T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/759

KARAR NO  : 2023/211      

KARAR TR  : 27/03/2023

ÖZET: Davalı kurum bünyesinde doktor olarak çalışan kişinin davalı kurum sigortalısı olan hastalara tıbben gerekli olmayan tedavinin yapılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı, yersiz ödemeye sebebiyet verildiği, faturalarda usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığı ileri sürülerek, oluşan kurum zararının faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

Davacı    : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı/SGK Karabük İl Müdürlüğü

Vekili     : Av.K.r Ü,Av.Z. ÖZ

Davalı    : Sağlık Bakanlığı (Safranbolu Devlet Hastanesi)

Vekilleri: Av.N. K, Av. M. S. A,

                  Av. Ö. Ö. D

                       

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, kurumları olan Zonguldak İl Müdürlüğünün görev sahasına giren illerde ve bu illere bağlı ilçelerdeki devlet hastanelerinde, inkontinans vakalarında kullanılan bazı enjeksiyon materyallerinin tıbbi açıdan uygunluğunun denetlenmesi ve bu malzemelerde yapılan sahteciliklerle ilgili hususların incelenmesi neticesinde 12/02/2010 tarihli soruşturma raporunun düzenlendiğini, söz konusu raporda kurum sağlık yardımlarından yararlandırılanların "stres üriner inkontinans" teşhisi ile "mesane boyuna inkontinansta madde enjeksiyonu" tedavilerinde kullanılmış olup, raporda detaylı izah edilen nedenlerle paket fiyata dahil oldukları için ayrıca ödenmemesi gereken, yine raporda belirtilen nedenlerle üroloji ilminin algoritma kuralları ile tababet meslek ve sanatının genel kabul gören kurallarına aykırı olarak devlet hastanesi doktorlarınca reçete edilmek suretiyle medikal firmalardan temin ettirildiği anlaşılan Macroplastigue, Urodex ve Zuidex adlı malzemeler için medikal firmalarına haksız ve yersiz ödemeler yapıldığının tespit edildiğini beyan ederek, devlet hastanesi uzman hekimi tarafından A. M. ve T. M. firmasından temin edilen tıbbi malzeme bedellerinden kaynaklanan, davalı kurumcakurumlarına fatura edilmiş olan 147.924,26 TL ve 49.318,06 TL ile Safranbolu Devlet Hastanesinin müvekkili kuruma kesmiş olduğu 46.440,42 TL toplamı olan 243.682,74 TLkurum zararının müştereken ve müteselsillen tahsiline karar verilmesi istemiyle, 1-Sağlık Bakanlığı (Safranbolu Devlet Hastanesi), 2-Dr.A. U, 3-A. M. ve Laboratuar Sistemleri Paz. Ve Tic. Ltd. Şti.ve 4-T. M. Tıbbi Ürn. Mak. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti.'ne karşıadli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Yargılama sırasındayürürlüğe giren 663 sayılı KHK gereğince Safranbolu Devlet Hastanesinin idari yönden taraf ehliyetinin ve kamu tüzel kişiliğinin Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlanması nedeniyle Sağlık Bakanlığı aleyhine yöneltilen husumet bu kuruma yöneltilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.

 

 

 

3. Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesi 17/09/2015 tarih ve E.2011/178 sayı ile, davalılardan A. U'un doktor olup kamu görevlisi sıfatı bulunduğu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun idari sıfatının bulunduğu, bu nedenle bu davalılar yönünden farklı yargılama usulünün uygulanması gerektiğinden bahisle, bu davalılar aleyhine açılan davanın iş bu dosyadan tefrikine ve Mahkemelerinin ayrı bir esas numarasına kayıt edilerek devamına, diğer davalılar aleyhineaçılan davanınbu dosya üzerinden devamına karar vermiştir.

 

4. Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesi 16/09/2015 tarih ve E.2015/721 sayı ile, davalılardan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun idari sıfatının bulunduğu, bu nedenle bu davalı yönünden farklı yargılama usulünün uygulanması gerektiği, bu davalı ile diğer davalı olan gerçek kişiye ilişkin davaların ayrılmasının yargılamanın adil bir sürede bitirilmesi açısından faydalı olacağı anlaşıldığından, davalı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu aleyhine açılan davanın iş bu dosyadan tefrikine ve Mahkemelerinin ayrı bir esas numarasına kayıt edilerek devamına, diğer davalı A. U aleyhine açılan davanın bu dosya üzerinden devamına karar vermiştir.

 

5. Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesi 23/11/2015 tarih ve E.2015/845, K.2015/736 sayı ile, yargı yolu bakımından idari yargı görevli olduğundan davanın usulden reddine karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay4. Hukuk Dairesi 20/06/2019 tarih ve E.2019/1574, K.2019/3457 sayı ile temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanmasına karar vermiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Davalı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu (Sağlık Bakanlığı) bir kamu tüzel kişisi olup kural olarak işlem ve eylemleri kurumsal nitelik taşır. Somut olayda davalı bakanlığa bağlı olarak çalışan doktorun görevini gerektiği gibi yapmadığı, bu sebeple fazla ödemeye neden olduğu iddia edilmiştir. Görevin gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı idari yargılama usulü yasasının 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden dikkate alınır. Bu nedenle davalılardan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna (Sağlık Bakanlığı) karşı açılan davada yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş olup..."

 

6. Davacı vekili aynı istemle bu kez, Sağlık Bakanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

7. Kastamonu İdare Mahkemesi 21/04/2022 tarih ve E.2022/405, K.2022/632 sayı ile davanın, 2577 sayılı Kanun'un 14/3-(e) ve 15/1-(b) maddesi uyarınca süre aşımı yönünden reddine karar vermiş,bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.

 

8. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi 07/09/2022 tarih veE:2022/1837, K.2022/1826 sayı ile, ortada kamu zararlarının tazminine ilişkin mevzuat çerçevesinde tesis edilmiş bir idari işlem bulunmadığı, bu haliyle uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu, İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle,istinaf başvurusunun kabulü ileidare mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

 

9. Kastamonu İdare Mahkemesi 27/09/2022 tarih ve E.2022/1694 sayı ile, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılıKanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Kurum zararının tazmini isteminin dayanağını teşkil eden ve davanın tarafları arasında imzalanan "Sağlık Bakanlığı - Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık Hizmetleri Protokolü" tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 11 ve devamı maddelerinde, iş kazası ve meslek hastalıkları sigortasına; 32 ve devamı maddelerinde, hastalık sigortasına; 43 ve devamı maddelerinde, analık sigortasına ilişkin hükümlere yer verilmiş; "Hekimlerin ve sağlık tesislerinin sigortalılara duyurulması" başlıklı 117.maddesinde, "(1) Kurum, sigortalılar ile eş ve çocuklarının muayene ve tedavi için başvuracakları sağlık tesisleri ile hekim ve ebelerin isim ve adreslerini işverenlere bildirir. İşverenler de bunları sigortalılara duyururlar. (2) Hastalananlar, muayene ve tedavileri için, isim ve adresleri duyurulan hekimlerden birini seçmekte serbesttirler." hükmüne; "Tedavinin nasıl yapılacağı" başlıklı 118. maddesinde, "Hastalık ve analık yardımlarından yararlanacak olanlar Kurumca tespit edilecek belgelerle Kurumca bildirilen sağlık müesseselerine veya hekimlere başvurarak muayene ve tedavi olurlar." hükmüne; "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 134. maddesinde ise, "Bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlık, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 19/01/2005 tarihli ve 25705 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5283 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığına Devredilmesine Dair Kanun'un, Kanun'un Resmi Gazete'de yayımım takip eden günden bir ay sonra (20/02/2005 tarihinde) yürürlüğe giren 4. maddesi uyarınca, -mülga- Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK) ait sağlık birimleri (Kurum tabiplikleri hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarına ait hastane, dispanser,sağlık merkezi veya istasyonu ile her ne ad altında olursa olsun insan sağlığı ile ilgili hizmet sunan tüm birimleri), bunlara ilişkin her türlü görev, hak ve yükümlülükler, taşınırlar, taşınmazlar ve taşıtlarla birlikte, rayiç bedeli karşılığında Sağlık Bakanlığına devredilmiştir.

Yukarıda aktarılan Kanun hükümlerine dayanılarak, davanın tarafları olan Sağlık Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu (eski adıyla Sosyal Sigortalar Kurumu) arasında, SSK'ya ait sağlık birimlerinin 20/02/2005 tarihinde Sağlık Bakanlığına devredilmesi nedeniyle SSK sağlık yardımından yararlananlara, iş kazaları ve meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortası ile yurt dışı sigortalılarına Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesislerinde verilen muayene, tetkik ve tedavi hizmetleri ile buna ilişkin geri ödeme usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla 20/02/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere "Sağlık Hizmetleri Protokolü" imzalanmıştır. Söz konusu Protokolün 28. maddesinde, Protokol hükümlerinin uygulanmasından aksaklık ve ihtilaf doğması halinde, sorunun öncelikle ildeki kurum yetkilileri arasında yapılacak görüşmelerle çözülmeye çalışılacağı, bu mümkün olmadığı takdirde ilgili kurum yetkililerinden oluşacak müzakere komisyonunda ele alınacağı, bu suretle de anlaşma sağlanamadığı takdirde genel hükümlerin uygulanacağı düzenlemelerine yer verilmiş; 27. ve 30. maddelerinde ise, taraflardan her birinin fesh-i ihbar hakkı bulunduğu, karşılıklı anlaşmak suretiyle Protokol hükümlerinde her zaman değişiklik ve güncelleme yapabilecekleri ve Protokol hükümlerinin taraflarca birlikte yürütüleceği kuralları ilave edilmek suretiyle taraflara eşit hak ve yükümlülükler tanınmıştır.

Uyuşmazlık, davalı Bakanlığa bağlı sağlık kuruluşunda görev yapan bir hekim tarafından 40 hastada kullanılan ve medikal firmalarından temin edilen tıbbi malzeme bedelinden kaynaklanan ve kuruma fatura edilmiş miktar ile Safranbolu Devlet Hastanesinin kuruma kesmiş olduğu fatura bedeli toplamı olan 243.682,74-TL kurum zararının tazmini isteminden kaynaklanmaktadır.

Davacı Kurum, söz konusu yersiz ödemeden kaynaklandığını ileri sürdüğü zararın tazminini; ilk önce adli yargıda ilgili hekim ve Sağlık Bakanlığına karşı açtığı davada; ödemeye sebebiyet veren ilgili hekimden "haksız fiil", hekimin görev yaptığı hastaneyi işleten Sağlık Bakanlığından ise "sözleşme" sorumluluğuna istinaden talep etmiş; adli yargı yerince hekim ve davalı Bakanlığa karşı açılan dava dosyalarının tefrik edilmesi ve Bakanlığa karşı açılan davanın görev nedeniyle reddi üzerine söz konusu görev ret kararındaki gerekçeler doğrultusunda idari yargı nezdinde işbu dava açılmıştır.

Esasen, benzer bir uyuşmazlıkta, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince verilen 07/12/2010 tarihli ve E:2011/12996, K:2011/13094 sayılı kararda, "Davacı, idarenin hizmet kusuruna değil, davalı idare çalışanlarının haksız eylemine ve taraflar arasında düzenlenen protokole dayanmıştır. Bu nedenle idari yargı yolunun görevli olduğuna ilişkin mahkeme kararı doğru bulunmamıştır. ” gerekçesine yer verilerek bidayet mahkemesinin, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verdiği karar bozulmuştur. 

Yine benzer bir uyuşmazlıkta, Uyuşmazlık Mahkemesince verilen ve mevcut uyuşmazlıklar bakımından halen atıf yapılan 08/07/1991 tarihli ve E: 1991/15, K: 1991/16 sayılı kararında (20/10/1991 tarihli ve 21027 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.), "Bu sözleşmenin, tarafların serbest iradelerine dayandığı, ticari nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. Kamu Hukukunun ve dolayısıyla kamu gücünün bu sözleşmede yeri bulunmamaktadır. ... Tarafların karşılıklı fesih yetkileri mevcuttur. Anlaşmazlık halinde, kurum il müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu açıklanmıştır. Bu durum karşısında, sözleşmede ağırlığı kamu hukuku değil, tarafların serbest iradesi belirlemektedir. ... Sözleşmenin kamu hizmetine ilişkin bulunduğu bir gerçek olmakla birlikte, idarenin üstün yetkilerle donatıldığı sonucuna varılamamaktadır." gerekçesiyle davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine hükmedilmiştir.

Nitekim, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel kararları da bu yöndedir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 04/04/2019 tarih ve E:2018/4817, K:2019/2019 sayılı; 25/03/2019 tarih ve E:2018/3712, K:2019/1725 sayılı kararları).

Bu durumda, ortada kamu zararlarının tazminine ilişkin mevzuat çerçevesinde tesis edilmiş bir idari işlem bulunmadığı da dikkate alındığında, bu haliyle uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. "

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

10. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Yersiz ödemelerin geri alınması" başlıklı 96. maddesi şöyledir:

 

"Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,

itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.

Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.

Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.

Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

 

11. Aynı Kanun'un "İdarî yaptırımlar ve fesih" başlıklı 103. maddesininbirinci fıkrasının ilk iki cümlesi şöyledir:

 

"(Değişik: 17/4/2008-5754/61 md.)

Kurumca yapılan inceleme neticesinde;

a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,

b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,

c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,

d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,

e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,

tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır... "

 

12. 19/01/2005 tarih ve 25705 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5283 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığına Devredilmesine Dair Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı, kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesiyle ilgili usûl ve esasları belirlemektir."

 

13. Aynı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık birimleri; bunlara ilişkin her türlü görev, hak ve yükümlülükler, taşınırlar, taşınmazlar ve taşıtlarla birlikte, Sosyal Sigortalar Kurumuna ait olanlar rayiç bedeli karşılığında, diğerleri bedelsiz olarak aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlığa devredilmiştir"

 

14. Sağlık Bakanlığı ile Sosyal Sigortalar Kurumu arasında imzalanan ve 20/02/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Sağlık Hizmetleri Protokolünün "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Protokol;

5283 sayılı Kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 20/02/2005 tarihinden itibaren SSK'na ait sağlık kurum ve kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi nedeniyle SSK'dan sağlık yardımından yararlanan kişilerin, Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık tesislerinde muayene tetkik ve tedavileri ile verilen hizmet ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlenmiştir."

 

15. Aynı Protokolün "Kapsam" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık tesislerinde ayaktan ve/veya yatarak muayene tahlil, tetkik ve tedavi için doğrudan veya sevkle müracaatla başvuran SSK'dan sağlık yardımından yararlananlara, iş kazaları ve meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortası ile diğer ülkelerle yapılan sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında yer alan yurt dışı sigortalılarına verilen hizmet ve buna ilişkin geri ödeme usul ve esaslarını kapsar.

 

16. Protokolün 28. maddesi şöyledir:

 

"Bu Protokol hükümlerinin uygulanmasından doğabilecek aksaklık ve ihtilafların tespiti halinde tespitte bulunan taraf, bu durumu karşı tarafa yazılı olarak bildirecek ve bildirimde bulunulan taraf en geç 30 (otuz) gün içinde sorunu çözümleyerek bildirimde bulunan tarafa yazılı olarak bilgi verecektir.

Sorunun öncelikle ildeki ilgili kurum yetkilileri arasında yapılacak görüşmelerle çözümlenmesine çalışılır. Anlaşma sağlanamadığı taktirde uyuşmazlıklar, ilgili kurum yetkililerinden oluşturulacak müzakere komisyonlarınca ele alınır bu suretle de anlaşmaya varılamaz ise genel hükümler uygulanır.

Protokolün herhangi bir nedenle süresinden önce geçerliliğini yitirmesi halinde, Protokolün sona erdirildiği tarihte tedavisi süren hastaların, Protokolden doğan hakları baki kalacak, yapılan tedaviye ilişkin masraflar bu Protokol hükümleri kapsamında ilgili kurum tarafından karşılanacaktır.

İlgili taraflar tek taraflı olarak bu Protokol hükümlerine aykırı hukuki ve idari işlem tesis edemezler.

Tarafların karşılıklı anlaşmaları suretiyle, Protokol hükümlerinde her zaman değişiklikler yapılabilir, güncelleştirilebilir."

 

17. Aynı Protokolün 27. maddesinde ise, taraflardan birinin değişiklik veya fesh-i ihbar talebinde bulunmadığı taktirde, protokolün aynı koşullarla uzatılmış sayılacağı, düzenleme altına alınmıştır.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

18. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Hikmet KANIK,Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 27/03/2023 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

19. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

20. Dava, davalı kurum bünyesinde doktor olarak çalışan A. U'un davalı kurum sigortalısı olan hastalara uygulamış olduğu tedavi ve ameliyatların tıbben yanlış olduğu, gerekli olmayan tedavinin yapılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı ileri sürülerek, oluşantoplam 243.682,74 TLkurum zararınıntahsili istemiyle açılmıştır.

 

21. Dosyanın incelenmesinden, davacı kurum tarafından yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen raporda, davalı Bakanlığa bağlı Safranbolu Devlet Hastanesinde üroloji uzmanı olarak görev yapan A. U'un,davalı kurum sigortalısı olupsağlık yardımlarından yararlandırılan 40 hastanıntedavilerinde kullanılan ancak paket fiyata dahil oldukları için ayrıca ödenmemesi gereken tıbbi malzemeleri reçete ettiği, bu malzemelerin medikal firmaları tarafından temin edildiği, bu şekilde haksız,yersiz ödemeler yapıldığı vekurumun zarara uğratıldığından bahisle, bu zararın tazmini için Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından, Devlet Hastanesi, adıgeçen doktor ve ilgili medikal firmalarına söz konusu zararın ödenmesi, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı hususunun bildirildiği, adıgeçenler tarafından zararın ödenmemesi üzerine davanın açıldığı anlaşılmıştır.

 

22. İdari yargının görev alanı, idare hukukunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklardır. İdare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylem ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir. Davanın idari yargıda görülebilmesi için taraflar arasında yapılan sözleşmenin bir idari sözleşme olması gerekir. Bilindiği üzere, idari sözleşmeler, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmelerdir. Kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmeler ise idari sözleşme niteliği taşımayıp, özel hukuk kurallarına göre düzenlenmektedir.

 

23. Olayda, davalı idareye bağlı sağlık kuruluşunda görev yapan hekim tarafından uygulanan ameliyatların ve bu ameliyatlarda kullanılan tıbbi malzemelerin gereksiz olduğu, dolayısıyla taraflar arasında imzalanan sağlık hizmeti teminine ilişkin sözleşmeye aykırı bu tıbbi müdahaleler sebebiyle davacı Kurum tarafından yersiz yapılan ödemelerin kurum zararına yol açtığı, davalı Bakanlığın sözleşmeye aykırı iş ve işlemleri gerçekleştiren hekimin denetim ve kontrolünü yapmamak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığı ve zarardan sorumlu olduğu ileri sürülerek dava açıldığına göre, oluşan kurum zararının sözleşmenin tarafı olan davalı idareden tazmini için açılan iş bu davada, davalı idare çalışanlarının haksız eylemine ve taraflar arasında düzenlenen protokole dayanıldığı tartışmasızdır.

 

24. Bu durumda, 5283 sayılı Kanuna istinaden düzenlenen ve 20/02/2005 tarihinden itibaren SSK'ya ait sağlık kurum ve kuruluşlarının Sağlık Bakanlığına devredilmesi nedeniyle, SSK iştirakçilerinin davalı Bakanlığa bağlı sağlık tesislerinde muayene tetkik ve tedavileri ile verilen hizmet ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla taraflar arasında imzalanan sağlık hizmetleri protokolüne aykırı iş ve işlemler nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili talep edildiğinden, davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

25. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Kastamonu İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/11/2015 tarih ve E.2015/845, K.2015/736 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasıgerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Kastamonu İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/11/2015 tarih ve E.2015/845, K.2015/736 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

27/03/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                              Üye                              Üye

          Muammer                   Doğan                           Eyüp                           Hikmet

            TOPAL                  AĞIRMAN                    SARICALAR                    KANIK

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN