Hukuk Bölümü 2010/54 E., 2010/213 K.

"İçtihat Metni"

Davacı : N. B.

Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili : Av. A. T. M.

O L A Y: Davacı dava dilekçesinde, halen SGK bünyesine geçmiş olan BAĞKUR kanalı ile yaşlılık aylığına bağlanmış emekli olduğunu, 27.4.2009 tarihinde maaşını aldığı esnada emekli maaşına haciz konulduğunu öğrendiğini, SGK Kayseri İl Müdürlüğü'nün maaşı üzerine konan haczin, Sigorta Kurumu (SSK) tarafından, ticaretle uğraştığı zaman çalıştırdığı işçi prim borçlarından kaynaklandığını ve dosya numarasının da 2005/25718 olduğunu belirttiğini ileri sürerek muvafakati olmadan konulan bu haczin kaldırılması, yapılan haciz kesintilerinin tarafına geri ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

KAYSERİ 3. İCRA HUKUK MAHKEMESİ; 12.5.2009 gün ve E:2009/462, K:2009/443 sayı ile, davacının dilekçesinde, hakkında SGK tarafından yapılan 2005/25718 nolu haciz dosyasında SGK Bağ-Kur'dan almakta olduğu emekli maaşı üzerine haciz konulduğunu, emekli maaşlarının nafaka borçları dışında haczinin mümkün olmadığını, kamu alacaklarının da bu kapsamda bulunduğunu, bu nedenle Bağ-Kur maaşı üzerine SGK tarafından konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istediği, Mahkemelerince yapılan değerlendirmede, takibin 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre SSK Kayseri Müdürlüğünün İcra Servisince yapıldığı, 6183 sayılı Yasa'nın 99. maddesinin 2. cümlesinde, ihalenin feshinin gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir hükmünü taşıdığı, bu madde dışında icra mahkemelerinin 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan takip ve haciz işlemlerinden dolayı şikayet konularına bakamayacağı, davacının şikayetinin ise emekli maaşına konulan haczin kaldırılması yönünde haczedilmezlik şikayeti olduğu, 6183 sayılı Yasa'nın 99. maddesinin 2. fıkrasına girmediği, davacının haczedilmezlik şikayetinin de idari yargıda çözümlenmesi gerektiği, Mahkemelerinin görevsiz olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davacının şikayetinin reddine karar vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

KAYSERİ 2. İDARE MAHKEMESİ; 29.12.2009 gün ve E:2009/678 sayı ile, davacı N. B. tarafından emekli maaşına haciz konulmasına ilişkin işlemin iptali ve kesilen paranın tarafına iadesi istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na karşı dava açıldığı, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 34. maddesinin (a) fıkrasında, sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası prim gelirleri, idari para cezaları, gecikme cezaları, gecikme zamları ve katılım paylarının kurumun gelirleri arasında olduğunun belirtildiği, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesinde, Kurumun, 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanacağı, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu, 93. maddesinde ise, bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödeneklerinin, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacaklarının, devir ve temlik edilemeyeceği, gelir, aylık ve ödeneklerin; 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, aynı Kanunun 101. maddesinde ise, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" hükmüne yer verildiği, öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde, idari dava türlerinin, a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayıldığı, dosyanın incelenmesinden, davacının daha önceden işlettiği ticari işletmesinde çalışanlarının sigorta primlerinin yatırılmadığından bahisle davacıya ödeme emri gönderildiği, davacının borcunu ödememesi üzerine emekli maaşı üzerine haciz konduğu, söz konusu haciz işleminin iptali istemiyle Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin E:2009/462, K:2009/443 sayılı dosyasında dava açıldığı, verilen görevsizlik kararı üzerine aynı istemle görülmekte olan davanın açıldığının anlaşıldığı, olayda, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 101. maddesi hükmü uyarınca açıkça idari yargının görevine girdiği belirtilmeyen dava konusu haciz işleminin iptali davasının görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait bulunduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığı, bu nedenlerle, Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Erdoğan BUYURGAN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Gürbüz GÜMÜŞAY ve Coşkun GÜNGÖR'ün katılımlarıyla yapılan 20.12.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesine göre başvurulmuş ise de, idari yargı dosyasının, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği, Başkanlıkça, adli yargı dosyasının da ilgili Mahkemesinden getirtildiği, başkaca usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA'nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, Kurum alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre emekli aylığına konulan haczin kaldırılması istemiyle açılmıştır.

Davalı idare vekili, İdare Mahkemesine verdiği savunma dilekçesinde, davacının, Kurumun 1011994.38-1008389.38-1012125.38 sicil sayılı dosyalarda işlem gören işyerlerinin işvereni olduğunu, 1996/4-5-6-7-8 inci dönemler prim, İSP ve 2005/6 ncı dönem prim, İSP ve İPC larının tahsili için davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak ödeme emrinin tebliğine rağmen davacının Kuruma olan borcunu ödemediğini, bunun üzerine Kurumun 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesinin 1. fıkrasına dayanarak 25.12.2008 tarihinde emekli aylığına haciz koyduğunu belirtmiştir.

5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 37. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idarî para cezaları, gecikme zamları, katılım payları Kurum alacağına dönüşür ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır" denilmiştir.

Öte yandan, 31.5.2006 gün ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesinde, "…

…Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.

Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir.

Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz.

Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz…

…", 93. maddesinde, "Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir…

…" ve 101. maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" hükmü yer almıştır.

Olayda, Kurum alacağının tahsili için 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulanarak davacının emekli aylığına haciz konulmuştur.

Bu duruma göre, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan ihtilafa ilişkin davada, 5510 sayılı Yasa'nın 88. maddesi hükmü karşısında, İş Mahkemeleri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi'nin başvurusunun kabulü ile İcra Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kayseri 2. İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12.5.2009 gün ve E:2009/462, K:2009/443 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.12.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.