Hukuk Bölümü         2008/373 E.  ,  2009/188 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : E. İth.İhr.Pet.Ürün.San.ve Tic. Ltd. Şti

Vekili              : Av. M.S.G.

Davalı            : Şehitkamil Belediye Başkanlığı-GAZİANTEP

Vekili              : Av. A.D.

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde, Davalı Şehitkamil Belediye Başkanlığının 2004 yılında belediye araçlarında kullanılmak üzere akaryakıt ihalesi açtığını, ihaleye müvekkili şirketin de teklif verdiğini,  ihalenin kendilerinde kaldığını, Davalının ihale bedelinin %6' sı oranında kesin teminat verilmesi ve ihale konusu işe ilişkin sözleşmenin imzalanması gerektiğini bildirdiğini; sözleşmeye davet yazısı üzerine Belediye Başkanlığına Geçici ve Kati Teminat mektupları verilerek sözleşme imzalandığını, geçici ve kati teminat mektubu masrafları olarak 2.781.562.500.TL. ile sözleşme noter tasdik masrafı 18.334.599.608.-TL  olmak üzere, toplam 21.116.162.108. TL masraf yaptığını; ancak anılan ihalenin, Sayıştay 1.Dairesinin, “sözleşmenin tescilinin mümkün olmadığı” yolundaki kararına dayanılarak tescil edilmeyerek iade edildiğini; müvekkili şirketin, ihale ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine ve kendisinden kaynaklanan hiçbir kusuru olmamasına rağmen davalı Şehitkamil Belediye Başkanlığı'nın ihale tarihinde yapmış bulunduğu hata sonucu zarara uğradığını, söz konusu meblağın kendilerine ödenmesi için davalı Belediye Başkanlığı'na müracaat edilmişse de  bu talebin reddedildiğini; bunun üzerine davalı Şehitkamil Belediye Başkanlığı aleyhine Gaziantep 3.İcra Müdürlüğü'nün 2004/7848 nolu takip dosyası ile takibe geçilmiş olduğunu, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; davalı Belediye tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

GAZİANTEP 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 14.12.2007: E:2007/468, K: 2007/510 sayı ile, Davacı vekilinin  dava ve davalı vekilinin cevap  dilekçesinin özetleri yapıldıktan sonra; davanın, İtirazın İptali davası olduğu; 74002 numaralı ihale dosyasının onaylı bir suretinin celp edildiği, taraflar arasında imzalanan akaryakıt sözleşmesinin, ilan tarihinden itibaren 40 günlük zorunlu süre tamamlanmadan ihale yapıldığı için Sayıştay Başkanlığı tarafından tescil edilmeyerek iade edildiğinin anlaşıldığı;  Gaziantep 3.İcra Müdürlüğünün 200417848 esas sayılı takip dosyasının tetkikinde; alacaklının E. İth.İhr.Pet.Ürün.San. ve Tic.Ltd.Şti., borçlunun Şehitkamil Belediye Başkanlığı olduğu, borçlu aleyhine 21.116.162.108 TL asıl alacak, 6.371.819.000 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.487.981.108 TL üzerinden takibe başlandığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunun anlaşıldığı; dosyanın,  bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilerek, bir hukukçu ve iki mali müşavirden oluşacak heyetten davacı tarafın bir alacağı olup olmadığı hususunda rapor alınmasının istenildiği,  bilirkişi heyetinin 09/09/2005 tarihli raporunda; sözleşmenin iptal edilmesi nedeniyle, davacının zararının 21.116.162.108 TL olduğunun  bildirildiği; dosyanın bilirkişi sıfatıyla SMMM Cemil Alkoçak'a tevdii edilerek, alacak miktarı yönünden faiz hesaplaması yapılmasının istenildiği,  bilirkişinin 30/01/2006 tarihli raporunda; asıl alacak miktarına göre; işlemiş faizin 3095 sayılı Kanuna göre 2.199,09 YTL, Bütçe Kanuna göre ise; 5.656,78 YTL olduğunu, asıl alacağa takip tarihinden tahsiline kadar 3095 sayılı Kanuna göre yıllık % 15, Bütçe Kanuna göre yıllık %38 oranı üzerinden yasal faiz işletilmesi, faiz oranlarının değişmesi halinde değiştiği tarihten itibaren yeni faiz oranlarının uygulanması gerektiğini bildirdiği; dava konusu alacağa, 3095 sayılı Kanun gereğince faiz uygulanması gerektiğinin kabul edildiği; dava konusu alacak likit olmadığından ve alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatına yer olmadığına kanaatine varıldığı; dosya kapsamından, taraflar arasında akaryakıt alımı konusunda yapılan ihale sonucuna göre sözleşme yapıldığı, ancak süre şartına uyulmamış olması nedeniyle ihalenin Sayıştay tarafından onaylanmadığı, davacının ihale nedeniyle davaya konu masrafları yaptığı, ihalenin onaylanmaması nedeniyle bu masrafın boşa gittiği ve bu miktarda zarara uğradığı, ihalenin tescil edilmemesinin davalı Belediye'nin kusurundan kaynaklandığı ve davacının meydana gelen zararını karşılaması gerektiği sonucuna varıldığından, davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline ve takibin kısmen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olduğu;  Mahkemeleri kararının yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olduğu, dosyanın Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderildiği, Mahkemeleri kararının Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesince, “Davacı, bu davasında davalı ile aralarında 22/11/2003 gününde noter huzurunda imzalanan sözleşmenin Sayıştay'ca tescil edilmemesi ve böylece sözleşmenin yürürlüğe girmemiş olması nedeniyle yapmış olduğu masrafların tahsilini talep etmiştir. Sözleşmenin Sayıştay'ca tescil edilmemesi ve böylece yürürlüğü girmemiş olması nedeniyle talepte bulunulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme Sayıştay'ca tescil edilmediğine göre yürürlüğe girdiğinden de söz edilemez. İhalenin sözleşmeye bağlanmasından önceki aşamalarında idarenin bir kısım eksik ve mevzuata uygun olmayan işlemleri nedeniyle talepte bulunulmuş ise bu taleplerin idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Nitekim dairemizin ve Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar kazanmış kararları da bu yöndedir. Hal böyle olunca mahkemenin görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar vermesi gerekirken işin esasını inceleyip, yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ise bozularak dosyanın Mahkemelerine iade edilmiş olduğu, davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulduğu, Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesince talebin reddine karar verildiği; dosyanın Mahkemeleri esas defterinin 2007/468 esas sıra numarasına kaydının yapıldığı, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve yargılamaya devam olunduğu; hükmüne uyulan Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamında da belirtildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin Sayıştay'ca tescil edilmemesi nedeniyle yürürlüğe girmediği, ihalenin sözleşmeye bağlanmasından önceki aşamalarında idarenin eksik ve mevzuata uygun olmayan işlemleri nedeniyle ortaya çıkacak uyuşmazlıkların idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu itibarla Mahkemelerinin görevsiz olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.          

GAZİANTEP 1. İDARE MAHKEMESİ; 26.02.2008 gün ve E:2008/192, K:2008/243 sayı ile, 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde de kurala bağlandığı üzere idari yargının yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olup, idari işlem, eylem veya idari sözleşmelerden doğmayan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün idari yargının görev alanında bulunmadığı; dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından icra müdürlüğünde yapılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptalinin istenildiğinin anlaşıldığı, idari işlem, eylem veya idari sözleşmeden doğmadığı açık uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu, idari yargı yolunun görev alanında bulunmadığı gerekçesiyle; davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Serdar AKSOY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 06.07.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40' tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

            Sözkonusu değişik 67. madde, “Takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması için mercie müracaat etmek istemeyen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, umumi hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

            Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata mahkum edilir. 

            İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

            Alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmazsa bir daha ilâmsız takip talebinde bulunamaz.

            Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini taşımaktadır.

            Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının  kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.12.2007: E:2007/468, K: 2007/510 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.07.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.