Hukuk Bölümü         2013/1659 E.  ,  2013/1872 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Davacılar : 1- F.S., 2- F.S., 3- F.S., 4- İ.G.

                Vekili      : Av. M.Ş.

                Davalı      : Altındağ Belediye Başkanlığı 

                Vekili      : Av. N.I.K. 

                O L A Y : Davacılar vekili dava dilekçesinde,  müvekkillerinin Ankara ili, Altındağ ilçesi, 2. Bölge, 173 pafta 9279 ada 15 parsel sayılı taşınmazın maliki iken, taşınmazın bulunduğu alanda merkezi iş alanı (MİA) projesi kapsamında 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi ile imar uygulaması yapıldığını; bu kapsamda, 979.66 m2’sinin 23140 ada 7 nolu parselle müvekkillerine bırakıldığını, 357.34 m2’sinin 23132 ada 3 nolu parselle şuyulandırıldığını, kalan 177.00 m2’sinin de yol genişletmesinde kullanılmak üzere kamulaştırılacak alan olarak ayrıldığını; İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca, parselasyon yapılmasına ilişkin 11.10.2001 günlü 2028 sayılı Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 12. İdare Mahkemesinin E:2011/116,  K:2011/83 sayı ile,  parselasyon işlemiyle imar planında yol olarak ayrılmış alan ile 23132 ada 3 nolu parselden müvekkillerine pay verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verdiğini; bu kararın derecaattan geçerek kesinleştiğini;  Belediye Encümen kararı iptal olunduğuna göre müvekkilleri adına, tapuda Altındağ 173 pafta 9279 ada 15 parselde kayıtlı bulunan1514 m2alanlı taşınmazın aynen iadesiyle korunmasının gerektiğini;  yaptıkları girişimlerden sonuç alamadıklarını ifade ederek; Belediye encümeni kararının iptali ile idari işlem oltadan kaldırılmış bulunduğundan, müvekkilleri adına kayıtlı Altındağ 173 ada 9279 ada 15 parselde kayıtlı1514 m2alanlı ta­şınmazın idari işlemden evvelki haline aynen iadesiyle, yol olarak ay­rılmış177.00 m2ve 23132 ada 3 nolu parselle hisselendirilen 357.34 m2’lik kısımların müvekkilleri adına yeniden tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

                Davalı vekili birinci cevap dilekçesinde, davanın idari yargının görev alanına girdiğini öne sürerek görev itirazında bulunmuştur.

                ANKARA 15.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 18.6.2013 gün ve E:2012/427 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe, dava dosyası örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun Arazi ve Arsa Düzenlemesi başlıklı 18.maddesinin birinci fıkrasında; "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır." hükmüne yer verildiği; anılan madde hükmünde, yapılan imar düzenlemesi sonucunda "resen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu" öngörüldüğüne göre, idarenin "resen tescil yaptırmak" şeklindeki bu yetkisini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan sonucu olarak kullandığı, dolayısıyla tapuya tescilin idari işlemlerin icrası niteliğinde olduğu;  idari işlemlerin, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflar olduğu;  dava dilekçesinde belirtildiği üzere davacılar tarafından Altındağ ilçesi 173 pafta 9279 ada 15 parselde kayıtlı taşınmazlarının parselasyon işleminden evvelki haline aynen iadesi ile yol olarak ayrılan 177.00m2 ve 23132 ada 3 nolu parselle hisselendirilen357.34 m2 lik kısımların adlarına yeniden tapuya tescil yapılmasının dayanağı olan imar ve parselasyon planları, idarenin kamu hukukuna ve kamu gücüne dayanarak, resen ve tek yanlı tesis ettiği idari işlemler olduğundan, bu işlemler idare Hukuku kuralları çerçevesinde incelenerek ortadan kaldırılmadıkça onlara dayanılarak yapılan tapudaki kaydın düzeltilmesi olanağının da bulunmadığı; bu durumda, idari nitelikteki uygulama işlemlerinden doğduğu anlaşılan uyuşmazlığın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, gecekondu ve imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde İdari Yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

                Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ndan yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:  Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, mülkiyeti davacılara ait 9279 ada 15 parseldeki taşınmazın MİA Projesi kapsamında yapılan imar uygulamasının iptali talebiyle açılan davada,  İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden bahisle; ta­şınmazın idari işlemden önceki haline aynen iadesiyle, taşınmazın yol olarak ay­rılmış kısmı ile bir başka parselle hisselendirilen kısmının davacılar adına yeniden tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Açılan davaya ilişkin olarak Altındağ Belediye Başkanlığı  vekili tarafından dosyaya sunulan savunma dilekçesinde; mülkiyeti davacılara ait 9279 ada 15 parseldeki taşınmazın, MİA Projesi kapsamında yapılan imar uygulamasının iptali talebiyle davacılar tarafından açılan davada, Ankara 12. İdare Mahkemesinin 21.01.2011 tarih ve 2011/116 E. 2011/83 K. sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olduğu, kararın temyiz edilmiş olduğu,  halen temyiz aşamasında bulunduğu; sözkonusu dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda, imar düzenlemesinin mevzuata uygun olduğu ve davacıların bu düzenlemeden doğan bir hak kayıplarının olmadığının tespit edildiği; dava konusu taşınmazların, 81200 nolu Parselasyon Planı MİA Projesi kapsamında kaldığı;  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar Daire Başkanlığının 30.09.2005 tarihli yazısı ile MİA 1. ve 2. Etaplarda yeni plan yapılıncaya kadar bütün işlemlerin dondurulmasına karar verildiği;  karar uyarınca MİA Projesi kapsamında bulunan 81200 nolu Parselasyon Planı ile ilgili olarak tüm uygulama çalışmalarının durdurulduğu;  Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.07.2005 tarih ve 1964 sayılı kararı ile,  Altındağ- Yenimahalle ilçe sınırları içindeki Merkezi İş Alanı I. ve II. Etaplardaki boşaltılan sanayi bölgesinin dönüşümüne hız vermek, bölgeyi kentsel ölçekte yeni bir kimliğe kavuşturmak amacı ile, 5393 sayılı Belediye Kanunun 73. maddesi uyarınca “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı” ilan edildiğinden, tüm imar haklarının dondurulduğu  ve yetkinin Büyükşehir Belediyesinde toplandığı, Ankara Büyükşehir Belediyesince bölgede yeni bir imar planı hazırlanmış olduğu belirtilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.

   Anılan madde uyarınca, yapılan imar düzenlemesi sonucunda “...resen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir...” denildiğine göre, idarenin “resen tescil işlemlerini yaptırmak” şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan sonucu olarak kullandığı; bir başka ifadeyle, tapuya yapılan tescilin idari işlemlerin icrası niteliğinde olduğu açıktır.

Olayda, mülkiyeti davacılara ait 9279 ada 15 parseldeki taşınmazın, 3194 sayılı Kanunun 18.maddesi uyarınca, MİA Projesi kapsamında yapılan parselasyon işlemine tabi tutulduğu; imar uygulamasının iptali talebiyle açılan davada, İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden bahisle; taşınmazın, parselasyon işleminden önceki haline aynen iadesi ile, yol olarak ayrılan 177.00m2 ve 23132 ada 3 nolu parselle hisselendirilen 357.34 m2’lik kısımların, adlarına yeniden tapuya tescilinin yapılmasını talep ettikleri anlaşılmaktadır.

İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflardır.

Bu durumda, parselasyon işleminin idare mahkemesince iptal edilmesiyle oluşan sürece ilişkin olarak;  davacıların taşınmazının adlarına yeniden tapuya tescil yapılmasının dayanağı olan imar ve parselasyon planlarının, idarenin kamu hukukuna ve kamu gücüne dayanarak, resen ve tek yanlı tesis ettiği idari işlemler olduğu;   bu işlemlerin ancak, idare Hukuku kuralları çerçevesinde incelenerek ortadan kaldırılabileceği; bu işlemlere dayanılarak yapılan tapudaki kaydın düzeltilmesi olanağının da bulunmadığı; ayrıca, mevcut uyuşmazlığın, idare mahkemesi kararı üzerine doğduğu gözetildiğinde; idari nitelikteki uygulama işlemlerinden doğduğu anlaşılan uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı idare vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı idare vekilinin  görev itirazının reddine ilişkin Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.6.2013 gün ve E:2012/427 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.