T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 370

            KARAR NO             : 2015 / 749

            KARAR TR  : 30.11.2015

ÖZET: Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Ulus İlköğretim Okulu'nda görev       yapan davacının, Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalıştığı döneme ilişkin tedavi yolluklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işleminin iptali ile ödeme emirlerinin daireye teslim tarihlerinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

Davacı            : İ.A.

Davalı             : Samsun Valiliği (İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Samsun Defterdarlık

   Muhasebe Müdürlüğü adına)

Vekili              : Av. Y.E.S.    (Adli Yargıda)

 

O L A Y         : Davacı dava dilekçesinde özetle; Samsun Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki Kızılırmak Ortopedik Engelliler İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak görev yapmakta iken o dönemde kanser tedavisi gören merhum eşi A.A.’a ait yurtiçi tedavi yolluklarını talebiyle, anılan dönemde görev yaptığı kurumunun düzenlemiş olduğu ve Samsun Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğüne 03.10.2007 ve 08.10.2007 tarihlerinde teslim edilen 5 (beş) adet ödeme emri belgesi ve evraklarının, aynı Muhasebe Müdürlüğü’nün tekrar incelenmesi ve bilgi verilmesi amacıyla evrakları 15.10.2007 ve 18.10.2007 tarihlerinde Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geri göndermesiyle hakkında yürütülmüş olan inceleme ve soruşturma sonucunda aleyhinde Samsun 2.Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın beraatiyle sonuçlanıp gerekçeli kararın kesinleşmesiyle, davalı idareye 27.06.2011 tarihli dilekçeyle yaptığı söz konusu tedavi yolluklarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi talebinin Samsun Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 14.07.2011 tarih ve 2189l sayılı yazısıyla REDDİNE İLİŞKİN İŞLEMİNİN İPTALİ ile, alacağının 4 yıldır ödenmemesinden doğan maddi manevi mağduriyetinden YÜRÜTMENİN DURDURULMASI ve söz konusu tedavi yolluklarından alacağı olan toplam 12.020,00 TL’nin, anılan 5 adet ödeme emri belgesinin kurumunun düzenlendiği 08.08.2007, 15.08.2007, 30.08.2007 (2 adet) tarihlerinden itibaren YASAL FAİZLERİYLE BİRLİKTE TARAFINA ÖDENMESİ istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Samsun 1.İdare Mahkemesi: 27.09.2011 gün ve E:2011/1510, K:2011/1155 sayı ile özetle; “Olayda, bakılan davanın, davacının Samsun İl Milli Eğitim bünyesinde çalıştığı döneme ilişkin tedavi yolluklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açıldığı görülmekte ise de, davacının halen Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Ulus İlköğretim Okulu’nda görev yaptığı anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 33/3.maddesi uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde ilgilinin görev yaptığı yerin yargı sınırı içinde bulunduğu Kocaeli İdare Mahkemesi’nin yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” demek suretiyle 2577 sayılı Kanun’un 15/1-a maddesi uyarınca yetki yönünden reddine, dosyanın yetkili Kocaeli İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Bu aşamadan sonra dosya Kocaeli 2.İdare Mahkemesinin 2011/1186 Esas sırasına kaydedilmiştir.  

Kocaeli 2.İdare Mahkemesi: 25.11.2011 gün ve E:2011/1186, K:2011/1190 sayılı kararı ile özetle; “Uyuşmazlığın tedavi gören hasta ve refakatçisine özel araçla yapılan yol giderinin ödenip ödenmeyeceğine ilişkin olması ve 5510 sayılı Yasa’nın 65.madde hükmü uygulanmak suretiyle çözümlenebilecek mahiyette bulunması nedeniyle, 5510 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili uyuşmazlığın görüm ve çözümü aynı yasanın 101.maddesi hükmü uyarınca İş Mahkemelerine ait bulunmaktadır.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı bu kez aynı istemle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

Gebze 2.İş Mahkemesi: 08.05.2014 gün ve E:2013/809, K:2014/139 sayılı kararı ile özetle; “Her ne kadar Kocaeli idare Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek dosya İş Mahkemesine gönderilmiş ise de; davacının talep ettiği dönemin 2007 yılına ait olması 5510 sayılı yasanın geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 12, maddesine dayalı olarak çıkarılan 5434 sayılı TC. Emekli sandığı kanununa tabi çalışması, 5510 sayılı kanunun geçici 4.maddesi kapsamında sayılanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinin SGK tarafından 15/01/2010 tarihinden itibaren devralınmasına ilişkin usul ve esaslar düzenleyen kamu personelinin genel sağlık sigortası kapsamına alınması hakkında tebliği gereğince 15/01/2010 tarihinden sonrası için emekli sandığına tabii çalışanların ilgili talepleri hakkında iş mahkemesi görev alanına girdiği eldeki dosyada ise talebe konu dönemin 2007 yılına ait olması nedeniyle, yetkili ve görevli mahkemenin Kocaeli İdare Mahkemesi olduğundan yargı yolu nedeniyle görevsizliğine” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 03.11.2014 gün ve E:2014/25687, 2014/32049 sayılı ilamı ile özetle; hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 30.11.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2247 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen biçimde, idari yargı ile adli yargı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, davacının istemi üzerine, adli yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, idari yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava,  Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Ulus İlköğretim Okulu'nda görev yapan davacının, Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalıştığı döneme ilişkin tedavi yolluklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 14.07.2011 gün ve 21891 sayılı işleminin; Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "kamu kurumu aleyhine dolandırıcılığa teşebbüs, sahte özel belge düzenlemek ve kullanmak" suçlarıyla açılan davada, anılan mahkemenin 03.03.2011 tarih ve E:2009/144, K:2011/29 sayılı kararıyla beraat ettiği, bu yüzden yollukların ödenmesi gerektiği ileri sürülerek iptali ile 12.000,00 TL'nin ödeme emirlerinin daireye teslim tarihlerinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

31.5.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur’lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur’luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır. 5510 sayılı Kanunun iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi, 15.12.2006 tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanunun birçok maddesi ile birlikte, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan (başta 4/c maddesi) hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 nci ve Geçici 4 ncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır. 5754 sayılı Kanunun kimi hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesi’nin 30.3.2011 tarih ve E: 2008/56, K:2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla (RG. 25.1.2012, Sayı: 28184) davayı redle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararın Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır: “…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir… Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir.

Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

 Kaldı ki; T.C. Anayasası’nın 158.maddesindeki “…diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır ” hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır.

Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte devlet memuru olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Kocaeli 2.İdare Mahkemesi Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Kocaeli 2. İdare Mahkemesince verilen 25.11.2011 gün ve E:2011/1186, K:2011/1190 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.11.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN