T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2019/536

            KARAR NO : 2019/761

            KARAR TR: 25.11.2019

         

ÖZET : Davacının eşinin Gebze Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunduğunu, Mart 2017 ile 23.10.2018 tarihleri arasında tutuklu bulunan eşiyle telefonla görüşme talebinin emsal yargı kararlarına rağmen kurumca reddedilmesi sebebiyle hak mahrumiyetine uğradığını belirterek manevi tazminat istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K ARAR        

                                         

Davacı   : A.K.

Davalı    : Adalet Bakanlığı

                                           

O L A Y: Davacı dava dilekçesinde özetle; Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 30/05/2016 tarihinden beri tutuklu bulunan davacının, Gebze Kapalı Kadın Ceza İnfaz Kurumunda Mart 2017 tarihinden beri tutuklu bulunan eşiyle telefon görüşü yapmak için idareden izin talebinde bulunduğu halde 23/10/2018 tarihine kadar taleplerinin reddedildiğini, talebiyle ilgili kendisine cevap verilmediği ve yaklaşık 11 ay süreyle telefonla görüşme hakkından mahrum bırakıldığını ileri sürerek,750.000,00-TL manevi zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ 1. İDARE MAHKEMESİ: 20.12.2018 gün ve E:2018/1410, K:2018/1293 sayı ile, Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan davacının, Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan eşiyle telefon ile haberleşme hakkından yararlandırılmadığından bahisle manevi tazminat ödenmesi isteminden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, anılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a. maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ İNFAZ HAKİMLİĞİ: 19.2.2019 gün ve E:2019/541, K:2019/964 sayı ile, İnfaz Hakimliklerinin görev ve çalışma usullerini düzenleyen 4675 sayılı Yasaya göre, infaz hakimliklerinin temel görevinin, ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında cezaevi idaresince gerçekleştirilen işlem ve eylemlere karşı yapılan şikayetleri incelemek olduğu; bunun dışında 5402 sayılı Yasa ile denetimli serbestlik müdürlüklerinin idari nitelikteki işlem ve eylemlerine karşı ilgililerin şikayetlerini inceleme görev ve yetkisinin infaz hakimliklerine verildiği; ayrıca 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda infaz hakimliklerine verilmiş görevler bulunmadığı; belirtilen bu düzenlemeler ayrıntılı olarak incelendiğinde, infaz hakimliklerine çekişmeli yargı alanına giren herhangi bir görev verilmediği, infaz aşamasında hükümlüler ve diğer ilgililerin idare tarafından gerçekleştirilen işlemlere karşı şikayetlerini incelemenin infaz hakimliğinin temel görevi olduğu; bu nedenle, talep konusunda Hakimliklerinin herhangi bir görev ve yetkisinin bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, Aydın Kahveci'nin talebinin yargı yolu nedeni ile reddine, talep konusunda idari yargı mercilerinin görevli olduğuna, talep konusunda olumsuz yargı yolu uyuşmazlığı bulunduğu anlaşıldığından 2247 sayılı yasanın 15 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra talep edilmesi halinde uyuşmazlığın çözümü için dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

             Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 25.11.2019 günlü toplantısında:

             l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

             Dava, davacının eşinin Gebze Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunduğunu, Mart 2017 ile 23.10.2018 tarihleri arasında tutuklu bulunan eşiyle telefonla görüşme talebinin emsal yargı kararlarına rağmen kurumca reddedilmesi sebebiyle hak mahrumiyetine uğradığını belirterek 750.000,00-TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır.

             2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde idari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak tanımlanmıştır.

             5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanununun "Hükümlünün Telefonla Haberleşme Hakkı" başlıklı 66.maddesinin birinci fıkrasında; " Kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler, Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirlenen esas ve usullere göre idarenin kontrolündeki ücretli telefonlar ile görüşme yapabilirler. Telefon görüşmesi idarece dinlenir ve kayıt altına alınır. Bu hak, tehlikeli hâlde bulunan ve örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir." hükmüne yer verildiği, aynı Kanununun 116'ncı maddesinde tutukluların da bu haktan yararlanacağı hüküm altına alınmıştır.

             4675 sayılı İnfaz hâkimliği Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, bu Kanun'un, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı, "İnfaz hâkimliklerinin Görevleri" başlıklı 4. maddesinde; hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin saplanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hâkimliklerinin görevleri arasında olduğu, "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hükmü ve “İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar" başlıklı 6. maddesinin 3.fıkrasında, "İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir" hükmü ve son fıkrasında "İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine (...) yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz” hükümlerine yer verilmiştir.

             Dosyanın incelenmesinden; davacının eşinin Gebze Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunduğunu, Mart 2017 ile 23.10.2018 tarihleri arasında tutuklu bulunan eşiyle telefonla görüşme talebinin emsal Yargı kararlarına rağmen kurumca reddedilmesi sebebiyle hak mahrumiyetine uğradığını belirterek, şikayet edenin 06.11.2018 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne yazmış olduğu aynı konu ve talebine ilişkin dilekçesine, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün 06.12.2018 tarihli yazısı ile idareye atfedilebilecek hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk durumunun bulunmaması nedeniyle tazminat talebinin sulh kapsamında karşılanmasının mümkün görülmediğinin belirtildiği; bunun üzerine manevi tazminat istemiyle davaların açıldığı anlaşılmıştır.

             Bakılan davada, davacının tutuklu bulunduğu cezaevinde tutukluların/hükümlülerin günlük yaşamındaki hak ve yükümlülüklere yönelik olarak “telefonla görüşme" hakkından yararlandırılmadığı iddiasına dayanan manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, manevi zararın doğmasına sebep olarak gösterilen “telefonla görüşme” hakkından mahrum bırakılma işleminin yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunun 4.maddesinde "...işlem ve faaliyetlere ilişkin şikâyetleri" karara bağlamanın İnfaz hâkimliği’nin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konudaki şikâyete bakmakla görevli olan Adli Yargı yerinin aynı şikâyetten kaynaklanan manevi tazminat istemine de bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.

             Bu durumda, Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan davacının telefonla görüşme hakkından yararlandırılmadığından bahisle manevi tazminat ödenmesi isteminden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

             Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Kocaeli İnfaz Hakimliğinin 19.2.2019 gün, E:2019/541, K:2019/964 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kocaeli İnfaz Hakimliğinin 19.2.2019 gün, E:2019/541, K:2019/964 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.11.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Hicabi                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                    BOZERAKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                            Üye                                Üye                              Üye                  

                                          Aydemir                       Nurdane                         Ahmet

                              TUNÇ                          TOPUZ                       ARSLAN