Hukuk Bölümü         2013/811 E.  ,  2013/963 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

               Davacı     : A. Sigorta A.Ş.

                Vekili      : Av. A.K.

                Davalı      : Sivas Belediye Başkanlığı

                Vekili      : Av. A.T.

O L A Y  : Davacı vekili, dava  dilekçesinde özetle  sigortalısı olan Oyuncak Galeri isimli iş yerinin  belediyeye ait su  şebekesi borusu patlaması sonucu çıkan suyun kaldırım taşlarının arasından sızarak işyerindeki malzemelere zarar vermesi nedeni ile zarar gördüğünü, davacının sigortalısı Oyuncak Galeri isimli işyerinin zararını karşıladığını ve ödediği meblağın tahsili için olayda kusuru bulunan davalı aleyhine  Sivas 3. İcra Müdürlüğü’nün  2009/2961 esas sayılı dosyasında takip başlattığını ancak başlatılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40’dan az olmamak kaydı ile inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ederek adli yargıda dava açmıştır.

SİVAS 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ:  24.11.2010 gün ve 2010/309 Esas 2010/1586 karar sayılı kararı ile dava konusu zararın idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığını ve 2577 sayılı yasanın 2. Maddesi gereğince davaya idari yargıda bakılması gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, kararın temyizi üzerinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2012 gün 2011/13257 Esas 2012/18820 Karar sayılı kararı ile temyiz isteminin reddi üzerine bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez takip konusu 1095,036 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

SİVAS İDARE MAHKEMESİ: 07.03.2013 gün ve 2013/6 sayılı ara kararı ile dava konusu alacağın İİK 67. Maddesi gereğince tahsiline girişildiğini, 2577 sayılı İYUK’nun 2. Maddesinde idare mahkemesinde tam yargı olarak görülebilecek üç tür davanın düzenlendiğini ve açılan davanın niteliği gereğince idari yargıda görülmesinin mümkün olmadığını gerekçe göstererek davada adli yargı mercilerinin görevli olduğunu, mahkemelerinin görevine girmeyen ve adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilen bu davada, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, davanın Uyuşmazlık Mahkemesi kararına kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Bahri AYDOĞAN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 4.6.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından,  her iki yargı yerinde dava dışı Oyuncak Galeri isimli işyerinde meydana gelen zararın tahsili istemi ile 1095,036 TL için açılan davalar yönünden oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirket sigortalısının işyerinde davalının görevi gereği sorumlu olduğu su şebekesi borusunda meydana gelen patlamam nedeni ile ödemek zorunda kaldığı 1095,036 TL tazminatın rücuen davalıdan tahsili için başlatılan takibe itiraz edilmesi nedeni ile bu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemi ile açıldığı anlaşılmıştır.                 

                2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

                İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

                İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Sivas 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Sivas 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.11.2010 gün ve 2010/309 Esas 2010/1586  sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 4.6.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.