T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS       NO : 2016/676

          KARAR   NO : 2016/687

          KARAR   TR : 26.12.2016

 

  

 

ÖZET: Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı          : H.Ö.

Vekili            : Av. İ.T.

Davalı           : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili            : Av. A.T.

 

 

O L A Y        : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı daha sonra 24.3.2009 tarihinde Afyonkarahisar İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü emrine atanmıştır.

Davacı vekili, müvekkilinin nakledildiği aya denk düşen ve verilmekte olan net 593,77 TL ikramiyenin, 4046 sayılı Kanunun 22/5 maddesi gereğince sabit değer olarak maaş nakil ilmühaberindeki ücrete eklenmek sureti ile maaş nakil ilmühaberinin düzenlenmesi gerektiğinin tespiti ile maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenerek çalışmakta olduğu kuruma bildirilmesine karar verilmesi istemiyle 2.2.2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

AFYONKARAHİSAR İŞ MAHKEMESİ; 22.4.2016 gün ve E:2016/54, K:2016/232 sayı ile, “(…) Açılan davaya ilişkin emsal yargı kararı olan ve … davalı vekili tarafından dosyaya sunulan Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 24/12/2015 Karar tarihli 2014/19483 Esas 2015/35614 Karar sayılı kararında: “Davalı Türk Telekom A.Ş'nin 14/11/2005 tarihinde %50 Kamu payı blok olarak bir özel şirkete devredilerek özelleştirilmiştir. Nakle tabi personelin hukuki durumları 4046 sayılı Kanunun ek 22 ve 29.maddelerinde düzenlenmiştir.

Danıştay idari dava daireleri kurulunun 07/04/2011 tarihli 2011/55-205 sayılı kararına göre davalı kurumun özelleşmesi sonucu asli ve sürekli işlerde veya 399 Sayılı KHK. gereğince sözleşmeli veya kadrolu görevlerde çalışan personelin kamuya nakillerine kadar geçen süreye ilişkin olarak maaş nakil hakkı düzenlenmesi, ilişiğinin kesilmesi gibi bazı görevler kanunla yüklenmiştir. Bu işlemler idare hukuku açısından sonuçlar doğurmakta ve ilgili personelin nakledileceği kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlemektedir, böyle olunca bir imtiyaz sözleşmesi ile kamu hizmetini yürütmekle görevli ve yetkili kılınması sebebiyle diğer özel hukuk kişilerinden farklı olarak kimi kamusal ayrıcalıklara ve yükümlülüklere tabi olan 406 sayılı kanun hükümleriyle kamu kurumlarına nakil hakkı bulunan personelle ilgili olarak bazı kamusal görevler yüklenen davalı şirketin, belirtilen görevleri kapsamında tesis ettiği işlemler, idari işlem niteliğinde olduğundan bu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargının görevinde bulunduğu kabul edilmiştir.

Dairemizce benimsenen bu karara göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olduğundan dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına gelerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve bozmayı gerektiği belirtilmiştir. "

 

(…)

Mahkememiz tarafından; yukarıdaki Yargıtay kararına göre açılan davaya bakmaya görevli Yargı kolu idari yargı olduğundan, yargı yolu caiz olmadığından açılan davanın 6100 sayılı yasanın 114-115 maddelerine göre dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE, karar verilerek açılan davayla ilgili aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Dosyaya sunulan Yargıtay 22. HD.nin 24/12/2015 tarihli 2014/19483 Esas, 2015/35614 Karar sayılı kararına göre açılan davaya bakmaya görevli yargı yolu İdari yargı yolu olduğundan Mahkememize açılan davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan 6100 sayılı yasanın 114 ve 115. Maddelerine göre reddine…”  karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 22.Hukuk Dairesince, 19.9.2016 gün ve E:2016/20408, K:2016/19787 sayı ile onanan görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, müvekkilinin nakledildiği aya denk düşen ve verilmekte olan net 593,77 TL ikramiyenin 4046 sayılı Kanunun 22/5 maddesi gereğince sabit değer olarak maaş nakil ilmühaberindeki ücrete eklenmek sureti ile maaş nakil ilmühaberinin düzenlenmesi gerektiğinin tespiti ile maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenerek çalışmakta olduğu kuruma bildirilmesine, aykırı kurum işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

AFYONKARAHİSAR İDARE MAHKEMESİ; 9.11.2016 gün ve E:2016/941 sayı ile, “(…) Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin özelleştirme kapsamında iken %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmesi için 01.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda şirketin %55 oranındaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği, şirketin kamusal niteliğinin ortadan kalktığı da anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının kapsamdışı personel olarak çalışmış olduğu Türk Telekomünikasyon A.Ş.'den kamu kurumuna nakli sırasında ikramiyelerin maaş nakil ilmühaberine yansıtılmadığından bahisle 02/01/2009 tarihinden bu yana mahrum bırakıldığı aylık 593,77-TL ikramiyenin sabit değer olarak maaş nakil ilmühaberindeki ücrete eklenmek suretiyle maaş nakil ilmühaberinin düzenlenmesi gerektiğinin tespiti ile maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenerek çalışmakta olduğu kuruma bildirilmesi ile aykırı kurum işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Davacının, davasını ilk defa açtığı tarihte Türk Telekomünikasyon A.Ş’nin tamamen özel hukuk tüzel kişisi olması ve özel hukuk tüzel kişilerin işlemlerine karşı idari yargıda dava açılmasına hukuken imkan bulunmaması karşısında, dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı mercilerine ait bulunmaktadır.

Nitekim, benzer bir olayda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce verilen 03/03/2014 tarihli, E:2014/200, K:2014/243 sayılı kararda, dava tarihinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş’nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir dava bulunduğundan söz etmenin olanaksız olduğu, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.

(…)Bu durumda, Mahkememizin uyuşmazlığa bakmakla görevli olmaması ve görevli yargı yerinin adli yargı mahkemeleri olması yanında Afyonkarahisar İş Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine uyuşmazlığa karşı Mahkememizde dava açıldığı anlaşıldığından, hangi Mahkemenin görevli olduğunun belirtilmesi için yukarıda belirtilen 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca Mahkememizce Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, Afyonkarahisar İş Mahkemesi'nin E:2016/54 sayılı dosyası temin edilerek anılan dosyanın ve dava dosyasının gerekçeli kararımızla birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, uyuşmazlığın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin kararına kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

 

 

 

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; nakledildiği aya denk düşen ve verilmekte olan net 593,77 TL ikramiyenin 4046 sayılı Kanunun 22/5 maddesi gereğince sabit değer olarak maaş nakil ilmühaberindeki ücrete eklenmek sureti ile maaş nakil ilmühaberinin düzenlenmesi gerektiğinin tespiti ile maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenerek çalışmakta olduğu kuruma bildirilmesi, aykırı kurum işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; müvekkilinin nakledildiği aya denk düşen ve verilmekte olan net 593,77 TL ikramiyenin 4046 sayılı Kanunun 22/5 maddesi gereğince sabit değer olarak maaş nakil ilmühaberindeki ücrete eklenmek sureti ile maaş nakil ilmühaberinin düzenlenmesi gerektiğinin tespiti ile maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenerek çalışmakta olduğu kuruma bildirilmesine, aykırı kurum işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle 2.2.2016 tarihinde dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava

 

 

türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Afyonkarahisar İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Afyonkarahisar İş Mahkemesinin 22.4.2016 gün ve E:2016/54, K:2016/232 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Afyonkarahisar İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Afyonkarahisar İş Mahkemesinin 22.4.2016 gün ve E:2016/54, K:2016/232 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN