Hukuk Bölümü         2013/46 E.  ,  2013/201 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : 1- A.U., 2- F.U., 3- A.R.U., 4- V.Y., 5- A.Y., 6- O.Y., 7- O.Y., 8- L.E.,              

  9- H.T., 10- A.Ç., 12- M.Ş., 13- M.Ş., 14- S.B., 15- A.Ö.Ü., 16- A.Ü. 

Vekili      : Av. B.K.  

Davalılar  : 1- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

                  2- Altındağ Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. A.A.                                 

O L A Y  : Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin Ankara İli, Altındağ  İlçesi, Yenidoğan Mahhalesi, 1961 Ada, 90, 99 ve 110 Parsellerde kayıtlı taşınmazın hissedar olarak maliki olduğunu, sözkonusu taşınmazın imar planında okul, zayiat ve karakol alanı olarak ayrıldığını, taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekili süresi içinde verdiği dilekçede özetle, taşınmaza fiilen el atılmadığını, imar planına dayalı olarak açılan tazminat davalarının görüm ve çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

ANKARA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 6.12.2011 gün ve E:2011/445 sayı ile, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilince 21.12.2011 günü, Danıştay Başsavcılığına gönderilmek üzere Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğine verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davalı Altındağ Belediye Başkanlığının 16.11.2011 tarihinde kayda alınan cevap dilekçesi ile görev itirazında bulunduğu, Mahkemenin 6.12.2011 tarihinde yapılan ve davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin de katıldığı birinci celsede, anılan Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar verdiği ve davalı idare vekilinin 21.12.2011 günü kayda giren dilekçesi ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvurduğu; Kanun hükümleri uyarınca, görev itirazının reddine ilişkin kararın verildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde uyuşmazlık çıkarılmasının istenebileceği gözetildiğinde, onbeş günlük yasal süre geçtikten sonra, 21.12.2011 tarihinde, kayda alınan dilekçe ile yapılan olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin başvurunun incelenme olanağı bulunmadığı nedeniyle davalı Altındağ Belediye Başkanlığının olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması isteminin reddine, 1.10.2012 tarihinde kesin olarak karar vermiştir.

Davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekili, 23.10.2012 havale tarihli Danıştay Başsavcılığına hitaplı dilekçesi ile, daha önceki olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılmasına havi taleplerinden söz ederek, 15 günlük süre içerisinde başvurulduğunu dolayısıyla ret kararının gözden geçirilerek yanlışlığın giderilmesini talep etmiştir.

Dilekçe, dava dosyası örneği ile birlikte yeniden Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı, dava dilekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku olmadığı, ancak; bu sonuç ya sonuçların genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planından kaynaklandığı, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka bir anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı, idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini talepleri ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 12 ve 13.maddeleri uyarınca idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Yasa hükümlerinin gereği olduğu, bu bakımdan hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi idari yargının görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, hukuki elatma olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla davanın taşınmazın bedeline tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmının, 2577 sayılı Yasanın 2.maddesinin 1.fıkrasının b bendinde yer alan idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, bu nedenle 2247 sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ,  Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 4.2.2013 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. maddesinde, “Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanunsözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanunsözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez” denilmiş; 12.maddesinde, “Görev itirazında bulunan kişi veya makam itirazının reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak 15 gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

Bu yargı mercii dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası müktevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurabilir.” hükmü yeralmış, 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

                Dosyanın incelenmesinden, Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, 1. celseden önce, süresi içerisinde verilen 16.11.2011 tarihli davalı idarenin savunma dilekçesinde, görev itirazında bulunulduğu; Mahkemenin 6.12.2011 günü yaptığı ve davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin de hazır bulunduğu birinci celsede görev itirazının reddedildiği; Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin 21.12.2011 günü kayda giren dilekçesi ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunduğu; ancak Danıştay Başsavcılığınca onbeş gün içinde uyuşmazlık çıkarılmadığı nedeniyle başvurunun inceleme olanağının bulunmadığı, dolayısıyla, istemin reddine kesin olarak karar verildiği; davalı idare vekilinin 23.10.2012 günü kayda giren dilekçesi ile ret kararının yeniden gözden geçirilerek mevcut yanlışlığın giderilmesinin Danıştay Başsavcılığından istenilmesi üzerine Danıştay Başsavcılığınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda sözü edilen Kanun hükümleri uyarınca, görev itirazının reddine ilişkin kararın öğrenilmesinden başlayarak onbeş gün içinde uyuşmazlık çıkarılmasının istenebileceği gözetildiğinde verilen görevlilik kararından başlayarak onaltıncı gün olan 21.12.2011 günü kayda giren dilekçenin süresi içinde verildiğinin kabulü olanaksız olduğu gibi, yine aynı Kanun maddeleri uyarınca bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabileceği ve ilgili Başsavcılıkların kararlarının da kesin olduğu tartışmasızdır.

Bu durumda davalılardan Altındağ Belediye Başkanlığı vekili tarafından Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen görevlilik kararı nedeniyle, 20.12.2011 tarihinden sonra olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle yapılan başvurunun süresinde olmadığı nedeniyle Danıştay Başsavcılığınca reddedilmesi sonrasında yine aynı Başsavcılıkça, kesin olan başvurunun reddine ilişkin kararlarından sonra aynı dosyada olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasında hukuka uyarlık bulunmadığından yapılan başvurunun reddi gerektiği açıktır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 10.maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun anılan Yasanın 27.maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 4.2.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.