T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO  : 2016/461

          KARAR  NO : 2017/6

          KARAR  TR  : 20.02.2017

 

ÖZET : 30.4.2009 tarih ve 27185 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2009/34 sayılı Kırsal Kalkınma ve Yatırımların Desteklenmesi Programı Çerçevesinde ve 5. Etap Makine Ekipman Alımlarına Yönelik Hibe Desteği kapsamında hibe desteği almaya hak kazanan ve süt sağım ünitesi alımı yapmak için Batman Valiliği, Tarım İl Müdürlüğü ile sözleşme imzalayan davacı birliğin, anılan süt sağım ünitesinin daha önce kullanılmış (2. el) olduğundan bahisle hibe desteğinden yararlandırılmayacağına ve imzalanan sözleşmenin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı            : Batman İli Merkez İlçesi Süt Üreticileri Birliği

Vekili              : Av. E.T.

            Davalı             :  1- Tarım Bakanlığı

           Vekili               : Av. K.İ.                                          

   2- Batman Valiliği (Tarım İl Müdürlüğü)

 

O  L  A  Y   : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/04/2009 tarih ve 27185 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren 2009/34 sayılı Kırsal Kalkınma ve Yatırımların Desteklenmesi Programı (KKYD) çerçevesinde makine ve ekipmanlarının alımlarının desteklenmesinin yürürlüğe girdiğini, bu kapsamda müvekkili birliğin usulleri yerine getirerek başvuruda bulunduğunu, müvekkili ile davalı Bakanlık İl Müdürlüğü arasında 13/07/2009 tarihinde hibe sözleşmesinin imzalandığını, tebliğin ilgili hükümleri gereği süt ve süt makinelerine ilişkin başlıktan istifade için gerekli tüm usul ve esaslı işlem ve sözleşmelerin yapıldığını, alımların tamamlanıp makinelerin montajlandığını, ancak tebliğ hükümlerine aykırı olarak Tarım İl Müdürlüğünün 14/09/2009 tarih ve B.12.4.İLM.0.72.00.05./1001 sayı ve KKYD sözleşme feshi konulu yazı ile hibe sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkili birlik tarafından sözleşme gereğince yapılması gereken tüm işlem ve işler tutanak ve sözleşmeler ile belgelerinin tamamlanarak zamanında müdürlüğe teslim edildiğini, yapılan fesih işleminin tebliğ hükümlerine, usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle feshin geçersizliğinin tespiti ile tebliğ ve sözleşme gereğince 53.000,00 TL hibe destek bedelinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ederek, adli yargı yerinde dava açmıştır.

BATMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 10.2.2010 gün ve E:2009/827, K:2010/122 sayı ile, davacı Süt Üreticileri Birliğinin kamu kurumu niteliğinde bulunması ve davalı idare tarafından alınan idari bir karar ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmiş oluşu dikkate alındığında, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından, yargı yolu bakımından davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle yargı yolu bakımından davanın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi: 27.7.2011 gün ve E:2010/1405, K:2011/1412 sayı ile, dosyanın incelenmesinden uyuşmazlığın görüm ve çözümünün Batman İdare Mahkemesinin yetkisinde olduğu anlaşıldığından dava dosyasının Batman İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın yetki yönünden reddine karar vermiştir. 

Batman İdare Mahkemesi: 6.10.2011 gün ve E:2011/1499, K:2011/148 sayı ile,  ilgili tebliğde öngörülen teknik şartnamelere uygun olarak satın alınan süt sağım ekipmanlarının alış tutarının %50’sının karşılanmasına ilişkin sözleşmenin davalı idarece tek taraflı olarak feshine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; tazminat talebine gelince hukuka aykırılığı hüküm altına alınan dava konusu idari işlem sebebiyle ödenmeyen 106.000,00 TL tutarındaki sözleşmeye bağlı mal alım tutarının %50’si olan 53.000,00 TL’nın ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, tazminat talebinin kabulü ile 53.000,00 TL’nın davacı tarafa ödenmesine karar vermiş, bu karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay 10. Daire: 2.12.2015 gün ve E:2012/3188, K:2015/5500 sayı ile, Batman Tarım İl Müdürlüğü ile davacı arasında imzalanan hibe sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğu hususunda bir duraksama bulunmadığı; herhangi bir sözleşmenin idari sözleşme sayılabilmesi için; sürekli bir kamu hizmetinin görülmesi amacını taşıması, taraflardan birinin idare olması ve kamu hukukuna özgü, kamu hukukundan doğan şart ve hükümlerin sözleşmede yer almasının zorunlu olduğu; oysa, hibe sözleşmesinde, taraflardan birinin idare olması dışındaki diğer koşulların hiçbirinin bulunmadığı; bu durumda, özel hukuk hükümlerine tabi hibe sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevinde bulunduğu, İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 2 nci maddesi dikkate alınarak aynı Yasanın 15 inci maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle verilen kararda, usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

BATMAN İDARE MAHKEMESİ: 22.6.2016 gün ve E:2016/762 sayı ile, özel hukuk hükümlerine tabi hibe sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün özel hukuk hükümlerine göre adli yargıda çözümlenmesinin gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle, Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.2.2010 gün ve E:2009/827, K:2010/122 sayılı kararı ile adı geçen Mahkeme kendisini görevsiz gördüğünden görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilmesine kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.02.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığın esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava; 30.4.2009 tarih ve 27185 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2009/34 sayılı Kırsal Kalkınma ve Yatırımların Desteklenmesi Programı Çerçevesinde ve 5. Etap Makine Ekipman Alımlarına Yönelik Hibe Desteği kapsamında hibe desteği almaya hak kazanan ve süt sağım ünitesi alımı yapmak için 13.7.2009 tarihinde Batman Valiliği, Tarım İl Müdürlüğü ile 72.00.314.50191 numaralı proje için sözleşme imzalayan davacı birliğin, anılan süt sağım ünitesinin daha önce kullanılmış (2. el) olduğundan bahisle hibe desteğinden yararlandırılmayacağına ve imzalanan sözleşmenin feshedildiğine ilişkin 14.9.2009 gün ve 1001 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun Amaç başlıklı 1. Maddesinde;

“Bu Kanunun amacı; tarım sektörünün ve kırsal alanın, kalkınma plân ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesi ve desteklenmesi için gerekli politikaların tespit edilmesi ve düzenlemelerin yapılmasıdır.” denildikten sonra;

            Aynı Kanunun ‘Kapsam’ başlıklı 2. Maddesinde; “Bu Kanun, tarım politikalarının amaç, kapsam ve konularının belirlenmesi; tarımsal destekleme politikalarının amaç ve ilkeleriyle temel destekleme programlarının tanımlanması; bu programların yürütülmesine ilişkin piyasa düzenlemeleri, finansman ve idarî yapılanmanın tespit edilmesi; tarım sektöründe uygulanacak öncelikli araştırma ve geliştirme programlarıyla ilgili kanunî ve idarî düzenlemelerin yapılması ve tüm bunlarla ilgili uygulama usûl ve esaslarını kapsar.” şeklindeki düzenleme ile, tarımsal politika, plan ve programların 5488 sayılı Kanun  çerçevesinde yapılacağı belirlenmiş, aynı kanunun 7. maddesi ile de bu görev Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na verilmiştir. (6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 639 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak adı değiştirilmiştir.)

            Bu kapsamda Tarım Bakanlığı tarafından, davaya konu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Çerçevesinde Makine ve Ekipman Alımlarının Desteklenmesi Hakkında 2009/34 sayılı tebliğin hazırlandığı ve 30.4.2009 gün ve 27185 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır.

2009/34 Sayılı Tebliğin “Amaç” başlıklı 1. Maddesinde, “Bu Tebliğin amacı; tarımsal faaliyetler için geliştirilen yeni teknolojilerin üreticiler tarafından kullanımını yaygınlaştırarak; daha kaliteli ve pazar isteklerine uygun üretim yapılmasını sağlamak, zor şartlarda ve bedenen çalışan üreticilerimizin işlerini kolaylaştırmak ve üretim maliyetlerini düşürerek uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir düzeye getirmek için makine ve ekipman alımının desteklenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.” denilmek suretiyle çıkarılan tebliğ ile kırsal alanlarda gelir düzeyinin arttırılması, tarımsal üretim ve tarıma dayalı entegrasyonun arttırılması işletmelerin desteklenmesi gibi yöntemlerle tarımsal faaliyetlerin desteklenmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.

Tebliğde bu amacı gerçekleştirmeye yönelik hibe sözleşmelerine de yer verilmiş ve 4/C maddesinde hibe sözleşmesi; proje sahipleri ile il müdürlüğü arasında imzalanan ve hibeden yararlanma esasları ile tarafların yetki ve sorumluluklarını düzenleyen sözleşme olarak tanımlanmıştır;

“Hibe Sözleşmesi” başlıklı 23. maddede “(1) Başvuruları kabul edilen yatırımcılar kendilerine yapılan tebliği takip eden on gün içerisinde il müdürlükleri ile hibe sözleşmesi imzalamak zorundadır. Son gününün tatil gününe denk gelmesi halinde takip eden ilk iş günü mesai bitimine kadar hibe sözleşmesi imzalanabilir. Hibe sözleşmesi, il müdürlükleri ile başvuruda bulunan yatırım sahipleri arasında akdedilir. Hibe sözleşmesi içerik ve formatı Bakanlık tarafından yayımlanan uygulama rehberinde yer alır.

(2)Hibe sözleşmesi, il müdürlüğü ve başvuru sahipleri arasında iki adet olarak akdedilir. Hibe sözleşmesinin taraflarca imzalanmış bir adedi il müdürlüğü, bir adedi de başvuru sahibi tarafından muhafaza edilir.

(3)Süresi içerisinde hibe sözleşmesi imzalamayan yatırımcılar hibe desteğinden yararlandırılmazlar. Bu yatırımcıların ve hibe sözleşmesi imzalamaktan vazgeçen yatırımcıların yerine yedek listeden hibe desteği almaya hak kazanan yeni yatırımcı/yatırımcılar belirlenir.” denilmek sureti ile hibe sözleşmesinin içerik ve formatı Tarım Bakanlığı tarafından önceden duyurularak ve ilgililer bu şartları taşıyacak hibe sözleşmelerini imzalamadıkları müddetçe kendilerine hibe yardımı yapılmayacağı ortaya konulmuştur. Görüldüğü üzere bu düzenlemelerde sözleşme üzerine görüşme yapma, karşılıklı uzlaşı ile maddeleri belirleme gibi, tarafları özgür iradesi ve sözleşme serbestisine dayalı imkanlar tanınmamaktadır;

“Makine ve ekipman alımlarında yükümlülüklerin yerine getirilmemesi” başlıklı 25. maddesinde “(1) Başvuru sahibinin, hibe sözleşmesi koşullarına uygun olarak hareket etmediği takdirde, il müdürlüğünün ödemeleri askıya alma ve/veya hibe sözleşmesini feshetme hakkı saklıdır.

(2) Bu durumda il müdürlüğü, hibe kaynaklarından ödenmiş olan meblağların tamamen veya kısmen geri ödenmesini talep edebilir.” Şeklindeki düzenleme ile de idarenin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebileceği hibe miktarını azaltabileceği veya geri ödemesini talep edebileceği hususları düzenlenmiştir;

“Uygulamaların izlenmesi başlıklı” 26. maddesinde “ (1) Başvuru sahipleri, hibe sözleşmesi akdinden sonra, teklif ve kabul edilen mal alımına yönelik satın alım işlemlerini hibe sözleşmesi hükümlerine uygun olarak yapar.

(2) Başvuru uygulamalarının kontrolü, izlenmesi ve değerlendirilmesi il proje yürütme birimlerince gerçekleştirilir.

(3) Gerektiğinde, proje uygulamaları Genel Müdürlük tarafından da izlenir.” denilmek sureti ile de,  projeye başlaması ve projenin ilerlemesi aşamalarında, il proje yürütme birimleri tarafından denetlemelerin yapılacağı, hibe sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda ise sözleşmenin feshine ilişkin idari prosedürün başlatılacağı belirtilmiş, bu şekilde idarenin tek taraflı denetim yetkisi düzenlenmiştir;

Denetim başlıklı” 32. maddesinde “(1) Bu Tebliğ kapsamında yapılan tüm işlemler Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından denetlenir. Bu denetimler sırasında yapılan işlemlere ait talep edilen tüm bilgi ve belgeler il proje yürütme birimi elemanlarınca sunulur.

(2) Program kapsamındaki kaynakların usulsüz kullanılması, israfı veya heba edilmesi durumunda ilgililer hakkında gerekli inceleme ve soruşturma Bakanlıkça yapılır.” denilmek sureti ile proje kapsamında yapılacak işlemlerin Tarım Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği belirtilmiştir.

Ayrıca davaya konu sözleşme maddeleri incelendiğinde; 4. Maddesinin 7. Bendinde; “Yatırımcılarca gerçekleştirilecek projelerin amaçlarına uygun olarak yapılmasından, uygulamaların hibe sözleşmesinde belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilmesinin izlenmesinden, tarım il müdürlükleri sorumludur.” denilmek sureti ile, sözleşme konusunda denetim yetkisinin Bakanlığa bağlı il müdürlüklerinde olduğunu belirtilmiştir;

Yine sözleşmenin 12. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin sözleşmeyi herhangi bir bildirimde bulunmasızın tek taraflı fesih yetkisine yer verilmiştir.

İdari sözleşmeler, taraflarından en az birisi bir kamu tüzel kişisi olan ve bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin ve/veya özel hukuku aşan birtakım hükümler içeren sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede, bir kamu hizmetinin kurulması ve/veya işletilmesi için yapılan idarî sözleşmeler, gerek hizmetin yürütülmesini sağlamak için hizmeti yapanlara kamu gücüne dayanan kimi yetkiler tanıması, gerekse idarenin, hizmetin düzenli ve istikrarlı biçimde yürütülmesini sağlamak için denetim ve gözetim yetkisine sahip olması yönlerinden özel hukuk sözleşmelerinden ayrılmaktadır.

Davaya konu sözleşme bu itibarla ele alındığında, tarımsal kalkınma gibi kamu düzenini yakından ilgilendiren bir konuda yapılması, sözleşmeye ilişkin içerik ve şartların sözleşme öncesinde Bakanlık tarafından hazırlanmış olması ve diğer tarafın bu şartlara uygun sözleşme ibrazı ile talebinin dikkate alınabilmesi, sözleşmenin devamı süresince idarenin denetim ve teftiş yetkilerinin bulunması, herhangi bir eksiklik halinde sözleşmenin tek taraflı olarak feshine karar verebilmesi ve nihayet, sözleşme gereğinin yerine getirilmemesi ya da haksız olarak hibe ödemesi yapılması halinde iadesi istenen miktara 6183 sayılı Kanun’da düzenlenen gecikme faizi oranının uygulanmasının öngörülmüş olması nedenleri ile, sözleşmenin sınırları yargı kararları ile belirlenen idari sözleşme niteliklerini taşıdığı sonucuna varılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde; idari yargının görev alanının, idari işlem ve eylemler ile genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklardan doğan davalara bakmakla sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

Her ne kadar,  taraflar arasındaki hibe sözleşmesinin 13. maddesinde; “Bu hibe sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına tabidir. Yasal bir anlaşmazlık durumunda Batman Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş ise de, söz konusu düzenleme görev ya da yargı koluna ilişkin olmayıp, mahkemelerin yer yönünden yetkisini belirlemeye yönelik bir düzenlemedir. Bu nedenle görevli yargı yerinin belirlenmesi açısından bir saptayıcılığı bulunmamaktadır.

 

Açıklanan nedenlerle, Batman İdare Mahkemesinin 22.6.2016 gün ve E:2016/762 sayılı başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Batman İdare Mahkemesinin 22.6.2016 gün ve E:2016/762 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 20.02.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri 

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

 Yüksel

 DOĞAN