T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 984

            KARAR NO             : 2016 / 30

            KARAR TR  : 25.1.2016

ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : E.Sigorta A.Ş.

Vekilleri         : Av. D.B. & Av. Ö.Y.B.

Davalı             : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili             : Av. Y.P.       (Adli Yargıda)

             

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından sigortası yapılan 34 ........ plakalı aracın 29.08.2012 tarihinde, Batman istikametinden Kozluk istikametine doğru seyir halindeyken yolun mucurlu olmasından dolayı yoldan çıkarak takla atması sonucu tek taraflı-yaralanmalı-maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, söz konusu kaza sonrasında sigortalı araçta 15.525.00 TL hasar oluştuğunu ve bu bedelin 02.10.2012 tarihinde sigortalıya ödendiğini belirterek, bunun üzerine Diyarbakır 6.İcra Dairesinin 2013/1819 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirterek, davalı idarenin Diyarbakır 6.İcra Dairesinin 2013/1819 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.525,00 TL asıl alacak,  646,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.171,95 TL’nin davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi: 21.11.2013 gün ve E:2013/736, K:2013/1357 sayılı kararı ile özetle; davada idari yargı yerinin görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 15.12.2014 gün ve E:2014/624, K:2014/18470 sayılı ilamı ile özetle; hükmün onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi: 18.02.2015 gün ve E:2015/145, K:2015/197 sayılı kararı ile özetle; uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, zarara dayanak gösterilen ulaştırma hizmetlerinin gerçekleştirildiği yer olan Batman İlinde kurulu bulunan Batman İdare Mahkemesi’nin yetkisine girdiğinden bahisle davanın yetki yönünden reddine, söz konusu dava dosyasının yetkili Batman İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Bu aşamadan sonra söz konusu dava dosyası Batman İdare Mahkemesinin 2015/624 Esas sırasına kaydedilmiştir.

Batman İdare Mahkemesi: 12.05.2015 gün ve E:2015/624, K:2015/1080 sayılı kararı ile özetle; davada adli yargı yerinin görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan itiraz üzerine Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi’nin 05.11.2015 gün ve E:2015/3962, K:2015/3498 sayılı kararı ile özetle; itirazların reddi ile kararın onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 25.1.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Yasa’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, davacı vekilinin istemi üzerine, idari yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyasına ilişkin evraklar da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Abdullah ER ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirket tarafından sigortası yapılan 34 ............. plakalı aracın 29.08.2012 tarihinde, Batman istikametinden Kozluk istikametine doğru seyir halindeyken yolun mucurlu olmasından dolayı yoldan çıkarak takla atması sonucu tek taraflı-yaralanmalı-maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, söz konusu kaza sonrasında sigortalı araçta 15.525.00 TL hasar oluştuğunu ve bu bedelin 02.10.2012 tarihinde sigortalıya ödendiğini belirterek, bunun üzerine Diyarbakır 6.İcra Dairesinin 2013/1819 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirterek, davalı idarenin Diyarbakır 6.İcra Dairesinin 2013/1819 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.525,00 TL asıl alacak,  646,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.171,95 TL’nin davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Diyarbakır 5.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21.11.2013 gün, E:2013/736, K:2013/1357 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.1.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN