Hukuk Bölümü         2010/325 E.  ,  2011/106 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           : M.Y.

            Vekili              : Av. S.T.

            Davalı            : PTT Genel Müdürlüğü

            Vekili              : Av. Ş.S.Ş. 

            O  L  A  Y       : Kars İli, Akyaka İlçesinde eczane işyeri bulunan davacının üç işçiye ait sigorta bildiriminin davalı idare emrinde görev yapan gişe memurunun hatasından dolayı bir günlük gecikme ile Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmesi nedeniyle düzenlenen 1.912,00 TL tutarındaki idari para cezasını ödemesi dolayısıyla uğradığı zararın davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

AKYAKA SULH HUKUK MAHKEMESİ; 23.2.2009 gün ve E:2008/88, K:2009/10 sayı ile, davanın PTT idaresinin yasalar gereği kusursuz sorumluluğu dolayısıyla hizmet kusuruna dayandığı, zira davanın da işlemi yapan memura değil kuruma yöneltildiği, Posta ve Telgraf Teşkilatının tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten tüzel kişiliğe sahip bir kamu kuruluşu olduğu, Anayasanın 129/5. maddesi ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi hükümleri uyarınca davanın görüm ve çözümün de idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili, aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

ERZURUM 1. İDARE MAHKEMESİ; 10.2.2010 gün ve E:2009/530, K:2010/113 sayı ile, PTT idaresinin gördüğü kamu hizmetinde kurum ile yurttaş arasında bir akdi ilişki bulunduğu, kişinin bedel karşılığında yönetimden bir hizmetin yapılmasını istemekte, muhatabın (davacı) da bu akit içinde yer aldığı, PTT'nin kamu kurumu ve görülen hizmetin kamu hizmeti olmasının, bu hukuksal ilişkinin akdi olma niteliğini değiştirmediği, olayda, hizmeti gören kurumun memurunun eyleminden doğan bir zararın varlığı karşısında, özel hukuk alanını ilgilendiren bu davanın, istihdam edenin sorumluluğu çerçevesinde, Borçlar Kanunu hükümlerine göre, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı 31.8.2010 günlü dilekçesi ile görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Sıddık YILDIZ, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 6.6.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyasının aslının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Kars İli, Akyaka İlçesinde eczane işyeri bulunan davacının üç işçiye ait sigorta bildiriminin davalı idare emrinde görev yapan yine memurunun hatasından dolayı bir günlük gecikme ile Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmesi nedeniyle düzenlenen 1.912,00 TL tutarındaki idari para cezasını ödemesi dolayısıyla uğradığı zararın davalı idareden tahsili istemiyle açılmıştır.

1953 tarih ve 6145 sayılı Kanun ile “Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi” kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun10.6.1994tarih ve 4000 sayılı Kanun’la değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmış;27.1.2000tarih ve 4502 sayılı Kanun ile de “Türkiye Cumhuriyeti Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü” adını almış olup,22.2.2000tarih ve 23972 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ana Statü’nün “Hukuki Bünye” başlıklı 3. maddesinin 1 numaralı bendinde, bu Ana Statü ile teşkil olunan Türkiye Cumhuriyeti Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü’nün, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu belirtilmiş ve aynı maddenin 2 numaralı bendinde de, 233 sayılı KHK ve bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğuna işaret edilmiştir.

Buna göre, Posta ve Telgraf Teşkilatı, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kuruluşu ise de, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Ana Statü ile, özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla, iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılındığı açıktır.

Bu durumda, posta hizmetini yürüten Kuruluş ile bu hizmetten yararlananlar arasındaki hukuki ilişkinin, Kuruluşun günlük iktisadi faaliyetlerinden doğan bir özel hukuk ilişkisi niteliğini taşıdığında kuşkuya yer yoktur.

Nitekim, posta faaliyeti sırasında doğan zararlardan dolayı Kuruluşun sorumluluğu ve sınırları ile ödenecek tazminatın miktarları, 1950 tarih ve 5584 sayılı Posta Kanunu’nun IV. Bölümünde yer alan 46-55. maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Belirtilen durum karşısında, olayda bir idari işlem ya da eylemden doğmuş bir zarar sözkonusu olmayıp, posta alıcısının uğradığı zarardan dolayı Kuruluşun tazmin yükümlülüğünün saptanmasına ilişkin bulunan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Akyaka Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23.2.2009 gün ve E:2008/88, K:2009/10 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.6.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.