Ceza Bölümü         2002/28 E.  ,  2002/22 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.H. 

Sanıklar         : 1-S.T.

                          2-M.K.      

            OLAY             : Hani Jandarma Komando Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanıklar J. Komd. Er S.T. ile M.K.'nun, 16.2.1997 günü, aynı Komutanlık emrinde görevli J. Komd. Er B.Ö. ve R.K. ile aralarında çıkan tartışma sonunda, sanık S.T.'nun  B.Ö.'e, sanık M.K.'nun  R.K.'a vurmak suretiyle 3'er gün iş ve güçten kalacak şekilde yaraladıkları ileri sürülerek, eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 456/4. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle 7.Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 14.10.1997 gün ve E:1997/1414, K:1997/874 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

             7.KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 20.12.2000 gün ve E:2000/87, K:2000/1209 sayıyla; yüklenen suçların askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, sanıkların terhis edilmeleriyle, askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin de kesildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Hani Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir. 

            Hani Asliye Ceza Mahkemesi, yüklenen suçun, Sulh Ceza Mahkemesinin görev alanı kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, Hani Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. 

            HANİ SULH CEZA MAHKEMESİ: 14.9.2001 gün ve E: 2001/40, K: 2001/24 sayıyla, asker kişi sanıklar hakkında, asker kişiler aleyhine, askeri mahalde işledikleri ileri sürülen suçları nedeniyle açılan kamu davasında yargılama görevinin 353 Sayılı Yasa'nın 9. maddesi hükmü uyarınca askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.     

             İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Samia AKBULUT'un Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN, Recep SÖZEN, Ahmet ALKIŞ' ın  katılımlarıyla yapılan 27.5.2002 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Haluk ZEYBEL 'in, davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 USULE İLİŞKİN İNCELEME :

            Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oy birliği ile karar verilmiştir.

 ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. 

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda, kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir. 

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir. 

            Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcükleri iptal edilmiştir.

             Bu duruma göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle birlikte sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

             Somut olayda, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, asker kişi sanıklar hakkında, asker kişiye karşı, askeri mahalde işlendiği ileri sürülen suç nedeniyle askeri mahkemeye kamu davası açıldığı, bu nedenle askeri mahkemenin görevinin sona ermeyeceği gerekçesine yer verilmiş ise de; yargılama sırasında sanıkların terhis edildikleri dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve yargılama sırasında sanıkların askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Hani Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

             SONUÇ         : Davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Hani  Sulh  Ceza  Mahkemesi'nin  14.9.2001  günlü,  E : 2001/40,  K : 2001/24 sayılı görevsizlik KARARININ kaldırılmasına,27.5.2002 günü KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ    ile karar verildi.