Hukuk Bölümü         2005/46 E.  ,  2005/61 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacılar       : A. ve S. B. (Kendilerine asaleten)

                                    M.B.’a velâyeten

            Vekili             : Av. N. K.

            Davalılar        : 1-TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü

             Vekili : Av. M. L.Y., Av. A. K.

             2-Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı       

O  L  A  Y       : İşitme Engelliler 5. Sınıf öğrencisi olan Mehmet Baran, 13.1.2004 gününde, okul yolu üzerinde bulunan Ofis Semti-Bağlar Beldesi arasındaki hemzemin geçitten geçmekte iken trenin çarpması sonucu yaralanmış ve sağ bacağı kopmuştur.

Davacılar vekili, sözkonusu hemzemin geçitte  kontrollü ve otomatik bariyerli geçiş sisteminin kurulamamış olmasının Belediye ile TCDD arasındaki koordinasyon eksikliğinden kaynaklandığının basına yansıyan haberlerden anlaşıldığını, kamu idarelerinin yapmakla yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi ifa etmekle beraber, bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlü bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, bedeni zarara uğrayan Mehmet Baran ile annesi ve babası için toplam 110.000.000.000.-TL. maddi ve manevi tazminatın TCDD İşletmesi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinden mütereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 15.6.2004 tarihli dilekçe ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalılardan TCDD İşletmesi vekilince, birinci savunma dilekçesinde, kamu hizmeti olan demiryolu taşımacılığını tekel halinde yürüten müvekkil idare aleyhine hizmet kusuru nedeniyle açılan davanın idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği ileri sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur.

DİYARBAKIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 26.4.2005 günlü celsesinde E:2004/601 sayı ile, davalılardan TCDD İşletmesi vekilinin görev itirazı reddedilmiştir.

Davalı İşletme vekilince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe ve ekleri Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

 DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b. maddesinde belirtilen, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün, kamu hizmeti olan taşımacılık işini, tekel halinde yürüten bir kamu kurumu olduğu; kamu hizmeti yürütmekle yükümlü kılınan bir kamu kurumunun hizmeti yürütürken  kişilere verdiği zararın tazminine ilişkin davada, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, sonuçta, hizmet kusuru ve idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tayin ve tespitinin idari yargı yerlerine ait olduğu, dava konusu uyuşmazlık, davalı idarenin yürütmekle görevli olduğu kamu hizmetinin gereği gibi yapılmamasından dolayı uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemine ilişkin bulunmakta olup bu durumda uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına hizmet kusuru esasına göre bakmakla görevli bulunan idari yargıya ait olduğundan Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış ve 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nden istemiştir.

Başkanlıkça,2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 233 sayılı KHK.’ye tabi bir kamu iktisadi kuruluşu olan davalı idarenin, tekel halinde yürüttüğü demiryolu taşımacılığının bir kamu hizmeti olduğu; kamu kurumlarının faaliyet alanına giren kamu hizmetlerini yerine getirirken sebebiyet verdikleri zararların tazmini istemiyle açılan davaların, hizmet kusuruna dayanması nedeniyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b. maddesi gereğince idari yargı yerinde görülerek çözümlenmesi gerektiği; olayda, demiryolunda yaya olarak karşıya geçmek isteyen mağdura banliyö treninin çarpması sonucunda doğan zararın idarenin hizmet kusuru esasına göre tazmini istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli olduğundan, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/601 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:  Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Tülay TUĞCU ’nun Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın  katılımlarıyla yapılan 11.7.2005 günlü toplantısında,

I- İLK İNCELEME :Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, TCDD İşletmesi vekilince anılan Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun şekilde ve 12. maddede belirlenen süre içinde başvurulması üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından TCDD İşletmesi yönünden uyuşmazlık çıkarıldığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Danıştay Başsavcısının idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının davada idari yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve  dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR’in  yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 Dava, kontrolsüz hemzemin geçitte demiryolu üzerinden geçmekte olan çocuğun, trenin çarpması sonucu yaralanması ve sakatlanması nedeniyle uğranılan zararların  TCDD İşletmesinden tahsiline hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

            28.10.1984  tarih  ve  18559  sayılı  Resmi  Gazetede  yayımlanan,  Türkiye  Cumhuriyeti Devlet Demiryolları  İşletmesi Genel Müdürlüğü ( TCDD ) Ana Statüsü’nün “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesi “ Bu Ana Statünün amacı; 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak sözkonusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri ile bunlar arasındaki  ilişkileri ve ilgili diğer  hususları  düzenlemektir...” hükmünü taşımakta;  “Hukuki Bünye”  başlıklı 3. maddesinde, bu Ana Statü ile teşkil olunan TCDD İşletmesinin, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir “ Kamu İktisadi Kuruluşu” olduğuna  ve 233 sayılı KHK. ile bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğuna işaret  edilmekte; 4.maddesinde, sayılan Kuruluş amaç ve faaliyet konularının tamamına yakınının “tekel” kapsamında işler olduğu belirtilmekte; kuruluşu, yönetimi ve denetimi konularında 233 sayılı KHK. hükümlerine paralel düzenlemelere yer verilmektedir.

            Buna göre, TCDD İşletmesinin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu tartışmasızdır. 233 sayılı  KHK. ve Ana Statü ile, özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla, İşletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olması, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmemektedir.

            İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj , su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

            Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacılar vekilince olayda davalı İşletmenin kontrollü ve otomatik bariyerli geçiş sistemini kurmadığı ve hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol edip gerekli önlemleri zamanında almadığı ileri sürüldüğüne göre, uğranılan zararın tazminine ilişkin davanın, zararın hizmetin kuruluşu ve işleyişindeki aksaklıklardan doğduğu ve bu nedenle TCDD’nin hizmet kusuru esasına göre sorumlu olduğu nedenine dayanılarak açıldığı anlaşılmaktadır.

Anayasa’nın 125. maddesinin  son   fıkrasında,  idarenin kendi eylem   ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama   Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Bu durumda ve zararın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında doğduğu nedeniyle idarenin hizmet kusuruna   dayanılmış   olması   karşısında ,  tekel  niteliğinde   kamu  hizmeti    yürüten   TCDD İşletmesinin bu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-b. maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir.

    Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin TCDD İşletmesinin görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmektedir.

      SONUÇ   :Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.4.2005 gün ve E:2004/601 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA ,11.7.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.