Hukuk Bölümü         2008/421 E.  ,  2009/251 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : S.Y. Gıda Ür. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti

Vekili              : Av. S.Ç.

Davalı            : İstanbul Valiliği İl Tarım Müdürlüğü

             O  L  A  Y       : İstanbul Valiliği İl Tarım Müdürlüğü 'nün 08.01.2007 gün ve 004121-057435/001  numaralı işlemi ile, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un 29. maddesinin (j) bendine göre  Davacı Şirkete idari para cezası verilmiştir.

Davacı vekili, idari para cezasının kaldırılması istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

ŞİŞLİ 1. SULH CEZA MAHKEMESİ; 05.12.2007 gün ve Müt. No: 2007/2905, Müt. Karar No: 2007/2905 sayı ile, muterizin itiraza konu 19.03.2007 havale tarihli dilekçesinde hakkında tanzim edilen idari para cezasının iptalini talep etmiş olduğu; muteriz tarafından idari para cezasına karşı mahkemelerinde itiraz edilmiş ise de; 5179 SY’nın 30. md. gereğince idari para cezalarına karşı yetkili idare mahkemesinde itiraz edilebileceği bildirildiğinden talebin görev yönünden reddine karar vermenin gerekmiş olduğu gerekçesiyle; muterizin yapmış olduğu itirazın görev yönünden REDDİNE,  karar kesinleştiğinden muterizin 30 günlük süre içinde görevli ve yetkili idare mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine; kararın taraflara tebliğine, kararın tebliğinden itibaren ilgililerin 7 gün içinde yapacakları yazılı veya sözlü başvuru ile İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde itirazı kabil olmak kaydı ile evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda karar vermiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 9. İDARE MAHKEMESİ: 04.06.2008 gün ve E: 2008/978, K: 2008/1222  sayı ile, 5179 sayılı Kanunu'nun 30/1. maddesinde; "Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. " hükmü yer almakta iken 07.02.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren; 5728 sayılı Türk Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 543. maddesi ile 5179 sayılı yasanın 30. maddesinin anılan hükümleri yürürlükten kaldırılmış, aynı kanunun geçici 2.maddesinde ise kovuşturma evresindeki dava dosyaları hakkında mahkemenin görevli olmaması halinde görevsizlik kararı verileceğinin belirtilmiş olduğu;  5326 sayılı Kabahatler Kanununun 5560 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinde "a)İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı" kuralı, 27/1. maddesinde ise "İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir." kuralının yer aldığı;  dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, davacıya 5179 sayılı Kanunun 29/j maddesi uyarınca 5.918,00 YTL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmış ise de; yukarıda ilgili hükümleri aktarılan 5728 sayılı Yasa ile anılan kanun hükümleri yürürlükten kaldırılmış olduğundan, adı geçen yasa uyarınca verilen idari para cezalarına karşı İdari Yargıya başvurma olanağının kalmadığı;  bu durumda; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 27/1. maddesi uyarınca bakılan davanın görüm ve çözümünün Sulh Ceza Mahkemeleri'nin görev alanına girdiği gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 02.11.2009 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Davacı vekilinin istemi üzerine İdare Mahkemesince Mahkememize gönderilen dosyanın incelenmesi sonucu Başkanlıkça, 26.11.2008 gün,  E:2008/421 sayılı yazı ve 15.10.2009 gün, aynı sayılı fax yazısı ile Şişli 1.Sulh Ceza Mahkemesi’nden 05.12.2007 gün ve E: 2007/2905, K:2007/2095 sayılı kararın kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin istenilmesi üzerine adı geçen Mahkemece gönderilen  15.10.2009 gün ve 2007/2905 sayılı yazıda aynen, “Her ne kadar İlgi sayılı yazınız ile istemiş olduğunuz Mahkememizin dosyasından kararın kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir sureti istenmiş ise de; dosyamızın tebligatlarının tüm aramalara rağmen bulunamadığı, tebligat çıkarıldığına dair de herhangi bir şerh bulunamadığı anlaşılmakla yazımız ekinde onaylı karar sureti gönderilmiştir.” denilmiştir.

Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen Şişli 1.Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kesinleşmediği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 02.11.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.