T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/110

KARAR NO  : 2020/174      

KARAR TR  : 24/02/2020

 

ÖZET: İcra ve İflas Kanununun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

          Davacı   : Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ)

          Vekili      : Av. M. Y. Ç.

          Davalı   : İSKİ Genel Müdürlüğü

          Vekili    : Av. F. A.Ç.

 

          O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Fatih Mahallesi, Kaptan Sokak, No: 15 adresinde bulunan davacıya ait tesislere hasar verildiği 17.05.2017 tarihli tutanak ile tespit edildiğinden bahisle, 1.566,77-TL maddi zararın birlikte tahsili amacıyla, İstanbul 31. İcra Müdürlüğü'nün 2018/23793 esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi için adli yargı yerinde dava açmıştır.

          İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 12.03.2019 gün ve E:2018/458, K:2019/130 sayılı dosyada “Belediyelerin de içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişileri, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8 hukuk dairesinin 2018/1595 esas- 2018/751 karar sayılı; 2018/2360 esas 2018/1033 sayılı kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/15802 esas 2017/3926 karar; 2016/13720 esas, 2017/6918 karar sayılı ilamında da görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.

          Davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, dava idari yargıda görülmelidir" görüşüyle "dava konusu olay İdari Yargı'nın görev alanında olması ve mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın HMK'nun 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine" dair verdiği karar istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 19/09/2019 gün, E:2019/1561, K:2019/1257 sayılı ilamıyla reddedilerek kesinleşmiştir.

          Davacı vekili, bu kez zararın yasal faizi ile beraber tazminine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

          İSTANBUL 10. İDARE MAHKEMESİ: 22.11.2019 gün ve E:2019/2153 sayılı kararı ile “...Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacı şirket tarafından 1.566,77-TL'nin faizi ile birlikte tahsili amacıyla İstanbul 31. İcra Müdürlüğü'nün 2018/23793 esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/458 esasına kayden açılan davada, anılı Mahkemenin 12.03.2019 tarih ve 2019/130 sayılı görevsizlik kararı üzerine 1.566,77-TL maddi zararın 17.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Kanunda iki yola başvurma imkânı tanındığı, bunlardan birinin 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, diğerinin ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta ise alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açıldığı görülmektedir.

          2004 sayılı Kanunun 67. Maddesi’nde; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükmüne yer verilmiştir.

          Anılan Kanunun değişik 1. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Bu durumda; davacı şirket tarafından 1.566,77-TL'nin faizi ile birlikte tahsili amacıyla İstanbul 31. İcra Müdürlüğü'nün 2018/23793 esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için ilk görevsizlik kararını veren İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2018/458 esasına kayıtlı dava dosyasının ilgili mahkemeden getirtilmek suretiyle iş bu dosya ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine" karar vererek, 15/01/2020 gün, 2019/2153 esas no'lu üst yazı ile Mahkememize başvurmuş, başvuru 23/01/2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

              İNCELEME VE GEREKÇE:

              Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 24.02.2020 günlü toplantısında:

 

 

 

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

              II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

              Dava, davacı BEDAŞ tarafından davalı İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine yürütülen icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

          Söz konusu 67. Madde: Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

          İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

          Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

          Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, ayrıca davalı makamında gerçek kişi bulunmaktadır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.03.2019 gün ve E:2018/458, K:2019/130 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.03.2019 gün ve E:2018/458, K:2019/130 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.02.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Hicabi                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                  BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

 

                                           Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN