Hukuk Bölümü 2006/152 E., 2007/2 K.

  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI ÇIKARMA ŞARTLARI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 16 ]
  • 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 17 ]
  • 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 25 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nün 15.10.2004 gün ve 21148 sayılı işlemi ile, 2-16.2.2004 tarihinde ATV televizyon kanalında yayımlanan "Bizim Stadyum" isimli programda, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 sayılı Kanun'la değişik 16. maddesine aykırılıktan dolayı aynı Kanunun 17 ve 25/8. maddeleri uyarınca davacı adına idari para ve durdurma cezası verilmiştir.

    Davacı vekili, söz konusu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ANKARA 10. İDARE MAHKEMESİ ; 26.10.2004 gün ve E: 2004/3268; K:2004/1967 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesinin 1. fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği hükmünün bulunduğu, dava dosyasının incelenmesinden, davanın, davacı şirkete ait ATV logosu ile yayın yapan televizyon kanalında "Bizim Stadyum" adlı programda yer alan "Aria" markasına ait görüntülerin 4077 sayılı Kanun'a aykırı olduğundan bahisle idari para ve durdurma cezası verilmesine ilişkin 15.10.2004 gün ve 21148 sayılı işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmakta olup, idari yargıda görülecek olan idari para cezası ile adli yargıda görülmesi gereken durdurma cezası işlemleri arasında maddi ve hukuki birlik ve sebep-sonuç ilişkisi bulunmadığından, tek dilekçe ile dava açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Yasa'nın 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca 5. maddeye uygun bulunmayan dava dilekçesinin bu kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde 2577 sayılı Yasa'nın 5. maddesi hükmüne uygun şekilde ayrı yargı yerlerinde dava açılmak üzere reddine karar vermiştir.

    Davacı vekili, bunun üzerine, durdurma cezasının kaldırılması istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

    ANKARA 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ; 4.10.2005 gün ve E:2004/2361; K:2005/2657 sayı ile, davanın, durdurma cezasının kaldırılması istemine ilişkin bulunduğu, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Yasa'nın 16. maddesi, ticari reklam ve ilanların ne şekilde yapılacağını, 17. maddesi, Reklam Kurulu'nun oluşum şeklini ve görevlerini, 25. maddesi, ceza hükümlerini, 26. maddesi, cezalarda yetkiyi düzenlediği, Reklam Kurulu'nun, bir idari denetim birimi olduğu ve kanunda belirtilen hallerde tek başına yaptırımda bulunma hakkına haiz olduğunun anlaşıldığı, idari birimler içinde yer almış tek başına denetim ve yürütülebilir nitelikte olan idari işlem tesis etme yetkisi olan Kurulun kararlarına karşı ancak idari yargı yoluna başvuruda bulunulabileceği, Kanunun 25/8 maddesinde, Reklam Kurulu'nun 3 aya kadar durma ve/veya durdurma ve/veya düzeltme ve/veya para cezası verme yetkisi bulunduğu, Kurulun bu cezaları ayrı ayrı verebileceği gibi birlikte de verebileceği(ihlalin niteliğine göre), Kanunun 26. maddesinde, bu kanunda belirtilen her türlü para cezasının idari nitelikte bulunduğunun belirtildiği, Kurul hem durma hem de para cezası verdiğinde, durma kararının adli yargıda, para cezasının idari yargıda çözümlenmesi gerektiğini düşünmenin çeşitli mahzurlara yol açabileceği, şöyle ki; her iki yargı yolunun da aynı kurul kararını değerlendireceği, kimi zaman kararlar arasında tezatlar ortaya çıkabileceği(örneğin, adli yargıda reklamın durdurulma kararının haksız olduğu kabul edilip, bu karar ortadan kaldırılırken, idari yargıda idari para cezası onaylanabilecek veya tam tersi durum söz konusu olabilecektir) bu nedenle tek bir yargı yerinde sorunun çözümünün daha doğru yaklaşım olacağı, nitekim, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 26.10.2004 gün ve E:2004/3268; K:2004/1967 sayılı kararının taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiği, 4077 sayılı Kanun'un 25. maddesine göre para cezasının idari nitelikte olduğu ve Reklam Kurulu'nun yapısı da dikkate alındığında, Mahkemelerinin görevsiz olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Ahmet VELİOĞLU, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK'in katılımlarıyla yapılan 05.02.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

    Davacı vekili, adli ve idari yargı kararları arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunu ileri sürerek bu uyuşmazlığın giderilmesini istemiş ise de; İdare Mahkemesi kararı, görevsizlik kararı olmayıp, idari yargıda görülecek olan idari para cezası ile adli yargıda görülmesi gereken durdurma cezası işlemleri arasında maddi ve hukuki birlik ve sebep-sonuç ilişkisi bulunmadığından, tek dilekçe ile dava açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Yasa'nın 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca 5. maddeye uygun bulunmayan dava dilekçesinin, bu kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde 2577 sayılı Yasa'nın 5. maddesi hükmüne uygun şekilde ayrı yargı yerlerinde dava açılmak üzere reddine ilişkindir. Kısacası, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

    SONUÇ: 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 05.02.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.