Hukuk Bölümü 2001/74 E., 2001/81 K.

  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • ZORUNLU TASARRUF KESİNTİSİNİN ÖDENMESİ DAVASI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 9 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 3 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Davacıların vekilince, belediyede işçi olarak çalışıp emekli olan müvekkillerinin ücretlerinden 3417 sayılı Yasa'ya göre zorunlu tasarruf kesintisi yapıldığı halde 1988 yılından beri bankaya yatırılmadığı, bu nedenle emekli olduklarında müvekkillerine ödeme yapılmadığı ileri sürülerek, zorunlu tasarruf kesintileri ve nema tutarlarından oluşan alacağın, müvekkillerinin emekli oldukları tarihlerden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalı Belediyeden tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 21.4.2000 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    SUSURLUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 31.10.2000 gün ve E: 2000/106, K: 2000/239 sayı ile; davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve kararın kesinleşmesini müteakip dosyanın görevli İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacıların vekilince verilen 2.1.2001 günlü dilekçe ve anılan karar gereğince, adli yargı dosyası Bursa İdare Mahkemesi'ne gönderilmiştir. BURSA 2. İDARE MAHKEMESİ; 14.2.2001 gün ve E: 2001/107, K: 2001/113 sayı ile, 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunu'nun 9. maddesinde, çözümlenmesi Danıştay'ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli veya askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların ve bunlara karşı kanun yolları varsa süresi içinde olmak şartıyla bu yollara başvurulması üzerine verilen kararların tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği 3. maddesinde ise, idari davaların açılma tarzı düzenlenmiş olup, bu davaların Danıştay, idare ve vergi mahkemeleri başkanlarına hitaben yazılmış dilekçelerle açılacağının öngörüldüğü; ancak, davacı tarafından, sözü edilen Yasa hükümlerine uygun bir dilekçe ile İdare Mahkemesi Başkanlığına başvurulmayıp, görevsizlik kararı veren adli yargı yerine müracaatla dosyanın görevli idare mahkemesine gönderilmesinin istendiği; gerek HUMK gerekse İYUK'da adli ve idari yargı yerleri arasında karşılıklı olarak iş akışı bakımından dava dosyası gönderilebilmesine olanak tanıyan bir kural bulunmadığından, adli yargı yerine ait dosya üzerinden davanın incelenemeyeceği gerekçesiyle, esas kaydının kapatılarak dava dosyasının Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesi"ne geri gönderilmesine karar vermiştir. Davacılar vekilince, 10.4.2001 günlü dilekçe ile, Asliye Hukuk Mahkemesi ile İdare Mahkemesi'nin kararları arasında doğan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmesi istenilmiş olup; Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesi'nce gönderilen dosyayı inceleyen YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ'nin 10.5.2001 gün ve E: 2001/3158, K: 2001/3720 sayılı ve "... uyuşmazlık, idare mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındadır. Yargıtay'ın merci tayini aynı (adli) yargı düzeninde yer alan mahkemeler içindir. (H.U.M.Y.md.25). Bu durumda, Yargıtayca merci tayini olanağı bulunmadığından, dosyanın gereği için yerel mahkemeye gönderilmesine..." yolundaki kararıyla dava dosyası Mahkemesine geri çevrilmiştir. Bunun üzerine Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, dava dosyası bu kez Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz DERME, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Sabriye KÖPRÜLÜ, Ertuğrul TAKA ve Turgut ARIBAL'ın katılımlarıyla yapılan 12/11/2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN'ın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Hukuk uyuşmazlıklarında, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi ancak aynı yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler arasında olanaklı olup; bu hususa ilişkin H.M.U.K.'nun 27. maddesiyle İ.Y.U.K.'nun 15. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin ikinci cümlesinde yer alan "görev" kuralları, aynı yargı düzeni içindeki mahkemelerin işbölümü esasına ilişkin düzenlemelerdir. Oysa yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda, görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır. Göreve ilişkin kararın, işbölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olması farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki; işbölümü esasına göre verilen görevsizlik kararı sonucu dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda; dava başvuru tarihi itibariyle görevli mahkemede açılmış sayılmaktadır. Yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda ise; görevli olduğu işaret edilen yargı yerinde, bu yargı yerinin uyguladığı usul kurallarına uygun olarak yeniden dava açılması zorunlu bulunmaktadır.

    Olay kısmında belirtildiği üzere, adli yargı yerince yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli olduğu işaret edilen idari yargı yerine gönderilmesi üzerine, bu yargı yerince, İ.Y.U.K.'nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usule uygun şekilde Mahkemelerine açılmış bir dava bulunmadığı nedeniyle adli yargı yerine ait dava dosyasının Mahkemesine iade edilmiş olması, yukarıda yapılan tespite uygun düşmektedir.

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerine görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

    Olayda, Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta ise de; Bursa 2. İdari Mahkemesinin kararı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usul ve yönteme uygun şekilde dava açılmadığı nedeniyle dosyanın Mahkemesine iadesi yolunda olup, ortada olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince göreve ilişkin olarak verilmiş ve kesinleşmiş bir karar bulunmamaktadır.

    Belirtilen nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.

    SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 12.11.2001 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.