T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/353

KARAR NO  : 2022/694      

KARAR TR  : 26/12/2022

ÖZET: 667 sayılı KHK ile kapatılan Şanlıurfa Uzmanlar Tıp Sağlık Hizmetleri Limited Şirketinde işçi olarak çalışmaktayken iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedilmesinden kaynaklanan maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı     : İ. H. V

Vekili      : Av. S. H

Davalı     : Şanlıurfa Valiliği

Vekili      : Av. Ö. T

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

 

1. Davacı vekili tarafından, 667 sayılı KHK ile kapatılan U. T. S. H. Ltd. Şti.'ne ait hastanede iş akdine dayalı olarak 07/05/2013-03/02/2016 tarihleri arasında temizlik personeli olarak çalışan davacının, iş akdinin haksız feshedildiğinden bahisle işçilik alacaklarının ödenmesi istemiyle adli yargıda açtığı davanın, Şanlıurfa 1. İş Mahkemesinin 19/01/2017 tarihli ve E.2016/203, K.2017/70 sayılı kararıyla, 675 sayılı KHK'nın 16/3. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiği; davacı tarafından bu defa 675 sayılı KHK'nın 16/4. maddesi uyarınca aynı istemle Şanlıurfa Valiliğine yapılan başvurunun Şanlıurfa Valiliği Defterdarlık KHK İşlemleri İl Bürosunun 15/11/2019 tarihli ve E.485335 sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine anılan işlemin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000 TL işçilik alacağının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 29/01/2021 tarihli ve E.2020/123, K.2021/160 sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptaline, parasal hak talebi hakkında yapılacak araştırma ve değerlendirme sonucunda karar verilmesi gerektiğinden, bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi üzerine, davacının anılan İdare Mahkemesi kararı gereğinin yerine getirilmesi için yeniden davalı idareye başvuruda bulunduğu, ancak bu başvurusunun reddedildiği, bunun üzerine ret işleminin iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla kıdem ve ihbar tazminatları, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta sonu ücreti ve son bir aylık maaş ücreti olmak üzere toplam 9.000 TL alacağının kıdem ve ihbar tazminatı için iş akdinin feshedildiği tarihten itibaren, diğer alacaklarının ihtar tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

 

2. Davalı idare vekili süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

3. Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesi 06/12/2021 tarihli ve E.2021/1284 sayılı kararı ile, bakılan uyuşmazlıkta, davacı tarafından, 667 sayılı KHK ile kapatılan Şanlıurfa Uzmanlar Tıp Sağlık Hizmetleri Limited Şirketinde işçi olarak çalışmaktayken iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğinden bahisle, davalı idareye başvuru yapıldığını, bu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle idari yargıda açılan davada "dava konusu işlemin iptaline, alacak talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiğini, söz konusu kararın uygulanarak işçilik alacaklarının ödenmesi amacıyla yapılan başvurunun da idarece reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığını belirterek, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesinin 1. ve 4. fıkraları uyarınca işbu davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davalı idarenin görev itirazının reddine, davaya bakmakla Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir.

 

4. Davalı idare vekilinin adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda verdiği dilekçe üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.             

 

B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Talebi

 

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesihükmü gereğince, adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle,2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vererek dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...

Dava dosyasının incelenmesinden; 5510 sayılı Kanun uyarınca 2013 yılından itibaren Şanlıurfa U. T. S. H. Ltd. Şti.nde iş akdine dayalı olarak çalışmakta iken 03.02.2016 tarihinde iş akdi sonlandırılan davacının, anılan işyerinin 667 sayılı OHAL KHK'sı uyarınca kapatılması sonrasında 07.05.2013-03.02.2016 tarihleri arasına ait işçilik alacaklarının ödenmesi istemiyle davalı idareye yaptığı başvurunun 18.05.2021 tarihli ve 313835 sayılı işlemle reddi üzerine, bu işlemin iptali ve işçilik alacaklarına karşılık şimdilik 9.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmıştır.

Yukarıda sözü edilen 675 sayılı OHAL KHK'sı uyarınca, 17.08.2016 tarihinden önce kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında açılmış olan davalarda verilen dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı üzerine, davacının belirli bir süre içerisinde idareye başvuracağı ve bu başvuru sonucu tesis edilen işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açacağı açıkça belirtilmiş olmasına karşın, aynı KHK 16/3. maddesi uyarınca, 17.08.2016 tarihinden sonra açılmış olan davalarda ise dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verileceği ve bu davanın özellikle idari yargı yerinde açılacağının belirtilmemiş olduğu açıktır.

Somut olayda davanın 17.08.2016 tarihinden sonra 27.08.2021 tarihinde açılması, davacının işçi statüsünde olması ve işçilik alacaklarının iş mevzuatından kaynaklanan haklardan olması dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli ve E.-K.2018/679-744 sayılı ve 25.03.2019 tarihli ve E.-K.2019/107-193 sayılı kararlarında da benzer hususlar vurgulanmıştır.

Yukarıdaki açıklamalara göre, davacının iş sözleşmesinin feshedilmesine dair işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazminine ilişkin uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşünülmektedir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar verildi."

 

6. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

 

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCESİ

 

7. Danıştay Başsavcısı, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddi gerektiği yolunda düşünce vermiştir. Görüşünilgili kısmı şöyledir:

 

"...

Bu durumda; bakılan davanın, iptal istemi de bulunmakla birlikte 2577 sayılı Kanun'un 12. maddesine göre idari yargıda açılacak davalardan olan idare mahkemesince verilen iptal kararı üzerine, karar gereğinin yerine getirilmesi için açılan tam yargı davası niteliğinde bir dava olması karşısında, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu sonucuna varılmıştır.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddi gerektiği düşünülmektedir"

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

8. 7091 sayılı Kanun'la aynen kabul edilen 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Devir işlemlerine ilişkin tedbirler" başlıklı 5. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık); her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, kefaletten doğmaması ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)’ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye, tahsili mümkün olmadığı anlaşılan veya tahsilinde ve takibinde yarar bulunmayan hak ve alacaklar ile taahhüt ve garantilerin tahsilinden vazgeçmeye, her türlü sulh işlemini yapmaya, devralınan varlıklarla ilişkili kredi veya gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanan borçlar nedeniyle konulmuş ve daha önce kaldırılmış takyidatları kredinin veya borcun ödenebilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı andaki koşullarla tekrar koydurmaya ve ihyaya, menkul rehinleri dikkate almaya, devralınan varlıklara konulan takyidatların sınırlarını belirlemeye ve kaldırmaya, finansal kiralama dahil sözleşmelerin feshine veya devamına karar vermeye, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya,gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkilidir.

...

(3) Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır. Bu durumda şirketlere daha önce atanmış kayyımlar tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir veya bu şirketlere tasfiye memuru atanabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve birinci fıkrada yer alan hususları bu şekilde devralınan varlıklar için de uygulamaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.

(4) Birinci fıkra kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış günlük hak düşürücü süre içerisinde ilgili idaresine kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak kapatma işlemlerinde ise altmış günlük süre kapatma tarihinden itibaren başlar.

(5) Borçların ödenmesinde; malvarlığının aynından doğan vergi borçları, rehinli alacaklar, çalışanların sigorta primleri, kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay gibi borçlar, enerji, iletişim ve su kullanım borçları, çeşidine bakılmaksızın beşyüz Türk Lirasını geçmeyen borçlar ve diğerleri şeklinde sıralama esas alınır.

(6) 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince kapatılan vakıflara ait olup mülkiyetleri Vakıflar Genel Müdürlüğüne intikal eden taşınmazlar üzerinde bulunan eğitim tesisleri kamu kurum ve kuruluşlarına bedelsiz, özel hukuk tüzel kişilerine ise bedeli karşılığında tahsis edilebilir..."

 

9. 7082 sayılı Kanun'la aynen kabul edilen 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Dava ve takip usulü" başlıklı 16. maddesi şöyledir:

 

"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

 

(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.

(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz."

 

10. Maliye Bakanlığının Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri Uyarınca Kapatılan Kurum ve Kuruluşlar Hakkında Yapılacak İş ve İşlemlere İlişkin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında 2016/1 Sayılı Genelgesinin "İstihkak ve alacak taleplerine yönelik başvuruların değerlendirilmesi" başlıklı 14. maddesi şöyledir:

 

   "(1) Kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin istihkak ve alacak talepleri, bunların yönetim merkezinin bulunduğu yerdeki İl KHK İşlemleri Bürosuna gönderilmek üzere alacaklının yerleşim yerindeki İl KHK İşlemleri Bürosuna yapılabilir.

   (2) Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)'ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmadığı tespit edilen kişilerce kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen alacak ve istihkak talepleri, değerlendirilmek üzere İl KHK İşlemleri Bürosu tarafından görevli İnceleme ve Değerlendirme Komisyonuna iletilir. İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu, bu belgelerle birlikte diğer bilgi ve belgeleri de tetkik etmek ve gerektiğinde ilgililerin görüşlerine başvurmak suretiyle alacak ve istihkak taleplerine ilişkin görüş ve önerilerini rapora bağlar. İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından düzenlenen raporu, işlem yapılmak üzere İl KHK İşlemleri Bürosuna gönderilir.

                           (3) Borçların ödenmesindeki sıralama dikkate alınmak suretiyle Bakanlıkçabelirlenecek tutarı aşmayan istihkak ve alacak talepleri, İl KHK İşlemleri Büroları tarafından sonuçlandırılır.

   (4) Bakanlıkça belirlenecek tutarı aşan istihkak ve alacak taleplerine ilişkin İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu raporu, İl KHK İşlemleri Bürosu tarafından gerekçeli görüşüyle birlikte nihai karar verilmek üzere Bakanlığa iletilir"

 

11. Milli Emlak Genel Tebliğinin "Alacak ve haklar ile borçlar" başlıklı 11. maddesi şöyledir:

 

"(1) İdare tarafından, kapatılan kurum ve kuruluşların tespit edilen doğmuş ve doğacak alacakları, borçlularından usulüne göre tahsil edilir. Bu amaçla borçlulara ödemelerini bundan sonra Hazineye yapacakları bildirilir. Bu borçlulardan borçlarını usulüne göre İdareye ödeme yapmayanların sorumlulukları devam eder. Bu kurum ve kuruluşlara ait her türlü haklar da kayıt altına alınır. Bu haklar ile tahsil edilemeyen alacaklar hakkında ne şekilde işlem yapılacağının belirlenmesi amacıyla Bakanlığa bildirilir ve alınacak cevaba göre işlem yapılır.

(2) Kapatılan kurum ve kuruluşların her türlü borçlarından dolayı Hazineden hiçbir şekilde bir hak ve talepte bulunulamaz."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

 

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 26/12/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin, anılan Kanun'un 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde, davalı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

13. Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN'ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

14. Dava, davacının 667 sayılı KHK ile kapatılan Şanlıurfa Uzmanlar Tıp Sağlık Hizmetleri Limited Şirketinde işçi olarak çalışmaktayken iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedilmesinden kaynaklanan maddi zararının tazmini istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

 

15. Yukarıda yer verilen670 ve 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameler ile getirilen hükümler irdelendiğinde; düzenlemelerin, darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ/PYD'nin mal varlığına, diğer bir ifadeyle suç eşyasına el konulması, bunların olağanüstü hal kapsamında ve kamu gücüyle tasfiye edilip, mülkiyetin suçtan zarar gören kamuya geçirilmesine ilişkin olduğu, tasfiye için maliye idaresinin görevli ve yetkili kılındığı ve tasfiye sonunda kalan mal varlığı değerinin genel bütçeye gelir olarak kaydedilmesine yönelik olduğu görülmüştür.Bu haliyle idarenin KHK ile tanınan görev ve yetkiler çerçevesinde tasfiyeye ait işlemlerinin idari nitelikte olduğunun ve bu işlemlerin hukuka uygunluğunun denetiminde idari yargı yerinin görevli ve yetkili olduğunun kabulü gerekir. Nitekim bu nedenle, el konulup tasfiye edilen özel hukuk tüzel kişisine karşı açılmış/açılacak davalarda ve icra takiplerinde bu davaların reddi, icra takiplerinin düşürülmesi ile bu davaya/icra takibine konu hakkın ilgili idareye başvurularak yerine getirilmesinin istenilmesi yöntemi benimsenmiş, bu başvuru üzerine idare tarafından verilen kararlara karşı idari yargı yerinde dava açılması yolunda özel bir görev kuralı getirilmiş ve bu uyuşmazlıkların adli yargıda hiç bir şekilde dava konusu edilemeyeceği için idari yargı yerinin verdiği kararın kesin olduğu belirtilmiştir.

 

16. 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, 17/08/2016 tarihinden önce kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında açılmış olan davalarda verilen dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı üzerine, davacının belirli bir süre içerisinde idareye başvuracağı ve bu başvuru sonucu tesis edilen işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açacağının düzenlenmiş olduğu, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, 17/08/2016 tarihinden sonra açılmış olan davalarda ise 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verileceği belirtilmiştir.

 

17. Somut olayda davacı tarafından, 667sayılı KHK ile kapatılan terör örgütüne müzahir şirket ile yapılan sözleşmenin haksız şekilde feshedilmesinden kaynaklanan işçilik haklarının ödenmesine yönelik idari yargı yerinde dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 675 sayılı KHK'nın 16. maddesinin 1. ve 4. fıkraları uyarınca idari yargı yerinin görevli olduğu ve görev itirazının reddine karar verildiği görülmüştür.

 

18. Buna göre, adli ve idari yargı yerlerinde, 17/08/2016 tarihinden sonra dava açıldığı yine idari başvuru sürecinin bu tarihten sonra yapıldığı ve davacı talebinin yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca oluşturulan komisyon tarafından değerlendirilerek reddedildiği, bu tarihten sonra açılan davalarda da dava veya icra takip şartı bulunmadığından, eldeki davada idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

19. Diğer yandan davacının talebiyle ilgili ilk davanın, 2577 sayılı Kanun'un 12. maddesi hükmü uyarınca, idare mahkemesinde açıldığı ve idare mahkemesince davanın esasına bakılarak karar verilmesi üzerine, mahkeme kararının uygulanması istemiyle idareye yapılan başvurunun reddi üzerine tam yargı davası niteliğinde iş bu davanın açıldığı, dolayısıyla bu yönüyle de uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu açıktır.

 

20. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

26/12/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

          TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN