T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/262

KARAR NO  : 2021/298     

KARAR TR  : 03/05/2021

ÖZET: Davacı tarafından, kıdem/iş sonu tazminatı alacağı için başlatılan icra takibine davalı idarece yapılan itirazın iptali ve tazminat istemleriyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

          Davacı  : F.D.

          Vekilleri: Av. F.M.Ü. - Av Ş.Y.

          Davalı: Muratpaşa Belediye Başkanlığı

          Vekili   : Av. A.D.Y.

 

          I. DAVA KONUSU OLAY

 

          1. Davacı vekili; müvekkilinin, davalı belediye bünyesinde 1475 sayılı İş Kanunu'na tabi olarak 06/07/1998 tarihinde geçici işçi olarak (mühendis) çalışmaya başladığı, bu şekilde çalışmaktayken 29/01/2008 tarihinde 5620 sayılı Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 'un 2. maddesi uyarınca 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesine tabi sözleşmeli personel statüsüne geçiş yaptığı ve 15/10/2013 tarihinde de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Geçici 41. maddesi gereğince teknik hizmetler sınıfında boş bulunan 5. Dereceli Mühendis kadrosuna atamasının yapıldığı, son olarak memur kadrosunda çalışmakta iken müvekkilinin 15 yıllık sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme gün süresini doldurduğu, 21/01/2016 tarihinde emeklilik istemi ve kıdem/işsonu tazminatı talebini içerir dilekçesiyle davalıya başvurduğu, davalının, geçici işçi veya sözleşmeli personel statüsünden kendi isteğiyle istifa eden veya memur kadrosuna geçenlerin kıdem/işsonu tazminatı hakkından yararlanamayacağı gerekçesiyle müvekkiline tazminat ödemesi yapmadığı, müvekkilinin takip eden süreçteki başvuruları üzerine davalının ilgili kurumlarla yazışmalarının netice vermediği ve davalı tarafından müvekkile en son 28/02/2018 tarihli cevap yazısında işçi ile işveren arasında hizmet akdinden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının kesin olarak çözüme bağlanması yetkisinin İş Mahkemelerine ait olduğuna ilişkin cevap verilerek müvekkilinin bir nevi eldeki davayı açmaya yönlendirildiği, müvekkilinin işbu alacağının tahsili için Antalya 8. İcra Müdürlüğünün E.2018/7998 sayılı dosyasıyla takibe geçtiği, davalının, haksız itirazıyla takibin durmasına sebebiyet verdiğinden bahisle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, icra takibine yapılan itirazın iptali ile müvekkilinin kıdem/işsonu tazminatının iş akdinin fesih tarihi olan 14/03/2016 tarihi itibariyle bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline, davalının kötü niyetli itirazı nedeniyle alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere ve kötü niyetinin ağırlığı ve haksızlığı gözetilerek bu orandan uzaklaşılmak suretiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemleriyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

          II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

          A. Adli Yargıda

 

          2. Antalya 4. İş Mahkemesinin 17/12/2018 tarihli ve E.2018/265, K.2018/689 sayılı kararıyla; davanın idari yargı yolunun görev alanı içinde olduğundan bahisle, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

                        "...

              Olayda; davacının son statüsünün 657 sayılı Kanuna tâbi memur konumunda olduğu, belirtilen yasal düzenlemeler karşısında kendisine kıdem tazminatı ödenmesi imkânının bulunmadığı, şartları var ise emeklilik ikramiyesi ödenebileceği, dava konusu talebin maddi olarak emeklilik ikramiyesi talebi niteliğinde olduğu, bununla ilgili görevli yargı yerinin idari yargı olduğu, mahkememizin bu hususta görevli olmadığı anlaşılmış, bu nedenle mahkememizin görevsizliğine ..."

 

          3. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararının, esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine 27/06/2019 tarihinde kesin olarak karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

             "...

             İcra takip dosyasında takibin durmasına ilişkin karar verildiği tespit edilmemiş olmakla İcra takip dosyası aslının ilgili müdürlüğüne gönderilerek öncelikle bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekir.

Öninceleme tutanağında davacının işçi, sözleşmeli personel, memur sıfatıyla geçirdiği tüm dönem için talepte bulunulduğu belirtilmiş ise de mahkemece dava dilekçesi davacı tarafa açıklattırılmalıdır. Dava itirazın iptali davası olarak açılmış ve itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Davacıya iş akdinin sonlanmasından sonra yapılan ödeme olup olmadığı hususu araştırılmalı, ödeme yapılmış olması halinde mahiyeti netleştirilmelidir. İş akdinin sonlanması nedeniyle kıdem tazminatı ödenip ödenmediği hususu açıklığa kavuşturulmalıdır. Ayrıca davacının tahsis dosyası getirtilmek suretiyle değerlendirilmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

..."

 

          4. Antalya 4. İş Mahkemesinin 09/12/2019 tarihli ve E.2019/176, K.2019/538 sayılı kararıyla; davada idari yargının görevli olduğundan bahisle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

                        "...

Kaldırma kararından sonra yapılan yargılamada;

1-8. İcra Dairesine müzekkere yazılarak 2018/7998 Esas sayılı dosyasında takibe itiraz bulunup bulunmadığı ve icra takibinin durma kararının verilip verilmediği sorulmuştur. 09/08/2019 tarihli cevabi yazıda takibe itiraz bulunduğu ancak takibin durması kararının verilmediği bildirilmiştir.

2-Davacı vekiline talebin açıklanması için süre erilmiştir. 02/08/2019 tarihli dilekçe ile talebini ön inceleme celsesindeki beyanı ile benzer şekilde kıdem tazminatı veya iş sonu tazminatı talep ettikleri yönünde açıklamıştır.

3-Taraflara davacıya aktin sonlanmasından sonra kıdem tazminatı ve benzeri bir ad adı altında ödeme yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuştur. Davacı vekili 02/08/2019 tarihli dilekçe ile davalıvekili 26/08/2019 tarihli dilekçe ile böyle bir ödeme yapılmadığını beyan etmişlerdir.

4-Davacının tahsis dosyası Muratpaşa Belediyesinden istenmiş, Belediye 19/09/2019 tarihli yazı ile davacının özlük dosyasının daha önce mahkememize gönderildiğini bildirmiştir. Mahkememiz dosyası içerisinde 2 klasör halinde bulunduğu görülmektedir.

5-Kaldırma kararında istenen eksik hususlar bu şekilde tamamlanamıştır. Ancak bunlarla mahkememizin görevsiz olduğuna dair önceki gerekçeli kararda açıklanıp yukarıda aynen alınan gerekçe ve kanaatini değiştirecek bir husus bulunmamaktadır. Bu nedenle aynı gerekçeler ile tekrar mahkememizin görevsiz olduğuna , görevli yargı kolunun idare yargı olduğuna dair karar verilmiştir.

..."

 

          5. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair 29/12/2020 tarihinde kesin olarak verilen karar, aynı tarihte kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

             "...

             Davacının talep ve isteğiyle işçi sıfatıyla çalışırken sözleşmeli personel konumuna, sözleşmeli personelden memurluk kadrosuna geçişleri yapılmıştır.

İşçilikten sözleşmeli personel statüsüne geçişi düzenleyen 5620 Sayılı Kanun 2/c-10 maddesinde "Sözleşmeli personel statüsüne geçirilenlere iş mevzuatına göre herhangi bir tazminat ödenmez. Bu personelin önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç, kıdem tazminatına esas olan toplam hizmet süreleri, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasında belirtilen iş sonu tazminatına hak kazanmada ve hesabında dikkate alınır." düzenlenmiştir.

Sözleşmeli konumdan memurluğa geçişi düzenleyen 657 Sayılı Kanunun geçici 41/6 maddesine göre; "Bu madde kapsamında memur kadrolarına atananlara iş sonu tazminatı ödenmez. Bu personelin önceden iş sonu tazminatı ödenmiş süreleri hariç, iş sonu tazminatına esas olan toplam hizmet süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu uyarınca ödenecek emekli ikramiyesine esas toplam hizmet süresinin hesabında dikkate alınır." Buna göre; sözleşmeli personel konumundan memur konumuna geçirilen çalışanlara iş sonu tazminatı ödenmeyecek, bunlara emekli ikramiyesi ödenecek ve sözleşmeli personel konumunda geçirilen süreler emeklilik ikramiyesinin hesabında dikkate alınacaktır.

Davalı belediyede 4857 sayılı kanuna tabi olarak çevre mühendisi sıfatıyla görev yapmakta iken talebiyle sözleşmeli personel olarak çalışmasını sürdüren davacının 15/10/2013 tarihinde 657 sayılı Kanuna tâbi memur konumunda çalışmaya başladığı ve sonrasında emeklilik talebinde bulunarak kıdem/iş sonu tazminatının tahsili yönünden davalı kurum hakkında başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptali davasında yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında görevli yargı yerinin idari yargı olduğuna ilişkin karar verilmiştir.

Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuki gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ..."

 

          6. Davacı vekili; davada adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle idare mahkemesince görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması aksi kanaatte olunması halinde ise adli yargı yerindeki dava dilekçesindeki talepleriyle aynı yöndeki istemleriyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

          B. İdari Yargıda

 

          7. Antalya 5. İdare Mahkemesince E.2021/96 sayılı dosyada; davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından bahisle, görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verinceye kadar davanın bekletilmesine 08/03/2021 tarihinde karar verilmiştir.

 

          III. İLGİLİ HUKUK

 

          A. Mevzuat

 

          8. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "İstihdam şekilleri" başlıklı 4. maddesinde; Kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği belirtilmiştir.

 

          9. 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 8. maddesi şöyledir:

 

             "Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir."

 

          10. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 30. maddesinde Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları, Geçici 4. Maddesinde 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa ilişkin geçiş hükümleri, Geçici 6. maddesinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmiş olup, aynı Kanunun "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesi şöyledir:

         

              "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür. "

 

          11. Anayasa'nın "Uyuşmazlık Mahkemesi" başlıklı 158. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

 

   "Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır."

         

          12. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

             "1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

             a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

             b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

             c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

             2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

         

          13. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Para borcu ve teminat için takip :" başlıklı 42. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

 

              "(Ek fıkra: 15/8/2017-KHK-694/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/8 md.) İdari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamaz. "

 

          14. 2004 sayılı Kanun'un Geçici 13. maddesi şöyledir:

 

      "(Ek: 15/8/2017-KHK-694/9 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/9 md.)

      İdari yargının görev alanına giren konularda, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılmış ilamsız icra takipleri hakkında, talep üzerine icra müdürünce 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca dosya üzerinden düşme kararı verilir ve karar alacaklıya resen tebliğ edilir. Alacaklı, düşme kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde şikayet yoluna başvurabilir. Düşme kararının kesinleşmesinden itibaren otuz gün içinde idari yargı merciinde dava açılabilir. Düşme talebinin reddine veya düşme kararı hakkındaki şikayetin kabulüne ilişkin karar kesinleşmeden takibe devam edilemez.

      Birinci fıkra kapsamındaki ilamsız icra takipleri hakkında açılmış itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davalarında talep üzerine, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Tarafların yaptığı takip ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti üzerlerinde bırakılır. Bu kararın kesinleşmesi üzerine takip dosyası icra müdürlüğüne iade edilir ve takip hakkında birinci fıkra uyarınca işlem yapılır. "

 

          B. Yargı Kararları

         

          15. 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusu Anayasa Mahkemesinin, 22/12/2011 tarihli ve E.2010/65, K.2011/169 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

“…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir… Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

 

          16. Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesince Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 22/10/2020 tarihli ve E.2020/78, K.2020/59 sayılı karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

      "... 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 42. maddesinin üçüncü fıkrasında 'İdari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamaz. ', geçici 13. maddesinde ise 'îdari yargının görev alanına giren konularda, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılmış ilamsız icra takipleri hakkında, talep üzerine icra müdürünce 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca dosya üzerinden düşme kararı verilir ve karar alacaklıya resen tebliğ edilir. Alacaklı, düşme kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde şikayet yoluna başvurabilir. Düşme kararının kesinleşmesinden itibaren otuz gün içinde idari yargı merciinde dava açılabilir. Düşme talebinin reddine veya düşme kararı hakkındaki şikayetin kabulüne ilişkin karar kesinleşmeden takibe devam edilemez./ Birinci fıkra kapsamındaki ilamsız icra takipleri hakkında açılmış itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davalarında talep üzerine, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Tarafların yaptığı takip ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti üzerlerinde bırakılır. Bu kararın kesinleşmesi üzerine takip dosyası icra müdürlüğüne iade edilir ve takip hakkında birinci fıkra uyarınca işlem yapılır. ' hükümlerine yer verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 16/10/2018 tarihli ve E.2017/4-1458, K.2018/1437 sayılı kararında idari yargının görev alanına giren konulara ilişkin uyuşmazlıkların itirazın iptali davası yoluyla görülmesinin mümkün olmadığına ve bu uyuşmazlıkların idari yargı yerlerince görülmesi gerektiğine karar vermiştir.

      Açıklanan nedenlerle bakılmakta olan uyuşmazlık idari yargı mercileri tarafından çözülmesi gereken bir uyuşmazlık olup itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bu uyuşmazlığa bakma görevi bulunmamaktadır. ..."

 

          IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

          A. İlk İnceleme

 

17. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 03/05/2021 tarihli toplantısında, 2247 sayılıKanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

          B. Esasın İncelenmesi

 

          18. Raportör-Hâkim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

          19. Davanın; davacının memur kadrosunda çalışmakta iken emeklilik ve kıdem/işsonu tazminatı talebini içerir dilekçesiyle davalıya başvurduğundan bahisle, 06/07/1998 tarihinde geçici işçi olarak çalışmaya başladığını belirttiği tarihle iş akdinin fesih tarihi olarak ifade ettiği 14/03/2016 tarihleri arasında çalıştığı süreçte hak ettiğini ileri sürdüğü kıdem/iş sonu tazminatı alacağı için başlatılan icra takibine davalı idarece yapılan itirazın iptali ve tazminat istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

 

          20. Önümüzdeki dosya incelendiğinde davacının 06/07/1998 tarihinde işe başlayarak 29/01/2008 tarihine kadar işçi olarak, 29/01/2008 - 14/10/2013 tarihleri arasında sözleşmeli personel olarak 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi olarak çalıştığı, 15/10/2013 - 14/03/2016 tarihleri arasında ise memur olarak 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak çalıştığı anlaşılmıştır.

 

          21. 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesinde yer verilen; bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hükmü karşısında, önümüzdeki dosyada davacının kıdem/iş sonu tazminatı alacağı isteminin görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

          22. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda; Antalya 5. İdare Mahkemesinin 08/03/2021 tarihli ve E.2021/96 sayılı başvurusunun kabulü ile Antalya 4. İş Mahkemesinin 09/12/2019 tarihli ve E.2019/176, K.2019/538 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Antalya 5. İdare Mahkemesinin 08/03/2021 tarihli ve E.2021/96 sayılı BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Antalya 4. İş Mahkemesinin 09/12/2019 tarihli ve E.2019/176, K.2019/538 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

03/05/2021 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

           Başkan                        Üye                              Üye                              Üye

     Celal Mümtaz                  Şükrü                          Mehmet                          Birol     

         AKINCI                     BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                            TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN