T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

          ESAS NO     : 2019 / 581

          KARAR NO : 2019 / 674

          KARAR TR  : 21.10.2019

ÖZET : İdari yargı yerinde; Kumluca Ticaret ve Sanayi Odasında Ticaret Sicil Memur Yardımcısı olarak görev yapan davacının, sözleşmeli statüde görev yaptığına ve ücretlerinin ay sonunda ödeneceğine ilişkin olarak tesis edilen Oda işleminin iptali; adli yargı yerinde ise, davacının  fiilen çalışmaya başladığı tarih dikkate alınarak devlet memuru statüsünde çalıştığının tespitine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

           

                                    K  A  R  A  R

 

Davacı                     : Ş.G. G.

Vekili           : Av. İ.B.

Davalı          : Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası

Vekilleri      : Av.E. E.,  Av. A. K. G.

 

O L A Y : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, Kumluca Ticaret ve Sanayi Odasında Ticaret Sicil Memur yardımcısı olarak görev yaptığını; davalının 18/07/2011 tarihli kararı ile müvekkilinin 4857 sayılı İş Kanununa göre sözleşmeli personel olduğunu ve buna göre maaşının ayın 15.günü değil ay sonunda alacağını müvekkiline tebliğ ettiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu; müvekkilinin işe girişinden bu tarihe kadar ticaret sicil memur yardımcısı olarak memur kadrosunda görev yaptığını; Oda Yönetim Kurulu kararı uyarınca bu statüde işe başlatıldığını; bu kararın Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca uygun görüldüğünü, kararın Oda Meclisince de onaylandığını; davalının, müvekkilinin sehven memur kadrosunda yer aldığını aslında 4857 sayılı İş Kanununa göre kendisinin sözleşmeli personel olduğunu bildirdiğini; oysa bu hususta herhangi bir sözleşme yapılmadığını, oda yönetim kurulunca alınmış herhangi bir karar bulunmadığını; bir an için müvekkilinin statüsünü 4857 sayılı kanun çerçevesinde değerlendirmek gerekse bile,  müvekkilinin işe başlama  tarihi üzerinden uzunca bir zaman geçtiğini, statüsünün artık kazanılmış hak oluşturduğunu; hak kavramına göre artık memur statüsünde olduğunu; 4857 sayılı İş Kanununa göre sözleşmeli personel statüsünün kabul edilemeyeceğini belirterek; Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığının 18/07/2011 tarih 2011/1110 sayılı kararının iptali istemiyle 8.9.2011 tarihinde  idari yargı yerinde dava açmıştır.

Antalya 2.İdare Mahkemesi: 28.12.2012 gün ve E:2011/1493, K:2012/1864 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek; “(…)5154 sayılı Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunu'nun 73. Maddesinde; "Oda, borsa. Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenler bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tâbidir." hükmüne yer verilmiştir.

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, Antalya İli, Kumluca Ticaret ve Sanayi Odasında Ticaret Sicil Memur Yardımcısı olan ve oda yönetiminin 25.05.2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile Kumluca Ticaret Sicil Memurluğuna atanan davacı tarafından, sözleşmeli statüde görev yaptığına ilişkin olarak tesis edilen 18.7.2011 gün ve 2011/1110 sayılı Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bakılan davada anlaşmazlık konusu işlemin, davacının sözleşmeli statüde olduğunun bildirimine ilişkin olduğu, yukarıda madde metnine yer verilen mevzuat hükmü uyarınca oda personelinin 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olduğu, buna göre davacının işçi statüsünde bulunduğu açık olup dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, DAVANIN REDDİNE…” karar vermiş, bu karara karşı temyiz isteminde bulunulmuştur.

Danıştay Sekizinci Dairesi; 10.4.2017 gün ve E:2013/4624, K:2017/2741 sayı ile, “(…)01.06.2004 tarih ve 25479 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 73. maddesinde, oda, borsa, birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenlerin bu kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tabi olacakları hükme bağlanmış, aynı Kanunun Geçici 12. maddesinde de, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte oda, borsa, birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilmekte olanların mevcut statülerine göre istihdam edilmelerine devam olunacağı düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 01.06.2004 tarihinde Kumluca Ticaret ve Sanayi Odasında çalışmaya başladığı, 06.07.2004 tarihinde Ticaret Sicil Memur Yardımcılığı kadrosuna atandığı, 18.07.2011 tarihli idare işlemi ile davacının 01.06.2004 tarihinde işe başladığı gerekçesiyle sözleşmeli statüde bulunduğunun ve sehven aylık ücretlerinin ayın on beşinde ödendiği, bundan sonraki ödemelerin ise ay sonunda yapılacağının bildirilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, gerek davalı idare gerekse davacı tarafından mahkemeye sunulan belgelerde davacının işe giriş tarihi itibariyle 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun geçici 12. madde hükmü gereğince 4857 sayılı iş Kanunu hükümlerine tabi olduğu açıklığa kavuşturulmuştur.

Bu durumda, İş Kanunu hükümlerine tabi olan davacının sözleşmeli statüde çalışan personel olarak çalıştığına ilişkin işlemin yargısal denetiminin adli yargı yerinde yapılması gerekmekte olup, görevli ve yetkili yargı yeri olan iş mahkemelerince işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi kararı verilmesi gerekmekte iken; işin esasına girerek davanın reddi kararı veren Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; Antalya 2. İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine…” karar vermiştir.

 ANTALYA 2.İDARE MAHKEMESİ: 5.10.2017 gün ve E:2017/1123, K:2017/1183 sayı ile, “Hüküm veren Antalya 2. İdare Mahkemesi'nce, Mahkememizin 28/12/2012 tarih ve 2011/1493 Esas, 2012/1864 sayılı kararının Danıştay 8. Dairesi'nin 10/04/2017 gün ve 2013/4624 Esas, 2017/2741 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak dava dosyası yeniden incelenmek suretiyle işin gereği görüşüldü:

Dava; Kumluca Ticaret ve Sanayi Odasında Ticaret Sicil Memur Yardımcısı olarak görev yapan davacının sözleşmeli statüde görev yaptığına ilişkin olarak tesis edilen 18.7.2011 gün ve 2011/1110 sayılı Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

01.06.2004 tarih ve 25479 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 73. maddesinde, oda, borsa, birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenlerin bu kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tabi olacakları hükme bağlanmış, aynı Kanun'un Geçici 12. maddesinde de, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte oda, borsa, birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilmekte olanların mevcut statülerine göre istihdam edilmelerine devam olunacağı düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 01.06.2004 tarihinde Kumluca Ticaret ve Sanayi Odasında çalışmaya başladığı, 06.07.2004 tarihinde Ticaret Sicil Memur Yardımcılığı kadrosuna atandığı, 18.07.2011 tarihli idare işlemi ile davacının 01.06.2004 tarihinde işe başladığı gerekçesiyle sözleşmeli statüde bulunduğunun ve sehven aylık ücretlerinin ayın on beşinde ödendiği, bundan sonraki ödemelerin ise ay sonunda yapılacağının bildirilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, gerek davalı idare gerekse davacı tarafından mahkemeye sunulan belgelerde davacının işe giriş tarihi itibariyle 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun geçici 12. madde hükmü gereğince 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi olduğu açıklığa kavuşturulmuştur.

Bu durumda, İş Kanunu hükümlerine tabi olan davacının sözleşmeli statüde çalışan personel olarak çalıştığına ilişkin işlemin yargısal denetiminin adli yargı yerinde yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin Görev Yönünden Reddine, aşağıda…” karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, müvekkilinin işçi statüsünde değil, devlet memuru statüsünde olduğunu,  çünkü Davalı idarenin 25/05/2004 tarih ve 2004/21 Sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile işe alındığını,  o tarihten itibaren de aralıksız olarak işine devam ettiğini; davalı oda görevlilerinin,  yönetim kurulunun 25/05/2004 tarihli kararını 01/06/2004 tarihinde işleme aldıklarını; fiilen 25/05/2004 tarihinde çalışmaya başlayan müvekkilinin sigorta girişinin 01/06/2004 tarihi olarak belirlendiğini ifade ederek; müvekkilinin devlet memuru statüsünde çalıştığının tespitine karar verilmesi istemiyle adli yargı yarinde dava açmıştır.

KUMLUCA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(İŞ MAHKEMESİ SIFATIYLA): 27.6.2018 gün ve E:2017/383, K:2018/268 sayı ile, “(…)Tüm dosya kapsamı bir bütün halinde incelendiğinde; davacı, davalı işyerinde memur statüsünde çalıştığını iddia ederek devlet memuru statüsünde çalıştığının tespitine karar verilmesi talepli iş bu davayı açmıştır. Mahkememizce ilgili belgeler celb edilmiş ve taraf iddia ve savunmaları ile ilgili kanun hükümleri hep birlikte değerlendirilmiştir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve buna bağlı kuruluşlarda çalışanlar 5174 sayılı kanun çıkmadan önce farklı (statü hukukuna), bu yasa çıktıktan sonra işe alınanlar ise Kanununun 73. Maddesindeki “Oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenler bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tâbidir” kuralı nedeni ile İş Kanunu’na tabii olacaklardır.

01/06/2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5174 sayılı Kanununun geçici 12 maddesi uyarınca "Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte oda, borsa, birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilmekte olanların mevcut statülerine göre istihdam edilmelerine devam olunur." hükmü düzenlenmiştir. Yargı uygulaması ile 5174 sayılı kanun işverenleri ile çıkacak uyuşmazlıkların idari yargı yerine görülmesi gereği içtihat edilmiştir. (Y. 9 HD. 16/05/2013 tarih ve 2011/33210 esas, 2013/14719 karar,) 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici 12 maddesi uyarınca 5174 sayılı yasadan önceki statüsü devam etmekte ve bu şekilde çalışmaktadır. Davacı çalışmasının 25/05/2004 tarihinde başladığını iddia ederek memur statüsünde çalıştığının tespitini talep ettiğinden, davalı kurum ile arasında 5174 sayılı yasa yürürlüğe girdikten sonra da statü ilişkisi devam ettiğinden, uyuşmazlıkta iş mahkemesi görevli bulunmamaktadır. Bu bağlamda davacının çalıştığını iddia ettiği dönemlerde uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı olan yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın usulden reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM yukarıda açıklanan nedenler ile;

1-Davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebi ile HMK'nın 114/b ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğunda USULDEN REDDİNE(…)” karar vermiş, istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince; 18.2.2019 gün ve E:2019/108, K:2019/245 sayı ile,istinaf başvuru kesin olarak reddedilen Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 21.10.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, idari yargı dosyasının bir örneğinin UYAP sistemi üzerinden temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği; öte yandan, Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında, idari ve adli yargı yerleri arasında  “davacının devlet memuru statüsünde olduğu yolundaki  iddiası/talebi” yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, idari yargı yerinde; Kumluca Ticaret ve Sanayi Odasında Ticaret Sicil Memur Yardımcısı olarak görev yapan davacının, sözleşmeli statüde görev yaptığına ve ücretlerinin ay sonunda ödeneceğine ilişkin olarak tesis edilen 18.7.2011 gün ve 2011/1110 sayılı Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası işleminin iptali; adli yargı yerinde ise, davacının  fiilen çalışmaya başladığı tarih dikkate alınarak devlet memuru statüsünde çalıştığının tespitine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları” başlıklı 135.maddesinin birinci fıkrasında; “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.” denilmiştir. 

1/6/2004 tarih ve 25479 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren  5174 sayılı “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu”nun “Odalar” başlıklı 4.maddesinde “Odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslekî disiplin, ahlâk ve dayanışmayı korumak ve bu Kanunda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.” hükmüne; “Oda, borsa ve Birlik personeli” başlıklı 73.maddesinde “Oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenler bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tâbidir.” hükmüne; Geçici 3.maddesinde “Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yürürlüğe konulur. Bu yönetmelikler yürürlüğe konuluncaya kadar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan tüzük ve yönetmeliklerin, bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.” hükmüne;   Geçici 12. maddesinde “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilmekte olanların, mevcut statülerine göre istihdam edilmelerine devam olunur.” hükmüne yer verilmiş; aynı Kanunun    103.maddesiyle,  8.3.1950 tarihli ve 5590 sayılı “Ticaret ve Sanayi Odaları”, “Ticaret Odaları”, “Sanayi Odaları”, “Deniz Ticaret Odaları”, “Ticaret Borsaları” ve “Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği” Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlükten kaldırılan 5590 Sayılı “Ticaret ve Sanayi Odaları”, “Ticaret Odaları”, “Sanayi Odaları”, “Deniz Ticaret Odaları”, “Ticaret Borsaları” ve “Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği” Kanunu’nun “Tarif”başlıklı 1. maddesinde, “(Değişik: 17/4/1986 – 3277/1 md.) Ticaret ve Sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları ve deniz ticaret odaları; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini, ahlâk ve tesanüdünü korumak ve bu Kanunda yazılı hizmetleri görmek amacıyla kurulan kamu kurumu niteliğinde tüzelkişiliğe sahip meslek kuruluşlarıdır."  denilmiş; 18/5/1983 tarih, 83/6620 no.lu  Bakanlar Kurulu Kararıyla çıkarılıp, 5/8/1983 tarih,  18126 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan;   5590 sayılı Kanunun 2567 sayılı Kanunla değiştirilen 86. maddesi gereğince odalar, borsalar ve Birlik memur, sözleşmeli ve geçici personeli ile hizmetlilerin özlük hakları ve ayrılma tazminatı ile ilgili esasları düzenlemek amacıyla hazırlandığı belirtilen ve halen yürürlüğünü sürdüren; “Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları, Türkiye Ticaret Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Personel Yönetmeliği”nin “Çalıştırma Biçimleri” başlıklı 3.maddesinde; “ Odalar, borsalar ve Birlik hizmetleri memurlar, sözleşmeli ve geçici personel ile hizmetliler eliyle yürütülür. a) Memurlar: Asil ve sürekli görevlerde çalıştırılan kadrolu personeldir. b) (Değişik: 30/4/1990 - 90/377 K.) Sözleşmeli personel:Asli ve sürekli görevlerde kadrolu memur ve hizmetli personel dışında, sözleşme ile istihdam edilen personeldir. c) (Değişik: 30/4/1990 - 90/377 K.) Geçici personel bir yıldan az süreli veya mevsimlik görevlerde sözleşme ile istihdam edilen personeldir. d) Hizmetliler: Odalar, borsalar ve Birlik'in asli ve sürekli görevlerinin yerine getirilebilmesi için lüzumlu olan destek ve yan hizmetlerde çalışan kadrolu personeldir.” hükmü; “Atama” başlıklı 18.maddesinde; “– A) Odalar ve borsalarda: a) Genel katip, yönetim kurullarının inhası ve meclislerin onayı ile, b) Diğer personel yönetim kurullarının kararı ile göreve atanırlar. B) Birlik'de: a) Birlik Genel Katibini, Yönetim Kurulu Başkanının teklifi ile Yönetim Kurulu, b) Müdür muavini ve daha üst ünvanlı personel, Birlik Genel Katibinin teklifi ile Yönetim Kurulu, c) Diğer personeli ise Birlik Genel Katibi doğrudan göreve atar. Personelin işine son verilmesi ve nakillerinde aynı esaslara uyulur. İlk defa göreve alınanlarla, yeniden göreve atananların atamanın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren meşru mazeretleri olmaksızın, en geç 15 gün içinde göreve başlamaları esastır. Aksi halde atama işlemi iptal edilir.” hükmü yer almıştır.

Belirtilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerin birlikte değerlendirildiğinde; 5174 sayılı Kanunun  geçici 12.maddesi uyarınca,  Kanunun yürürlüğe girdiği 1/6/2004  tarihinde oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilmekte olanların, mevcut statülerine göre istihdam edilmelerine devam olunduğu; 1/6/2004  tarihinden önce,  5590 sayılı Kanun ve Kanunun 86. Maddesi uyarınca çıkarılan Yönetmelik kapsamında kamu personeli statüsünde istihdam edilen sözleşmeli personelin mevcut statüsünü sürdürdüğü; her ne kadar, 5174 sayılı Kanunun 73. maddesinde "Oda, borsa. Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenler bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tâbidir." hükmü ile oda personelinin 4857 sayılı İş Kanununa göre istihdamı öngörülmüş ise de, İş Kanunu hükümlerinin 5174 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda uygulanacağı  anlaşılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden;  davacının Kumluca Ticaret ve Sanayi Odasında Ticaret Sicil Memur yardımcısı olarak görev yaptığı; ücretlerinin ay sonunda ödenmesi nedeniyle Kuruma başvurduğu;  18.7.2011 gün ve 2011/1110 sayılı Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası işlemi ile,   5174 sayılı Kanuna göre 1.6.2014 tarihinden sonra işe giren personelin 4857 sayılı İş Kanununa göre istihdam edileceğinin belirtildiği; ilgilinin işe giriş tarihinin 1.6.2014 olduğu için sözleşmeli statüde yer aldığı, sözleşmeli  personel  ücretlerinin de ay sonunda ödendiği, ilgilinin ücretlerinin sehven ayın 15’inde ödendiğinin bildirilmesi üzerine;  davacının vekili tarafından; müvekkilinin Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulunun 25/05/2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile Kumluca Ticaret Sicil Memur yardımcılığı kadrosuna geçirildiğini; fiilen çalışmaya başladığı tarihin dikkate alınması gerektiğini,  kendisinin devlet memuru statüsünde çalıştığını iddia ederek; idari yargı yerinde, 18.7.2011 gün ve 2011/1110 sayılı Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası işleminin iptali; adli yargı yerinde ise, müvekkilinin  fiilen çalışmaya başladığı tarih dikkate alınarak devlet memuru statüsünde çalıştığının tespitine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Kuruluş amaçları, kamu yararı; faaliyet konuları ise kamu hizmeti olup, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahip olan ve tek taraflı işlemlerle, yeni hukuki durum yarattıkları için personeli de kamu hukukuna tabi olan oda, borsa ve birliklerin kamu hizmeti görmek amacıyla 5590 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dönemde, personeliyle yaptıkları idari sözleşme niteliğindeki uyuşmazlıklara ilişkin davaların görüm ve çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu tartışmasızdır.

Buna karşılık, 5174 sayılı Kanunun 73. maddesinde oda, borsa, birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenlerin bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tabi olduğunun;   Kanunun Geçici 12.maddesinde ise  Kanunun yürürlüğe girdiği 1/6/2004  tarihinde oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilmekte olanların, mevcut statülerine göre istihdam edilmelerine devam olunduğunun belirtildiği görülmektedir.

Bu bağlamda somut olay irdelendiğinde; davacının fiilen çalışmaya başladığı tarihten, 1.6.2014 tarihinden önce işe başlaması konusunda Kurum yetkili organlarınca yapılan işlemlerden bahisle memur statüsünde olduğunu iddia ettiği gözetildiğinde; 5174 sayılı Kanunun yürürlük tarihi ve geçiş maddeleri de dikkate alınarak,  Kurum tarafından tesis edilen işlem ya da işlemlerin hangisinin hukuki sonuç doğurduğunun yargısal denetiminin, 2577 Sayılı Kanunun, “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2.maddesinin 1 fıkrasında tanımlanan iptal davaları kapsamında  idari yargı yerlerinde yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle Antalya 2.İdare Mahkemesinin 5.10.2017 gün ve E:2017/1123, K:2017/1183 sayılı görevsizlik  kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 2.İdare Mahkemesinin 5.10.2017 gün ve E:2017/1123, K:2017/1183 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 21.10.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                             Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                         Aydemir                           Nurdane                           Ahmet

                             TUNÇ                             TOPUZ                         ARSLAN