T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 431

            KARAR NO : 2015 / 437

            KARAR TR   : 1.6.2015

 

ÖZET : Davacı şirkete kasko sigortası ile sigortalı aracın, yol üzerinde bulunduğu iddia edilen çukura girmesi ile meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile sigortalıya ödenen hasar bedelinin, olayda kusuru bulunan davalıdan rucuen tazmini istemi ile açılan davanın; 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. Maddesi gereğince ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı             : Eureko Sigorta A.Ş.

Vekilleri          : Av.Ş.İ.K.                  (İdari Yargıda)

                          Av.A.F.                    (Adli Yargıda)

Davalı             : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av.M.Ş.A.               

                        

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine 10489626 nolu kasko sigortası poliçesi ile sigortalı 34 BC 9576 plakalı aracın, davalı idarenin bakım ve sorumluluğunda bulunan Kars-Çıldır Karayolu Arpaçay girişi mevkiinde yol üzerinde bulunan çukura girmesi ile meydana gelen trafik kazası sonucu hasar gördüğünü ve bu hasar bedeli nedeni ile davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya 28.12.2010 tarihinde 8.033,00 TL ödendiğini belirterek; davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen 8.033,00 TL’nin 28.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesi istemi ile 05.12.2011 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

              Ankara 8.Asliye Hukuk Mahkemesi: 02.04.2012 gün ve 2011/558 Esas, 2012/129 Karar sayılı kararı ile: “Anayasanın 125.maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

            Olayımızda, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluğu bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.

İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.” şeklindeki gerekçesi ile davanın yargı yolu (idari yargı) nedeniyle usulden reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 17.Hukuk Dairesi: 06.05.2013 gün ve 2013/5060 Esas, 2013/6385 Karar sayılı kararı ile; kararın onanmasına hükmetmiş; davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine; 23.09.2013 gün ve 2013/12411 Esas, 2013/12662 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin reddine karar vermiş, verilen karar bu şekilde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı taleplerle; 04.07.2014 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 11.İdare Mahkemesi: 05.08.2014 gün ve 2014/1342 Esas, 2014/1019 Karar sayılı kararı ile: “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Tam Yargı Davalarında Yetki Başlıklı 36.maddesinde; “İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme, sırasıyla; a- Zararı doğuran uyuşmazlığı çözümleye yetkili, b- Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer. c- Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer, İdare Mahkemesidir.”hükmüne yer verilmiştir.

              Dava dosyasının incelenmesinden, davaya konu talebe ilişkin kazanın Kars-Çıldır karayolu Arpaçay girişi mevkiinde meydana geldiği ve yukarıda yer verilen mevzuat hükmü gereği davanın görüm ve çözümünde zararı doğuran uyuşmazlığı çözümleye yetkili olan idarenin bulunduğu yer olan Kars İlinin idari yargı yetkisi yönünden bağlı bulunduğu Erzurum İdare Mahkemesi'nin yetkili olduğu” şeklindeki gerekçesi ile 2577 sayılı Kanunun 15.maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Erzurum İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

            Erzurum 1.İdare Mahkemesi: 17.10.2014 gün ve 2014/988 Esas, 2014/726 Karar sayılı kararı ile: “…Dava dosyasının ve UYAP ortamında Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2011/558 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; Kars-Çıldır Karayolu Arpaçay girişi mevkinde davacı şirkete kasko sigortası ile sigortalı bulunan 34 BC 9576 plakalı aracın, yol üzerinde bulunan çukura girmesi ile geçirmiş olduğu trafik kazasında araçta meydana gelen 8.033 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiği, davalı idarenin olayda kusursuz sorumluluğu olduğu ileri sürerek, 8.033-TL'nin ödeme tarihi olan 28.12.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tazminen ödenmesi istemiyle 24.11.2011 tarihinde Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2011/558 sayılı esasında dava açıldığı, anılan Mahkemenin 02.04.2012 gün ve K:2012/129 sayılı kararı ile davanın görevsizlik nedeniyle reddedildiği, bu kararın Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 06.05.2013 tarih ve E:2013/5060, K:2013/6385 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, yargıtayın söz konusu kararının davacı şirkete tebliğinden itibaren kesinleşmiş sayılacağı, dava dosyasında kararın davacı şirkete ne zaman tebliğ edildiğine dair bilgi olmamakla birlikte, davacı şirket tarafından 14.06.2013 tarihinde karar düzeltme, dilekçesinin verildiği, dolayısıyla kararın en geç bu tarih itibariyle öğrenildiği ve idari yargıda dava açılması için tanınan 30 günlük sürenin bu tarih itibariyle başladığı, davacı şirketin karar düzeltme başvurusunda bulunmasının anılan süreyi kesmeyeceği, davacı şirketin dava açması gereken en son süreden çok sonra Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi nezdinde 04.07.2014 tarihinde bakılan davayı açtığı görüldüğünden, bu davanın esasının süre aşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1 -b maddesi uyarınca davanın süre yönünden reddine” karar vermiş, verilen karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.

            Erzurum Bölge İdare Mahkemesi: 20.01.2015 gün ve 2014/961 Esas, 2015/9 Karar sayılı kararı ile: “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. (Değişik: 11/1/2011-6099/14. md.) maddesinde; "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafık kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." hükmüne, Geçici 21. maddesinde ise “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 'Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları' başlıklı 19. maddesinde;" Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 - 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir." hükmüne, 'Temyiz incelemesi yapan yargı merciilerinin Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmaları' başlıklı 20. maddesinde ise;" Daha önce Uyuşmazlık Mahkemesince yargı mercii belirtilmemiş olan bir davada temyiz incelemesi yapan yüksek mahkeme, davanın, davaya bakan mahkemenin görevi dışında olduğu kanısına varırsa, incelediği kararı bozacak yerde, incelemeyi erteleyerek yargı merciinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmaya karar verebilir." hükmü yer almaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından, 34 BC 9576 plakalı aracın, Kars-Çıldır Karayolu Arpaçay girişi mevkiinde meydana gelen kaza neticesinde davalı idarenin %100 kusurlu olduğundan bahisle, sigortalısına ödemiş olduğu 8.033,00 TL'nın 28.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminen ödenmesine karar verilmesi istemiyle ilk önce 24.11.2011 tarihinde Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2011/558 sayılı esasında dava açıldığı, anılan Mahkemenin 02.04.2012 gün ve K2012/129 sayılı kararı ile davanın görevsizlik nedeniyle reddedildiği, bu kararın Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 06.05.2013 tarih ve E:2013/5060, K:2013/6385 sayılı kararı ile onanması üzerine de Erzurum 1. İdare Mahkemesi'nin 2014/988 esas sayılı dosyasında bakılan davanın açıldığı ve anılan Mahkemenin 17.10.2014 gün ve K:2014/726 sayılı kararı ile davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği görülmektedir.

Yukarıda yer verilen 2918 sayılı Kanunun 110. maddesinde 6099 sayılı Kanununl4. maddesiyle yapılan değişiklik ile, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği belirtildiğinden, 2918 sayılı Kanunda Karayolları Genel Müdürlüğüne verilen görev ve yetkilerden doğan sorumluluk davası niteliğinde bulunan iş bu davanın görüm ve çözümünde Adli Yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, Erzurum 1. İdare Mahkemesi'nin 2014/988 esas sayılı dosyasında açılan bu davanın, Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada verilen görevsizlik kararı üzerine açıldığının anlaşılması karşısında, Mahkemece, davada görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunulması ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin ertelenmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçesi ile kararın bozulmasına hükmetmiştir.

Erzurum 1.İdare Mahkemesi: 28.04.2015 gün ve 2015/249 Esas sayılı kararı ile; “…2918 sayılı Yasa'nın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110.maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, idare Mahkemesi 2918 sayılı Yasa’nın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 08.11.2012 gün ve E:2012/l 18, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket vekilince, 34 BC 9576 plakalı aracın, Kars-Çıldır karayolu Arpaçay girişi mevkiinde meydana gelen kaza neticesinde davalı idarenin %100 kusurlu olduğundan bahisle, sigortalısına ödemiş olduğu 8.033,00 TL'nın 28.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminen ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, 2918 sayılı Yasa'nın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği” şeklindeki gerekçesi ile davanın adli yargının görev alanına girdiğini belirterek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vererek dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 1.6.2015 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanunun 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirkete kasko sigortası ile sigortalı 34 BC 9576 plakalı aracın, yol üzerinde bulunduğu iddia edilen çukura girmesi ile meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile sigortalıya ödenen hasar bedelinin, olayda kusuru bulunan davalıdan rucuen tazmini istemi ile açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1.maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davanın, davacı şirkete sigortalı olan araçta, yol üzerinde bulunan çukura girmesi ile meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu oluşan zararın, olayda kusuru bulunan davalıdan rucuen tazmini istemi ile Ankara 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, davanın görev yönünden reddedilmesi üzerine bu kez Ankara 11.İdare Mahkemesi’nde dava açıldığı, Ankara 11.İdare Mahkemesi’nce yetkisizlik kararı verilerek dava dosyasının Erzurum 1.İdare Mahkemesi’ne gönderildiği, Erzurum 1.İdare Mahkemesi’nin davanın süre yönünden reddine karar verdiği, verilen kararın davacı vekilinin itirazı üzerine Erzurum Bölge İdare Mahkemesi tarafından bozulduğu, Erzurum 1.İdare Mahkemesi’nce davada adli yargının görevli olduğu belirtilerek; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’nun 19.maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi amacı ile dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Erzurum 1.İdare Mahkemesi’nce yapılan başvurunun kabulü ile, Ankara 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum 1.İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Ankara 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 02.04.2012 gün ve 2011/558 Esas, 2012/129 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.6.2015 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

                                                                                                                                            

Başkan

             Serdar 

      ÖZGÜLDÜR

Üye

Eyüp Sabri 

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ      

        Üye

                   Ali

               ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU                     

Üye

 Nurdane

            TOPUZ

 

 

 

 

Üye

 Mehmet

  AKBULUT