T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 430 KARAR NO : 2015 / 750 KARAR TR : 30.11.2015 |
ÖZET : Gebze ilçesi, Çayırova Mahallesinde Gebze Belediyesi Encümen Kararı ile 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ile 2981 sayılı Yasanın ilgili maddeleri uyarınca parselasyon işlemi yapıldığı, işleme yapılan itirazlar değerlendirildikten sonra kesinleşen uygulamanın encümen kararı ile tapuya tescil edilmek üzere tapu ve kadastro müdürlüğüne gönderildiği, parselasyon işlemi sonucunda oluşan 3836 ada, 4 sayılı parselde, dava dışı bir şahıs ile davalı belediyenin paydaş olduğu, sonrasında bu şahsa ait payın bir kısmının davacıya ve dava dışı başka şahıslara geçtiği, paydaşlardan birinin Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı davada, taşınmazda Gebze Belediyesinin de paydaş olduğunun öğrenilmesi üzerine, davacı tarafından, imar uygulamasından önce taşınmaz üzerinde kendisine ait binanın bulunduğu, davalı belediyenin uyuşmazlığa konu taşınmaza paydaş olmasının yasaya aykırı olduğu iddiasıyla, Gebze Belediye Başkanlığı adına olan tapu kaydının iptal edilerek kendi adına tescili, bu mümkün olmazsa binanın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
Davacı : A.Ç.
Vekili : Av. E.B.
Davalı : Gebze Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. T.D.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Davacı müvekkilim A.Ç., Kocaeli İli,Gebze İlçesi, Çayırova Mahallesinde kain 3836 Ada, 4 Parselde kayıtlı toplam 269,00 m2 yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazda 2007/8608 oranında hisse sahibi olup taşınmazın maliklerindendir. Taşınmazın diğer malikleri ise davalı Gebze Belediye Başkanlığı, Lütfi Çavuşoğlu, Ahmet Akkan ve Murat Biçer'dir. Davalı Gebze Belediye Başkanlığının taşınmazdaki hissesi 1472/8608 oranındadır.
Dava konusu arsa vasıflı taşınmaz üzerinde zemin + 3 normal katlı betonarme türünde bina bulunmakta olup söz konusu bina 1985 -1990 yılları arasında davacı müvekkilim A.Ç. tarafından yapılmıştır. Dava konusu taşınmaz Gebze Belediye Meclisinin 28.02.2001 tarih ve 104 no'lu kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli imar planında konut alanında kalmaktadır.
Taşınmazın hissedarlarından AHMET AKKAN tarafından, Gebze l.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/582 Esas sayılı dosyasıyla ortaklığın giderilmesi davası açılmış olup bu dava halen derdesttir. Ortaklığın giderilmesi davasında yapılan keşif neticesinde düzenlenen raporun tarafımıza tebliğ ile birlikte davacı müvekkilim Gebze Belediyesinin taşınmazda hissedar olduğunu öğrenmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Gebze Belediye Başkanlığı'nın taşınmazda hissedar olduğu ve hissesine düşen miktarın da 16100 TL olduğu belirlenmiştir.
Yukarıda (3) no'lu bentte belirttiğimiz ortaklığın giderilmesi davasının26.02.2013 tarihinde yapılan duruşmasında taşınmazla ilgili mülkiyet ihtilafı olduğu hususu ve bu konuda dava açacağımızın bildirilmesi neticesinde mahkeme tarafından Gebze Belediye Başkanlığı aleyhinde dava açmak üzere tarafımıza süre ve yetki verilmiştir. Çünkü aşağıda da belirteceğimiz üzere Gebze Belediye Başkanlığının taşınmazda hissedar oluşu yasaya aykırı olup Gebze Belediye Başkanlığının adına olan tapu kaydının iptali neticesinde diğer maliklerin hisselerinde değişme olacağı hususu son derece açıktır. Tapu iptaline yönelik talebimizin kabul edilmediği bir ihtimalde bu defa arsa vasıflı taşınmaz üzerinde bulunan binanın davacı müvekkilim A.Ç.'na aidiyetine karar verilmesini talep ediyoruz.
Davalı Gebze Belediye Başkanlığı dava konusu taşınmazda imar uygulaması yapıldıktan sonra hissedar olarak malik sıfatını kazanmıştır. Oysa ki bahsedilen imar uygulaması dava konusu arsa üzerindeki binanın yapılmasından daha sonraki bir tarihte yapılmıştır. Bir diğer deyişle imar uygulaması yapılmadan önce söz konusu bina mevcuttur. Binanın imar uygulamasından önce yapıldığına ilişkin tanıklarımız mevcut olup isim ve adresleri deliller bölümünde bildirilmiştir. Dolayısıyla da Gebze Belediye Başkanlığı adına olan tapu kaydının bu sebeple iptali gerekmektedir. Tapu İptaline yönelik talebimizin kabul edilmemesi halinde bu defa arsa vasıflı taşınmaz üzerinde bulunan binanın davacı müvekkilim A.Ç.'na aidiyetine karar verilmesini talep ediyoruz. Bu sebeple Gebze Belediye Başkanlığı hukuka aykırı bir şekilde taşınmazda malik ve hissedar olduğundan davalı Gebze Belediye Başkanlığı aleyhinde işbu davayı açmak mecburiyeti hasıl olmuştur.
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle davamızın kabulüne, Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Çayırova Mahallesinde kain, 3836 Ada, 4 Parselde kayıtlı toplam 269,00 m2 yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazda davalı Gebze Belediye Başkanlığı adına kayıtlı bulunan 46/269 hissenin (1472/8608) ve buna ilişkin tapu kaydının iptali ile iptal edilecek hissenin davacı müvekkil adına tesciline, tapu iptali ve tescil talebimiz kabul edilmediği bir ihtimalde arsa vasıflı taşınmaz üzerinde bulunan binanın davacı müvekkilim A.Ç.'na aidiyetine ve bunun tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla bilvekale arz ve talep ederim.” demek suretiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davalı Gebze Belediye Başkanlığı vekili süresi içerisinde mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.
Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesi: 19.12.2014 gün ve E:2013/134 sayı ile özetle; davada adli yargı yerinin görevli olduğundan bahisle davalı Gebze Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı Gebze Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.
Danıştay Başsavcısı; “3194 sayılı imar Kanunu'nun 18. maddesinde, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu, sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkilerin valilikçe kullanılacağı hükme bağlanmıştır.
3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulama işlemleri, kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı tesis edilen idari işlemlerden olup, bu kapsamda idarenin "resen tescil işlemlerini yaptırmak" şeklindeki bu yetkisini kullanarak tapuya yapılan tescilin idari işlemlerin icrası niteliğinde olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, Gebze ilçesi, Çayırova Mahallesinde 22.05.1997 tarihli Gebze Belediyesi Encümen Kararı ile 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ile 2981 sayılı Yasanın ilgili maddeleri uyarınca parselasyon işlemi yapıldığı, işleme yapılan itirazlar değerlendirildikten sonra kesinleşen uygulamanın 19.02.1998 günlü, 718 sayılı encümen kararı ile tapuya tescil edilmek üzere tapu ve kadastro müdürlüğüne gönderildiği, parselasyon işlemi sonucunda oluşan 3836 ada, 4 sayılı parselde, Lütfü Çavuşoğlu ile davalı belediyenin paydaş olduğu, daha sonra Lütfü Çavuşoğlu'na ait payın bir kısmının davacıya ve Ahmet Akkan ile Murat Biçer adlı kişilere geçtiği, paydaşlardan birinin Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı ortaklığın giderilmesi davasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda taşınmazda Gebze Belediyesinin de paydaş olduğunun öğrenildiğinden bahisle, davacı tarafından, imar uygulamasından önce taşınmaz üzerinde kendisine ait binanın bulunduğu, davalı belediyenin uyuşmazlığa konu taşınmaza paydaş olmasının yasaya aykırı olduğu iddiasıyla, Gebze Belediye Başkanlığı adına olan tapu kaydının iptal edilerek kendi adına tescili, bu mümkün olmazsa binanın aidiyetinin tespiti istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, davalı idare tarafından ise parseldeki payın idari işlem olan imar uygulaması sonucu oluştuğu, parselasyon işleminin hukuka uygun olduğunun öne sürüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı her ne kadar tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışsa da, iptali istenilen tapu kaydının dayanağı olan parselasyon işlemi, idarenin kamu gücüne dayanarak, resen ve tek yanlı tesis ettiği idari işlemlerden olduğundan, bu işlemler idare hukuku kuralları çerçevesinde incelenerek ortadan kaldırılmadıkça onlara dayanılarak yapılan tapudaki kaydın düzeltilmesi olanağı bulunmadığından, 3194 sayılı Yasa gereğince tesis edilen idari nitelikteki uygulama işlemlerinden doğduğu anlaşılan uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.
Davacının tapu iptali ve tescil, olmazsa binanın aidiyetinin tespiti istemiyle açtığı davaya ilişkin dilekçenin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesi kapsamında incelenerek dilekçenin reddine konu olup olmayacağının da idari yargı yerince değerlendirileceği tabiidir.” demek suretiyle 2247 sayılı Yasa'nın 10’uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı: “Dava dosyasının incelenmesinde, davacının da taşınmazının bulunduğu Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Çayırova Mahallesinde, 22/05/1997 tarihli Gebze Belediyesi Encümen Kararı ile 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 2981 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uyarınca imar uygulaması (parselasyon) yapılmasına karar verilerek, 02/12/1997 tarih ve 4308 sayılı encümen kararı ile imar uygulamasına yapılan itirazlar karara bağlanarak imar uygulamasının kesinleştiği ve Gebze Belediyesi encümeninin 19/02/1998 tarih ve 718 sayılı kararı ile kesinleşen imar uygulaması tapuya tescil edilmek üzere Tapu Kadastro Müdürlüğüne gönderildiği, bu suretle dava konusu parseldeki davalı idare hissesi oluştuğu, parselasyon işlemi sonucunda oluşan 3836 ada, 54 sayılı parselde, davacı ile davalı idarenin ve başka şahısların paydaşlığının ortaya çıktığı, paydaşlardan birinin Gebze Sulh hukuk mahkemesinde açtığı ortaklığın giderilmesi davası sırasında da taşınmaz üzerinde Gebze Belediyesi'nin de paydaş olduğunun anlaşılması üzerine, davacı tarafından imar uygulamasından önce taşınmaz üzerinde kendine ait binanın bulunduğu ve davalı idarenin taşınmazda paydaş olmasının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla davalı idareye ait 46/269 hissenin ve buna ait tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilinin yapılması, bu talep kabul edilmediği takdirde parsel üzerinde bulunan binanın kendisine aidiyetini karar verilmesi talebiyle Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, davalı idarece yapılan görev itirazının anılan mahkemenin 19/12/2014 tarih ve 2013/134 Esas sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların, plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla hazırlanan 3194 sayılı "imar Kanunu"nun 8. maddesinde; planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında uyulacak temel esaslara yer verilmiştir.
Aynı Kanunun arazi ve arsa düzenlemesine ilişkin 18. maddesinde ise, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu belirtilmiştir.
Anılan mevzuat ve açıklamalar uyarınca; 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi gereğince, davacının paydaş olduğu taşınmazın tapu kaydının dayanağını oluşturan parselasyon işleminin, idarenin kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı nitelikte işlemlerinden olduğu anlaşılmaktadır.
Böylece, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak yapılan imar uygulaması nedeniyle taşınmazda oluşan davalı idarenin paydaşlığının kaldırılmasına ve davacının kendi adına tesciline karar verilmesine ilişkin davada da, söz konusu parselasyon işlemini davalı idarenin re'sen ve tek taraflı kamu gücünü kullanarak gerçekleştirmesi ve böylece işlemin idari niteliği nedeniyle idare mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2014 tarih ve 2013/134 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.” şeklinde yazılı düşünce vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 30.11.2015 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Gebze Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 2247 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinde öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Olayda, Gebze ilçesi, Çayırova Mahallesinde 22.05.1997 tarihli Gebze Belediyesi Encümen Kararı ile 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ile 2981 sayılı Yasanın ilgili maddeleri uyarınca parselasyon işlemi yapıldığı, işleme yapılan itirazlar değerlendirildikten sonra kesinleşen uygulamanın 19.02.1998 günlü, 718 sayılı encümen kararı ile tapuya tescil edilmek üzere tapu ve kadastro müdürlüğüne gönderildiği, parselasyon işlemi sonucunda oluşan 3836 ada, 4 sayılı parselde, Lütfü Çavuşoğlu ile davalı belediyenin paydaş olduğu, sonrasında Lütfü Çavuşoğlu'na ait payın bir kısmının davacıya ve Ahmet Akkan ile Murat Biçer adlı kişilere geçtiği, paydaşlardan birinin Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı ortaklığın giderilmesi davasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda taşınmazda Gebze Belediyesinin de paydaş olduğunun öğrenilmesi üzerine, davacı tarafından, imar uygulamasından önce taşınmaz üzerinde kendisine ait binanın bulunduğu, davalı belediyenin uyuşmazlığa konu taşınmaza paydaş olmasının yasaya aykırı olduğu iddiasıyla, Gebze Belediye Başkanlığı adına olan tapu kaydının iptal edilerek kendi adına tescili, bu mümkün olmazsa binanın aidiyetinin tespiti istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
3194 sayılı imar Kanunu'nun 18. maddesinde, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu, sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkilerin valilikçe kullanılacağı hükme bağlanmıştır.
3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulama işlemleri, kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı tesis edilen idari işlemlerden olup, bu kapsamda idarenin "resen tescil işlemlerini yaptırmak" şeklindeki bu yetkisini kullanarak tapuya yapılan tescilin idari işlemlerin icrası niteliğinde olduğu açıktır.
Bu durumda, davacı her ne kadar tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışsa da, iptali istenilen tapu kaydının dayanağı olan parselasyon işlemi, idarenin kamu gücüne dayanarak, resen ve tek yanlı tesis ettiği idari işlemlerden olduğundan, bu işlemler idare hukuku kuralları çerçevesinde incelenerek ortadan kaldırılmadıkça onlara dayanılarak yapılan tapudaki kaydın düzeltilmesi olanağı da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, 3194 sayılı Yasa gereğince tesis edilen idari nitelikteki uygulama işlemlerinden doğduğu anlaşılan uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.
Kaldı ki; mahkememizce gerek 3194 sayılı Yasa’dan kaynaklanan işlemlere karşı açılan davalarda, gerek 2981 sayılı Yasa’dan doğan hak sahipliği konulu davalarda, gerekse de toplu konut ve kentsel dönüşüme ilişkin işlemlere karşı açılan davalarda, her ne kadar talep tapu iptal ve tescile ilişkin olsa da, davaya konu edilen işlemlerin temelde tek taraflı idari işlemler olduğu dikkate alınarak idari yargının görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Gebze Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Gebze Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 19.12.2014 gün ve E:2013/134 sayılı KARARIN KALDIRILMASINA, 30.11.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN |