T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/8

KARAR NO  : 2022/311      

KARAR TR  : 30/05/2022

 

 

 

 

 

 

ÖZET:Soybağını ve veraset işlerini ilgilendiren davada ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğu hk.

 

K A R A R

 

Davacılar                    :1-N.A2-N.K3-A. A 4-K. K

Vekilleri                      : Av. G. Ç. E. A. I

Davalı                         : Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü (Adli ve İdari Yargıda)

Davalılar                    : A. K vd. (Adli Yargıda)

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların murisi Ş. E. K 09/12/2013 tarihinde vefat ettiğini, murisin R. K ile evliliğinden N. K, A. A, N. A, K. K isimli 4 müşterek çocuk dünyaya getirdiklerini, murisin annesi Z. Ö’in F. K ve A. O. K'nın evliliğinden dünyaya gelen 3 kız çocuktan birisi olduğunu, ancak nüfus kaydı incelendiğinde F.- A. O. K'nın diğer kızları H. Ç ve E. O’ un nüfusa kayıtlı olmasına rağmen murisin annesi Z. Ö nüfusta kızları olarak kayıtlı olmadığını, Z. Ö’in 22 yaşında dul olarak vefat ettiğinden eşi S. Ö hanesinde de kayıtlı olmadığını, müvekkillerinin büyük dedelerine dair veraset ilamı çıkarmak üzere başvurdukları sırada mirasçı sıfatına haiz olmadıklarını öğrendiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle ötürü murisin annesi Z. Ö'in F.- A. O. K’nın kızları olduğunun tespitini ve nüfusa tesciline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, 09/04/2019 tarihli ve E.2015/377, K.2019/157 sayılı dosyada "Davanın Görev Yönünden Reddine" dair verdiği kararın istinaf başvurusunun reddedilmesiyle 08/10/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir;

“Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4.maddesindeki tanıma göre saklı nüfusun; on sekiz yaşını tamamlayıncaya kadar herhangi bir nedenle aile kütüklerine kayıt edilmemiş olan ve yabancı bir devletle vatandaşlık bağı bulunmayan kişileri ifade ettiği, saklı nüfus durumunda olan kişilerle ilgili işlemler ise aynı yönetmeliğin 35. maddesinde belirtilmiştir.

Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, davacıların kök murisinin saklı*nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir.

Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde, saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler,' ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından; doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu belirtilmiştir."

3. Davacılar vekili aynı taleple idari yargı yerine müracaat etmiştir.

B. İdari Yargıda

4. Kocaeli 1. İdare Mahkemesi 23/032021 tarihli ve E:2021/336, K:2021/486 sayılı dosyada "davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-(a) maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine" dair verdiği kararın 07/10/2021 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmıştır. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir;

“Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından murisleri, Z. Ö'in(K.) F. K- A. O. K'nm kızları olduğunun tespit ve tesciline ilişkin taleplerinin reddine ilişkin İzmit Kaymakamlığı, İlçe Nüfus Müdürlüğünün 08.02.2021 tarih ve E.12010160-492-498-323 sayılı işlemin iptali ile murisleri, Z. Ö'in(K.) nüfus tashihi ile F. K- A. O. K.'nm kızları olduğunun tespiti ve doğum tarihinin 01.07.1923 olarak tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Somut olayda, İdare Mahkemelerince tespit niteliğinde karar verilemeyeceği açık olup, davanın nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasını gerektiren, büyük oranda da soybağını ilgilendiren bir nitelik taşıdığı da gözetildiğinde; uyuşmazlığın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Nitekim benzer bir uyuşmazlıkta Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından verilen 25/03/2019 tarihli ve E:2019/66, K:2019/912 karar da bu yöndedir."

5. Davacılar vekili Kocaeli 1. İdare Mahkemesine verdiği dilekçesiyle görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş, dava dosyaları aynı Mahkemenin 22/12/2021 tarih ve 2021/336 esas sayılı üst yazısı ile Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 6. Başkanlığımızca 2247 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından görüş istenmiştir.

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCELERİ

A. Danıştay Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

7. Danıştay Başsavcısı yazılı düşüncesinde, davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Görüşün ilgili kısmı şu şekildedir:

"...4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun; “Genel olarak soybağının kurulması" başlıklı 282. maddesi: "Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur." hükmüne “Yetki" başlıklı 283. maddesi: "Soybağına ilişkin davalar taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır." “Yargılama Usulü" başlıklı 284. maddesi: "Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır: 1. Hâkim maddî olguları re'sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. 2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler." hükmüne yer verilmiştir.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun; "Tescil mecburiyeti" başlıklı 11/1. maddesinde: "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her kişi yurt içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında dış temsilciliğe müracaatla kendisini nüfus kütüklerine yazdırmaya ve kimlik kartı almaya mecburdur. Ergin olmayanların nüfus olaylarını yazdırıp kimlik kartlarını almaya veli, vasi veya kayyımları, bunların bulunmaması halinde, çocukları yanlarında bulunduranlar ile 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun yetkili kıldığı kuruluş yetkilileri görevlidirler." hükmü, "Bildirim yükümlülüğü ve süresi” başlıklı 15. maddesinde: "Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye’de otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi zorunludur. Doğum bildirimleri, doğumu gerçekleştiren sağlık kuruluşlarına da yapılabilir. ...Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır. Her sözlü beyanda mülki idare amirinin emri ile aile hekimlerince beyanların doğruluğunun araştırılması zorunludur. Doğum bildirimi; veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması hâlinde çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından yapılır" hükmü, "Kayıt düzeltilmesi" başlıklı 35. maddesinde: "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir." hükmü, "Nüfus davaları" başlıklı 36. maddesinde: 1) Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usullere uyulur: a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır, b) (Değişik: 19/10/2017-7039/9 md.) Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir. "Tescil görevi ve süre" başlıklı 54. maddesinde: "Nüfus olaylarını tescil etmekle görevli memurlar, nüfus müdürlüğünde düzenlenen ve aile kütüklerine tescil edilmesi gereken dayanak belgelerini işlem anında, diğer makamlarca düzenlenen dayanak belgelerini ise nüfus müdürlüğüne intikal ettiği tarihten itibaren yedi gün içinde aile kütüklerine tescil etmekle ve bir örneğini Genel Müdürlüğe göndermekle yükümlüdürler.” hükmü yer almaktadır.

Uyuşmazlıkta, davacılar tarafından, murisleri Z. Ö.'in (K.) F. K- A. O. K'nın kızları olduğunun tespit ve tesciline ilişkin taleplerinin reddine ilişkin İzmit Kaymakamlığı, İlçe Nüfus Müdürlüğü'nün 08/02/2021 tarih ve E.12010160-492-498-323 sayılı işleminin iptali ile murisleri, Z. Ö'in (K.) nüfus tashihi ile F. K.- A. O. K'nın kızları olduğunun tespiti ve doğum tarihinin 01/07/1923 olarak tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmakla, İdare Mahkemelerince tespit niteliğinde karar verilemeyeceği açık olup, davanın nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasını gerektiren, büyük oranda da soybağını ilgilendiren bir nitelik taşıdığı da gözetildiğinde; uyuşmazlığın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

8. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı davada oluşan uyuşmazlığın çözümünde adli yargı mahkemelerinin görevli olduğuna dair yazılı düşünce göndermiştir. Görüşün ilgili kısmı şöyledir:

"...Bilindiği gibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun "Genel olarak soybağının kurulması" başlıklı 282. maddesinde, "Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. / Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. / Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur.'' hükmüne, 283. maddesinde, "Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır." hükmüne; 284. maddesinde, "Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır: / 1. Hâkim maddî olguları re’ sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. / 2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 11/1. maddesinde; "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her kişi yurt içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında dış temsilciliğe müracaatla kendisini nüfus kütüklerine yazdırmaya ve kimlik kartı almaya mecburdur. Ergin olmayanların nüfus olaylarını yazdırıp kimlik kartlarını almaya veli, vasi veya kayyımları, bunların bulunmaması halinde, çocukları yanlarında bulunduranlar ile 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun yetkili kıldığı kuruluş yetkilileri görevlidirler." hükmü, 15. maddesinde; " Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye’de otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi zorunludur. Doğum bildirimleri, doğumu gerçekleştiren sağlık kuruluşlarına da yapılabilir. / Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır. Her sözlü beyanda mülki idare amirinin emri ile aile hekimlerince beyanların doğruluğunun araştırılması zorunludur. / Doğum bildirimi; veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması hâlinde çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından yapılır. ... /...." hükmü, 35/1. maddesinde; "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.” hükmü, 36. maddesinde; "... / a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır. / b) Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir" hükmü yer almıştır.

   Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ve somut olay birlikte irdelendiğinde; esas olarak doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu açıktır. Bu kapsamda; ilgililerin saklı nüfustan sicile kaydedilmesinin de nüfus idaresine verilen idari görevlerin bir parçası olduğunda da bir tartışma bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu uyuşmazlıkta; davanın nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasını gerektirdiği, büyük oranda da soybağını ilgilendiren bir nitelik taşıdığı gözetildiğinde, uyuşmazlığın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Mevzuat

9. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun; “Genel olarak soybağının kurulması" başlıklı 282. maddesi: "Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur"

“Yetki" başlıklı 283. maddesi: "Soybağına ilişkin davalar taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır"

“Yargılama Usulü" başlıklı 284. maddesi: "Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır: 1. Hâkim maddî olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.              2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler.

Hükümlerini içermektedir.

10. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun; "Tescil mecburiyeti" başlıklı 11/1. maddesinde: "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her kişi yurt içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında dış temsilciliğe müracaatla kendisini nüfus kütüklerine yazdırmaya ve kimlik kartı almaya mecburdur. Ergin olmayanların nüfus olaylarını yazdırıp kimlik kartlarını almaya veli, vasi veya kayyımları, bunların bulunmaması halinde, çocukları yanlarında bulunduranlar ile 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun yetkili kıldığı kuruluş yetkilileri görevlidirler."

"Bildirim yükümlülüğü ve süresi” başlıklı 15. maddesinde: "Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye’de otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi zorunludur. Doğum bildirimleri, doğumu gerçekleştiren sağlık kuruluşlarına da yapılabilir.

...Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır. Her sözlü beyanda mülki idare amirinin emri ile aile hekimlerince beyanların doğruluğunun araştırılması zorunludur.

Doğum bildirimi; veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması hâlinde çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından yapılır"

              "Kayıt düzeltilmesi" başlıklı 35. maddesinde: "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir"

"Nüfus davaları" başlıklı 36. maddesinde: 1) Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usullere uyulur:

a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.

b) (Değişik: 19/10/2017-7039/9 md.) Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir.

"Tescil görevi ve süre" başlıklı 54. maddesinde: "Nüfus olaylarını tescil etmekle görevli memurlar, nüfus müdürlüğünde düzenlenen ve aile kütüklerine tescil edilmesi gereken dayanak belgelerini işlem anında, diğer makamlarca düzenlenen dayanak belgelerini ise nüfus müdürlüğüne intikal ettiği tarihten itibaren yedi gün içinde aile kütüklerine tescil etmekle ve bir örneğini Genel Müdürlüğe göndermekle yükümlüdürler"

Hükümleri bulunmaktadır.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 30/05/2022 tarihli toplantısında, 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyası ile idari yargı dosya bilgilerinin 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine adli yargı yerince Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

12. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Recep KALKAN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

13. Dava, davacıların ortak murisinin annesi Z. Ö'in (K.) nüfus tashihi ile F. - A. O. K'nın kızları olduğunun tespiti ve doğum tarihinin 01/07/1923 olarak tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

14. Dava dosyalarının incelenmesinden, davacıların murisi Ş. E. K'nın 09/12/2013 tarihinde, murisin annesi              Z. Ö’ in ise 22 yaşında iken dul olarak vefat ettikleri ve F. K ile A. O. K'nın evliliğinden dünyaya gelen 3 kız çocuktan birisi olduğu halde murisin annesi Z. Ö'in nüfusta kızları olarak kayıtlı olmadığı, davacıların Körfez Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/471 esas sayılı dosyası ile büyük dedeleri L. 'e dair veraset ilamı almak üzere başvurdukları sırada mirasçı sıfatına haiz olmadıklarını öğrenmiş bulundukları, açıklanan nedenlerden ötürü murisin annesi Z. Ö'in F. - A. O’ ın kızları olduğunun tespiti ve nüfusa tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davanın Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile görev yönünden reddine karar verildiği, bunun üzerine davacılar tarafından, İzmit Kaymakamlığı, İlçe Nüfus Müdürlüğü'ne yapılan başvuruda, murisleri, Z. Ö'in (K.) F. K- A. O Kaya'nın kızları olduğunun tespit ve tescilinin istenildiği, bu taleplerinin reddi üzerine de, İzmit Kaymakamlığı, İlçe Nüfus Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle Kocaeli 1. İdare Mahkemesinde dava açıldığı, İdare Mahkemesinin, 23/03/2021 tarihli, E:2021/336, K:2021/486 sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddedilmesi üzerine olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla davacılar tarafından Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu anlaşılmaktadır.

15. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; nüfus kaydına ilişkin bazı işlemler adli, bazı işlemler de idari kararlarla yapılmaktadır. Adli yargının görev alanına giren davaların ise (maddi hata dışındaki) nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davaları olduğu açıkça belirlenmiştir. Davacıların taleplerine göre; dava konusu uyuşmazlığın nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasını gerektirdiği ayrıca davacıların murisinin anne babalarına nispeten nüfusa kaydedilmesi isteminin büyük oranda da soybağını ve veraset işlerini ilgilendiren bir nitelik taşıdığı gözetildiğinde; uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunu ve 5490 sayılı Kanun hükümleri uyarınca adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/04/2019 tarihli ve E.2015/377, K.2019/157 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan nedenlerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/04/2019 tarihli ve E.2015/377, K.2019/157 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

30/05/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

          Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan      

          TOPAL                    SONER                           TAŞ                         AĞIRMAN         

 

 

 

                                                Üye                                Üye                              Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN