T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO    : 2016 / 30

          KARAR NO   : 2016 / 66

          KARAR TR    : 15.2.2016

                    

ÖZET : İdari yargı yerinde açılan davanın öncesinde adli yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. mad-desi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

                  

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

Davacı            : N.B.

Vekili              : Av. K.A.

Davalı             : Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu

 

O  L  A  Y      : Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 12.8.2015 gün ve 9626 sayılı kararı ile, İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 16.2.2015 günü yapılan denetimler sırasında, işletmeciliğini davacının yaptığı işyerinde  saat 22.15 sıralarında alkollü içki satıldığının tespit edildiğinden bahisle, davacı adına 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 6. maddesinin beşinci fıkrasına aykırılık nedeniyle 7. maddesinin birinci fıkrası (e) bendi ile 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8.maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendi uyarınca 33.532,00 TL. idari para cezası verilmiş, aynı Kurumun 27.8.2015 gün ve 23746 sayılı yazısı ile davacıya bildirilmiştir.

Karaman Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğünün Vali Olurlu 27.2.2015 gün ve 1704 evrak sayılı 55 idari karar defter sayılı İdari Para Cezası Kararı ile, İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 16.2.2015 tarihinde saat 22:15 sıralarında işletmeciliğini davacının yaptığı işyerinde yapılan denetim sırasında, söz konusu işyerinde sigara içildiğinin tespit edildiği, böylece kapalı alanda sigara içilmesine müsaade edildiğinin tespit edildiğinden bahisle, davacı adına 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’un  5. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1.850 TL idari para cezası verilmiştir.

Davacı, Karaman Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğünün 27.2.2015 gün ve 1704 evrak sayılı 55 idari karar defter sayılı İdari Para Cezası Kararı ile verilen idari para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

KARAMAN SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 8.7.2015 gün ve D.İş:2015/507 sayı ile, itirazın esasını inceleyerek, idari para cezasının miktarı itibariyle kesin olmak üzere başvurunun reddine karar vermiştir. 

 

Bu kez, davacı vekili, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 12.8.2015 gün ve 9626 sayılı kararı ile verilen idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA 2. İDARE MAHKEMESİ: 25.12.2015 gün ve E:2015/1133 sayı ile, 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendinde ne tutarda idari para cezası verileceğinin düzenlendiği, dava konusu para cezasının ise 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı görevli Kanunu uyarınca verildiği,   bu Kanun uyarınca verilen idari para cezalarına karşı açılacak davalarda da yargı yerinin belirtilmediği açıklanarak, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle ve dava konusu idari para cezasının iptali istemiyle daha önce adli yargı yerine yapılan başvuru sonucunda Karaman Sulh Ceza Mahkemesinin kesinleşen D.İş:2015/507 sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği belirtilerek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Fikret ERES’in katılımlarıyla yapılan 15.2.2016 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

           Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

           

            (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

 Dosyanın incelenmesinden, davacının, Karaman Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğünün 27.2.2015 gün ve 1704 evrak sayılı 55 idari karar defter sayılı İdari Para Cezası Kararı ile adına verilen 1.850 TL idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine yaptığı itiraz sonucunda, Mahkemece, itirazın esası incelenerek, başvurunun reddine karar verildiği,  davacı vekilinin Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 12.8.2015 gün ve 9626 sayılı kararı ile davacı adına verilen 33.532,00 TL idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerine açtığı davada, bu kez Konya 2. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

Somut olayda, davacının,  Karaman Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğünce kapalı alanda sigara içilmesine müsaade edildiği nedeniyle verilen idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine açtığı davada, Karaman Sulh Ceza Hakimliğinin 8.7.2015 gün ve D.İş:2015/507 sayılı kararı ile, itirazın esastan incelenerek, davanın esası ile ilgili olarak “başvurunun reddine”  dair verilen kararın yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı olmadığı, böylece adli ve idari yargı yerleri arasında, 2247 sayılı Yasa’da belirtilen biçimde görev uyuşmazlığının oluştuğundan söz etmenin mümkün olmadığı, bu durumda, üstelik ayrı konuda, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunca saat 22.15 sıralarında alkollü içki satıldığı nedeniyle verilen idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde açılan davada, Konya 2. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verildiği görülmüş ise de, Konya 2. İdare Mahkemesi’nce 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulabilmesi için, Karaman Sulh Ceza Hakimliği’nce aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunması, bunun üzerine kendisine açılan davada Karaman Sulh Ceza Hakimliği’nin görevli olduğu kanısına varması ve görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması gerektiği açıktır. Oysa olayda, Karaman Sulh Ceza Hakimliği’nce “Karaman Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğünün 27.2.2015 gün ve 1704 evrak sayılı 55 idari karar defter sayılı İdari Para Cezası Kararı ile verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın sonucunda” verilen kararın, başvurunun reddine ilişkin olup,  yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı olmadığı gibi aynı konuda dahi olmadığı, bilakis, verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın esasının incelenerek reddine dair bir karar olduğu, bu nedenle olayda adli yargı yerince aynı konuda verilmiş görev uyuşmazlığı oluşturacak şekilde bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşılmıştır.  Bu durumda, ortada 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen biçimde, idari yargı yerinde açılan davanın öncesinde, adli yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararının  bulunmadığı kuşkusuzdur.

Açıklanan nedenlerle, Konya 2. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için yaptığı başvurunun, idari yargı yerinde açılan davanın öncesinde adli yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 15.2.2016 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Fikret

ERES