T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2018 / 850

            KARAR NO : 2018 / 875

            KARAR TR: 24.12.2018

ÖZET : Sigortalı aracın uğradığı hasar bedeliniödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

 

 

 

          Davacı                           : A. Sigorta A.Ş

          Vekilleri                         : Av. G.Y. Av. O.Y.

          Davalı                           : Karayolları Genel Müdürlüğü

          Vekili                             : Av. Y.Ö.

 

          O L A Y                        : Davacı vekili dava dilekçesi ile; kasko sigortalı 41 S... plakalı aracın 20/08/2016 tarihinde seyir halinde olduğu İzmit/Kocaeli D-100 Karayolu İstanbul istikameti Bursa köprülü kavşağa 200 metre kala betondan yapılı yaya üst geçidinin yıkımı için kesim yapılan kısımdaki biriken kirli suların birden yere akması sonucunda, seyir halindeki araçların ön camlarının kirlendiği ve görüşün düşmesi sonucu çoklu aracın karıştığı trafik kazasında gerekli önlemleri alınmadığı, düzenlemelerin tam yapmadığından, oluştuğu iddia edilen hizmet kusuru nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.358,80 TL tazminatın ödeme tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle Karayolları Genel Müdürlüğü'ne karşı 31/01/2017 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

          KOCAELİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 06.09.2018 gün, E:2017/33, K:2018/292 sayılı dosyada "Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan kamu idareleri kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İYUK.un 2.maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınması zorunludur.

          Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/17-1163 Esas, 2016/909 Karar sayılı ilamına göre;

          "Bununla birlikte 2918 sayılı KTK'da diğer kamu idareleri ve Belediyelerin trafik düzeni ve trafik güvenliği ile ilgili üstlendikleri kamu hizmetlerinden dolayı hukuki sorumluluğu düzenlenmiş değildir. Diğer bir anlatımla, Büyükşehir Belediyeleri ve Belediyelerin karayolu yapım, bakım ve işletilmesi şeklindeki kamu hizmetleri gibi diğer kamu kuruluşlarının kendi görev alanlarındaki kamu hizmetlerinin, idare hukuku ilke ve kurallarına göre yürütüleceği, anılan kuruluşların idari işlem ve eylemlerinden doğan uyuşmazlıkların da Anayasa'nın 125. maddesi ve 2577 sayılı İYUK'nın 2. maddesine göre idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği noktasında duraksama bulunmamaktadır. 

          Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26 HD: sinin 23/10/2017 tarih ve 2017/1347 Esas, 2017/1188 Karar sayılı ilamına göre;

          "Dosya içeriğine, kararın dayandığı delilerle, yasaya uygun gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı KTK ’nun 7/a maddesi gereğince, kara yollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak, önlemleri almak ve aldırmak görevlerinin verilmesine, bu görevin 2918 Sayılı KTK 'da verilmiş olmasının bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı, idarenin özel hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmamasına, hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine, idari yargı yerinde tam yargı davasının açılmasının gerekmesine, esasen 2918 sayılı yasanın 85. ve onu izleyen maddelerinde araç işleteninin sorumluluğunun düzenlenmiş olmasına, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğunun bu yasa kapsamı dışında tutulmasına, davalı KGM 'nün kamu tüzel kişisi olup, görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğunun özel hukuk hükümlerine tabi olmamasına, kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerini kullanırken oluşan zararların, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idareye karşı hizmet kusuruna dayanılarak 2577 Sayılı İYUHK 'nun 2/1-b maddesi hükmü uyarınca idari yargı mahkemelerinde tam yargı davasının ikamesinin gerekmesine, yargı yolunun kamu düzenine ilişkin ve dava şartlarından olmasına, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesinin gerekmesine, yerel mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK ’nın 353/1 -b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir" görüşüyle 6100 sayılı HMK' nın 1 ve 114-1-b maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermiş, istinaf edilmeyen kararın 25/10/2018 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmıştır.

          Davacı vekili aynı taleple 01/11/2018 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

          KOCAELİ 1. İDARE MAHKEMESİ : 08.11.2018 gün ve E:2018/1235 sayı ile "Dosyanın incelenmesinden, işbu davanın idari yargının görevinde bulunduğundan bahisle Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06.09.2018 tarih ve E:2017/33, K:2018/292 sayılı kararı ile görev ret karan verildiği ve kararın 25/10/2018 tarihinde kesinleşmesi üzerine, 01/11/2018 tarihinde Mahkememiz nezdinde açılmış ise de; 2918 sayılı Kanun'un 110'uncu maddesinde yer alan "işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür." hükmü uyarınca iş bu davanın görüm ve çözümü adli yargının görev alanında yer almaktadır.

          Açıklanan nedenlerle; adli yargının görev alanına giren davanın, 2577 sayılı Yasanın 14/3-a ve 15/1-a maddeleri uyarınca görev yönünden reddine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2017/33, K:2018/292 sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmek üzere getirtilerek Mahkememiz dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine" karar vererek her iki dava dosyasını 28.11.2018 tarih ve 2018/1235 E. sayılı üst yazı ile Mahkememize göndermiş, başvuru 03.12.2018 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 24.12.2018 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının, ekindeki adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU'nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava davalı Karayollarının sorumluluk alanında meydana gelen, davacı şirket tarafından sigortalanan aracın hasar görmesiyle sonuçlanan kaza sebebiyle, davalı kurumun kusurlu olduğu ileri sürülerek rücuen tazminat istemiyle açılmıştır.

          2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.

          Aynı Kanunun, “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

          a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

          b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

          d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

          e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

          f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

          g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

          h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

          j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

          k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır” hükmüne yer verilmiştir.

          Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

          Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

          2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

          Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

          Bu durumda,2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin Başvurusunun Kabulü ile Kocaeli 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06.09.2018 gün ve E:2017/33, K:2018/292 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

          S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin Başvurusunun Kabulü ile Kocaeli 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06.09.2018 gün ve E:2017/33, K:2018/292 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ