T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS       NO : 2016/633

           KARAR   NO : 2016/656

           KARAR   TR  : 26.12.2016

ÖZET : Davalı idarenin sorumluluk sahasında kalan yolda meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı             : N. Sigorta A.Ş.

Vekilleri          : Av. F.A.Ö.-Av. O.B.- Av. A.Ö.

Davalı             : Isparta Belediye Başkanlığı

Vekilleri          : Av.H.Y.-Av. M.E.Y.

             

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.02.2012 tarihinde davalı idarenin sorumluluğunda bulunan yolda seyir halinde olan davacı şirket tarafından sigorta teminatı altında bulunan 07 YIU 20 plakalı aracın, yol üzerinde 10 cm derinliğinde 6 metre uzunluğunda çukura girmesi ve toprak yığınına çarparak takla atması şeklinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle sigortalıya 5.465,00 TL ödendiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.465,00 TL zarar tazminatının ödeme tarihi olan 20.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

Isparta İdare Mahkemesi: 02.08.2012 gün ve 2012/772 Esas, 2012/884 Karar sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunu’nun 14. maddesi ile değişik 110. maddesinde, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, (işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil) adli yargıda görüleceği hükmünün getirildiği, bu durumda değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.01.2011 tarihinden sonra açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 04.06.2012 gün ve 2012/101 Esas, 2012/133 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karara itiraz edilmiş, Antalya Bölge İdare Mahkemesi: 28.12.2012 gün ve 2012/1575 Esas, 2012/1514 Karar sayı ile; itiraz isteminin reddi ile kararın onanmasına karar vermiş, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin Antalya Bölge İdare Mahkemesi’nin 15.05.2013 gün ve 2013/948 Esas, 2013/1009 Karar sayılı kararı reddedilmesi üzerine karar 15.05.2013 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez adli yargı yerinde dava açmıştır.

Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 13.11.2014 gün ve 2013/420 Esas, 2014/625 Karar sayı ile,  davacının sigorta tazminatını ödediği aracın sorumluluğu davalı idareye ait olan yoldaki bir kusur ve yapım hatası sebebiyle trafik kazası yaptığını ileri sürerek davalıdan ödediği tazminatı rücuen talep ettiğini, bir başka anlatımla davacının hizmet kusuruna dayandığını, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/b maddesi uyarınca idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davalarına bakma görevinin idare mahkemesine ve idari yargıya ait olduğunu belirterek davanın yargı yeri nedeni ile reddine karar vermiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 Yargıtay 17. Hukuk Dairesi: 03.11.2015 gün 2015/2601 Esas, 2015/11530 Karar sayı ile ‘‘…mahkemece davanın yargı yolu caiz olmadığından reddine karar verilmesi yerine açılan davada idari yargının görevli olduğu nazara alınarak 2247 sayılı Yasanın 19. Maddesi gereğince işlem yapılarak Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması ve sonucuna kadar davanın ertelenmesi gerektiği…’’ gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmetmiştir.

Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 12.05.2016 gün ve 2016/74 Esas, 2016/373 Karar sayı ile bozma ilamı ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vererek dosyayı Mahkememize göndermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Yasa’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece idari yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

I-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Sinem USTA’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirketin kasko sigortalısı bulunan 07 YIU 20 plakalı araç sürücüsünün 13.02.2012 tarihinde davalı idarenin sorumluluğunda bulunan yoldaki çukura girerek toprak yığınına çarpması ve takla atması şeklinde gerçekleşen trafik kazasında sigortalıya ödenen sigorta tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle olayda kusuru bulunan davalıdan rücuen tazmini istemi ile 20.07.2012 tarihinde açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1.maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davanın, 13.02.2012 günü meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu oluşan zarar nedeniyle davacı şirket tarafından sigortalıya ödenen tazminatın olayda kusuru bulunan davalıdan rücuen tazmini istemi ile Isparta İdare Mahkemesi’nde açıldığı, davanın görev yönünden reddedildiği, karara itiraz edildiği, itirazın Antalya Bölge İdare Mahkemesi’nce reddedilmesi ve karar düzeltme yolunun da tüketilmesiyle kararın kesinleştiği, bu kez Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, Isparta 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce de davanın görevden reddedilmesi üzerine davacı vekilinin kararı temyiz ettiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce kararın görevli yargı yerinin Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından belirlenmesi için başvuruda bulunulması ve sonucuna kadar ertelenmesi gerekçesiyle bozulduğu, dosyanın Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce  mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır. 

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayrımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.05.2016 tarih ve 2016/74 Esas, 2016/373 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.05.2016 tarih ve 2016/74 Esas, 2016/373 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASI, 26.12.2016 gününde Üye Süleyman Hilmi AYDIN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                      KARŞI OY

 

 

3.11.2015 tarih ve 29521 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 28.9.2015 gün ve E:2015/670, K:2015/671 sayılı kararında belirtmiş olduğum düşünce doğrultusunda sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.26.12.2016

 

 

                                                                ÜYE

                                                   Süleyman Hilmi AYDIN