T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 579

            KARAR NO  : 2016 / 584

            KARAR TR   : 28.11.2016

ÖZET : Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı            : Ş.K.

Vekili              : Av. B. Y.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. S.T.S.(Adli Yargıda)

 

O L A Y          : Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketten ayrıldığı tarih itibarıyla iş sözleşmesi hükümlerine dayanarak ödenen 565,43 TL ikramiye ile 5473 sayılı yasadan kaynaklanan 278,02 TL ek ödemenin maaş nakil ilmühaberinde yer almaması nedeniyle, davalı kuruluş tarafından hatalı düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin iptali ile gerekli düzeltmelerin yapılması ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eksik yapılan ödemeler karşılığının hüküm altına alınması istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 1.İş Mahkemesi: 27.04.2016 gün ve E:2016/5, K:2016/212 sayı ile “… Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış, uyuşmazlık mahkemesi sonrası uyulması zorunlu karar gereği, adli yargının görevli oluşu, uyuşmazlık mahkemesine gitmeyen ve direnme imkânı da olmayan göreve dair kararlarının birlikte değerlendirilmesinde, taraflar arasındaki ihtilafın, Devlet Personel Dairesi Başkanlığına gönderilecek maaş nakil ilmühaberinde ücretin eksik gösterildiği ve bunun düzeltilmesi ihtilafı hususlarında, itibar edilen, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07.04.2011 tarih 2011/55-205 sayılı kararı ile sözleşmeli veya kadrolu görevlerde çalışan personelin nakillerine kadar geçen süreye ilişkin olarak maaş nakil hakkı düzenlenmesi ve ilişiğin kesilmesi gibi bazı görevlerin, kanun ile düzenlendiği ve bu işlemlerin idari hukuk açısından sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledileceği kurumdaki statüleri ile özlük ve parasal haklarını da belirlediği, böyle bir imtiyaz sözleşmesi ile kamu hizmetini yürütmekle görevli ve yetkili kılınması sebebi ile diğer özel hukuk kişilerinden farklı olarak kimi kamusal ayrıcalıklara ve yükümlülüklere tabi olarak, 406 sayılı kanun hükümleri ile kamu kurumlarına nakil hakkı bulunan personel ile ilgili olarak, bazı kamusal görevleri de yüklenen davalı şirketin belirtilen görevleri kapsamında tesis ettiği işlemlerin idari işlem niteliğinde kabulü gerekip, bu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların da idari yargının görevinde bulunduğunun kabulü gerekmekle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu anlaşılmakla…” şeklindeki gerekçe ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b ve 115/2 maddesine göre yargı yolunun caiz olmaması, görevli yargı yolunun idari yargı olması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 5.İdare Mahkemesi: 09.08.2016 gün ve E:2016/3066 sayı ile “…2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde; idari dava türleri;" idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörüle idari şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" olarak tanımlanmış, aynı kanunun 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; idari yargının görev alanına girmeyip adli ve askeri yargının görev alanına giren davaların reddedileceği hükme bağlanmıştır.

406 sayılı Kanunun 1. maddesinin 7. fıkrasında, "Türk Telekom, bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi anonim şirkettir. Bu kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri de dâhil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom 'a uygulanmaz " hükmüne yer verilerek Türk Telekom'a özgü farklı bir statü oluşturulmuştur.

Aynı Kanunun 4673 Sayılı Yasayla değişik Ek 22. Maddesinde de; Türk Telekom’daki kamu payının % 50'nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim şartlarının aranacağı, bunların dışında kalan personelin iş mevzuatı uyarınca istihdam edileceği ve iş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartların Yönetim Kurulu tarafından tayin edileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin özelleştirme kapsamında iken %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmesi için 01.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005-9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda, şirketin %55 oranındaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği ve kamusal niteliğinin ortadan kalktığı görülmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi’nin özelleştirilmesi sonrası başka kuruma nakil sırasında düzenlenen maaş nakil ilmühaberinde belirtilen ücretinin üzerine, ayrılış tarihi itibariyle ödenmesinde istikrar kazanılan 565,43 TL ikramiyenin sabit bir değer olarak ve 278,02 TL ek ödeme ücretinin eklenerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle Ankara 1. İş Mahkemesi’nde açılan davanın 27.04.2016 tarih ve E:2016/5, K:2016/212 sayılı kararla davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verildiği, bu kararın 11.07.2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine, 03.08.2016 tarihinde kayda giren dilekçe ile bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun'un 19. Maddesinde; "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin ve kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan ve incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine kadar erteler. Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir" hükmü yer almıştır…” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’ nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’ nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacıya davalı tarafından; ayrılış tarihi itibari ile iş sözleşmesi hükümlerine göre verilmekte olan 565,43 TL ikramiyenin ve 5473 sayılı Yasa uyarınca verilmesi öngörülen müvekkilinin ayrıldığı 01/02/2011 tarihinde 278,02 TL’ye ulaşan ek ödeme ücretinin maaş nakil ilmühaberindeki ücrete eklenerek Devlet Personel Başkanlığına bildirimin yapılması gerektiği halde, maaş nakil ilmühaberinde yer almaması ve eksik bildirim yapılması sebebi ile ikramiye ve ek ödeme ücretinin maaş nakil ilmühaberine yazılması sureti ile yeniden düzenlenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, hisse devir tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29 ve 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddelerine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının, vekili tarafından; iş sözleşmesi hükümlerine dayanarak ödenen ikramiye ile 5473 sayılı yasadan kaynaklanan ek ödemenin maaş nakil ilmühaberinde yer almaması nedeniyle, müvekkilinin alamadığı parasal hakların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 5. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 14.İş Mahkemesinin 27.04.2016 gün ve E:2016/5, K:2016/212 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 14.İş Mahkemesinin 27.04.2016 gün ve E:2016/5, K:2016/212 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.11.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN