Hukuk Bölümü         2007/91 E.  ,  2007/135 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : S. Holding A.Ş.(T. Turizm A.Ş.)

Vekili             : Av. Ö.A.

Davalılar        : 1) Ö.B.

Vekili             : Av.S.S.

                         2) F.Y.Ö.

Vekili             :  Av.H.S. 

O L A Y         : Davacı vekili tarafından, şirketlerini zarara uğrattıkları 8.895.023.913.-TL’nin müteahhit firmaya ödendiği tarihten itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle adli yargı yerinde(Asliye Hukuk Mahkemesinde) dava açılmıştır.

Ankara 29. Asliye Hukuk Mahkemesi; 14.2.2001 gün ve E:2000/845; K:2001/77 sayı ile, davalıların zararın doğduğu olay tarihinde davacı şirkette hizmet akdiyle çalıştıklarının anlaşıldığı, bu durumda, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş ve daha sonra dosyayı Nöbetçi İş Mahkemesine göndermiştir.

ANKARA 10. İŞ MAHKEMESİ; 25.10.2004 gün ve E:2001/373, K:2004/852 sayı ile, davacı vekilinin Nöbetçi Asliye Hukuk Hakimliğine verdiği 19.12.2000 tarihli dilekçesi ile; davacının hukuki niteliğini belirttikten sonra, davacının kendisine bağlı Kuşadası Marina İşletmesinde inşa ettirilecek akaryakıt istasyonu ve müştemilatı ile ilgili olarak yapılan ihale sonucu Serdar İnş. San. Tic. A.Ş. ile yap- işlet- devret modelli bir sözleşmeyi 5.8.1993 tarihinde imzaladıklarını, sözleşmenin konusunun, Kuşadası Marinada bulunan3000 m2yüzölçümlü alan üzerinde akaryakıt istasyonu ve müştemilatı yapımı ile 15 yıl süre ile işletilmesi ve süre sonunda tüm tesisin mobilya dekorasyonu, pompası vs. ile sağlam ve çalışır vaziyette davacı şirkete devredilmesini öngördüğünü, daha sonra bu sözleşmenin, davacı avukatı Yasemin Özeskici tarafından gönderilen Ankara 14. Noterliği’ne ait 15.6.1994 gün ve 19334 sayılı ihtarname ile, "5.8.1993 tarihli sözleşme şartlarının yerine getirilmediği, sözleşmenin 5. ve 13. maddesinde yer alan sürelerde işlerin teslim edilmediği ve bunun Kuşadası Asliye Hukuk Mah. sinin 1994/114 D.İş dosyası ile tespit edildiği” belirtilerek tek taraflı olarak feshedildiğini, müteahhit firma cevabi nitelikte gönderdiği ihtarnamesinde, inşaatın başlayamamasının kendilerinden kaynaklanmadığını, gerekli iznin ve ruhsatın alınamadığını, bu konuda çalışmaların halen devam ettiğini ileri sürerek yönetim kurulunca fesih iradesinin yeniden gözden geçirilmesinin istenildiğini, ancak gönderilen bu ihtarnameye cevap verilmediği gibi fesih işleminden de vazgeçilmediğini, bunun üzerine sözü edilen şirket tarafından Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1994/1099 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporu doğrultusunda 541.817.084.- TL menfi zarar, 2.200.358.928.- TL müspet zararın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, daha sonra Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 1997/2719 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, bu nedenle, 12.3.1998 tarihinde 8.305.503.913.- TL, 13.3.1998 tarihinde de 589.200.000.- TL ödendiğini, bu paranın ödenmesine davalıların sebep olduğunu ileri sürerek 8.895.023.913.-TL nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 14.2.2001 gün ve 2000/845 Esas, 2001/77 Karar sayılı kararı ile, davanın görev nedeniyle reddine, dosyanın görevli iş mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, dava dosyası Mahkemelerine intikal ettikten sonra davalı vekillerince yine görev itirazında bulunulduğu, buna dair emsal karar örneklerinin dosyasına ibraz edildiği, yapılan yargılama sırasında ilk defa davayı açan T. A.Ş.’ nin idari bir tasarrufla S. Holding'e devredilmesi sebebi ile davaya S. Holding A.Ş. tarafından devam edildiği, daha sonra dava dosyasının bilirkişi heyetine verildiği, davaya konu olan alacak sebebi ile davalıların kusurunun bulunup bulunmadığı konusunda rapor istendiği, sonuç itibariyle davacı ile davalı dışı şirket arasında yapılan sözleşmenin davalılarca haksız olarak fesh edilmesi sebebi ile kusurlu bulundukları, o tarih itibariyle davalıların bulunduğu görev dikkate alınarak Ö.B.'in %75, Yasemin Özeskici'nin %25 kusurlu olduklarına dair rapor verildiği, taraf vekillerince raporla ilgili itirazların yazılı olarak dosyaya sunulduğu, Mahkemelerinin 25.10.2004 tarihli duruşmasında, davalılardan Yasemin Özeskici, kendisinin hukuk müşavirliği avukatı, diğer davalının genel müdür sıfatı ile görev yaptığını, davacı şirket bünyesinde görev yapan genel müdür, müdür yardımcıları, hukuk müşavirleri, avukat ve daire başkanlarının kapsam dışı personel statüsünde çalıştıklarını beyan edip beyanını imzası ile tastik ettiği, davanın, davacı ile dava dışı Serdar İnş. A.Ş. arasında imzalanan 5.8.1993 tarihli sözleşmenin davalılar tarafından fesh edilmesi üzerine adı geçen şirket tarafından davacı aleyhine Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan ve yapılan yargılama sonucunda şirketin haklılığı kabul edilerek, davacıdan tahsiline karar verilen 8.895.023.913.-TL’nin rücuen tahsili davası olduğu, yukarıda ifade edildiği gibi, davanın ilk defa Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı ve bu Mahkemece davalıların hizmet akdi ile çalıştıkları gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, dava dosyası içerisinde davalıların davacı şirkette hizmet akdi ile çalıştıklarına dair bir sözleşmenin mevcut bulunmadığı, görevsizlik kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş de olmadığı, 5521 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre, Mahkemelerinin görevli sayılabilmesi için İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının söz konusu olması gerektiği, daha açık bir ifade ile, taraflardan birinin işçi diğerinin işveren veya vekili olması gerektiği, yukarıda ifade edildiği gibi davalıların sözü edilen olay tarihi itibariyle hizmet akdine bağlı olarak çalıştıklarına dair yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı, her ne kadar davalılardan Ö.B.’in ilk defa davacı şirkette hizmet akdine bağlı olarak çalışmaya başladığı ifade edilmiş ise de, geçen süre zarfında adı geçenin sıfatında değişiklik meydana geldiği, daha sonra idari bir tasarrufla sözü edilen şirkete genel müdür olarak atandığı, davalı Yasemin Özeskici'nin 25.10.2004 tarihli zapta geçirilen beyanına göre, gerek genel müdür, gerekse hukuk müşavirlerinin davacı şirkette kapsam dışı personel olarak görev yaptıkları,  Dairenin bu konudaki yerleşmiş kararlarına göre, kapsam dışı personel ile ilgili ihtilafın çözüm yeri adli yargı olmayıp, idari yargı olduğu, bu konuda dosya içerisinde emsal kararların da mevcut bulunduğu, bu nedenle, Mahkemelerince görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, her ne kadar davalı vekillerince zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de, bu konunun Mahkemelerince tartışma konusu yapılmayıp, görevli mahkemece tartışılmasının daha uygun olacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, YARGITAY DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ’nin 14.7.2005 gün ve E:2005/20293, K:2005/26207 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 10. İDARE MAHKEMESİ; 20.1.2006 gün ve E:2005/2880, K:2006/38 sayı ile, davanın, davacı şirketi zarara uğrattıklarından bahisle 8.895,02 YTL'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle açıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasında; idari dava türlerinin, a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olduğunun hükme bağlandığı, buna göre, idari yargı yerlerinde tazminat davasının açılabilmesi için, idarelerin tek taraflı ve kamu gücünü kullanarak tesis ettikleri işlem ve eylemlerden doğan bir zararın bulunması gerektiği, dosyanın incelenmesinden, davanın, davacı şirketi zarara uğrattıklarından bahisle 8.895,02 YTL'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, idarenin bir işlem ve eyleminden kaynaklanmayan ve gerçek kişinin vermiş olduğu zararın tazmini istemiyle açılan davanın adli yargıda görülmesi gerekmekte olup, idari yargı yerinde incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, DANIŞTAY BEŞİNCİ DAİRESİ'nin 8.11.2006 gün ve E:2006/3093, K:2006/5209 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Z. Nurhan YÜCEL, Esen EROL, Levent ÖZÇELİK ve Celal IŞIKLAR’ın katılımlarıyla yapılan 02.07.2007 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı vekili tarafından, şirketlerini zarara uğrattıkları 8.895.023.913.-TL’nin müteahhit firmaya ödendiği tarihten itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte ( fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle açılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 1.3.1996 tarih ve 22567 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ilke kararı ile, özelleştirme kapsamında bulunan ya da bulunmayan kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli ya da kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların idari yargı yerinde çözümleneceği belirtilmiştir.

Ancak, anılan ilke kararında sözü edilen anlaşmazlıklar ile, sözleşmeli ya da kapsam dışı personel tarafından idare aleyhine açılabilecek olan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1. maddesinde sayılan iptal, tam yargı veya idari sözleşmelerden doğan idari davaların anlaşılması gerekmekte olup, kişiler aleyhine açılan davaların idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesine hukuken olanak bulunmadığından, davacı vekilince gerçek kişiler aleyhine açılmış bulunan davanın ilke kararında belirtilen anlaşmazlıklar kapsamında görülemeyeceği açıktır.

            Bu durumda, olayda, idarece kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re'sen ve tek yanlı biçimde tesis edilmiş bir işlem veya eylemden dolayı, hak veya menfaati ihlâl edilenler tarafından idare aleyhine açılmış bir dava bulunmadığından, davanın idari yargı yerinde çözümleneceği sonucuna ulaşmak imkansızdır.

Buna göre, davacı alacağının tahsili için gerçek kişiler aleyhine açılan davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevlidir.

Açıklanan nedenlerle, İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ    : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 10. İş Mahkemesi’nce verilen 25.10.2004 gün ve E:2001/373, K:2004/852 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.07.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.