T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/444

KARAR NO  : 2023/176      

KARAR TR  : 27/02/2023

ÖZET: Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında suça konu eşyanın kaybolması nedeniyle oluşan maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı       : H. Y

Vekili         : Av. Y. E. Y

Davalı        : Adalet Bakanlığı

Vekili         : Av. O. T

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı vekili, davacının alacağı nedeniyle başlattığı icra takibine dayanak bonoya imza itirazı üzerine Cihanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturma kapsamında bono aslının icra dairesince Savcılığa teslim edildiği ve bu sırada bononun kaybedilmesi sonucu geri verilmediğinden bahisle oluşan maddi zararın karşılanması için Adalet Bakanlığına yapmış olduğu başvuru neticesinde sadece kayıp bedelinin ödenebileceği bilgisinin verilmesi üzerine, olayda idarenin kusuru bulunduğunu ileri sürerek tüm maddi zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. İdari Yargıda

2. Konya 3. İdare Mahkemesi 10/01/2022 tarih ve E.2021/971, K.2022/19 sayılı kararı ile, "adli soruşturma ve/veya kovuşturma kapsamında meydana geldiği ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle açılacak tazminat davalarının 5271 sayılı Kanuna göre; adli soruşturma veya kovuşturma kapsamında verilen kararlar nedeniyle oluşan zararlar nedeniyle açılacak tazminat davaların görüm ve çözümünün zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinin ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinin yetkisinde olduğu, olayda, bononun borçlusu tarafından suç duyurusunda bulunulması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldığı, savcılık tarafından verilen karar uyarınca bononun incelemeye gönderilmesi aşamasında kaybolduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla meydana geldiği iddia olunan zararın, suç soruşturması nedeniyle oluştuğu, bu nedenle zararın tazmini istemiyle açılacak davanın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142'nci maddesi hükmü uyarınca adliyargının görev alanında bulunduğu sonucunavarıldığı" gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Bu karar, istinaf edilmeksizin 28/02/2022 tarihinde kesinleşmiştir.

 

 

3. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

B. Adli Yargıda

4. Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesi 14/03/2022 tarih ve E.2012/147, K.2022/126 sayılı kararı ile, "tazminata konu işlemin CMK. 141. maddede düzenlenen koruma tedbirleri dışında bir husustan kaynaklandığı ve açılacak davanın idari yargı yerinde açılması gerektiği" gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Bu karar, istinaf edilmeksizin 28/03/2022 tarihinde kesinleşmiştir.

5. Davacı vekili, karar kesinleşmeden, ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi için adli yargı yerine 22/03/2022 tarihli dilekçesini ibraz etmiştir.

6. Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, bu başvuruyu sehven istinaf başvurusu olarak değerlendirmiş ve karar istinaf edilmeksizin kesinleştikten sonra 20/04/2022 tarihinde dosyayı istinaf merciine göndermiştir.

7. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 11/05/2022 tarih ve E.2022/620, K.2022/686 sayılı kararı ile, "fiilen oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmek üzere mahkemesine tevdiine" karar vermiştir.

8. Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/04/2022 tarihli dosya gönderme formu ile dava dosyası, sehven Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş, Başsavcılık tarafından 18/07/2022 tarih ve 2022/77236 sayılı üst yazı ile Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına iletilmiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

9. Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

“Kişinin, Resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.”

10. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat”  üst başlığı altında düzenlenen “Tazminat istemi” başlıklı 141. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“ (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

                …….

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

(2) Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara geçirilir.

(3) (Ek:18/6/2014-6545/70 md.) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.”

 

11. “Tazminat isteminin koşulları” başlıklı 142. maddesi şöyledir:

“ (1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.

(2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.

…….”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Havva AYDINLI, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 27/02/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyası ile idari yargı yerine ait kesinleşme şerhini havi kararın 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece önce sehven gönderilen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

13. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

14. Dava, yargısal faaliyet niteliğindeki soruşturma sırasında imza incelemesine gönderilmesi gereken suça konu kıymetli evrakın kaybolması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır

15. Anayasa'nın başlangıç kısmında öngörülen "Kuvvetler ayrımı" ilkesi ile yargı ile ilgili 9. ve 138. maddeleri dikkate alındığında, bağımsız bir erk olan yargının yargılama faaliyeti ile ilgili işlemlerinin, Anayasa'nın 125. maddesinde öngörülen "idari işlemler" kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp, bu "yargısal işlemler" nedeniyle idari yargı yoluna başvurulabilmesine imkân yoktur. Esasen bu durum, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tabii bir sonucudur. Yukarıda işaret edildiği üzere, Cumhuriyet Savcılarıyla onlar adına işlem yapan kolluk personelinin yargılamadaki fonksiyonu geniş çerçevede bir kamu hizmeti olarak değerlendirilse de, somut olarak, ifa edilen yargı faaliyetinin bir parçası olduğunda ve yargısal işlem mahiyetini taşıdığında kuşku bulunmamaktadır. Yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler ya da faaliyetler nedeniyle Devletin sorumlu tutulmasında da bu sorumluluğun denetiminin aynı yargı düzeni içinde yapılması ve yargısal nitelikli bir işlemin idari yargı denetimi dışında tutulması gerektiği açıktır.

16. Dosyanın incelenmesinden, davacının üçüncü kişiden olan alacağı nedeniyle Cihanbeyli İcra Müdürlüğünün E.2019/537 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, takip üzerine borçlu tarafından hem Cihanbeyli İcra Hukuk Mahkemesinde 2019/50 esasa kayden dava açıldığı, hem Cihanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığına 2019/1366 sayılı soruşturma dosyası ile şikayette bulunulduğu, İcra Müdürlüğüne teslim edilen bono aslının suç duyurusu nedeniyle Cihanbeyli Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine savcılığa gönderildiği, Cihanbeyli İcra Hukuk Mahkemesince bono aslının geri istenildiği, Savcılık tarafından bononun kaybolduğunun bildirilmesi üzerine Mahkemece bono aslının dosyaya sunulamadığından bahisle borçlu tarafından açılan davanın kabulüne karar verildiği, böylece alacağını tahsil edemediği gibi yargılama gideri de yüklendiği, bononun sunulamamasında kendi kusurunun bulunmadığı, zararının karşılanması için Adalet Bakanlığına yapmış olduğu başvuru neticesinde 254,75 TL kayıp bedeli ödenebileceği bilgisinin verildiği belirtilerek, olayda idarenin kusuru bulunduğundan bahisle oluşan 23.812,57 TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

17. Somut olayda, yargı faaliyeti kapsamındaki ceza soruşturması sırasında kaybolan ve geri verilmeyen suça konu kıymetli evraktan kaynaklı tazmin isteminin dayanağının 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde düzenlenen "koruma tedbirleri" kapsamında olduğu ve aynı Kanun'un 142. maddesi hükmü uyarınca bu davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

18. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/03/2022 tarih ve E.2022/147, K.2022/126 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/03/2022 tarih ve E.2022/147, K.2022/126 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

27/02/2023 tarihinde OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                            Havva

            TOPAL                  AĞIRMAN                SARICALAR                 AYDINLI

 

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN