T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/369

KARAR NO  : 2023/414      

KARAR TR  : 19/06/2023

ÖZET: Adli yargı kararı görevsizlik kararı niteliğini taşımadığından ve 2247 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığındanaynı Kanun’un 27. maddesi uyarıncaBAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı   : M.H.H.T

Vekili      : Av. M. B

Davalı    : TuzlaTrafik Denetleme Büro Amirliği/ İstanbul Valiliği

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

 

1.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin, 18/09/2022 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, trafik ekiplerince kaza tespit tutanağı tutulduğunu; ilgili polis memurunun, müvekkilinin ehliyeti olmasına rağmen, tutanakta ehliyet bilgilerini boş bıraktığını, bu durumun müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, çünkü kaza sonrasında müvekkilinin hasar gören aracını sigortadan yaptırmak istediğinde kaza tespit tutanağında ehliyet bilgilerinin boş olması nedeni ile sigorta şirketinin müvekkilinin hasarını gidermediğini oysa müvekkilinin sürücü belgesi sahibi olduğunu ifade ederek; kaza tespit tutanağının iptali ile kaza esnasında müvekkilinin ehliyet sahibi olduğunun tespiti yönünde karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hâkimliği 10/10/2022 tarih ve E.2022/6800 D.İş sayı ile, itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş, karara itiraz edilmesi üzerine İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliği 31/10/2022 tarih veE.2022/8255 D.İş sayı ile, itiraz edenin itirazının reddine kesin olarak karar vermiş ve kararkesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"İtiraz eden dilekçesinde özetle; TUZLA TRAFİK DENETLEME BÜRO AMİRLİĞİ'nin 18/09/2022 tarih ve 203253 kaza sıra numaralı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiği, başvuruda bulanan tarafından kaza tespit tutanağına itiraz edildiği anlaşılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; Sulh Ceza Hakimliğinin görev ve yetkileri 5235 sayılı yasanın 10. Maddesinde belirtildiği şekilde sınırlı olup, kaza tespit tutanaklarına karşı inceleme yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıda yer aldığı şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

İtiraz hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

İtiraz edenin hukuk davası açması konusunda MUHTARİYETİNE,

..."

 

 

3.Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. İstanbul 14. İdare Mahkemesi 14/11/2022 tarih ve E.2022/2497, K.2022/1967 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Trafik kazalarına el koyma ve bilirkişilik" başlıklı 83., "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlıklı 110. ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin, "Trafik Kazalarına El Konulması" başlıklı 154. maddesi hükümlerine yer verdikten sonra davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir.Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Yukarıda metnine yer verilen düzenlemeler uyarınca; maddi hasarlı kaza tespit tutanağının, kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek, idari işlem niteliği bulunmayan bir belge niteliğinde olduğu; adli yargı yerlerindeki uyuşmazlıkların çözümü sırasında, mahkemelerce değerlendirilmesi gerektiği nedeniyle maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda; maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının iptali istemine dair uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargının görevinde olmayıp, adli yargı merciilerinin görev alanına girdiğinden, davanın görev yönünden reddi gerekmektedir.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 20.09.2021 tarih ve E:2021/495, K:2021/440 sayılı kararı da bu yöndedir.

..."

 

5. Davacı vekilininadli ve idariyargı yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle yaptığı başvuru üzerine, idari yargı dosyası Mahkemece, adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

6. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlıklı 1. maddesinin ilk fıkrası şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idariyargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir."

 

7. Kanun'un "Olumsuz görev uyuşmazlığı" başlıklı 14. maddesi şöyledir:

 

“Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.”

 

8. Kanun'un "Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 15. maddesi şöyledir:

 

" (Değişik: 23/7/2008 – 5791/6 md.)

Olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyaları, son görevsizlik kararını veren yargı merciince, bu kararın kesinleşmesinden sonra taraflardan birinin istemi üzerine, ilk görevsizlik kararını veren yargı merciine ait dava dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir ve görevli yargı merciinin belirlenmesi istenir."

 

 

 

9. Kanun'un "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Ali ÖZGÜR'ün katılımlarıyla yapılan 19/06/2023 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonragereği görüşülüp düşünüldü:

 

11. Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere, konusu vesebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmaktadır. Buna karşılık olup, kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

12. Mevzuat kısmında belirtilen düzenlemelere göre, davanın taraflarınca 14. madde kapsamında Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilmesi için, adli ve idari yargı yerlerince,"yargı yolu bakımından" verilmiş görevsizlik kararları bulunması ve bu kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir.

 

13. "Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir." hükmüne göre, adli yargıyerinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine idari yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak,hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

 

14. Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa ilişkin olarak İstanbul 14. İdare Mahkemesince, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının iptali istemine dair uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görevinde olmadığı, adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olmasına karşın;aynı istemle daha önceaçılan davada İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hâkimliğince 10/10/2022 tarih veE.2022/6800 D.İş sayı ile, "Sulh Ceza Hakimliğinin görev ve yetkileri 5235 sayılı yasanın 10. maddesinde belirtildiği şekilde sınırlı olup, kaza tespit tutanaklarına karşı inceleme yetkisinin bulunmadığı" gerekçesiyle "İtiraz hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, İtiraz edenin hukuk davası açması konusunda MUHTARİYETİNE," karar verildiği görülmüştür.Diğer bir deyişle, adli yargı yerince, idari yargı yerinin görevli olduğuna ilişkin "yargı yolu bakımından" verilmiş görevsizlik kararının bulunmadığıanlaşılmıştır.

 

15.Bu durumda,adli ve idari yargı yerlerince aynı konuda karşılıklı olarak verilmişgörevsizlik kararları bulunmadığından, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri koşulu gerçekleşmemiştir.

 

 

 

16. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN,aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİNE,

 

19/06/2023 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nigün                            Doğan                           Eyüp

           TOPAL                      TAŞ                            AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                 Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                            Ali

                                             ARSLAN                         BALLI                          ÖZGÜR