurduğu, 22.7.2011 günü mağdur K.K.’a "sesin çok çıkmıyor, bağıramıyorsun” diyerek tekme ve tokatla vurduğu, 22-26.7.2011 tarihleri arasında farklı zamanlarda mağdur M.S.B.’a spor hareketlerini tam yapamadığı gerekçesiyle tokat atmak suretiyle bir çok kez vurduğu, 22.7.2011 günü mağdur Y.K.’a ceza evi kurallarını tek tek anlattıktan sonra tekmil verirken sesini yükseltmediği gerekçesiyle tokat attığı ve benzeri eylemlerinin 25.7.2011 tarihine kadar devam ettiği, 25.7.2011 günü mağdur İ.A.’a kolunda dövme olduğu gerekçesiyle yazıhane önünde kafasına bir kez dirseğiyle hızlıca vurduğu ve ardından bağırarak ite kaka sivil eşya deposuna götürdüğü, 25.7.2011 günü mağdur R.A.’a ceza evine ilk kayıt işlemi esnasında sebepsiz yere tokat ve yumruk attığı ve yaklaşık bir saat sonra bir tokatta sivil eşya deposunda attığı, 22-25.7.2011 tarihleri arasında mağdur A.V.’a sebepsiz yere bir çok kez göğsüne ve başına yumruk attığı ve yüzüne tokat attığı ve “umurumda mı, gelirken bana mı sordun, düş geber, istediğin kişiye şikayet et, üç tane şahit gösteririm” şeklinde sözler sarf ettiği, 22- 25.7.2011 tarihleri arasında mağdur E.Ç.’in bir kez kıpırdadığı gerekçesiyle kafasına yumruk attığı, bu suretle yukarıda adı geçen mağdurlara yönelik olarak müteaddit (oniki kez) kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama suçunu işlediği,

 

P.Er R.T.’in, 22.7.2011 günü mağdur İ.B.’e kepini düzelttiği için avuç içi ile kafasına vurduğu ve aynı gün imza attığı sırada imza yerini taşırdığı için yine avuç içi ile kafasına bir kez vurduğu, 22.7.2011 günü mağdur Kazım Kızgı’ya tekme ve tokatla vurduğu, 25.7.2011 günü  de spor yapamadığı gerekçesiyle kafa ve göğsüne vurduğu, 22-26.7.2011 tarihleri arasında mağdur Y.K.’a yatağının bozuk olduğu ve sakal tıraşı olmadığı gibi gerekçelerle tokat ve yumrukla iki üç kez vurduğu, 22-25.7.2011 tarihleri arasında mağdur E.Ç.’in iki kez sebepsiz yere kafasına yumruk attığı, 21-26.7.2011 tarihleri arasında mağdur U.K.’a farklı zamanlarda sabah sporlarında hareketleri tam yapamadığı gerekçesiyle avuç içi ile alnına ve ensesine bir çok kez yumruk attığı, ayrıca yine mağdur U.K.’a 24-25.7.2011 günü gecesi koğuşta sabit durma cezası adı altında esas duruşta beklettiği ve kımıldadığı gerekçesiyle tekme ve tokatlarla vurduğu, bu suretle yukarıda adı geçen mağdurlara yönelik olarak müteaddit (beş kez) kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama suçunu işlediği ileri sürülerek, sanıklar  P.Er A.A. ile P.Çvş. F.K.’in neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence suçundan eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 95/1/d. maddesi uyarınca cezalandırılmalarına, sanık P.Er A.A.’ın  müteaddit (onbeş kez) kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama suçundan da eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun  86/3/d. maddesinin 15 (onbeş) kez tatbik edilmesi suretiyle cezalandırılmasına, sanık P.Çvş. F.K.’in  de ayrıca  müteaddit (oniki kez) kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama suçundan da eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun  86/3/d. maddesinin 12 (oniki) kez tatbik edilmesi suretiyle cezalandırılması,

P.Er R.T.’in  müteaddit (beş kez) kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama suçundan eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun  86/3/d. maddesinin  5 (beş) kez tatbik edilmesi suretiyle cezalandırılması,

P.Er S.Ö., P.Er Ö.B. ve P.Onb. A.Y.’nin görevi kötüye kullanmak suçundan eylemlerine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun  144.maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu’nun  257/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları,

Tnk.Kd.Üçvş. A.Ş.’ün ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak suçundan eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun  144.maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu’nun  257/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 6.10.2011 gün ve E:2011/251, K:2011/133 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 

           KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 16.12.2011 gün ve E:2011/376, K:2011/254 sayıyla; sanıklar A.A., F.K. ve R.T.’e yüklenen eylemlerin askeri suç olmayıp, askeri bir suç ile de bağlantılı olmadığı, sanık A.A.’ın 13.12.2011 tarihi itibariyle askerlik hizmetini tamamlayarak terhis edildiği ve askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin  kesildiği, diğer sanıklar F.K. ile R.T.'in halen asker kişi sıfatları de­vam etmekte ise de, bu sanıkların eylemlerini terhis olan sanık A.A.’la  müştereken gerçekleştirdikleri açıklanarak, 353 sayılı Kanun’un 12.maddesi uyarınca  görevsizlik kararı vermiş, kararın sanıklar A.A. ile  F.K. tarafından temyiz edilmesi üzerine;

           Askeri Yargıtay 1.Dairesi’nce, yargılama aşamasında mağdur U.K.’ın öldüğü belirtilerek, sanık A.A.’ın karar tarihinden önce,  sanık F.K.’in karar tarihinden sonra geçici terhis edildikleri, dosyanın incelenmesinde, sanıkların, atılı suçlar nedeniyle 27.07.2011 tarihinde tutuklandıkları ve halen tutukluluklarının devam ettiği, yargılamaları devam ettiğinden, tutuklu kaldıkları sürelerin askerlik hizmetinden sayılması suretiyle geçici terhis edildiklerinin anlaşıldığı, bu durumda ilgili mevzuata göre, sanıkların tutuklu kaldıkları sürelerin askerlik hizmetinden sayılıp sayılmayacağının ve muvazzaflık hizmet süresini tamamlayıp tamamlamadıkları yani kesin terhis tarihlerinin yüklenen suçlara ilişkin kamu davasının sonucuna göre belirlenecek olması nedeniyle, yüklenen eylemlerle ilgili olarak  askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin  henüz kesilmediği, bu nedenle, Askeri Mahkemenin yargılama görevinin devam ettiği açıklanarak, hükmün görev yönünden ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiştir.

 

          Sanık R.T. hakkında verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine, dava dosyasının gönderildiği  Elazığ 1.Ağır Ceza Mahkemesince, haklarında görevsizlik kararı verilen tüm sanıklar hakkında dosya açılarak yargılamaya başlanılmış ve  yetkisizlik kararı verilmiş, dava dosyası Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş, bu Mahkemenin de yetkisizlik kararı vermesi üzerine, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar vermiştir.

 

SİLİFKE 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 3.12.2013 gün ve E:2013/147, K:2013/292 sayıyla; Mahkemeleri  ile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış ilişkiler Genel Müdürlüğü arasında  yapılan yazışmalar sırasında, sanıklar A.A. ve F.K.’in Askeri Mahkemenin görevsizlik kararını temyiz etmeleri üzerine, kararın Askeri Yargıtay 1. Dairesi’nce  bozulduğu, bu bozma ilamı sonrasında sanıklar hakkındaki dosyanın 2013/301 esasına kaydı yapılarak haklarındaki işkence suretiyle ölüme neden olma ve nüfuz kullanmak suretiyle kasten yaralama eyleminden yargılamaya devam olunduğu bu aşamada sanıkların tutuklu olarak Kıbrıs'a nakillerinin talep edildiğinin görüldüğü, böylece sanıklar A.A. ve F.K. hakkında halen adli yargı ve askeri yargı yerlerinde aynı mağdurlara karşı gerçekleştirdikleri eylemlerden ötürü iki ayrı davanın yürütüldüğü, Mahkemelerince  getirtilen Askeri Yargıtayın ilamında, sanık A.A.'nın henüz terhis olmadan söz konusu suçlama nedeniyle sanık F.K. ile birlikte tutuklandığı, dolayısıyla terhis işleminin Askeri Yargıtayın gerekçesinde de ifade edildiği gibi geçici terhis niteliğinde bulunduğu, dolayısıyla geçici terhis halinin askerlikle ilişiği ortadan kaldırmayacağı ifade edildiğine göre ve halen tutuklu olan sanıkların şekli olarak terhis edildikleri gerçek bir terhisin söz konusu olmadığı açıkça sabit olduğundan, sanıkların halen Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinde yargılamaları da devam ettiğine göre Mahkemelerinin görevli bulunmadığı açıklanarak, sanık R.T. yönünden, Mahkemelerine açılan kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, sanıklar A.A. ve F.K. yönünden ise görevsizlik kararı ile adli  ve askeri yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı oluştuğu gerekçesiyle uyuşmazlığın giderilmesi amacıyla dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN,  Haluk ZEYBEL, Levent BİLGİ, Zafer YAĞLIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 03.03.2014 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet ÇAKIROĞLU’nun, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

  

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

            Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”;

             “Yargı merciince yapılacak işlemler”  başlığı altında düzenlenen 15. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyaları, son görevsizlik kararını veren yargı merciince, bu kararın kesinleşmesinden sonra, ceza davalarında doğrudan doğruya diğer davalarda ise taraflardan birinin istemi üzerine, ilk görevsizlik kararını veren yargı merciine ait dava dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir ve görevli yargı merciinin belirlenmesi istenir”;

            “Olumlu görev uyuşmazlığı ve uygulanacak usul” başlığı altında düzenlenen 17.maddesinde, “Olumlu görev uyuşmazlığı;adli, idari ve askeri yargıya bağlı ayrı iki yargı merciine açılan ve tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davalarda bu yargı mercilerinin her ikisinin kendilerini görevli sayan kararlar vermiş olmaları, görev kararlarına karşı itiraz yolunun açık olduğu ceza davalarında bu kararların kesinleşmiş bulunması durumunda meydana gelir”;

            “İncelemede izlenecek sıra” başlığı altında düzenlenen 27. maddesinde ise; “Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder” denilmektedir.

 

 Dosyanın incelenmesinden,  Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış ilişkiler Genel Müdürlüğünün, Silifke Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben gönderdiği  23.5.2013 gün ve ……/49546 sayılı yazısı ile,  halen Silifke M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan A.A. ve F.K.’in Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesindeki duruşmalarını takip edebilmeleri maksadıyla Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi Müdürlüğüne sevk edilmek üzere gerekli nakil emrinin verilmesi istemini içeren yazılarının incelendiği;

Kıbrıs Türk  Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 16.12.2011 gün ve E:2011/376, K:2011/254  sayılı kararı ile, tutuklu sanıklar A.A. ve F.K. ile tutuksuz sanık R.T. hakkında ”neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence ve kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama” suçları nedeniyle yürütülen yargılama sırasında sanıkların terhis olduğu ve üzerlerine atılı suçun askeri suç olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, ancak tutuklu sanıklar tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 1. Dairesi’nin 16/01/2013 gün ve E:2013/206, K:2013/55  sayılı kararı ile anılan askeri mahkeme kararının görev yönünden bozulmasına karar verildiği;

Askeri Mahkemenin görevsizlik kararının tutuksuz sanık R.T. açısından temyiz edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle, adı geçen hakkındaki dosyanın gönderildiği Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.3.2013 gün ve E:2013/110, K:2013/105 sayılı kararından anlaşıldığı üzere, sanık R.T. açısından değil tüm sanıklar yönünden başlatılan kovuşturma neticesinde yetkisizlik kararı verilerek dava dosyasının Silifke 1.Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesince de 18.7.2011 gün ve E.2013/46, K:2013/151 sayı ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilerek yetkili mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderildiği;

Ayrıca, Askeri Yargıtay 1. Dairesi’nce,  tutuklu sanıklar A.A. ve F.K. ile ilgili olarak,  Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen görevsizlik kararının bozulmasına karar verilerek dava dosyasının   Mahkemesine  gönde-rilmesinden sonra, dosyanın sanıklar A.A. ve F.K. ile ilgili olarak Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 2013/301 sayılı esas numarasına kaydedildiği  ve yargılamaya bu esas üzerinden devam edildiği;

Adı geçen sanıklar hakkında, yukarıda açıklanan suçlardan dolayı, askeri  ve  adli yargı yerlerinde,  sebebi ve konusu aynı olan derdest davalar bulunması nedeniyle, öncelikle yargı yerleri arasındaki görev uyuşmazlığının giderilmesinin gerektiği, bu kapsamda 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde konunun Uyuşmazlık Mahkemesine intikal ettirilerek, Uyuşmazlık Mahkemesinin vereceği karara göre, adı geçenlerin Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesindeki duruşmalarını takip edebilmeleri maksadıyla Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı 2.Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi Müdürlüğüne sevk edilmeleri yönündeki talebin işleme alınmasının uygun olacağının bildirilmesi üzerine, yazının Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği, bu kez Mahkemece, yukarıda anlatıldığı şekilde, sanıklar A.A. ve F.K. yönünden görevsizlik kararı ile  adli ve askeri yargı yerleri arasında oluştuğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının  giderilmesi amacıyla, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verilerek, dava dosyasının Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

 

Bu durumda, adli ve askeri yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığı gibi,  kendilerini görevli sayan kararların da bulunmadığı, sanıklar A.A. ve F.K. hakkında aynı suçlar nedeniyle açılan ve iki ayrı yargı yerinde yargılama yapıldığı anlaşılan kamu davasında, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinde davanın halen derdest olup yargılamanın devam ettiği, Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verildiği anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı ya da 17. maddesinde belirtilen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı ya da 17. maddesinde belirtilen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 03.03.2014 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Ahmet KARADAVUT

 

 

 

 

 

 

 

Üye

       Haluk ZEYBEL

Üye

Davut TELLİ

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Levent BİLGİ      

Üye

Şuayip ŞEN

 

 

 

 

 

 

 

Üye

 Zafer YAĞLIOĞLU