T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO    : 2016 / 151

          KARAR NO   : 2016 / 200

          KARAR TR    : 11.4.2016

                    

ÖZET : İdari yargı yerinde açılan davanın öncesinde adli yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. mad-desi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

                  

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

Davacı            :  B. T.

Davalı             : Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu

 

O  L  A  Y      : Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 11.3.2015 gün ve 9040 sayılı kararı ile, İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 9.11.2014 günü yapılan denetimler sırasında, davacıya ait işyerinde saat 00:20 sıralarında alkollü içki satıldığının tespit edildiğinden bahisle, davacı adına 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 6. maddesinin beşinci fıkrasına aykırılık nedeniyle 7. maddesinin birinci fıkrası (e) bendi ile 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8.maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendi uyarınca 30.454,00 TL. idari para cezası verilmiş, aynı Kurumun 7.4.2015 gün ve 09319 sayılı yazısı ile davacıya bildirilmiştir.

Davacı, idari para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

Milas Sulh Ceza Hakimliği’nce 20.5.2015 gün ve D.İş No: 2015/300 sayılı karar ile, 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8.maddesinin onuncu fıkrası uyarınca itirazın idari yargı yerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, yapılan itiraz sonucu Bodrum Sulh Ceza Hakimliğince 22.6.2015 gün ve D.İş No:2015/1072 sayılı karar ile, itiraz eden Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin itirazının kabulüne, Milas Sulh Ceza Hakimliğinin 20.5.2015 tarih ve 2015/300 D.İş sayılı görevsizlik   kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

MİLAS SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 11.9.2015 gün ve D.İş:2015/416 sayı ile, itirazın esasını inceleyerek,  itiraz edenin başvurusunun yerinde görülmediği ve idari yaptırım kararının hukuka uygun bulunduğu  gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiş, yapılan itiraz Bodrum Sulh Ceza Hakim-liğince kesin olarak reddedilmiştir.

Bu kez, davacı, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır. Muğla 2. İdare Mahkemesi, davanın görüm ve çözümünde dava konusu idari işlemi tesis eden idarenin bulunduğu yerdeki Ankara İdare Mahkemesi’nin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar vermiş, dava dosyası Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

ANKARA 11. İDARE MAHKEMESİ: 26.1.2016 gün ve E:2015/2112 sayı ile, 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendinde ne tutarda idari para cezası verileceğinin düzenlendiği, dava konusu para cezasının ise 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu uyarınca verildiği,   bu Kanun uyarınca verilen idari para cezalarına karşı açılacak davalarda da görevli yargı yerinin  belirtilmediği açıklanarak, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 11.4.2016 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

           Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

            (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

 Dosyanın incelenmesinden, davacının, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 11.3.2015 gün ve 9040 sayılı kararı ile,  adına verilen 30.454,00 TL. idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine yaptığı itiraz sonucunda, Mahkemece, itirazın esası incelenerek, başvurunun reddine karar verildiği,  davacının bu kez aynı istemle idari yargı yerine açtığı davada, Ankara 11. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

 

Somut olayda, davacının,  Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 11.3.2015 gün ve 9040 sayılı kararı ile,  adına verilen 30.454,00 TL. idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine açtığı davada, Milas Sulh Ceza Hakimliğinin 11.9.2015 gün ve D.İş:2015/416 sayılı kararı ile, itirazın esastan incelenerek, davanın esası ile ilgili olarak “başvurunun reddine”  dair verilen kararın yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı olmadığı, böylece adli ve idari yargı yerleri arasında, 2247 sayılı Yasa’da belirtilen biçimde görev uyuşmazlığının oluştuğundan söz etmenin mümkün olmadığı, bu durumda aynı istemle idari yargı yerinde açılan davada, Ankara 11. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verildiği görülmüş ise de, Ankara 11. İdare Mahkemesi’nce 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulabilmesi için, Milas Sulh Ceza Hakimliği’nce aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunması, bunun üzerine kendisine açılan davada Milas Sulh Ceza Hakimliği’nin görevli olduğu kanısına varması ve görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması gerektiği açıktır. Oysa olayda, Milas Sulh Ceza Hakimliği’nce “Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 11.3.2015 gün ve 9040 sayılı kararı ile,  davacı adına verilen 30.454,00 TL. idari para cezasının iptali  istemiyle açılan davanın sonucunda” verilen kararın, başvurunun reddine ilişkin olup,  yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı olmadığı, bilakis, verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın  esasının incelenerek reddine dair bir karar olduğu, bu nedenle olayda adli yargı yerince aynı konuda verilmiş görev uyuşmazlığı oluşturacak şekilde bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşılmıştır.  Bu durumda, ortada 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen biçimde, idari yargı yerinde açılan davanın öncesinde, adli yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararının  bulunmadığı kuşkusuzdur.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 11. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için yaptığı başvurunun, idari yargı yerinde açılan davanın öncesinde adli yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 11.4.2016 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN