T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO    : 2014 / 75

          KARAR NO : 2014 / 128

          KARAR TR  : 3.2.2014       

ÖZET : İmar planından kaynaklanan tazminat davasının, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı           : Y.G.

Vekilleri         : Av. C.D.,  Av. N.D.

Davalılar        : 1-Gençlik Ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü

Vekilleri        : Av.C.B., Av.B.D.

             2-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı(İhbar edilen)

Vekili              : Av.S.A.

           3-Başakşehir Belediye Başkanlığı(İhbar edilen)

Vekili              : Av.Y.Ş.

                          4-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı(Dahili Davalı)

Vekili              : Av.M.H.K.(Bafalı)

 

O L A Y          : Davacı vekili, İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, İkitelli Mahallesi, Altınşehir mevki 18 Pafta 725 Parseli ile 19 Pafta 1115 Parsel sayılı taşınmazların müvekkili adına kayıtlı olduğunu; taşınmazın imar planlarında, 20 yıldan fazla bir süreden beri yeşil alan olarak ayrıldığını, en son 23.09.2005 yılı 1/1000 ölçekli imar planında ise "İkitelli Atatürk Olimpiyat Park alanı vb. sınırlı faaliyetlere geçici olarak izin verilebilir şekilde imar uygulamasına konu olduğunu; taşınmaza hiçbir inşaat ve tesisata izin verilmemesi ile müvekkilinin, taşınmaz üzerinde neredeyse hiçbir şekilde kullanma, tasarruf etme ve yararlanma imkanının kalmadığını; İdarenin bu uygulamasının Kamulaştırmasız el atma hükmünde olduğunu; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 kararı gözetilerek imar planında yol ve park alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı imar kanunu’nun 10. Maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı kurumca, ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin ödenmesinin gerektiğini; yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2010/5-662 E. 2010/651 Karar 15.12.2010 tarihli kararına göre "Belediye Başkanlığı İmar Planının yürürlük tarihinden en geç 3 ay içerisinde planın tatbiki için 5 yıllık imar programını hazırlamakla yükümlüdür. Uzun yıllar programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği dolayısıyla kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiği"nin hükme bağlandığını ifade ederek; ıslah ve ek davalar ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak; davalı kurumun kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın tespit edilecek değerinin şimdilik 1.000 TL.sinin davalı İdareden tahsiline, el atma haksız fiil olduğundan taşınmaz bedeline dava tarihinden itibaren en yüksek yasal faiz yürütülmesine, ayrıca karar tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan faiz işletilmesine;  davacı müvekkil adına olan taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davalı adına tesciline karar verilmesi istemiyle, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğüne karşı  adli yargı yerinde dava açmış; daha sonra, davanın ihbar edilmesi üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Başakşehir Belediye Başkanlığı; dahili davalı olarak da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı davaya katılmışlardır.

Davalılardan Başakşehir Belediye Başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının vekilleri süresi içinde görev itirazında bulunmuşlardır.

KÜÇÜKÇEKMECE 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 26.9.2013 gün ve E:2012/345 sayı ile, davanın kamulaştırmasız el atma davası olup, haksız fiil hukuki temeline dayandığından ve tazminata hükmedilmesi halinde taşınmaz aynına ilişkin de karar verilmesi gerekeceğinden, ayrıca 6487 sayılı yasanın 21. Maddesinde idari yargının görevlendirildiği hukuki el atmaların 1983 yılı öncesi hukuki el atmalar olup,1983 sonrası hukuki el atmalara yönelik açıkça idari yargının görevli olduğuna ilişkin bir düzenleme mevcut olmadığı;  davanın bir bütünüyle adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle;   görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalılardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Uygulama ve Öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı;  bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13'üncü maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı; dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde, imar planında Atatürk Olimpiyat Parkı alanında kalan taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığından bahisle 1000TL tazminatın ödenmesi ve taşınmazın tapu kaydının davalı adına tescilinin istenildiğinin anlaşıldığı; bu bilgiler karşısında; davanın, davacıların taşınmazının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 günlü, E:2010/5-662 K:2010/651 kararında "hukuki el atma" olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı; dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın malikleri yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak bu sonuç ya da sonuçların, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmazlara yönelik belirlemenin bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapamamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarelerin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı; idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, İdari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu; bu bakımdan, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı'nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı;  dolayısıyla, davanın taşınmazlarının bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1 'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği; nitekim, 11.06.2013 günlü, 28674 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6487 sayılı Kanun'un 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6'ncı maddesinde değişiklik yapan 21'inci maddesinde "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulanmasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir." hükmüne yer verilmek suretiyle "hukuki el atma" olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat davalarının görüm ve çözümünde İdari Yargı yerinin görevli olduğunun öngörülmüş bulunduğu;  açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca davanın taşınmazın bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Zehra Ayla PERKTAŞ’ın Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 3.2.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalılardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin, anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, davanın taşınmazın bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmı ile anılan davalı idare yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Davacının sahibi olduğu taşınmazlarına,  imar planında Atatürk olimpiyat parkı alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL'si bedelin faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.   

            3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

            a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

            b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

            Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

            Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

            Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

           İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

           c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmü;

Aynı Kanun'un 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.

Dava dosyasında bulunan ve Küçükçekmece 4.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğünün 3.1.2013 gün ve  B.20.1.SGM.0.61.00.00/(12.545/18 sayılı yazısında; 06/07/2001 tarihli ve 2001/01 numaralı Kamulaştırmadan Vazgeçme Kararı ile, 18,19,20,21 nolu paftalardaki toplam 1446 parselin kamulaştırılmasından vazgeçilmiş olduğu ve yine İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulunun 05/11/2004 tarih ve 150 sayılı toplantısında ise 1/50000 ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planlarında “Olimpiyat parkı” olarak plana işlenmiş olan Küçükçekmece ilçesi, İkitelli mahallesi, Altınşehir Mevkiinde bulunan(18 paftadaki 251 parselden 773 parsele kadar 552 adet taşınmaz, 19 paftadaki 774 parselden 1131 parsele kadar 357 adet taşınmaz, 20 paftadaki 1132 parselden 1620 parsele kadar 488 adet taşınmaz, 21 paftadaki 1654 parselden 2086 parsele kadar 465 adet taşınmaz olmak üzere toplam 1862 parsel) taşınmazların gerek 1/50000 ve gerekse de 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planlarındaki “Olimpik park” alanından çıkarılmasına karar verildiği, dava konusu 18 pafta 725 parsel sayılı, 19 pafta 1115 parsel sayılı taşınmazların da karar kapsamındaki alan içerisinde kalmakta olduğu; Genel Müdürlüğün anılan taşınmaza ihtiyacı bulunmadığı; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının 19/12/2012 tarih ve 11.829 sayılı yazısında, söz konusu alandaki taşınmazlarda plan değişikliği yapma yetkisinin 13.08.2012 tarih ve 3573 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçtiğinin bildirildiği; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Dairesi Başkanlığı’na yazılan 19/11/2012 tarih ve 10455 sayılı yazı ile plan tadilatları yapılması talebinin iletilmiş olduğu, yapılan şifahi görüşmelerde plan tadilatı çalışmalarının devam ettiği bilgisinin alındığı;  imar planında konut alanı, ticaret alanı vs. gibi alanların belirlenmesinin tamamen kurumlarının inisiyatifi dışında gerçekleştiğinden, konunun mahkemece plan değişikliği yapmaya yetkili kurum olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Dairesi Başkanlığından sorulması gerektiğinin bildirilmiş olduğu ifade edilmiş; dava dosyasında bulunan 1.1.2013 tarihli  Fen Bilirkişisi Raporunda ve 28.1.2013 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporunda; İmar Planında Atatürk Olimpiyat Parkı alanında kalan taşınmazlardan davacının tasarruf etme imkanının bulunmadığı, keşif günü davaya konu parsellerin üzerinde herhangi bir çalışma, imalat ve yapı bulunmadığı, boş arsa konumunda  olduğu, zeminde fiilen el atmanın bulunmadığının görüldüğü belirtilmiştir.

Olayda, davacının maliki olduğu taşınmazların İmar Planında Atatürk Olimpiyat Parkı alanı kullanımında kaldığı,  ancak plan tadilatı çalışmalarının devam ettiği, aradan uzun süre geçmesine rağmen kamulaştırılmadığı, taşınmaz üzerinde düzenleme yapılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazların bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planında yer alan davacılara ait taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalılardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin görev itirazının, Küçükçekmece 4.Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalılardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Küçükçekmece 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.9.2013 gün ve E:2012/345 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 3.2.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan V.

Zehra Ayla

PERKTAŞ

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT