T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/247 KARAR NO : 2024/276 KARAR TR : 08/07/2024 |
ÖZET: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/5 madde ve fıkrası uyarınca alkollü olarak araç kullandığından bahisle, hakkında idari para cezası düzenlenen ve sürücü belgesi geri alınan taksi şoförü davacının bu süreçte yaşadığı mağduriyetin tazmini için maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
KARAR
Davacı : S.G
Vekili : Av. Y.S
Davalılar : Antalya Valiliği (İl Emniyet Müdürlüğü)
Vekili : Av. C. C. K
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı vekili, Antalya Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Trafik Düzenleme ve Denetleme Büro Amirliğinin 02/01/2021 tarih ve MA-66930570 Seri Numaralı tutanağı ile yapılan alkol kontrolünde 0,46 promil alkol tespit edildiği gerekçesiyle, Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5 maddesi gereğince müvekkiline 1.339 TL trafik idari para cezası verildiğini ve sürücü belgesinin 6 aylık süreyle geri alındığını, söz konusu idari yaptırımların kaldırılması için süresi içinde itirazda bulunulduğunu, Antalya 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 29/04/2021 tarih ve 2021/1393 D.iş sayılı kararı ile itiraz başvurusunun kabulü ile idari para cezası idari yaptırım kararının kaldırılmasına ve geçici olarak sürücü belgesinin geri alınması tutanağının iptali ilesürücü belgesinin sahibine iadesine karar verildiğini, müvekkilinin alkol metre ile yapılan kontrol sonrasında çıkan sonuca karşı ilgili kolluk ekiplerine sözlü olarak itiraz ettiğini ve alkol almadığını bu nedenle de alkol metrenin hatalı ölçüm yaptığını belirttiğini, bu nedenle defalarca hastaneye gitmek istediğiniemniyet görevlilerine söylediği halde bu teklifinin reddedildiğini, yaşanılan bütün bu olayların sonrasında müvekkilinin polis merkezinden çıkıp hiç vakit kaybetmeden özel bir hastaneye giderek kan tahlili yaptırdığını ve çıkan tahlil sonucunun (0) çıktığını, kanında alkole rastlanılmadığını, yaşanılan tüm bu sürecin müvekkilinde kaygıya ve strese yol açtığını, bu durumun manevi bir üzüntüye neden olduğunu, ayrıca idari yaptırım kararı ile ehliyetine de el konulduğundan taksi şoförü olması nedeniyle kazanç kaybına uğradığını, otopark, çekici ve sair masraf yapmak zorunda kaldığını, tüm bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10 TL maddi ve 3.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 28/11/2022 tarih ve E.2021/189, K.2022/440 sayılı kararı ile, davanın yargı yolu caiz olmadığından, 6100 sayılı Kanun'un 14/1-(b) ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 05/01/2024 tarih veE.2023/2728, K.2024/1 sayılı kararı ile esastan reddedilmiş ve temyiz yoluna gidilmeksizin bu karar kesinleşmiştir. İlk derece mahkemesi kararının ilgili kısmı şöyledir:
"... Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Davalı bakanlık bir kamu tüzel kişisidir. İşlem ve eylemlerikural olarak kamusal nitelik taşır. Tazminat istemine konu olayın kamu hizmetinin görüldüğü bir sırada doğduğu ve hizmet ile ilgili bulunduğu kabul edilmelidir. İdarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir.
Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden araştırılır (Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nın 114 ve 115/1. maddeleri).
Bu kapsamda; davacının, dava konusu taleplerinin, davalı idarenin, idari eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel haklarının zarar gördüğü iddiasına yönelik olduğu, idarenin eylem ve işlemlerine karşı idareye karşı açılan bu davaya bakma ve dava konusu uyuşmazlığı çözme görevi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi uyarınca idari yargıya ait olduğu anlaşıldığından, açılan davanın yargı yolu caiz olmadığından HMK'nın 114/1-b ve 115/2maddeleri uyarınca usulden reddine..."
3.Davacı vekili aynı gerekçelerle, bu kez 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdari Yargıda
4. Antalya 2. İdare Mahkemesi 17/04/2024 tarih ve E.2024/313 sayılı kararı ile, 2918 sayılı Kanunu hükümleri çerçevesinde, davacının tazminat isteminin, ilgili idarece ehliyetine el konulması sırasında detaylı kontrol yapılmaması hususuna dayandığı, ehliyetine el konulması hususunun 2918 sayılı Kanun uyarınca tesis edilmiş olduğu dikkate alındığında, bakılmakta olan davanın bu kısmının da 2918 sayılı Kanun’un uygulanmasından kaynaklandığı anlaşıldığından, açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde de adli yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı kanaatiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir :
"Dosyanın incelenmesinden; ticari taksi şoförü olan davacının 02/01/2021 tarihinde ... HO ... plakalı aracı ile seyir halindeyken yapılan kontrollerde 46 promil alkollü olduğundan bahisle sürücü belgesinin süreli olarak geri alınmasının iptali istemiyle açılan davada Antalya Sulh Ceza Hakimliğinin 29/04/2021 tarih, 2021/1393 sayılı değişik iş davasında davacının davasının kabulüne karar verildiği, davacının mesleğini yapamadığından bahisle uğradığı ileri sürülen 10,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 3.010,00 TL'nin tazmini istemiyle Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada; Antalya 8.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28/11/2022 tarih, E:2021/l 89, K:2022/440 sayılı kararıyla davanın idari yargının görevinde olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verdiği, kararın istinaf incelemesi sonucu Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesinin 05/01/2024 tarih, 2023/2728, K:2024/l sayılı kararıyla davacının istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, söz konusu kararın 20/02/2024 tarihinde kesinleştiği, 12/03/2024 tarihinde davacının mesleğini yapamadığından bahisle uğradığı ileri sürülen 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 6.000,00 TL'nin tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
…
Dosyanın ve ilgili mevzuatın bir bütün olarak incelenip değerlendirilmesinden, tazminat isteminin 2918 sayılı Kanun'un uygulanmasından kaynaklandığı, ayrıca hatalı ölçüm sonucu düzenlendiği ileri sürülen tutanağın hukuki denetiminin de adli yargı yerinde yapıldığı gözetildiğinde, açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde de adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararların tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Nitekim benzer bir konuda verilen Uyuşmazlık Mahkemesinin 27/11/2023 tarih, E:2023/206, K:2023/715 sayılı kararı da bu yöndedir. …"
III. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat
5. Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesinin üçüncü fıkrasışöyledir:
“Kişinin, resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.”
6. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:
"Bu Kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir."
7. 2918 sayılı Kanun'un “Kapsam” başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar
Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;
a) Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile,
b) Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da,
Bu Kanun hükümleri uygulanır. "
8. 2918 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Trafikten men : Trafik zabıtasınca, bu Kanunda belirtilen hallerde araçla ilgili belgelerin alınması ve aracın belirli bir yere çekilerek trafikten alıkonulmasıdır."
9. 2918 sayılı Kanun’un, “Trafik zabıtasının görev ve yetki sınırı ile genel zabıtanın trafik hizmetlerini yürütmeye ilişkin yetkisi” başlığı altında düzenlenen 6. maddesi şöyledir:
“Trafik zabıtası ve genel zabıtanın görev ve yetki sınırı;
a)Trafik zabıtası:
(Birinci fıkra mülga: 17/10/1996-4199/4 md.)
Trafik zabıtası görevi sırasında karşılaştığı acil ve zorunlu hallerde genel zabıta görevi yapmakla da yetkilidir.
Mülki idare amirlerince, emniyet ve asayiş bakımından zorunlu görülen haller dışında, trafik zabıtasına genel zabıta görevi verilemez, araç, gereç ve özel teçhizatı trafik hizmetleri dışında kullanılamaz.
b)Genel Zabıta
(Değişik: 21/5/1997-4262/1 md.)
Trafik zabıtasının bulunmadığı veya yeterli olmadığı yerlerde polis; polisin ve trafik teşkilatının görev alanı dışında kalan yerlerde de jandarma, trafik eğitimi almış subay, astsubay ve uzman jandarmalar eliyle yönetmelikte belirtilen esas ve usullere uygun olarak trafiği düzenlemeye ve trafik suçlarına el koymaya görevli ve yetkilidir.”
10. 2918 sayılı Kanun'un"Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı” başlığını taşıyan48. maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:
"(Değişik: 24/5/2013 - 6487/19 md.)
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin kara yolunda araç sürmeleri yasaktır.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılır.
Kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde, ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulması zorunludur. Teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücüler, en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınır. Bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 75 inci maddesi hükümleri, beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanır.
...
Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır. Hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırı 0.21 olarak uygulanır. Alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye, son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri her seferinde beşer yıl süreyle geri alınır. Sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen süreler, geçici alma süresinin bitiminde başlar.
...
Sürücü belgelerinin geçici geri alma işlemleri bu Kanun'un 6 ncı maddesinde sayılan görevliler tarafından yapılır.
Bu madde hükümlerine göre geri alınan sürücü belgesinin iade edilebilmesi için; ilgili kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla bu Kanun hükümlerine göre verilmiş olan idari para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olması; uyuşturucu veya uyarıcı madde alması nedeniyle sürücü belgesi geri alınanların ayrıca sürücü olmasında sakınca bulunmadığına dair resmi sağlık kurumlarından alınmış sağlık kurulu raporunun ibraz edilmesi şarttır.
..."
11. 2918 sayılı Kanun'un "Görevli ve Yetkili Mahkeme" 110. maddesi şöyledir:
"(Değişik: 11/1/2011-6099/14 md.)
İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanun'dan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”
12. 2918 sayılı Kanun'un "Sürücü belgelerinin geri alınmasında ve iptalinde yetki" başlıklı 112. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"(Değişik: 12/7/2013-6495/20 md.)
Bu Kanun'un 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği hâller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza mahkemeleri karar verir.
Bu Kanun'un 51 inci maddesinin ihlali ve 118 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı “100 ceza puanını doldurmak” eylemi nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınmasına yine bu Kanun'un 6 ncı maddesinde sayılan görevliler yetkilidir.
Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması veya iptaline dair verilen kesinleşmiş mahkeme kararı örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik birimlerine gönderilir.
Bu Kanun'a göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez...."
13.2918 sayılı Kanun'un “Suç ve ceza tutanakları” başlıklı 114. maddesi şöyledir:
“(Değişik: 18/1/1985-KHK 245/13 md.; Değiştirilerek kabul: 28/3/1985-3176/13 md.)
(Değişik birinci fıkra : 3/5/2006-5495/3 md.) Bu Kanun'da yazılı trafik suçlarını işleyenler hakkında yetki sınırları içinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı personeli ile Ulaştırma Bakanlığının ve Karayolları Genel Müdürlüğünün ilgili birimlerinin il ve ilçe kuruluşlarında görevli ve yetkili kılınmış personelince tutanak düzenlenir.
Birkaç trafik suçunun bir arada işlenmesi halinde her suç için ayrı ceza uygulanır.
(Değişik fıkra: 3/11/1988–3493/48 md.) Yargı yetkisine giren suçlarla ilgili tutanağın bir sureti ilgili mahkemeye 7 iş günü içinde gönderilir.
(Mülga dördüncü fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)
(Mülga beşinci fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)
(Mülga altıncı fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)
(Mülga yedi ve sekizinci fıkralar: 3/11/1988 – 3493/48 md.)
Bu maddenin uygulanmasına ait usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
(Ek fıkra: 3/7/2003-4916/32 md.) Trafik para cezaları kredi kartı ile de ödenebilir. Kredi kartı ile yapılan tahsilatın saymanlık hesaplarına aktarılma süresi ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
B. Yargı Kararı
14. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı (R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147) kararının ilgili kısmı şöyledir:
“… Anayasa Mahkemesinin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
15. Uyuşmazlık Mahkemesinin Rıdvan GÜLEÇ'in Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 08/07/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosya sureti ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
16. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
17. Dava, Antalya Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Trafik Düzenleme ve Denetleme Büro Amirliği tarafından yapılan alkol kontrolünde davacıya hatalı ölçüm yapıldığı iddiasıyla; bu hatalı işleme bağlı olarakalkollü olarak araç kullanılması sonucu düzenlenen sürücü belgesi geri alma tutanağı ile sürücü belgesine el konulan davacının bu süreçte yaşadığı mağduriyet nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
18. Olayda, davacıya alkollü olarak araç kullandığından bahisle 2918 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verildiği ve davacının ehliyetine geçici süreli el konulduğu, trafik idari para cezasının kaldırılması ve sürücü belgesinin iade edilmesi sonucunda uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle bakılan davaları açtığı anlaşılmıştır.
19.Anayasa'nın Başlangıç kısmında öngörülen Kuvvetler ayrımı ilkesi ile yargı ile ilgili 9. ve 138. maddeleri dikkate alındığında, bağımsız bir erk olan yargının yargılama faaliyeti ile ilgili işlemlerinin, Anayasa'nın 125. maddesinde öngörülen idari işlemler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp, bu yargısal işlemler nedeniyle idari yargı yoluna başvurulabilmesine imkân yoktur. Esasen bu durum, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tabii bir sonucudur. Cumhuriyet Savcılarıyla onlar adına işlem yapan kolluk personelinin yargılamadaki fonksiyonu geniş çerçevede bir kamu hizmeti olarak değerlendirilse de, somut olarak, ifa edilen yargı faaliyetinin bir parçası olduğunda ve yargısal işlem mahiyetini taşıdığından kuşku bulunmamaktadır. Yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler ya da faaliyetler nedeniyle Devletin sorumlu tutulmasında da bu sorumluluğun denetiminin aynı yargı düzeni içinde yapılması ve yargısal nitelikli bir işlemin idari yargı denetimi dışında tutulması gerektiği açıktır.
20. Dosyanın ve ilgili mevzuatın bir bütün olarak incelenip değerlendirilmesinden, tazminat isteminin 2918 sayılı Kanun'un uygulanmasından kaynaklandığı, ayrıca hatalı ölçüm sonucu düzenlendiği ileri sürülen tutanağın hukuki denetiminin de adli yargı yerinde yapıldığı gözetildiğinde, açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde de adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararların tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
21. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Antalya 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/11/2022 tarih ve E.2021/189, K.2022/440 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Antalya 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/11/2022 tarih ve E.2021/189, K.2022/440 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
08/07/2024 tarihindeOY BİRLİĞİİLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Rıdvan Nilgün Doğan Eyüp
GÜLEÇ TAŞ AĞIRMAN SARICALAR
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN