T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 435

            KARAR NO  : 2016 / 465

            KARAR TR   : 24.10.2016

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : S.J. Sigorta A.Ş.

Vekili           : Av. M.F. Ç.

Davalı          : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av.E.A.

 

O L A Y      : Davacı vekili;  müvekkili Şirket tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan A.Gıda Sanayi ve Tic. Ltd. Şti'nin maliki olduğu 34 … 5411 plakalı aracın, 25.4.2012 tarihinde İstanbul Gaziosmanpaşa istikametinde seyir halinde iken İ. H.Geçidinden çıkış yaptığı esnada kapağı açık olan rögara düştüğünü, savrularak refüje çarptığını; kaza nedeniyle araçta maddi hasar meydana geldiğini, bu nedenle sigortalıya 2.401,00 TL tazminat ödendiğini; kazanın meydana geldiği yolun davalının yetki alanında olduğunu, yoldaki bozukluk nedeniyle meydana gelen kaza sonucu oluşan bu zarardan davalının sorumlu bulunduğunu; bu nedenle davalı aleyhine Gaziosmanpaşa İcra 2. Müdürlüğü'nün 2013/1605 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, Davalının takibe, borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek; fazlaya ve sair hususlara ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının 2.401,00 TL asıl alacağa, ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 160,44 TL faize ve borcun ferilerine yapılan itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz işletilmesine, davalının % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi istemiyle 11.3.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

GAZİOSMANPAŞA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 2.9.2014 gün ve E:2014/185, K:2014/644 sayı ile, “(…) Dava, hizmet kusuru nedeniyle açılmış olan itirazın iptali davasıdır.

Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalının, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunan zararın ödetilmesi isteklerinin 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında değinildiği üzere tam yargı davasının konusunu oluşturacağı, bu davaların ise, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerektiği, yargı yolu dava şartlarından olup mahkemece resen incelenmesi gerektiği anlaşıldığından, yargı yolu bakımından, mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine, davaya bakmaya idari Yargının görevli olduğuna karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi ekli kararda açıklandığı üzere;

Yargı yolu bakımından, mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden REDDİNE,

Davaya bakmaya İdari Yargının görevli olduğuna…” karar vermiş; temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesince, 2.3.2015 gün ve E:2015/804, K:2015/3673 sayı ile onanan karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu defa aynı somut olay ve gerekçe ile,  davalı idarenin kusuru nedeniyle meydana gelen zararın rücuen tazminin için İ.Y.U.K.'nun 9. Maddesinde öngörülen yasal süre içerisinde iş bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu ifade ederek; 2.401,00 TL alacağımızın son ödeme tarihi olan 09.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesi istemiyle 5.6.2015 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 9.İDARE MAHKEMESİ: 16.6.2015 gün ve E:2015/1169, K:2015/1270 sayı ile, 2577 sayılı Kanun'un 14., 15., 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1., 2., 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. ve geçici 21. maddelerine; 2918           sayılı Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin, anılan kuralı Anayasaya aykırı görmediğine ve iptal istemini reddettiğine ilişkin kararına yer verdikten sonra; “Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 14.7.2014 tarih ve E:2014/720, K:2014/775 sayılı kararı da bu yöndedir….” gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar vermiş; itiraz üzerine  İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü Kurulunca,  23.12.2015 gün ve E:2015/504, K:2015/1149 sayı ile, itirazın reddine ve  onanmasına karar verilen görevsizlik kararı  kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 24.10.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu; davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren idari yargı yerince, adli yargı dava dosyasının da temin edilerek dava dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2.9.2014 gün ve E:2014/185, K:2014/644 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.10.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN