T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO   : 2017 / 251

          KARAR NO   : 2017 / 296

          KARAR TR    : 8.5.2017

ÖZET: Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                          

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : H. H.

Vekili            : Av. Ad.T.

Davalı           : Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü

Vekili            : Av. S.T. S.

 

O L A Y        : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı 15.3.2010 tarihinde, Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü emrine atanmıştır.

Davacı vekili, müvekkilinin Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği 4.1.2010 tarihi itibariye davalı kurumdan almış olduğu ücret ve ayrıca 112 günlük ikramiye tutarının sabit bir değer olarak eklenmesi suretiyle maaş nakil ilmühaberinin düzenlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilmesi gerektiğinin tespiti;  müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle kamuda çalışmaya başladığı 15.3.2010 tarihinden dava tarihine değin her ay eksik ücret alması nedeniyle uğramış olduğu zarardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL'nin 15.3.2010 tarihinden itibaren bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiz ile tahsili istemiyle 12.3.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 21.İŞ MAHKEMESİ: 12.7.2016 gün ve E:2015/1964, K:2016/460 sayı ile,  “(…)davacı davalı iş yerinde 399 sayılı KHK gereğince sözleşmeli personel olarak çalışmaktadır. Davalı işyerinin 14/11/2005 tarihinde özelleştirilmesinden sonra davacı kamuya nakil hakkını elinde tutarak davalı işveren ile TİP-2 tabir edilen sözleşmeyi imzalamış ve ardından devlet memuru olarak kamuya nakledilmiştir.

Davacının bu davadaki talebi; kamuya nakledildiği sırada düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin ücret ve diğer haklar yönünden eksik olduğu ve yeniden maaş nakil ilmühaberi düzenlenerek Devlet Personel Başkanlığına verilmesidir. Davalı işyerinde kamu görevlisi olarak çalışan davacı statüsündeki çalışanlar için davalı işverenin özelleşmesine dair yasa ile; davalı işverene özelleşme-kamuya nakledildiği tarihler arası için kamu görevinden kaynaklanan bir takım görevler yüklenmiştir. Kamu görevi niteliğindeki bu görevler nedeni ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu nitelikteki açılan davaların idari yargıda görülmesi gerektiğine dair birçok karar verdikten sonra, son olarak 18/11/2015 tarih 2014/9-1559 Esas ve 2015/2649 sayılı kararı ile de dava konusu uyuşmazlığın İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğine karar vermiştir.

Davacı da aynı statüde olup, dava dilekçesindeki talep de tamamen Hukuk Genel Kurulu Kararında yazılı nitelikte olduğundan, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

Dava konusu uyuşmazlıkta idari yargı görevli olduğundan yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin USULDEN REDDİNE…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, davalı şirket tarafından düzenlenen “yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim” formunda (maaş nakil ilmühaberi) “Naklin Yapıldığı Yıl İçerisinde Almış Olduğu İkramiyeler" sütununun boş bırakılması ve naklin yapıldığı yılda almış olduğu ücret yerine daha düşük bir ücretin yazılması suretiyle anılan formun eksik ve hatalı düzenlenmesine ilişkin işleminin iptali;  fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle kamuda çalışmaya başladığı tarih olan 15.3.2010 tarihinden itibaren her ay eksik ücret alması nedeniyle uğramış olduğu zararın bilirkişi marifetiyle hesaplanarak davalı şirketten tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 14.İDARE MAHKEMESİ: 23.3.2017 gün ve E:2016/3572 sayı ile, “(…)  telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom'un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50'nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55'i, Bakanlar Kurulu'nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı "Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)'nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar"ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD bedelle) Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ne satılmıştır.

(…)

Olayda, davacı şirket bünyesinde çalışmakta iken çalıştığı kurumun özelleştirilmesi sonucu tek taraflı iş akdi feshi neticesinde 406 sayılı Yasanın Ek:29 ve devamı hükümleri ile 4046 sayılı Yasanın 22.maddesi uyarınca başka kamu kurum ve kuruluşlarına atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirimi yapılan davacı tarafından, ataması esnasında düzenlenen maaş nakil bildiriminin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle iptali ile kamu kurumunda çalışmaya başladığı 15.03.2010 tarihinden itibaren uğramış olduğu zararın tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:"a) (Değişik: 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin (Hukuk Bölümü) 04.07.2011 tarih ve E:2011/147, K:2011/178 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle; adli yargının görev alanına giren davada Mahkememizin görevli olmadığına, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda uyuşmazlık mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 8.5.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacının, Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin özelleştirilmesi sonrası başka kuruma nakli sırasında düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin eksik düzenlenmesi nedeniyle yapılan eksik bildirim işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların tazmini istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; davalı şirket tarafından düzenlenen “yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim” formunda (maaş nakil ilmühaberi) “Naklin Yapıldığı Yıl İçerisinde Almış Olduğu İkramiyeler" sütununun boş bırakılması ve naklin yapıldığı yılda almış olduğu ücret yerine daha düşük bir ücretin yazılması suretiyle anılan formun eksik ve hatalı düzenlenmesine ilişkin işleminin iptali;  fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle kamuda çalışmaya başladığı tarihten itibaren her ay eksik ücret alması nedeniyle uğramış olduğu zararın tazmini istemiyle 12.3.2015 tarihinde dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle Ankara 14.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 21. İş Mahkemesinin 12.7.2016 gün ve E:2015/1964, K:2016/460 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 14. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 21.İş Mahkemesinin 12.7.2016 gün ve E:2015/1964, K:2016/460 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 8.5.2017 gününde Üye Birgül KURT’un KARŞI OYU VE OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

Üye

Birgül

KURT