Hukuk Bölümü         2008/418 E.  ,  2009/250 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : İ.K.

Davalı            : Bolu Ulaştırma Bölge Müdürlüğü

O  L  A  Y       : Bolu Ulaştırma Bölge Müdürlüğü’nün 3.5.2008 gün ve 737224 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu İdari Para Cezası Tutanağı ile, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 26. maddesinin (a) bendi uyarınca davacı adına para cezası verilmiştir.

Davacı, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

KARADENİZ  EREĞLİ 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 20.5.2008 gün ve Değişik İş: 2008/194 sayı ile, başvuranın dilekçesinde, idari yaptırım kararının iptalini talep ettiği, talebe konu trafik ceza tutanağının 4925 sayılı Kanun’un 26. maddesinin "a" bendi gereğince düzenlendiği, aynı Kanunun 30. maddesinde, bu Kanun uyarınca verilen para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceğinin düzenlendiği, Kabahatler Kanunu’nun 28/1-b maddesi uyarınca yukarıda açıklanan nedenle başvuru konusu idari yaptırım kararının sulh ceza mahkemesince incelenecek kararlardan olmadığı, itirazın 4925 sayılı Kanun uyarınca Zonguldak İdare Mahkemesine yapılmasının icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez, söz konusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Zonguldak İdare Mahkemesi; 15.7.2008 gün ve E:2008/779, K:2008/861 sayı ile, 2577 sayılı Kanunun 15/1-a maddesi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Sakarya İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

SAKARYA 2. İDARE MAHKEMESİ;  10.09.2008 gün ve E: 2008/575 sayı ile, davacı İ.K. tarafından yük taşıma yetki belgesi olmadığından bahisle 4925 sayılı yasanın 26. maddesinin (a) bendi gereğince 5.000,00 YTL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 03.05.2008 tarih ve 737224 sayılı işlemin iptali istemiyle Bolu Ulaştırma Bölge Müdürlüğü’ne karşı açılan davada işin gereğinin düşünüldüğü; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesine yer verdikten sonra; 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3. maddesinde  "…. Bu Kanunun; (a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, (b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanır." denilmekte "başvuru yolu" başlıklı 27. maddesinde; "İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir….." hükmünün yer aldığı;     4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 30. maddesinde yer alan; "Para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir.” ibaresinin 23/1/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanunun 520. maddesiyle madde metninden çıkarılmış olduğu; bu durumda, 4925 sayılı Yasada yargı yoluna ilişkin bir hüküm bulunmadığı göz önüne alındığında Kabahatler Kanununun uygulanacağı açık olduğundan, dava konusu uyuşmazlığın  görüm ve çözümünün yukarıda yer alan özel düzenleme uyarınca adli yargının görev alanına girdiği, adli yargıda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığa ilişkin davanın idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle;  Mahkemelerinin Görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 02.11.2009 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

      2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un  19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik fıkra: 21/01/1982 - 2592/6 md.;Değişik fıkra: 23/07/2008-5791 S.K./9.mad) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

İdare mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde  öngörülen durumun aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görüldüğünden, uyuşmazlığın çözümü  amacıyla, Başkanlık yazısıyla, adli yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin Mahkemesinden istenilmesi ve akabinde Mahkememiz kayıtları üzerinde yapılan incelemede;  Karadeniz  Ereğli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 20.5.2008 gün ve Değişik İş: 2008/194 sayılı görevsizlik kararı üzerine davacının, Sakarya 1. İdare Mahkemesinde görülen bir davasının daha bulunduğu; anılan Mahkemece;  11.9.2008 gün ve E:2008/639 sayı ile,  2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından bir karar verilinceye kadar ertelenmesine karar verilmesi üzerine,  Uyuşmazlık Mahkemesi   Hukuk Bölümü tarafından 02.03.2009 gün ve  E:2008 / 383, K:2009 / 59 sayı ile “Davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna, bu nedenle Sakarya 1. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Karadeniz Ereğli 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen 20.5.2008 gün ve Değişik İş:2008/194 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına” karar verildiği; bu kararın ilgililere tebliğinin sağlandığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, ortada adli yargı yerine ait  bir görevsizlik kararının varlığından söz edilemeyeceğinden; olayda, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve yöntemine uymayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve yöntemine uymayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 02.11.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.