T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS      NO : 2017/734

          KARAR  NO : 2017/765

          KARAR  TR  : 27.11.2017           

ÖZET: Adli yargı yerince verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından; 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı             : P.B.

            Vekili              : Av. O.Y.

                                         Adli Yargıda  

            Davalılar         : 1-Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili              : Av. A.V.H.

                                      2-İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi Müdürlüğü

            Vekili              : Av. A.A.

                                          İdari Yargıda 

 1-Milli Eğitim Bakanlığı

 2-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

 3-Ümraniye Belediye Başkanlığı

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Almanya'da işçi olarak çalıştığını, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, İstiklal Mahallesi, 19 pafta, 350 ada, 22 parsel'de kayıtlı taşınmazdan hisse satın aldığını, 1985 yılında müvekkilinin aldığı yerin bir kısmının okul sahası olarak imar planına işlendiğini, mülkiyet hakkının kısıtlandığını, müvekkilinin Anayasal Mülkiyet hakkının kısıtlanması için “Lise Tesis Alanı” sebebiyle kamulaştırılmasını 11.08.2006 tarihli dilekçesiyle ilk olarak talep ettiğini, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ise, bölgedeki nüfus artışının fazla olması sebebiyle bu alana okul yapımı için ihtiyaç duyacaklarını taşınmazın imar planındaki şekliyle muhafaza edilmesi gerektiğini; üç bucuk yıl geçmiş olmasına rağmen uygun kamulaştırma yapmayan davalı idareye tekrar başvuru yaptığını ancak başvurusunun reddedildiğini; mağduriyetini gidermek için Ümraniye Belediyesine başvurduğunu ancak, Ümraniye Belediyesinin de yetkinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında bulunduğunu açıkladıklarını, kamulaştırmasız el atılan müvekkilinin hissedarı olduğu dava konusu yerin Ümraniye İlçesi merkezinde olduğunu, hastanelere ve her türlü ulaşım imkanına sahip olduğunu, Ümraniye İçesi, İstiklal Mahallesi, 19 pafta, 350 ada, 22 parsel'de kayıtlı taşınmaza davalılarca kamulaştırmasız el atıldığından, kamulaştırmasız el atma bedeli olarak şimdilik 10.000,00 TL alacağının belirsiz el atma tarihinden itibaren, en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 28.12.2012 gün ve E:2012/266, K:2012/837 sayı ile, davanın kabulü ile Ümraniye, İstiklal Mah. 19 pafta, 350 ada, 22 nolu parselde kayıtlı 879,17 m2 alanlı yere davalı idare tarafından el atıldığından davacının bu alanda hissesi olan 418/2077 hissenin tapu kaydının iptali ile İstanbul Valiliği okul yeri olarak Hazine adına tapuda tesciline karar vermiş, bu karar İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı ve davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi: 3.3.2014 gün ve E:2013/21284, K:2014/5588 sayı ile, Kamulaştırma ve İmar Kanunları ile Anayasa Mahkemesi Kararlarından sözederek, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine esasının incelenmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesi ile temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına karar vermiş, davacı vekilince bu kararın düzeltilmesi istenilmiş; bu istem aynı Dairenin 1.12.2014 gün ve E:2014/20849, K:2014/27860 sayılı karar ile reddedilmiştir.

İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 27.2.2015 gün ve E:2014/550, K:2015/73 sayı ile, bozma kararına uyarak, dava konusu parsele, imar uygulaması nedeni ile el atıldığı, fiili el atmanın bulunmadığının ihtilafsız olduğu anlaşılmakla, 6487 sayılı Yasa ile getirilen yeni yasal düzenleme karşısında davanın idari yargının görevine girdiği anlaşılmakla, HMK’nun 114/b maddesi delaleti ile 115/2 maddesi gereğince açılmış olan davanın dava şartı yokluğu sebebi ile görev yönünden ve usulden reddine karar vermiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargıda dava açmıştır.

İstanbul 4. İdare Mahkemesi: 28.12.2015 gün ve E:2015/675 sayı ile, Ümraniye Belediye Başkanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın hasım mevkiinden çıkarılmasına karar vermiştir.

İSTANBUL 4. İDARE MAHKEMESİ: 18.5.2016 gün ve E:2015/675, K:2016/990 sayı ile, taşınmaza fiilen el atıldığı mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ile ortaya konulduğundan, işbu davanın bakım ve görümünün adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Danıştay 6. Dairesi: 29.11.2016 gün ve E:2016/12368, K:2016/7840 sayı ile, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, adli ve idari yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğu öne sürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 27.11.2017 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir”. denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almıştır.

2247 sayılı Yasanın 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir.

Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmesi ve 14.madde kapsamında olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edebilmek için de; adli, idari veya askeri yargı yerlerinden en az ikisi tarafından konusu, tarafı ve sebebi aynı olan davalarda kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 18.5.2016 tarih ve 2015/675 Esas, 2016/990 Karar sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, verilen kararın Danıştay 6. Dairesinin 29.11.2016 gün ve E:2016/12368, K:2016/7840 sayılı kararı ile onandığı ve yasal süresi içerisinde kararın düzeltilmesi isteminde bulunulmadığından kesinleştiği, ancak adli yargı yerinde açılan davada, İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27.2.2015 tarih ve 2014/550 Esas, 2015/73 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, kararın taraflara tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılamaması üzerine, Mahkememizce bu hususun mahkemesinden sorulduğu, İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.11.2017 tarih ve 2014/550 Esas sayılı yazı cevabı ile; gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmediğini, kesinleşmesi beklenmeden uyuşmazlığın çözümü bakımından Başkanlığımıza gönderildiğinin bildirildiği görülmüştür. 

Olayda, davacı tarafından görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasanın 14.maddesi kapsamında Mahkememize başvurulmuş olmasına karşın, İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı henüz kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen “kesin ve kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine” koşulu geçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç  :  2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 27.11.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI