Hukuk Bölümü         2010/329 E.  ,  2011/76 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           : C.Y.

            Vekili              : Av. D.S.

            Davalı            : Altındağ Belediye Başkanlığı

            Vekili              : Av. İ.G. 

            O L A Y : Davacının, Ankara İli, Altındağ İlçesi, 1. Bölge Solfasol, Karapınar Mevkiindeki 3455 ada 18 parselde kayıtlı 749/47711 sayılı gayrimenkuldeki hissesinin, davalı idare tarafından yapılan imar düzenlemesi sonucu, davacıya Alemdağ 21836 ada 7 nolu parselden 108/744 hisse, yine aynı bölgede 21849 ada 1 parselden ise 14/10783 hisse üzerinden tapularının verildiği, ancak, davalı idare tarafından imar düzenlemesine tabi tutulan hissesinin 749 m2 olduğu, imar düzenlemesi sonucu 65 m2 sinin Düzenleme Ortaklık Payına, 108 m2 sinin Altındağ 1. Bölge Alemdağ 21836 ada 7 parsele, 14 m2 sinin Altındağ 1. Bölge Alemdağ 21849 ada 1 parsele gittiği bu alanların toplam miktarının 187 m2 ye tekabül ettiği; dolayısıyla 562 m2 hissesine kamulaştırmasız el atılması sonucu davalı idareye devri ve bedelinin fazlaya ve sair hususlara ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalı idareden, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açılmıştır.

Davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilince, davanın imar planına ve planda yapıldığı öne sürülen hataya ilişkin bir dava olduğu, kamulaştırmasız el atma davası olmadığı dolayısıyla, davaya bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğu öne sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur. Ankara 18. Asliye  Hukuk Mahkemesi; 11.11.2008 gün ve E:2008/353 sayı ile, davalı idare vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir. Bu karar davalı idare vekiline 11.11.2008 günlü duruşmada tebliğ edilmiştir. Davalı idare vekili 15 günlük süre geçtikten sonra olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolunda dilekçe vermiştir. Davacı olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçeye cevap verdikten sonra Mahkemelerince, 4.2.2009 gün ve E:2008/353, K:2009/19 sayı ile, davacının, davalı idare tarafından yapılan imar düzenlemesi sonucunda Düzenleme Ortaklık Payı kesildikten sonra taşınmazdaki hissesine karşılık muhtelif parsellerde yer tahsis edildiği, ancak bu parsellerin toplamının tapudaki hissesini karşılamadığı, kendisine verilen parsellerin toplamının 187 m2 olduğu, kadastro tapusunun ise 749 m2 olduğu, bu duruma göre 562 m2 tapulu taşınmazının akıbetinin bilinmediği iddiası iIe Kamulaştırmasız el atma ve tazminat davası açıldığı, davacı talebinin bu hali ile imar düzenlemesi sonucu davacının akıbeti bilinmeyen 562 m2 taşınmazının sorgulanması niteliğinde olduğu, dolayısıyla dava konusu talebin davalı İdare’nin idari bir işleminden/eylemden kaynaklandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesi gereğince idari işlem ve eylemlerden dolayı açılacak tam yargı davalarının İdari Yargı yerinde açılması gerektiği cihetle dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle görevsizliğine karar vermiştir.

Davacı vekili tarafından bu karar temyiz edilmiş, YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNİN 18.1.2010 gün ve E:2009/20606, K:2010/556 sayılı kararı ile davacının imar uygulaması sırasında yok edilen 562 metrekarelik hissesi ile ilgili talebinin, kamulaştırmasız el atma sonucu meydana getirilen zararın tazmini olarak nitelendirilip, 16.5.1956 gün ve 17/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı Uyarınca, davaya bakmanın adli yargının görevi dahilinde olduğu gözetilerek, işin esasına girilip talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin, doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkeme; 4.5.2010 gün ve E:2010/102 sayı ile, bozma ilamına uyulmasına karar vermiş, davalı idare vekili görev itirazını tekrar etmiştir.

 ANKARA 18. ASLİYE  HUKUK MAHKEMESİ; 29.6.2010 gün ve E:2010/102 sayı ile, davalı idare vekilinin görev itirazı talebinin reddine karar vermiştir.

Davalı idare vekilinin 5.7.2010 günlü olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine dava dosyası Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davacının, Ankara İli, Altındağ İlçesi, Solfasol, Karapınar mevkiinde, 3455 ada, 18 sayılı parseldeki 749/45711 hissesinden 562 m2'lik kısmına kamulaştırmasız el atıldığından bahisle şimdilik 10.000.-TL.nin yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle açtığı davada, davalı Belediyenin görev itirazı üzerine Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesince, 4.2.2009 gün ve E:2008/353, K:2009/19 say ile verilen görevsizlik kararının bozulması yolundaki Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesinin 18.1.2010 gün ve E:2009/20606, K:2010/556 sayılı kararına uyulmak suretiyle 2010/102 esas sayısına kaydedilen dosyada, davalı idarece olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istenildiğinin anlaşıldığı; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18'inci maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamaları işlemlerinin, kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve re'sen tesis edilen idari işlemler olduğu; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18'inci maddesine göre yapılan imar düzenlemesi sonucunda davacının kadastral parseldeki hisselerinin, düzenleme kamu ortaklık payları (65 m2) düşüldükten sonra 21836 ada, 7 sayılı ve 21849 ada, 1 sayılı parsellere 108+14 m2 olarak şuyulandırıldığı; ancak, davacının payına düşen 749 m2'lik hissesinden 187 m2'Iik kısmının imar görmesine karşılık cetvellerde yer verilmeyen 562 m2'Iik kısmına davalı Belediyece kamulaştırmasız el atıldığı ileri sürülerek, şimdilik 10.000.- TL. tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle dava açıldığının anlaşıldığı; imar uygulaması sonucu alınan kamu ortaklığı payları düşüldükten sonra bu parseldeki hisseden cetvellerde yer almayan 562 m2'Iik kısmın bedelinin ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı olarak açılan davanın, kamulaştırmasız el atma hukuki temeline oturtulmak istenmiş ise de, davanın konusu, davalı idarece 3194 sayılı Kanun'un 18. maddesi uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri sonucunda şuyulandırma dışında bırakılan davacıya ait hissenin bedelinin tazminine ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamına girdiğinde kuşku bulunmadığı, bu durumda, imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği; bu nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlığımızca, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Uyuşmazlık konusu işlemin, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun arazi ve arsa düzenlenmesine ilişkin 18. maddesinin uygulamasından kaynaklanmakta olup, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinin düşünüldüğü, bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/102 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yönünde düşünce verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Sıddık YILDIZ, Muhittin KARATOPRAK ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 2.5.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

2247 sayılı Yasanın 12/3. maddesi uyarınca yargı merciinin, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itiraz ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı verebileceği ve aynı Yasanın 10/3. maddesi uyarınca da verdiği görevsizlik kararının temyizen incelenerek bozulması durumunda yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmesi durumunda görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebileceği açıktır.

Bu durumda, davalı idarenin uyuşmazlık çıkarılması yönünde vermiş olduğu ilk dilekçe ihmal edilerek, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra çıkarılan uyuşmazlığın esas alınacağı açıktır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Davacının Ankara İli, Altındağ İlçesi, 1. Bölge Solfasol, Karapınar mevkiindeki 3455 ada 18 parselde kayıtlı 749/47711 sayılı gayrimenkuldeki hissesine kamulaştırmasız el atıldığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalı idareden, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır. 

Olayda, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18'inci maddesine göre yapılan imar düzenlemesi sonucunda davacının kadastral parseldeki hisselerinin, düzenleme kamu ortaklık payları (65 m2) düşüldükten sonra 21836 ada, 7 sayılı ve 21849 ada, 1 sayılı parsellere 108+14 m2 olarak şuyulandırıldığı; ancak, davacının payına düşen 749 m2'lik hissesinden 187 m2'Iik kısmının imar görmesine karşılık cetvellerde yer verilmeyen 562 m2'Iik kısmına davalı Belediyece kamulaştırmasız el atıldığı ileri sürülerek, şimdilik 10.000.- TL. tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 3194 sayılı imar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamaları işlemlerinin, kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve resen tesis edilen idari işlemler olduğu bu işlemlerden doğan zararın tazmininin istenildiği gözetildiğinde; uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ, Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce REDDİNE İLİŞKİN KARARININ KALDIRILMASINA, 2.5.2011 gününde Üyelerden Mahmut BİLGEN ve Ramazan TUNÇ’un KARŞIOYLARI ve OYÇOKLUĞU  İLE KESİN OLARAK karar verildi.