Hukuk Bölümü 1993/9 E., 1993/8 K.
"İçtihat Metni"
OLAY : Davacı tarafından Osmanağa Mahallesi Söğütlüçeşme Caddesinde 61-55-47-41 kapı sayılı binaların önünde ve Acıbadem Mahallesi Beyaz Karanfil Sokakta belediyenin döşemiş olduğu parkenin ve asfalt yolun ruhsat alınmadan tahrip edildiği gerekçesiyle davacı adına, Kadıköy Belediye Encümeninin 24.03.1992 gün ve 59/5 sayılı kararıyla 17 milyon; aynı tarihli ve 59/6 sayılı kararıyla da 25 milyon olmak üzere toplam 42 milyon para cezası kesilmiştir.
Davacı, gerek Osmanağa Mahallesindeki, gerekse Acıbadem Beyaz Karanfil Sokaktaki kazılar için Anakent Belediyesinden ruhsat aldığını, cezanın sorumlusunun tüzelkişi olmayıp gerçek kişi olması gerektiğini, kesilen cezaların çok ağır olduğunu ileri sürerek kaldırılması istemiyle, 01.05.1992 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davacı toplam cezaya ilişkin olarak tebliğ edilen 21.04.1992 gün ve 283 sayılı ödeme emrini mahkemeye ek dilekçeyle duyurmuştur.
Kadıköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi; 23.06.1992 gün ve 758-954 sayıyla; davada 24.03.1992 gün ve 59/5 sayılı encümen kararına itiraz edildiğini, belediye encümeni kararının ise idari nitelikte bulunduğunu belirterek itirazın reddine karar vermiş; karar temyiz edilmiyerek kesinleşmiştir.
Davacı, 05.08.1992 tarihli dilekçeyle idare mahkemesine başvurarak 59/5 sayılı encümen kararının iptaline, cezanın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İstanbul 2. Nolu İdare Mahkemesi 17.08.1992 gün ve 793-936 sayıyla; 3194 sayılı İmar Kanunun 42. maddesinde belirtilen cezalarla, aynı Kanunun 28. 33, 34, 39. ve 40. maddeleri ve 36/3. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenlere verilen cezalara karşı 7 gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz edilmesi gerektiği, bu nedenle idari dava açılmayacağı gerekçesiyle davayı görev yönünden reddetmiş; karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacının 03.02.1993 tarihli dilekçesi üzerine, idare mahkemesinin 92/793 esas sayılı dosyası mahkeme başkanının 08.02.1993 gün ve 92/793 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmiştir.
Böylece, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanunun 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Türk Milleti adına karar veren Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Mustafa Şahin'in Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Mustafa Yakupoğlu, Ahmet Çolakoğlu, Nurşen Çatal, İrfan Erdinç ve Osman Şimşek'in katılmaları ile yaptığı 19.03.1993 günlü toplantıda, raportör Hakim Ayten Anıl'ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı Rıza Bilgin ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç'in uyuşmazlıkta adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki yazılı düşünceleri doğrultusundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2247 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edilebilmesi için, iki yargı yerinde açılan davaların tarafları, sebebi ve konusunun aynı olması gerekmektedir.
Kadıköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinde açılan davada, 24.03.1992 gün ve 59/5 ve 59/6 sayılı Belediye Encümeni Kararlarıyla kesilen para cezalarının kaldırılması istendiği halde mahkemece, dava 59/5 sayılı encümen kararının iptaline yönelik olarak kabul edilip 23.06.1992 gün ve 758-954 sayılı karar yalnız 59/5 sayılı encümen kararına hasren verilmiş, idare mahkemesinde de sadece aynı encümen kararının iptali ile para cezasının kaldırılması istenilmiştir. Bu nedenle olayda görev uyuşmazlığı 24.03.1992 gün ve 59/5 sayılı encümen kararına itirazla sınırlı bulunmaktadır.
Diğer taraftan davacı mahkemeye verdiği 18.05.1992 tarihli ek dilekçeyle; bakılmakta olan para cezaları ile ilgili olarak 21.04.1992 gün ve 283 sayılı ödeme emri tebliğ edildiğini beyan etmiştir. Bu dilekçenin ödeme emrine itiraz niteliği taşımadığı, sonucuna varılmıştır. Kaldı ki sulh ceza mahkemesinin görevsizlik kararında ödeme emrine ilişkin bir hüküm mevcut değildir.
Esasa gelince; 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinde; Birinci fıkrasında yazılı fiiller dışında bu Kanunun 28, 33, 34, 39. ve 40. maddelerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen mal sahiplerine 500.000.- TL'dan 10.000.000.- TL'ya kadar para cezası verileceği, bu cezalara karşı cezanın tebliğinden itibaren 7 gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz edilebileceği öngörülmüştür.
İdarece, davacının kamuya ait yolu ruhsatsız kazdığı gerekçesiyle 3194 sayılı Kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmiştir.
Yasada söz konusu cezalara karşı başvurulacak mahkeme duraksamaya yer verilmeyecek şekilde açık olarak gösterilmiş bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan 42. madde hükmü karşısında davanın çözümü adli yargının görevine girmektedir. Bu itibarla Kadıköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.
SONUÇ : Anlaşmazlığın, niteliğine göre davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Kadıköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 23.06.1992 günlü, 758-954 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 19.03.19.93 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.